Nöbetçi Eczaneler
11 Eylül saldırıları sonrasında, Afganistan, Ortadoğu ve Kıyı Afrikası ülkelerinde meydana gelen siyasi, askeri ve ekonomik değişimler, uluslararası terörizm ve göç dalgasını da beraberinde getirdi. Afrika ülkelerinde de yaşanan bu durum karşısında, göç ve mültetici akını, dünyanın en önemli sorunu olmayı başardı. Özellikle Suriye ve Irak’ta yaşananlar, milyonların mülteci konumuna düşmesine sebep oldu.
Göçün yarattığı mülteci akını Avrupa Birliği gündeminin ilk sıralarında yer almaktadır. Zira göç alan toplumlarda (ülkeler) çok katmanlı sorunlar yumağı, beraberinde, başta nüfus dengesi olmak üzere, ülkelerin demografisini, ekonomisini, eğitimini, sağlığını, dilini, kültürünü, hukuksal yapısını değiştirmekte ve toplumsal travmaları da beraberinde getirmektedir ve elbette mikro milliyetçiliğin tabana yayılmasına zemin hazırlamaktadır.
AB’de kendi içinde, göçün yarattığı etkileri minimalize etmek üzere hazırladığı, Yeni Göç ve İltica Paktı (New Pact on Migration and Asylum) AB Parlamentosu’nda kabul edildi. Üstelik seçimlere iki ay kala, bu yasanın geçmesi, AB açısından da düşündürücüdür. Anlaşmanın her maddesinde farklı ve derin görüş ayrıkları olmasına rağmen, yeni göç mekanizması üzerinde uzlaşma sağlandı ve yasa devreye girdi.
AB, göç ve ilticanın sınırlarına varmadan çözmek üzere, ikili anlaşmalar yaparken, bu yasa ile birlikte yeni bir süreç başlayacak. Elbette yasa henüz etkisini göstermedi. Beklentileri nasıl karşılayacağı hakkında farklı görüşler var. Ancak AB Parlamentosu’nun Haziran 2024’de yapılacak seçimlerden önce bu yasayı kabul etmesi, siyasi partiler tarafından, AB çıkarına yasa diye sunulmak üzere, seçim propagandası olarak kullanılacaktır. Bilindiği üzere AB, göç ve iltica konusunda, üye ülkelerle ortak bir tavır sergileyememiş ve bundan dolayı da ağır eleştirilere konu olmuştur.
AB’nin yeni Göç ve İltica Paktı bir düzenlemeden çok, göçün AB’ye gelmesine engel olmak ve ilticanın AB sınırları dışında kontrol edilmesini sağlama amacını taşımaktadır. Nitekim gerçeğin farkında olan AB vatandaşları ve Parlamentodaki sol görüşlü vekiller bu oylamaya engellemeye çalışmıştır. Aynı şekilde bu yasa, uluslararası insan hakları örgütleri tarafından de endişe verici şeklinde yorumlanmakatdır.
Evet, AB Yeni Göç ve İltica Paktı (New Pact on Migrationand Asylum) onaylandı ve üye ülkeler de iki yıl içinde, kendi ulusal mevzuatlarıyla bu yasayı uyumlu hale getirecekler. Mülteciyi dışlama anlamını taşıyan AB, gerçekten sınırlarını koruyabilecek mi?
Hnr. Dr. Musa Karademir
BDU Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı
United Kingdom EODP Türkiye Başkanı ve İyi Niyet Büyükelçisi
TÜRFED Federasyonu Kurucu Genel Başkanı
TÜKON Tüketiciler Konfederasyonu Kurucu Genel Başkan Yrd.
YORUMLAR