Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

AKTİVİST ADEM ÇEVİK: SİYONİST TERÖRİST SOYKIRIMCI İSRAİL DESTEKCİSİ SİYONİST BLİNKEN’E TUTUKLAMA!

SİYONİST TERÖRİST SOYKIRIMCI İSRAİL

SİYONİST TERÖRİST SOYKIRIMCI İSRAİL DESTEKCİSİ SİYONİST BLİNKEN’E TUTUKLAMA!
ÂCİL TUTUKLANMA TEDBİR TALEPLİDİR!
ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİ SAVCILIĞI’NA
Gönderilmek üzere
ADALET BAKANLIĞI ULUSLARARASI HUKUK VE DIŞ İLİŞKİLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE
Gereği yapılmak Üzere

iSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA KAYIT NO:2023/29461

KONUSU : Şüphelilerin Soykırım suçu ve insanlığa karşı suçları işlemesi sebebiyle ACİL TUTUKLANMA TEDBİR TALEPLİ şikâyetimizı ile şüphelilerin soruşturması yapılarak cezalandırılması için KIRMIZI BÜLTE talebi ve Siyonizm Sebataizm Yasaklanması hakkında
İHBAR EDEN/LER :
Adem Çevik TCNo:124098241.. İstanbul Üsküdar Selamiali Cad.17 tel.05322033274
Dünya ÇocukHakları Der, İYİLİK İnsanHakları Der, TürkistanBir, HakkBirr, AİLEM Başkn
@AdemCevik hakbirr@gmail.com @adaletplatformu cocukhaklari.t.me ailem.t.me insanhaklari.t.me milliirade.t.me sectiklerinidenetle.t.me https://basinaciklamasi.t.me

ŞÜPHELİLER :
İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog
Başbakan Benjamin Netanyahu
Başbakan Yardımcısı / Adalet Bakanı Yariv Levin
İçişleri Bakanı – Moşe Arbel
Savunma Bakanı Yoav Gallant
İstihbarat Bakanı Gila Gamliel
Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir
Dışişleri Bakanı Eli Cohen
Genelkurmay Başkanı General Herzi Halevi
Kara Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Kobi Barak
İsrail Hava Kuvvetleri General Amir Eshel
İsrail Deniz Kuvvetleri Komutanı Aluf Eli Sharvit
İlgili Ateşli Silahların Kullanımına İlişkin Destek Sağlayanlar
JoeBiden, AntonyBlinken, EmanuelMacron, Haham Yaron Reuven,Ayelet Shaked, Hay Eytan Cohen Yanarocak, Rabbi Şimon ZWİ ve Tespit edilecek diğer şüpheliler…
ADRESLERİ : İşgal altında bulunan Filistin Toprakları, Amerka, Fransa
SUÇLAR : TCK 76. madde Soykırım, TCK 77 madde İnsanlığa karşı Suçlar, TCK78; organize suç örgütü kurmak ve yönetmek İŞKENCE TCK81; Kasten Öldürme, TCK94/95/96; İşkence, TCK109;Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, TCK116;Konut Dokunulmazlığının İhlali, TCK141/142;Hırsızlık, TCK148/149; Gasp yağma TCK181; çevreye zarar verme TCK:223 uluşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması , TCK153 ZARAR, Terör Finansman Yasası: 6415 sayılı Kanun ve resen tespit edilecek suçlar.

