Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Avatar photo
Adem ÇEVİK

Adem Çevik: Aileyi ve Devleti korumak için…

Aileyi Devleti korumak için; Terörü şiddeti besleyen Siyonizm Sabataizm Kemalizm içki kumar faiz rüşvet şehvetterörü teşhircilik/Tacizcilik TCA TC/GENDER ve KAOS/GLPT Yasaklanmalı!
Aileyi Nesli devleti korumak millî güvenlik meselesidir. Çare: önceAHLAK ve ÂİLESEFERBERLİĞİ
Türkiye Aile Meclisi Sözcüsü Adem Çevik: DEVAW DEDAW, CEDAW İSTSÖZ DSÖ İKLİM Sözleşmesi ve 6284 yasası Toplumsal cinsiyet politikaları CİNSEL BÖLÜCÜLÜK ve TERÖRDÜR.
Fıtrata hukuka aykırı yasalar sözleşmeler şiddeti tetikliyor. Aileyi Nesli Devleti korumak Millî Güvelik Meselesidir. Âileyi yaşat ki devlet yaşasın.
https://Basinaciklamasi.t.me
Türkiye Aile Meclisi Sözcüsü Adem Çevik, aile meselelerine dair arabuluculuğun DEVAW, CEDAW ve İstanbul sözleşmesi’nin dayattığı ve hâlen yürürlükte olan 6284 nolu yasa kapsamında yasak olduğuna dikkat çekerek bu durumun cinayet, şiddet, boşanma ve intiharları arttırdığını söyledi.
Türkiye Aile Meclisi Sözcüsü Adem Çevik, “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi” olarak bilinen DEVAW’ın, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilişinin 30’uncu yılı ve Dünya Kadına yönelik Şiddetle Mücadele Günü sebebiyle açıklamada bulundu.
“Toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet adaleti” söylemlerinin artmasının düşündürücü ve kaygı verici olduğunu belirten Çevik, hükümeti fıtrata, hukuka ve islama aykırı sözleşmelerden geri çekilmeye, şiddeti körükleyen söz konusu sözleşmeler başta olmak üzere, içki, kumar, zina, fuhuş, şehvet terörü teşhircilik/tacizcilik tefecilik ve cinsel sapıklığı savunmayı yasaklamaya ve feminist eşcinsel terör örgütlerini soykırım ve terör suçu kapsamına almaya, kapatmaya ve mal varlıklarına el koymaya çağırdı.

