Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Avatar photo
Adem ÇEVİK

AileMeclisi: Aile yıkan AİHS ve CEDAW Sözleşmeleri Siyonist Feminist Sapıklığı teşvik ediyor

​Türkiye Aile Meclisi, 4 Kasım 1950’de Roma’da imzalanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve CEDAW’ın, aileleri yıkan İstanbul Sözleşmesi’nin ve dayattığı 6284 fitnesinin felsefi altyapısını oluşturduğuna dikkat çekti.
Türkiye Aile Meclisi, 15 Kasım 1950’de imzalanan ve 18 Mayıs 1954’de Türkiye’de yürürlüğe giren AİHS’nin yıldönümü nedeniyle yazılı bir açıklama yaptı.
Türkiye’nin Avrupa ile hukuk normları ilişkileri bakımından “aile” kavramı çevresinde uyum süreci üç başlıkta ele alınması gerektiği belirtilen açıklamada, söz konusu 3 başlık şöyle sıralandı:
“Ailenin ‘eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkesi’ gereği tanımlanması (AİHS-1954),
Ailenin ‘eşitlik ve kadına ayrımcılık yasağı ilkesi’ gereği tanımlanması (CEDAW-1985,11 Haziran/24Temmuz),
Ailenin ‘kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadına şiddetin cezalandırılması’ bakımından tanımlanması sözleşmesi kalksa bile dayattığı 6284 sayılı ifsat kanunu halen yürürlükte. (İstanbul Sözleşmesi-24Kasım2011/1 Agustos 2014).”
Yukarıdaki tasnifin, ailenin, Türkiye’nin küresel anlamda üç sözleşmeye taraf olmasından kaynaklanan esaslarla yeniden tanımlandığı görüşünden hareket edildiği belirtilen açıklamada, Türk Medeni Kanunu’nun bir “aile” tanımının olmamasının da zikri geçen sözleşmelerin aileyi belirlemesine yol açtığı vurgulandı.
Açıklamada, “Türkiye’de AİHS ve CEDAW’ın getirdiği zihniyet dönüşümünün ve bu dönüşüme mutabık yasal düzenlemelerin getirdiği tahribat daha yeni yeni görülmektedir. İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye’nin aile yapısı bakımından sakıncalarına ilişkin yorumlar doğru olmakla birlikte bu sözleşmedeki hükümlerin büyük kısmı AİHS (1954) ve CEDAW (1985) kapsamında daha önce Türkiye’nin gündemine getirilmişti. Gerçekte Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan maddeler (8, 12, 14) Batı toplumunda cinsel sapkınlık LGBT-i bireylerin varlığı olgusundan hareketle ‘aile’ kavramını çok önceden tanımlamaktadır. Bu konuda AİHM tarafından pek çok karar verilmiştir.” denildi.
AİHS ve CEDAW’ın Türk mevzuat sistemini imzalandığı günden itibaren değiştirdiği ifade edilen açıklamada,  şunlar kaydedildi:
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bakımından; AİHS’nin Türkiye’ye taşıdığı kavram ‘eşitlik ve ayrımcılık yasağı’dır. Bu kavram ‘cinsiyetsizliği’ ifade etmektedir.
AİHS’nin getirdiği bu iki kavram (Eşitlik, Ayrımcılık Yasağı) TC. Anayasası’nda düzenlenmiştir;
AY Madde 10: Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.
AY Madde 41: Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.”
Aile kavramının tanımlanmaması ve bu tanımın batı tarafından yapılması
Diğer taraftan Anayasa’da “aile” kavramının tanımlanmadığı vurgulanan açıklamada, bir maddede özel hayatın ve ailenin korunmasından bahsedildiği hatırlatılarak, şöyle denildi:
“AY madde 20: Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
AY’nın 20. Maddesi AİHS’nin 8/1 maddesinin aynısıdır:
AİHS madde 8/1: Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
AİHS kapsamında kurulan AİHM’lerinin kararlarında ‘aile’ kadın-erkeğin resmi makamlar önünde evlilik tesis ederek kurduğu bir müessese değildir. AİHM eşcinsel evliliğe sapık evliliklere izin veren düzenlemeleri AİHS’e aykırı bulmamaktadır.
AİHS’nin 12. Maddesinde ‘evlenme hakkı’ şöyle düzenlenmiştir:
AİHS madde 12: Evlenme çağına gelen her erkek ve kadın, bu hakkın kullanımını düzenleyen ulusal yasalara uygun olarak evlenme ve aile kurma hakkına sahiptir.
Diğer taraftan 4721 sayılı TMK’nın 40. Maddesindeki ‘…ve üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun bulunduğunu’ ibaresi, 20/3/2018 tarihli ve 30366 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 29/11/2017 tarihli ve 2017/130E, 2017/165K sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