SUÇ TARİHİ : 7 Ekim 2023 ve devam eden günler, Halen devam etmektedir. insanlığa topluma karşı katliam soykırım insanlık suçundan zaman aşımı olmaz.
ÖZET:
Kasıtlı Suçlarda Suçluları Yargılamak Hatta Tutuklu Yargılamak Zorunludur
İSRAİL VE AMERİKA DEVLET YETKİLİLERİ GAZZE’DE İNSANLIĞA KARŞI SUÇ İŞLİYOR
İsrailli Siyonist Haham Yaron Reuven: “TANRI BİZE ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEMİZİ EMREDİYOR “ https://v.superhaber.com/storage/files/videos/2023/10/23/isimsiz-video-clipchamp-ile-yapil-xvvf.mp4
Sadece Bu Beyan Gazze’ye Saldıran İsrail Ve Destekçisi Amerikan Devlet Yetkililerinin Birleşmiş Milletler Medeni Haklar Sözleşmesinin 15/2. Maddesine Göre Yargılanmasını Zorunlu Kılar
Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi Madde 15/2:Bu maddedeki hiç bir hüküm, işlendiği zaman uluslar topluluğu tarafından tanınan hukukun genel ilkelerine göre suç sayılan bir fil veya ihmalden ötürü bir kimsenin yargılanıp cezalandırılmasına engel oluşturamaz. Kabbalacilik, pakrudini, sabataizm, Siyonizm ve emrindeki masonluk yasaklanmalı.
ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER VE ROMA STATÜSÜ İZAHATLARI:
İsrail yönetimi ve silahlı kuvvetlerinin; Filistin’e yönelik halen devam etmekte olan saldırıları neticesinde sivil halkı, hastaneleri acımasızca hedef aldığı, soykırım ve insanlığa karşı suçları işlediği gazete ve televizyonlarda yayınlanan haber ve görüntüler neticesinde İsrail’in yaptığının soykırım olduğunu ortaya koymuştur.
UCM Statüsünün 7 maddesine göre, adam öldürme, yok etme, köleleştirme, halkı göçe ya da nakle zorlama, uluslararası kamu hukukunun temel hükümlerine aykırı olarak hapsetme veya bedensel hürriyeti ağır bir şekilde ortadan kaldırma, işkence, zulmetme, cinsel özgürlük aleyhine fiillerde bulunma, vatansız bırakma, kişileri ortadan kaldırma ve diğer fiziki ve ruhi sağlığa zarar verici filler birer “insanlığa karşı işlenen suç” olarak kabul edilmiştir.
Bir fiilin insanlığa karşı işlenen bir suç olup olmadığı konusunda üç ayrı unsurun birlikte oluşması gerektiği ifade edilmektedir. Bunlardan birincisi, fiilin “ sivil bir nüfusa yöneltilmek” zorunda olmasıdır. Diğer bir ifadeyle suçun mağduru “sivil nüfus”tur. Fiilin sivil bir topluluğa işlenmiş olması şartı, doğal olarak beraberinde iki iç şart daha getirmiştir. Bunlardan birincisi “çok geniş bir sivil topluluğun” hedef alınmış olması; ikincisi ise, bu fiilin “silahlı çatışma dışında kalan kişilere” yöneltilmiş olmasıdır. Burada “sivil nüfus” tan kast edilenin asker sayılan kişilerden olmamayı ve çatışma dışı kalmış kişileri ifade ettiği açıktır. Fiilin, insanlığa karşı işlenen bir suç olarak nitelendirilebilmesi için gerçekleşmesi gereken ikinci unsur ise “sistematik veya yaygın” bir saldırı çerçevesinde gerçekleşmiş olmasıdır. Burada fiilin sistematik veya yaygın bir şekilde işlenmiş olması suçun sabit olması için yeterlidir.
Nihayet, insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisinin üçüncü kurucu unsuru da bu fillerin “bir devlet ya da organizasyonun izlediği bir politikaya” uygun bir şekilde gerçekleştirilmiş ” olmalarıdır. Bu anlamda insanlığa karşı suçların devlet görevlileri ya da devlet adına hareket eden kişilerin açık veya örtülü desteği ve teşvikiyle işlenebilecek bir suç olduğu da ortadadır. İsrail, Filistin’de tam anlamıyla ve açık bir biçimde “ sivil halkı” hedef almış ve uluslararası insancıl hukukun silahlı bir çatışmada sivillerin en geniş ölçüde korunması ve bu korumaya yönelik önlemlerin alınması gerektiği ilkesini hiç dikkate almamıştır.
Gıda ve su gibi temel insani ihtiyaçların Filistin’e girişine İsrail yönetimince izin verilmemektedir. İnsanlık dramının yaşandığı, sivillerin ölüme terk edildiği ve temel insani ihtiyaçlara erişilemeyen Filistin’de hedef gözetmeksizin sivilleri katleden, sivillerin yaşadığı, sığındığı binaları füzelerle yerle bir eden İsrail ordusu, 17 Ekim 2023 tarihinde, daha da ileri giderek El-Ehli Hastanesi’ni hedef almıştır. Evi yıkılan sivillerin de sığındığı bir yer olan El-Ehli Hastanesi’ne yönelik bu saldırıda 500’den fazla sivil katledilmiştir, çok sayıda sivil de saldırıda yaralanmıştır. Gözünü kırpmadan sivillerin sığındığı hastaneye dahi saldırı düzenleyen İsrail, insanlığa karşı suç ve soykırım suçunu en ağır biçimde işlemiştir. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ‘Gazze Şeridi’nde siviller dâhil hiç kimse masum değil’ şeklindeki sözleriyle, İsrail’in sivil halka yönelik soykırım niyetini itiraf etmiştir.
Birleşmiş Milletler üyesi olan İsrail’in, Filistin topraklarına ve sivil halkına saldırılarda bulunurken, Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 2. maddesinin 4. fıkrasındaki “Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığa karşı, gerek Birleşmiş Milletler ’in Amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidine ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar.’’ hükmüne de aykırı hareket ederek uluslararası hukuku yok saydığı açıkça görülmektedir.