“DEVAW, DEDAW ve CEDAW Sözleşmesi Kadını tanrı/kutsal inek ilan ederek “Kadın beyanı esastır’ fitmesiyle şiddeti ve ayrımcılığı önleme maskesiyle Aile içi şiddeti besliyor”
DEVAW bildirisinin birinci maddesine göre sözleşmenin amacının; “Kamusal ve özel alanda gerçekleşen, kadınların fiziksel, cinsel, duygusal zarar görmesiyle sonuçlanan ya da sonuçlanması muhtemel, her türlü cinsiyet temelli şiddet eylemi veya bu eylemin yapılacağına ilişkin tehdit ya da zorlama ve keyfi olarak özgürlüğün kısıtlanmasının önlenmesi” olduğunu 2’inci maddesinin ise “şiddetin, ailede ve yakın çevrede olagelen fiziksel, cinsel ve psikolojik şiddeti de kapsayacak fakat bununla kısıtlanmayacak şekilde yorumlanması gerektiği” ve “Devletler kadına karşı şiddeti suç ilan etmeli, bu suçu ortadan kaldırma görevlerini yerine getirmemek için herhangi bir gelenek veya dini argümanı öne sürmemelidir” şeklinde olduğu için bütün dinlere ve fıtrata savaş açtığını aktaran Çevik, şöyle devam etti:
“Bugün ve belli bir konuda duyarlılığı artırmak değil, bütün zamanlarda her türlü haksızlığa karşı insanlarda ahlaki bir direnç oluşturmak gerekmektedir. Aslolan, kadına, erkeğe, hayvana ya da herhangi bir canlıya, beyaz deriliye, siyah deriliye, işçiye, köylüye, çocuğa, yaşlıya, engelliye, kaynanaya, geline diye çoğaltabileceğimiz şiddet tanımları ile bir şeyleri yapıyormuş gibi maske takma oyunundan vazgeçmeliyiz. Zulüm nitelikli şiddetin sebebi olan, her türlü ahlaksızlık, içki, uyuşturucu, kumar, fuhuş, teşhircilik, LGBTİ+QPEZ tefecilik, haram ve haksız mal edinme, kazancın bereketini yok eden faizden vazgeçin dediğimiz de karşı çıkılıyor.” dedi.
“Aile meselelerinde arabulucu olmak yasaklanmıştır”
DEVAW, DEDAW, CEDAW, DSÖ/WHO, İKLİM, İstanbul ve Lanzarote sözleşmesi ve söz konusu sözleşmelerin dayattığı bağlı yasa ile uygulamalar durumu daha da kötüleştirmekten başka bir işe yaramadığının altını çizen Çevik, “Toplumsal cinsiyet eşitliği veya toplumsal cinsiyet adaleti ve kadına şiddet’ ile ilgili açıklamalar ilk bakışta vicdani açıdan kabul edilebilir gözükse de bu kavram, ‘cinsel yönelim ve cinsel tercih’ ile ‘aile sadakat’ını hiçe sayan davranışlar karşısında da nötr olmayı hoşgörü ile birlikte düşünüldüğünde çok farklı alanlara çekilebilmektedir. Aile meselelerine dair nasihat, arabuluculuk DEVAW, DEDAW, CEDAW ve İstanbul sözleşmesi’nin dayattığı 6284 nolu yasa kapsamında yasaktır. Onun için cinayetler, boşanmalar ve intiharlar artıyor. Evlenmeler azalıyor. Bu anlamda son zamanlarda ‘toplumsal cinsiyet, toplumsal cinsiyet eşitliği ve toplumsal cinsiyet adaleti’ söylemlerinin bu şekilde artması düşündürücü ve kaygı verici. Bu konu, birey ve toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel tercih ve cinsel deneyim’ konusunda toplumda derin bir kaygı söz konusudur. Ne kadına ne erkeğe ne çocuğa ne gence ya da yaşlıya ne de hayvana haksız bir şiddet asla kabul edilemez. Kadınlar sadece çocuk doğurmaz, toplumu doğururlar, her kadın ve erkek, bir başka kadının eseridir. Anneleri ezilmiş bir aileden şahsiyetli kişiler beklemek ham bir hayaldir.” şeklinde belirtti.
Çevik, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün DEVAW DEDAW CEDAW İSTSÖZ LANZORETE sözleşmesi penceresinden bu bildiri çok farklı anlamlarda yorumlanabilmektedir. Bugün ABD ve birçok batılı ülkede, şiddet, yaralama, cinayet olayları sürekli artarken, bunların ölüm sebepleri, serkeşlik, alkol, uyuşturucu, her tür bağımlılık, terör gibi farklı kategorilerde istatistik rakamlarına yansıtılmaktadır. Ahlaksızlık, fuhuş, kadın ticareti, porno sektörü pek gündeme getirilmezken, ‘namus ya da töre cinayetleri ve genç evlilik’ tanım olarak öne çıkartılmaktadır. Bunlar olurken bir yandan da cinsi sapık eşcinsel ya da LGBT/P IQEZ+ ötesine geçerek pedofili ve ensest ilişkiye uzanan hayvandan aşağılıklara ahlaksızlıklara pozitif ayırımcılık uygulanması ve bazı holdinglerin yaptığı gibi İK’larda kota ayarlanması, Siyonizmin Türkiye Temsilcisi Kemalizmdini dayatmacısı CHP kanadından gelen, cinsel kimliğini değiştirmek isteyenlerin giderlerinin SGK tarafından karşılanması gibi girişimler aynı çerçevede değerlendirilmektedir.”

