Desinler diye değil, görsünler diye hiç değil! Savaşsa savaş…

Dünya jeopolitiğinde çok hızlı gelişmeler yaşanıyor. Türkiye coğrafi konumu itibarıyla çok kritik bir yerde. NATO’nun bir üyesidir Türkiye. NATO’daki ilişkilerimizi sürdürürken komşularımızla da iyi diyaloglar geliştirmek zorundayız.

Bir ülkenin hava savunma şemsiyesi, iç içe geçmiş katmanlardan oluşmak zorundadır. Böyle bir yapıya ihtiyaç duyulmasının çeşitli gerekçeleri vardır. Birinci olarak, hava tehditleri çok farklı niteliklere sahiptir: Savaş uçakları, helikopterler, balistik füzeler, seyir füzeleri ve insansız hava araçlarının tamamı “hava tehdidi” kategorileri arasında yer almaktadır.Suriye savaşı başta olmak üzere güvenlik ihtiyacı gün geçtikçe artan ve hava sahası tehditlere açık hale gelen Türkiye, NATO müttefiklerince de desteklenmemesi nedeniyle kendi hava savunma sistemlerini güvenliğini oluşturmaya yöneldi.
Tabii ki NATO üyesi olan Türkiye’nin Rusya’ya yakınlaşması, her iki ülkenin işine geliyor. Fakat ABD bu durumdan hiç de hoşnut olmuyor.

Hükümetimiz, S-400 alımı üç temel noktaya dayanmaktadır .Birincisi, S-400 alındı çünkü, Rusya’nın teknoloji transferi önerisi diğerlerine göre daha iyi olmasıdır. İkincisi Türkiye’nin bölgede artan balistik füze tehditlerine karşı acil olarak kendi yeteneklerini geliştirmek istemesi ve S-400 sisteminin piyasadaki en iyi sistem olmasıdır. Türkiye’nin kendi kabiliyetlerini geliştirmek istemesinin yanında,  üçüncü olarak da, Batı’nın, özellikle ABD’nin, Türkiye’nin isteklerine karşılık vermemesi üzerine Ankara, farklı alternatiflere yönelerek, Rusya’nın cazip teklifini değerlendirdi ve S-400 hava savunma sistemini satın alma kararı verdi. Bundan dolayı da aslında ABD Rusya- Türkiye yakınlaşmasından endişe duymaktadır.

Bugüne geldiğimizde dünya diken üstünde:İran, İsrail’e 300’e yakın füze ve İHA ile saldırıları başlatması ile Sayın Cumhurbaşkanımızın S-400 alım kararının savunma alanımızın güçlenmesi, ülkemizin bekası, huzuru ve geleceği için kararın ne kadar önemli olduğunu şimdi fark edebildiniz mı? Millet oturduğu yerde keyif yaparken sorgulayanlar, eleştirenler…

Şimdi anladınız mı?

Sayın Selçuk Bayraktar; İHA, SİHA gibi projelerini sürdürürken dil uzatanlar, şimdi savaşta taraf olmak zorunda kalırsak kendilerini nasıl savunacaklar peki?

Yine Klavye başında mı!!!

Yada sosyal medyada şunu ziyaret ettik, bununla görüştük diye resim paylaşarak kendine itibar kazandırmaya çalışmaya devam ederek mi ?

Sayfalarını ayet ve hadislerle dolu paylaşımlarla doldurarak sözde dinini yaşayan zavallılar!!!

Ortadoğu savaş çemberinin içine girmişken, evimizin üstünden uçaklar, droneler uçup bombalar yağmıyorsa, huzurlu uyuyorsak da bu adam sayesindedir. Ne derseniz deyin…

Saygı ve hürmetle