TÜRKİYE’NİN TARAF OLDUĞU ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERE GÖRE İŞLENEN SUÇLAR
Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi (1948): Soykırım suçunun konusunu, suçun maddi ve manevi unsurlarını, soykırım suça karşı alınacak tedbirleri bir uluslararası hukuki bir metne bağlayan Sözleşmenin 2. Maddesine göre;
“Madde 2: Bu sözleşmeye göre soykırım; milli, etnik, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tümüyle yok etmek kastıyla, aşağıdaki fiillerin işlenmesidir:
a. Grubun mensuplarını öldürmek,
b. Grup mensuplarına ciddi bedensel veya psikolojik zarar vermek,
c. Grubun hayat şartlarını kasıtlı olarak etkileyerek maddi varlığının kısmen veya tamamen yok olmasına yol açmak,
d. Grup içinde doğumları önlemek amacıyla önlemler dayatmak,
e. Grubun çocuklarını bir başka gruba zorla nakletmek”.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Soykırım kavramı İnsanlığa Karşı Suçlardan ayrı bir suç olarak sınıflandırılmış ve 11 Aralık 1946 yılında BM Genel Kurulu’nun oy birliği ile kabul ettiği 96(I) sayılı kararında; “Cinayet nasıl birey olarak insanların yaşam hakkının (right to life) inkârıysa, Soykırım da bütün bir insan grubunun varoluş hakkının (right of existence) inkârıdır. Böylesine bir inkar insanlığın tamir edilemeyecek şekilde vicdanını sarstığı gibi bu insan gruplarının insanlığa yaptığı kültürel ve diğer katkıları en büyük bir biçimde zarara uğratır, ayrıca ahlak kanunları ile Birleşmiş Milletlerin ruhuna ve amaçlarına tamamıyla aykırıdır. Irksal, dinsel, siyasal ve diğer gruplara karşı, bir bütün veya parça olarak işlenmiş pek çok soykırım örnekleri meydana gelmiştir. Soykırım suçunun cezalandırılması uluslararası bir önemdedir.” şeklindeki sonuç bildirgesi ile soykırım kavramı BM nezdinde kabul görmüştür.
Cenevre Sözleşmeleri: Uluslararası İnsancıl Hukukun (savaş ve silahlı çatışmalar durumunda uygulanacak hukukun) temelini oluşturan “Cenevre Sözleşmeleri” (Dört adet Sözleşme ile bunlara ek iki protokol), “ağır ihlaller” kavramı ortak madde olarak tanımlanmış buna göre, sırasıyla; kasten öldürme; işkence veya insanlık dışı muamele; kasten büyük acıya sebebiyet vermek veya büyük tahribat; askeri ihtiyaçlardan kaynaklanmayan kanunsuz olarak ve zorbalıkla veya vücut bütünlüğüne ve sağlığa zarar vererek mülkiyete el koymak ve savaş hukukunun diğer ciddi ihlalleri Sözleşmenin “ağır ihlaller” tanımlamasına dahildir.
Cenevre Sözleşmeleri evrensel yetki konusunda maddelere yer vermektedir: Birinci Cenevre Sözleşmesi, 49. madde; İkinci Cenevre Sözleşmesi 50. Madde; Üçüncü Cenevre Sözleşmesi 129. madde ve Dördüncü Cenevre Sözleşmesi 146. madde (ortak metin) olarak aşağıdaki gibidir:
“Madde 50: Sözleşmeci Yüksek Taraflar takip eden maddede tanımlanmış olan bu sözleşmenin ağır ihlallerini içeren fiilleri işleyen, işlenmesi için emir veren kişilere etkin cezai yaptırımların uygulanmasını sağlamak için her türlü yasama faaliyetinin çıkarılmasını üstlenirler. Sözleşmeci Yüksek Tarafların her birisi bu ciddi ihlalleri işleyen ve işlenmesi için emir veren kişileri aramak yükümlülüğü altındadır ve bu kişileri milliyetleri ne olursa olsun kendi mahkemelerinin önüne getirebilir. Sözleşmeci Yüksek Taraf ayrıca eğer tercih ederse ilk nazarda haklı görülen bir davaya (prima facie case) sahip olan başka bir Sözleşmeci Yüksek Tarafa bu kişileri yargılaması maksadıyla teslim edebilir.”
Bunların yanında, “BM Irk Ayrımının Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi”; “BM Savaş Suçları ve İnsanlığa karşı Suçların Sınırlandırılması Sözleşmesi” ve “Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü” gibi başlıca uluslararası Sözleşmeler, insanlığa karşı suçları düzenlemektedir.
Özellikle Roma Statüsünün 6. Maddesinde soykırım suçu, 7. maddesinde insanlığa karşı suçlar ve 8. Maddesinde ise savaş suçları düzenlenmiştir.
Roma Statüsünün 6. Maddesi ; Soykırım
“Bu tüzüğün amaçları bakımından “soykırım”, ulusal, etnik, ırki ya da dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek amacıyla gerçekleştirilen aşağıdaki eylemleri kapsamaktadır:
(a) grup üyelerini öldürmek;
(b) grup üyelerine ciddi bedensel ya da ussal zarar vermek;
(c) fiziksel olarak kısmen ya da tamamen yok etmek kastıyla, grubu ağır yaşam koşullarına maruz bırakmak;
(d) grup içinde doğumları önlemeye yönelik tedbirler koymak;
(e) grup içindeki çocukları zorla bir başka yere nakletmek.” Hükmünü içermektedir. Söz konusu bu maddede yer alan seçimlik hareketlerden her birisi İsrail Devleti tarafından gerçekleştirilmiş ve halen de gerçekleştirilmeye devam etmektedir. Salt Gazze şeridinde yaşadığı için o insanlar ölüdürülmüş, yaralanmış, yok etmek kastıyla gıda girişi engellenmiş ve bu eylemler sürekli olarak devam ettirilmiştir.