“Yasama, yürütme yargı ve sivil toplumu göreve çağırıyoruz”
İstanbul sözleşmesinden çekilme konusunda kararlı bir tutum beklediklerini sözleşmenin dayattığı 6284 nolu yasanın ıslahı ve ToplumsalCinsiyet maskesiyle cinsi sapıklığın da yasaklanması gerektiğini ifade eden Çevik, “Fıtrata hukuka aykırı yasaların ıslahı için başlatılan çalışmaların kimler tarafından sürdürüldüğünü, çalışmaların hangi merhalede olduğunu ve yol haritalarını bilmek istiyoruz. DEVAW, CEDAW, İstanbul sözleşmesinin sebep olduğu, din, mezhep, ahlak, gelenek, tarih, milletimizin alameti farikalarına ters olan ve toplumda ciddi çatışma ve sorunlara yol açan uygulamalarına son verilmesi için yasama, yürütme yargı siyaseti üniversiteleri kanaat önderlerini ve siviltoplumu göreve çağırıyoruz. Geciken adalet adalet değildir. Adalet ve Ahlak istiyoruz. Adalet ve Ahlak yoksa zulüm vardır. Zulm ile ise abad olunmaz.”
Çevik, “Nüfus cüzdanlarımızda biyolojik cinsiyet yerine, ‘Toplumsal cinsiyet’ hanesi olarak ‘Gender’ yazıldığına ve evli bir çiftten herhangi birisi cinsiyet değişikliğine giderse evlilik devam edeceğine göre eşcinsel olarak evlilik devam edecektir. O talep edince de ‘Gender’ kimliği, Anayasa Mahkemesi’nin 29 Temmuz 2017 tarihli 2015/79 Esas numarasıyla LGBTİ +PQEZ’den herhangi biri olarak tanımlanabilecektir. Türkçe karşılığı fahişelik fuhşiyat edepsizlik ve ahlaksızlık, hakaret olarak tanımlanan bir fiilin, sözleşme ile pozitif ayırımcılığa tabi tutulması, ahlaksızlık olarak tanımlanan fiillerin koruma altına alındığı bu sözleşmenin, bu konuyu ahlaksızlık olarak tanımlayanlarca savunuluyor olması bir Paradoks olarak önümüzde durmaktadır. Bizler Devleti ve Devleti ayakta tutan Aileyi nesli korumak için; ‘SEDE SECTİKLERİNİ DENETLE’ vazifemizi yapmalıyız ve önceAhlak önceAile seferberliği başlatmalıyız” dedi.
Nüfus cüzdanlarından ve pasaportlardan “Gender” tanımlamasının kaldırılmasını talep eden Çevik, “Biz Gender olarak tanımlanmak istemiyoruz! Kendi fıtratımıza ve yaratılışımıza göre tanımlanmak istiyoruz. Mevcut durum aile ve kadın ya da erkeklerin kişilik haklarına haksız bir saldırı olduğuna inanıyoruz. Milletimizin alnına çalınan bu kara lekenin silinmesini üçüncü cinse pozitif ayrımcılık yerine yeniden kadın erkek kimliklerinin eski renkleri ile uygulanmasını talep ediyoruz. Biz şiddet sorunu yok demiyoruz. Sorunun farkındayız. Sorunu daha da büyüten ve sorundan daha büyük sorun olan ise, var olan soruna çözüm diye getirilen ve dayatılan uygulama ve düzenlemelerdir. Sorundan şiddetten beslenenlerin ve şiddette cinsiyetçilik yapanların soruna çözüm getirme dertlerinin olmadığının da farkındayız. Türkiye Aile Meclisi ve Bileşenleri olarak şiddeti körükleyen başta içki olmak üzere kumar, zina, teşhircilik, tefecilik ve sapkınlığı yasaklamaya fıtrata ve hukuka aykırı aileyi insanı ifsat eden yasalar, sözleşmeler ve uygulamalardan vazgeçmeye şiddetin her türlüsüne karşı çıkmaya çağırıyoruz.
“Kadının kadına, kadının erkeğe, kadının/erkeğin çocuğa engelliye yaşlıya şiddetine de karşı çıkmalıyız”
Çocuklara gençlere en büyük şiddeti yaşatan sapkınlığın Macaristan Rusya gibi yasaklama getirilmesi Ahlak ve Evlilik Seferberliği ilan ederek yeni evlenenlere en az 100 ay evli kalmak şartıyla 100 gram altın hibe edilmeli. Evlilik yaşına gelipte evlenmeyelerden de SOYKIRIM suçu işledikleri için mal varlıklarının yüzde yirmisinin aile bakanlığına aktarılmasını vergi istenmesi kadınları da erkekleri de çocukları da ülkemizi de refaha kavuşturacaktır. Türkiye Aile Birliği ve Bileşenleri olarak aileyi ve devleti yoketmek isteyenlere karşı Önce Aile önce AHLAK şiarıyla hareket etmeli ve genetigiyle oynanmis aile medeniyetimizin inşaası için 2024 AİLE SEFERBERLİK YILI ilan ederek evlilik seferberliği baslatmalıyız. Evli ve çocuklu olmayanların Aile Hâkimi ve Âile Danışmanı hatta Âile Bakanı yapılması Aile kurumuna zarar vermektedir. Çare bellidir. Âile ve çocuk mahkemeleri binası ve hâkimleri için yeni inşa ihya çalışmaları yapmalıyız. Kadın istihdamı feminizm politikası yerine Önce Âile istihdamı yaparak Âileyi ve devletimizi koruyabiliriz. Kralların bile içine giremediği âile mahremiyetine zarar verilmemeli zorunlu durumlarda Âile arabulucuları girebilmelidir. Her âilenin işi olmalıdır burslar öğrenciye değil âileye verilmelidir ki kanun ile kaldırılan tedip terbiye ve Aile Reisliği hakkını fiili olarak uygulama imkanı bulalım. Ailemizi ve devletimizi korumak için varoluş savaşı vermeliyiz savaşı kazanmak için Önce AHLAK ve maneviyat seferberliği ilan etmeliyiz işimize fulbright mankurtlaştırma eğitim sistemini VE cedaw sözleşmesini iptal veya ıslah ederek başlamalıyız. Siyonizm sabataizm laisizm Kemalizm feminizm ve TEKADAM tekparti CHP anayasasını ve dayatmaları kalkmadigi müddetçe istiklalimizi istikbalimiz tehlike altindadir” değerlendirmesinde bulundu.
24/25 Kasım 2023
Adem Çevik
Türkiye Aile Cemiyeti, Dünya Çocuk Hakları Derneği ve HAKK-BİRR Başkanı

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