ÇOK BİLENLER KULÜBÜ

ÇOK BİLENLER KULÜBÜ
Siz çok bilenler kulübünden insanlarla karşılaştınız mı hiç? Bu kişi bir akrabanız, tanıdığınız, arkadaşınız, eşiniz hatta siz bile olabilirsiniz. Bu kulüp üyeleri karşısındaki insanların hayatları hakkında hükümler vermekten çekinmezler. Her konuda tahsilleri vardır her konuda bilgi sahibidirler. Eğer ailenizden biri değilse sokakta size rastlamışsa bile ayaküstü de olsa hakkınızda onlarca şey söyler dururlar. ” Aslında şuraya mı gitsen, şunu şöyle mi yapsan, bunu mu giysen ” üzerlerine vazife olmayan işlere karışırlar. Siz nezaketinizden susup sadece kımıldayan ağızlarına bakarsınız onlar konuşur da konuşur.

Siz mütevazi oldukça etrafınızda size böyle akıl verenler, hayatınızla ilgili yargıda bulunanlar çok olur.Oysa bir atasözünde dediği gibi : Benim hayatımı yargılamadan önce benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan, sokaklardan geç. Benim takıldığım taşlara takıl yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gittiğim gibi anca o zaman beni yargılabilirsin. Hatta bence hiç yargılama sen kendi hayatına bak çünkü herkes kendi hayatından sorumludur.
Belki statümüz gereği belki İstanbul gibi büyük bir kentte oluşumuzdan dolayı bilinmez ama her gün burada birçok insan kalabalığına maruz kalıyoruz. Bu da bizi çok yoruyor ve tüketiyor. Ekonomik ve sosyal koşulların kısıtlılığı insan insana sağlıklı ilişkiler kurmamıza olanak vermiyor, çoğu insan çareyi çok bilenler kulübüne üye olmakta buluyor. Herkeste bir kendini kanıtlama, gösterme çabası var. Bir tanıdığımın dediği gibi herkes yolunu almış bize de kenardan gitmek düşüyor. Tahsilli olmak, işin ehli olmak artık para etmiyor, kimse seni dinlemiyor herkes konuşuyor; kendini gösterebilen, çok biliyormuş gibi yapan kazanıyor .Başka bir deyişle çok bilenler kulübüne üye olan yaşıyor.