Roma Statüsünün 6. Maddesi ; İnsanlığa Karşı Suçlar
“Bu tüzüğün amaçları bakımından “insanlığa karşı suçlar”, herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen aşağıdaki eylemleri kapsamaktadır:
(a) öldürme;
(b) toplu yok etme; 3
(c) köleleştirme;
(d) nüfusun sürgün edilmesi veya zorla nakli;
(e) uluslararası hukukun temel kurallarını ihlal ederek, hapsetme veya fiziksel özgürlükten başka biçimlerde mahrum etme;
(f) işkence;
(g) ırza geçme, cinsel kölelik, zorla fuhuş, zorla hamile bırakma, zorla kısırlaştırma veya benzer ağırlıkla diğer cinsel şiddet şekilleri;
(h) paragraf 3’te tanımlandığı şekliyle, her hangi bir tanımlanabilir grup veya topluluğa karşı, bu paragrafta atıf yapılan her hangi bir eylemle veya Mahkemenin yetki alanındaki her hangi bir suçla bağlantılı olarak siyasi, ırki, ulusal, etnik, kültürel, dinsel, cinsel veya evrensel olarak uluslararası hukukta kabul edilemez diğer nedenlere dayalı zulüm;
(i) zoraki kayıplar;
(j) ırk ayrımcılığı (apartheid) suçu;
(k) kasıtlı olarak ciddi ıstıraplara ya da bedensel veya zihinsel veya fiziksel sağlıkta ciddi hasara neden olan benzer nitelikteki diğer insanlık dışı eylemler.” Hükmünde yer alan eylemlerin neredeyse her biri İsrail Devleti tarafından gerçekleştirilmiştir. Söz konusu eylemlerin anlamları maddenin devamında belirtilmiştir.