AYM, 29/11/2017 tarihli ve 2017/130E, 2017/165K sayılı Kararı ile cinsiyet değişikliği konusunda TMK’nın getirdiği ‘üreme yeteneğinden sürekli yoksun bulunmak şartını’ iptal ederek transseksüel bireylere kolaylık getirmiştir. Bu ameliyat trans bireyin biyolojik cinsiyetini iptal etmemekte ve kendisiyle aynı biyolojik cinsiyete sahip ve fakat ameliyat geçirmemiş bir kişiyle resmi nikah yapabilmesine imkân sağlamaktadır. Cinsi sapık evlilikleri yasal gören Anayasa Mahkemesi Aileye ve fıtrata açılan savaşta ailesiz cinsiyetsiz ahlaksız toplum isteyen küresel şer güçlerin safında yer almıştır.”
AİHS ve CEDAW, mülga İstanbul Sözleşmesi’nin felsefi temelini oluşturuyor
Ailelerin tekrar birleşmesi hakkına dair 22 Eylül 2003 tarihli ve 2003/86/EC sayılı Avrupa Konseyi Yönergesinin, Aile hakkında bir tanım getirdiği aktarılan açıklamada, “Yönerge’nin 2. maddesi ‘aile’ kavramı içinde ‘partneri’ de dahil etmektedir. Bu durumda ‘partner’ kavramı İstanbul Sözleşmesi’nin felsefi temelini oluşturan AİHS ve CEDAW sözleşmelerinde de geçmektedir.” ifadesine dikkat çekildi.
Cinsi sapkınlıkları insan hakkı olarak gören anlayış insanlığı yok etme anlayışıdır
Açıklamanın devamında şu değerlendirmelerde bulunuldu:
“Yine 7 Aralık 2000 tarihinde imzalanan ve 1 Aralık 2006 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nın 9.maddesinin ‘Yorum’ kısmında ‘kayıtlı partner’ kavramı kullanılmıştır.
Görüleceği üzere AİHS ve onun norm üretici içtihat/yargı organı olan AİHM, İstanbul Sözleşmesi’nden çok önce ‘aile’ konusunda Türkiye’de de ‘partner’, ‘aynı evde yaşayanların istikrarlı birlikteliklerinin aile sayılacağı’, ‘cinsiyetsizleştirme’ gibi kavramsallaştırmaları hukukî anlamda statüye bağlamaktadır.
AİHS’in 14. maddesi cinsel ayrımcılığı da reddetmektedir. AİHM’si Türkiye’de de ‘cinsel yönelim’ kavramına İstanbul Sözleşmesi’nden (2011) önceki tarihlerde AİHS’nin 14. maddesine atıf yaparak AİHM kararlarında yer vermiştir.
Cinsel yönelimleri, sapık tercihleri, cinsi sapkınlıkları insan hakkı olarak gören sakat anlayış ve insanlığı aileyi yok etme küresel savaşına karşı topyekûn elbirliğiyle mücadele etmeliyiz. Aileyi korumak insanlığı korumaktır. Aileyi korumak hepimizin imanî ve vatanî vazifesidir. ‘Önce Aile’ diyen tüm sivil toplum ve siyasi kuruluşları, üniversiteleri ve tüm önderleri ailenin korunması şiddetin önlenmesi, cinnet ve cinayetleri durdurmak için Toplumsal cinsiyet eşitliği veya adaleti GENDER maskesiyle ailesiz, cinsiyetsiz, ahlaksız toplum projelerine karşı göreve çağırıyoruz.
Feminist escinsel terör örgütleri terör örgütü kapsamına alınmalı insanlığa karşı soykırım suçundan cezai müeyyide uygulanmalı, mal varlıklarına el konulmalı, cemiyetlerine kayyum atanmali, sapkınlığı savunanmak yasaklanmalı. Şiddeti cinayeti besleyen içki kumar faiz fuhuş zina teşhircilik Tacizcilik şehvet terörü yasaklanmalı. Teşhircilik Tacizcilik şehvet terörünü durdurmak için önce ahlak onceile seferberliği başlatmalıyız. Tüm batakliklari kurutmak için; 1921/1924 anayası ve cumhuriyet ilan belgedinde olduğu gibi “Devletin dini diniislam” anayasa da tekrar yer almalı ve ahlak ve ahireti ret eden laiklik kaldirilmali. Siyonizm feminizm pakrudinilik Sebataizm Kemalizm ve masonluk yasaklanmalı. Eşcinselligi hastalık olmaktan çıkaran Siyonizmin emrindeki Dünya sağlık örgütü Türkiye’den gönderilmeli iklim dayatmalarina milli iradenin tecelligahi meclis iradesi ipotegine hayır denilmeli “
4/15 Kasım 2023
@AdemCevik
Türkiye Aile Birliği ve Dünya Çocuk Hakları Dernegi başkanı
Https://basinaciklamasi.t.me AileMeclisi.t.me antiGENDERhareketi.t.me milliirade.t.me SEDE
05322033274 05327036115 İst Üsküdar selamiali Cad.17

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