Nöbetçi Eczaneler
DEMEDİ DEME İBRAHİM!
Ekonomist değilim, edebiyatçıyım, yine de bazı şeyleri görmek zor değil, hele ki ülkemizde olanları görememek sanırım körlükle bağdaştırılır.
Kabul edersiniz ya da etmezsiniz bilemem, benim gördüğüm şu ki, biz harfi harfine IMF politikalarını uyguluyoruz. Evet, belki borç almamış olabiliriz ancak uygulama anlamında tam da borç aldığımız yıllarda ki gibi davranıyoruz.
Hele şu son günlerde herkesin konuştuğu IBAN konusu apayrı bir durum. Neymiş efendim IBAN lar artık gözetim altında olacak. Olsun tabi olsun da sıkıntı şurada.
Biz bazı uygulamalarda ısrarla Avrupa’yı örnek almaya çalışıyoruz, gerek sosyal, gerek ekonomik alanlarda “onlar bunu böyle yapıyor, bizde yapabiliriz” diyerek zaman zaman kanun düzenlemeleri ya da emirler doğrultusunda adımlar atıyoruz.
Dedim ya ben ekonomist değilim, değilim amma bu işin ekonomiden çok sosyal tarafı var. Siz alt yapısı olmayan bir uygulamayı Türküye de uygulamaya kalkarsanız sonuçları Avrupa’da ki gibi hoş olmaz! Bu güne kadar olmadı da.
Mesela bir zamanlar “vatandaş yola ayağını bastığında araçlar durmak zorunda” diye bir uygulamayı trafikte zorunlu hale getirdiniz, hala devam ediyor bu uygulama, tabi ki vatandaş yola basınca araç durmalı, bu insana saygının bir gereğidir, gereğidir de bunu yapabilmek için önce vatandaşın nereden yürümesi gerektiğini de bilmesi lazım değil mi?
Avrupa’da vatandaş yoldan değil, ona ayrılan bölümlerden yürüyor. Türkiye de ise vatandaş yolun ortasından yürüyor, hadi siz şimdi “Vatandaş yola ayak bastığı an, araç duracak” kuralını işletin. Olmaz, olmaz!
Gelelim yine IBAN konusuna siz vatandaşı bu kadar sıkboğaz ederseniz bir yerden patlar! ( Demedi deme İbrahim).
Önce bu ülkenin vergi sistemini değiştirirsin, sonra da geçmişe dönük bir af getirirsin ve dersin ki, “bundan sonra Allah’ın kuluna acımam” o zaman seni anlarım.
Kimse söylediklerimi siyasi bir konjonktürde görerek yorumlamasın! Bu işin siyasi tarafında hiç değilim.
Yakın çevremden şahit olduğun onlarca olay var, ufak tefek para transferleri nedeni ile sorun yaşayanlar var, “fatura ve benzeri usulsüzlükler yapıldı” gerekçesi ile milyonlarca ceza kesilenler var.
“Fatura kaçıran cezasını yesin” diyenleriniz olacak, amma bu sistem bu güne kadar fatura kaçırılmasın değil, çarklar dönsün derdi ile yürütüldü. Şimdi ne oldu? Kim dokundu Mehmet Şimşek’in bam teline?
Bir şeyler ters gidiyor bu apaçık ortada.
Parayı kontrol mü etmek istiyorsunuz? Gereksiz harcamaları sonlandırmak mı istiyorsunuz? Ülke de ki israfa, vergi kaybına son mu vermek istiyorsunuz?
1- Önce Milletin anasına söven ve milletten para kazanları bir hesaba çekin!
2- Bakanlıklara, belediyelere ve kurumlara “havuz” sistemini getirin paranın giriş ve çıkışını kontrol edin!
3- Köylerin haricinde ki muhtarlıkları kaldırın!
4- İlçe Belediyelerini Kaldırın, Belediyeleri şehir bazında bulundurun, ilçe belediyelerini müdürlük olarak atayın ve harcamalar yine şehir Belediyesi tarafından yapılsın.
5- Enflasyonun üzerinde zam yapanlar hakkında ciddi yaptırımlar getirin.
6- Özellikle alt çarkların dönmesi için imkân ve olanak sağlayın.
7- Vergi sistemini kesinlikle değiştirin! Kilosu Al Yüz lira olan eti porsiyon olarak 6 Bin Liraya satan kişiden %1 vergi olayını bitirin!
Ekonomist değilim, edebiyatçıyım ve bunları yazdım, ekonomistler de biraz kafa yorarsa sanırım doğru adına çok kıymetli fikirler çıkar.
İçimden geçeni söyledim, son olarak da şunu söyleyeyim; IMF den para almamış olabiliriz ancak IMF politikaları hem de tam olarak uygulanıyor, bu işte İngiltere kokusu var. Hadi bana eyvallah.
YORUMLAR