Roma Statüsünün 6. Maddesi ; Savaş Suçları

Maddenin 2. Fıkrasının a bendinde savaş suçları belirtilmiştir. Bunlar Kasten öldürme; Biyolojik deneyler dahil işkence veya insanlık dışı muamele; İnsan vücuduna veya sağlığına kasten büyük ıstırap verme veya ciddi yaralamaya sebep olma; Askeri gereklilik olmadan, yasadışı ve keyfi olarak malların yaygın yok edilmesi veya sahiplenilmesi; Bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, düşman devlet silahlı kuvvetlerinde hizmet etmeye zorlanması; Bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, kasti olarak adil ve olağan yargılanma hakkından yoksun bırakılması; Hukuka aykırı sürgün, nakletme ya da hapsetme; Rehine alınması şeklinde belirtilmiştir.

Maddenin 2. Fıkrasının b bendinde ise savaş suçları belirtilmiştir. Uluslararası hukukun mevcut sistemi içerisinde, uluslararası silahlı çatışmalarda uygulanabilir yasa ve geleneklerin diğer ciddi ihlalleri, yani, “
Çarpışmalarda doğrudan yer almayan sivil bireylere ya da sivil nüfusa karşı kasten saldırı yöneltilmesi;
Askeri olmayan, yani askeri maksatlı olmayan sivil hedeflere karşı kasten saldırı düzenlenmesi;
Uluslararası silahlı çatışmalar hukuku çatısı altında, siviller ya da sivil nesnelere sağlanan korumadan yararlanma hakları olduğu sürece, Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’ne göre, barış gücü ya da insan yardıma tahsis edilmiş görevli personel, tesis, malzeme,birlik veya araçlara kasten saldırı yöneltilmesi;
Tahmin edilen somut ve doğrudan askeri avantajlara kıyasla, aşırı olacak şekilde, sivillerin yaralanmasına veya ölmesine veya sivil nesnelerin zarar görmesine yol açacağı ve geniş çapta, uzun vadeli ve ağır bir biçimde doğal çevreye zarar vereceğinin bilincinde olarak saldırı başlatılması;
Savunmasız veya askeri hedef oluşturmayan kent, köy, yerleşim yeri ve binaların bombalanması veya bu yerlere herhangi bir araçla saldırılması;
Silahını bırakmış, kendisini savunma araçlarından yoksun ve isteğiyle teslim olmuş bir askeri öldürme veya yaralama;
Teslim bayrağını, Birleşmiş Milletler veya düşman bayraklarını, askeri rütbelerini ve üniformalarını, yine aynı şekilde Cenevre Sözleşmeleri’nin ayırt edici amblemlerini, uygunsuz şekilde kullanarak ölüme veya ciddi yaralanmaya sebebiyet verme;
İşgalci devletin kendi sivil nüfusunun bir bölümünü işgal ettiği topraklara doğrudan veya dolaylı olarak nakletmesi veya işgal edilen topraklardaki nüfusun tamamının veya bir kısmının devlet sınırları içinde veya dışında sürülmesi veya nakli;
Askeri amaçlı olmaması koşuluyla din, eğitim, sanat, bilim veya yardım amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi eserlere, hastanelere ve hasta ve yaralıların toplandığı yerlere kasten saldırı düzenlenmesi;
Karşı tarafın hakimiyeti altında bulunan kişilerin tıp, diş veya hastane tedavisi gerekliliği olmadan, kişisel çıkarlarına aykırı bir şekilde ölüme yol açabilecek veya sağlığı ciddi tehlikeye düşürebilecek nitelikte tıbbi veya bilimsel deneylere tabi tutulması veya fiziksel sakatlanmaya maruz bırakılması;
Düşman devlet ya da orduya bağlı bireylerin haince öldürülmesi veya yaralanması;
Savaş esirlerine yaşama şansı verilmeyeceğini ilan etme; (karşı tarafta canlı bırakılmayacağını ilan etme) 6
Savaşa dair ihtiyaçlar zorunlu olarak gerektirmedikçe, düşman mallarının imha edilmesi veya bu mallara el konulması;
Düşman taraf uyruklu kişilerin, Mahkemelerdeki hak ve eylemlerinin ortadan kaldırıldığını, askıya alındığını veya kabul edilemez olduğunu ilan etme;
Düşman taraf vatandaşlarını, savaş başlamadan önce, ordu mensubu olsalar bile, kendi devletlerine karşı savaş harekatlarında yer almaya zorlama;
Saldırı sonucu ele geçirilse bile, bir kenti ya da yeri talan etme;
Zehir veya zehirli silahların kullanılması;
Boğucu, zehirli veya diğer gazlar ile benzeri sıvı, malzeme veya cihazlar kullanılması;
Çekirdeği tam kapatmayan veya yararak ayrılan mermiler gibi insan vücuduna kolayca giren veya vücutta parçalanan mermi kullanılması;
Gereksiz yaralanmaya veya ıstıraba yol açan veya 121 ve 123. maddeler hükümlerine uygun olarak bu tüzüğe bir ek şeklinde dahil edilmesi ve geniş yasaklamaya tabi olması halinde, kendiliğinden ve ayrım yapmadan uluslararası savaş hukuku ihlalleri oluşturan silah, mermi, malzeme veya savaş yöntemleri kullanılması;
İnsan onuruna hakaret eder nitelikte, özellikle aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlar;
7.maddenin 2(f) paragrafında tanımlandığı gibi ırza geçme, cinsel köleleştirme, fahişeliğe zorlama, hamileliğe zorlama, kısırlaştırmaya zorlama veya Cenevre Sözleşmeleri’ni ciddi şekilde ihlal eden diğer cinsel şiddet çeşitlerine başvurulması;
Belli noktaları, alanları veya askeri güçleri askeri operasyonlardan muaf tutmak için, bir sivilin veya diğer korunmuş bir kimsenin varlığının kullanılması;
Uluslararası hukuka uygun bir şekilde, Cenevre Sözleşmeleri’nin ayırt edici amblemlerini kullanan binalara, malzemeye, sağlık ve ulaşım birimlerine kasten saldırı düzenlenmesi;
Cenevre Sözleşmeleri ile sağlanan yardım malzemelerini bilerek engelleme dahil olmak üzere, yaşamları için vazgeçilmez maddelerden mahrum etmek suretiyle sivillerin aç bırakılmasının, bir savaş yöntemi olarak kullanılması;
15 yaşından küçük çocukların ulusal silahlı kuvvetlere çağırılması, askere alınması veya çatışmalarda aktif olarak kullanılması;

