Dijital çağda çocuklarımız tehlikede!

Çağımızda bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızla gelişmesi yine beraber dijital iletişim araçları olarak tanımlanan tablet, bilgisayar, akıllı telefon ve internet günlük yaşamımızın vazgeçilmezleri haline gelmiş bulunmaktadır.

Çocuklar ve gençler yetişkinlere nispeten bu dijitalleşmeye daha çabuk uyum sağladıklarından kullanım sıklığı ve bu platformlarda geçirilen zaman noktasında yüksek bir seviyeye ulaşmışlardır. İnternet ortamı çocuk ve gençlere öğrenme noktasında fırsatlarını genişletme ,bilgiye kolay ulaşma,kendilerini ifade etme, aile ve arkadaşlarıyla sosyal bağları devam ettirme için özgürleştirici bir yol sunarken bununla birlikte dijital ortamın tehlikeli ve karanlık tarafıyla da karşı karşıya kalmalarına sebebiyet vermektedir.

Yapılan araştırmalar çocuklarda internet kullanımının 3 yaşa kadar düştüğünü göstermektedir.

Özellikle yaygınlaşan akıllı telefonlarla birlikte çocuklar arasında dijital bağımlılık kavramı hayatımıza girdi.

İnternet aynı zamanda çocukların erken yaşta belirli bir bilinç seviyesine ulaşmadan ve bir filtre programı olmaksızın  kullanıldığında çocuklar için çevrimiçi riskler barındıran tehlikeli bir yer olabilmektedir.

İnternette çocukları bekleyen bazı tehlikeli ve riskli durumları ise şöyle sıralayabiliriz:

Sosyal medya ve çevrimiçi oyunlar günümüzün çocuk parkları gibi olduğundan siber zorbalığın çoğu bu mecralarda meydana geliyor ve bu çocukların üçte biri siber zorbalığın kurbanı oluyor. Örneğin çocuklarla dalga geçildiği gibi kendileri veyaoyundaki oyun karakterleri tarafından sürekli saldırıya ve siber zorbalığa maruz kalabiliyorlar.

İnternette risk oluşturan bir diğer risk ise çevrimiçi taciz ,çocukların interneti uygunsuz kullanmaları sonucu, çevrim içi yollarla cinsel istismara maruz kalma riskleri artmaktadır.

Çocuklar henüz sosyal sınırlarını anlayabilecekleri yaşta olmadıklarından kişisel bilgileri örneğin herkes açık olmaması gereken sosyal medya profillerinde paylaşılan bunlar kişiye özel anların  mahremiyet gerektiren fotoğraflarından ,ev adreslerine kadar birçok şeyi paylaşabiliyorlar.

Siber suçluların çocuklar arasında popüler olan siteleri, uygulamaları takip ederek sahtekarlıklarında kullanmak üzere kişisel bilgilerin çalınması çocuğun ve ailelerin zarar görmesine neden olabiliyor. 

Yine bilgisayarlar ve cihazlar üzerinde bulunan zararlı yazılımlar, çocukların güvenliğini tehdit edebilir.

Çocukların zamanının çoğunu internette geçiriyor olması gerçek dünyadan uzaklaşarak ,depresyon gibi psiko-sosyaldurumlara yol açabilir.

Digital oyunlar çocuklara şiddeti öğretiyor ve çocuk için artık şiddet normal hale geldiğinden şiddete karşı duyarsız hale gelip, sürekli bu tarz oyunları fazla oynadığında psiko-sosyal dengesi bozulan çocuk şiddete meyilli hale gelebiliyor.

Ebeveynlerin çocukların internet kullanımı konusunda bilinçli davranması , gerekli güvenlik tedbirlerini almaları ,okullarda bu konuda çocukların ve ailelerinin bilinçlendirilmesi, gerekirse internet okuryazarlığı konusunda eğitimler verilmesi büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.