Yukarıda bentler halinde yer alan eylemleri gerçekleştirenlerin cezalandırılması gerekmektedir. Aksi halde uluslararası hukuk ile düzenlenen ve koruma altına alınan temel hak hürriyetlerin özüne dokunulmuş olacak ve bu eylemler ile birlikte artık temel hakların kullanılması gündeme gelmeyecektir. Zira örnek vermek gerekirse i) bendinde yer alan eylemin gerçekleşmesi halinde masum sivillerin ölmesi, uzuvlarını kaybetmesi, yaralanması kaçınılmaz olup yaşama ve var olma haklarının özüne dokunulacağından telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceği muhakkaktır.

İşbu nedenlerle; doğrudan sivil halka yönelik toplu cezalandırma ve yok etme amaçlı silahlı saldırılar, sivil halkın mülkiyet hakkına yönelik saldırılar, evlerin, işyerlerinin, bahçelerin bombalanması, insani yardım kuruluşlarına yönelik saldırılar, Kızılhaç ve Kızılay amblemlerini taşıyan binalara, malzemelere, tıp birimlerine, ulaşım araçlarına ve kişilere karşı saldırılar Sivilleri kasten aç bırakmak, ilaçsız bırakmak (Ambargo), Etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerinin kasten öldürülmesi, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması savaş şartlarında dahi yasaklanmış eylemler olarak Uluslararası hukukta kabul edilmektedir.

İSRAİL YÖNETİMİ VE SİLAHLI KUVVETLERİNİN; FİLİSTİN’E YÖNELİK HALEN DEVAM ETMEKTE OLAN SALDIRILARI NETİCESİNDE SİVİL HALKI, HASTANELERİ ACIMASIZCA HEDEF ALDIĞI, SOYKIRIM VE İNSANLIĞA KARŞI SUÇLARI İŞLEDİĞİ, SİSTEMATİK OLARAK MASUM İNSANLARIN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ VE ÖZELLİKLE BELİRTMEK GERKİRKİ ÇOCUKLARIN KATLEDİLMEK AMACIYLA BOMBA VE AĞIR SİLAHLARLA YOK EDİLDİĞİ SABİT OLDUĞUNDAN GEREKLİ SORUŞTURMANIN YAPILARAK CEZALANDIRILMASI İÇİN YARGILAMANIN YAPILMASINA VE İLGİLİLER HAKKINDA EN AĞIR MÜEYYİDELERİN UYGULANMASINA KARAR VERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ. ŞÜPHELİLERİN 2 MİLYAR MUSLAMANİ ve 8 MİLYAR İNSANA KARSİ İNSANLİK DİSİ UYGULAMALARİ SEBEBİYLE MÜŞAHEDE ALTİNA ALİNMALARİ, KURMİZİ BULTEN CİKARİLMASİ VE ACİL TEDBİR TALEBLİDİR.

AÇIKLAMALAR :
1- İsrail uzun yıllardan bu yana Filistin topraklarını işgal etmek sureti ile bugüne kadar binlerce insanı öldürmüş, birçok insanı yaralamış, sakat bırakmış; mallarına zarar vermiş ve onları evsiz bırakmıştır. İsrail bunun da ötesinde işgal ettiği Filistin topraklarında büyük bir ambargo ve kuşatma uygulamış, birkaç yılda bir gerçekleştirilen ve sistematik hale gelen bombardımanlarla Gazze halkına insani yardımların ulaşmasını engelleyerek büyük bir insanlık suçu işlemiştir. (Bkz. MAZLUMDER Gazze Raporu, https://istanbul.mazlumder.org/tr/main/yayinlar/yurt-disi-raporlar/19/gazze-raporu/516 Çevrimiçi:18.10.2023)
2- Gazze halkına yıllardır uygulanan ambargo ve sistematik ölüm ve işkence eylemleri karşısında İsrail’in uygulamış olduğu ambargoyu delmek amacıyla 7 Ekim 2023 günü İzzettin El Kassam Tugayları tarafından başlatılan karşı saldırıyı bahane eden işgalci İsrail güçleri silahsız ve savunmasız Gazze halkını havadan ve karadan hedef gözetmeksizin bombalamaya başlamıştır.
3- İşgalci İsrail, hava saldırısı ile yetinmeyip Gazze halkına giden insani yardımları durdurduğu gibi İsrail Savunma Bakanı 9 Ekim 2023 tarihinde yaptığı açıklamada “Gazze şeridinin tam ablukaya alınacağını ve bölgeye elektrik, yakıt ve su sağlanmayacağını” kamuoyuna duyurmuştur. (https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israil-savunma-bakani-gallant-gazze-tamamen-ablukaya-alinacak/3012491)
4- İsrail Savunma Bakanı aynı zamanda Gazze halkını insan gibi görmediklerini açıkça deklare etmiş ve yaptığı açıklamada “İnsansı hayvanlar ile savaşıyoruz” diyerek Gazze halkı özelinde tüm Filistin halkına devlet olarak bakış açılarını açıkça ortaya koymuştur. (https://news.sky.com/video/israel-hamas-war-we-are-not-animals-says-palestinian-prime-minister-in-appeal-to-netanyahu-12985419)
5- Bu süreçte İsrail hiçbir hedef gözetmeksizin okul, cami ve hastane gibi savaşta dahi mutlak surette korunması gereken insanların topluca bulundukları alanları bombalamak ve doğrudan sivilleri hedef almak suretiyle binlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermiştir. (https://www.nbcnews.com/news/world/live-blog/israel-hamas-war-live-updates-rcna120252)
6- Uluslararası toplumun tüm baskılarına rağmen bu tutumundan vazgeçmeyen İsrail 10 günden fazla bir süredir Gazze halkını açlık ve sefalete mahkûm etmiştir. İsrail Savunma Bakanı kendi x hesabından yapmış olduğu açıklamada “Gazze’ye insani yardım değil, patlayıcı girecek. Hamas elindeki rehineleri serbest bırakmadığı sürece Gazze’ye girmesi gereken tek şey, bir gram insani yardım değil, Hava Kuvvetleri’nden gelen yüzlerce ton patlayıcıdır.” diyerek Gazze halkını topyekûn ölüme mahkûm etme amacıyla hareket ettiklerini ikrar etmiştir.(https://x.com/itamarbengvir/status/1714340519487176791?s=20)
7- İsrail tüm bu savaş suçlarını işlerken havadan ve karadan yaptığı bombalama eylemlerinde kimyasal silah olarak kabul edilen ve savaşan unsurlara karşı dahi kullanılması yasak olan fosfor bombası kullanmak suretiyle açık ve inkâr edilemez bir savaş suçu işlemiştir. Bölgede bulunun Anadolu ajansı muhabirleri Türkiye ve dünyaya servis ettikleri fotoğraf ve video görüntüleri ile fosfor bombasının kullanıldığını tespit etmişlerdir. Ayrıca Uluslararası Af Örgütü de yapmış olduğu açıklamada fosfor bombasının kullanıldığını teyit etmiştir. (https://www.youtube.com/watch?v=kAPpPrAy5_M)
8- Dünya tarihinde savaşlarda düşman unsurlarının tümden yok edilmesi, direncinin kırılması amacıyla kitlesel ölümlere yol açan kimyasal silahlar geliştirilmiş ve birinci ve ikinci dünya savaşları başta olmak üzere birçok savaşta bu silahlar kullanılmıştır. Birinci dünya savaşının akabinde kimyasal silah kullanımını önlemek amacıyla Birleşmiş Milletler öncülüğünde 1925 tarihli Cenevre Protokolü tanzim edilmiştir. Bu protokolün ruhuna sadık kalınarak 1993 yılında Paris’te imzalanan Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme 4238 sayılı Kanun ile TBMM’de kabul edilmiş, 10.04.1997 tarih ve 22960 sayılı Resmî Gazete ’de yayımlanarak bir iç hukuk normu haline gelmiştir. Bu anlaşma ile kimyasal silahların üretilmesi ve kullanılması tümden yasaklanmış ve bu silahların kullanımı bir “insanlık suçu” olarak tanımlanmıştır.
9- Kimyasal silahlar sadece savaşan unsurların değil etki alanındaki tüm canlıların yaşamlarını etkileyerek kitlesel ölümlere yol açması ve tüm canlı yaşamının yok edilmesini amaçladığından üretimi ve kullanılması tümden yasaklanmış ve 188 ülke tarafından bu anlaşma imzalanarak “kimyasal silah karşıtlığı” insanlığın ortak değeri olarak benimsenmiştir.
10- Tüm dünya İsrail tarafından işlenen insanlık suçlarını izlerken suçlarının yaptırımsız kalacağından emin olan İsrail 17 Ekim 2023 günü insanlık tarihinin en karanlık, vicdan sızlatan eylemlerinden birine imza atmış, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan ve bu insanların bombalanmayacağı düşüncesi ile sığındıkları hastaneyi bombalamak suretiyle henüz tam rakam belli olmasa da çoğu çocuklardan oluşan 600’den fazla insanın ölümü ve binlerce insanların yaralanmasına sebebiyet vermiştir. (https://tr.euronews.com/2023/10/17/gazze-saglik-bakanligi-israilin-hastane-saldirisinda-en-az-500-kisi-oldu)
Medyada, gün boyu birçok kişinin cansız bedeni görüntülenirken Filistin Sivil Savunma Sözcüsü Mahmud Basal saldırı sonrası yaptığı açıklamada, “Hastane katliamı tarihimizde eşi benzeri olmayan bir olaydır. Geçmiş savaşlarda ve günlerde trajedilere tanık olsak da, bu gece yaşananlar her anlamıyla soykırımdır. Suskunum.” ifadesini kullanarak dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş bu vahşetin boyutunu ortaya koymuştur.
11- 7 Ekim 2023 günüden suç duyurusu dilekçemizi savcılığa sunduğumuz ana kadar İsrail tarafından Filistin halkına karşı açık bir soykırım yürütülmekte ve insanlığa karşı suçlar işlenmektedir. Söz konusu eylemler Cenevre Sözleşmesi ve eki protokoller gereği açıkça savaş suçu niteliğindedir.
12- Sözleşme gereği “Çarpışmalarda doğrudan yer almayan bireysel sivillere ya da sivil nüfusa karşı kasten saldırı yöneltme, Savunmasız veya askeri hedef oluşturmayan kent, köy, yerleşim yeri veya binaları bombalama veya bu yerlere herhangi bir araçla saldırma, İşgalci devletin kendi sivil nüfusunun bir bölümünü işgal ettiği topraklara doğrudan veya dolaylı olarak nakletme veya işgal edilen topraklardaki nüfusun tamamını veya bir kısmını devlet sınırları içinde veya dışında sürme veya nakletme” açık ve ağır bir savaş suçu sayılmıştır.
Sözleşmeye göre binalara, malzemelere, tıbbi birimlere ve ulaşım araçlarına ve uluslararası hukuka uygun olarak Cenevre Sözleşmelerindeki ayırt edici amblemleri kullanan personele karşı kasten saldırı yöneltme eylemi de savaş suçu olarak sayılmış özellikle savaşların bir parçası olmayan çocuklara özel statü tanınarak her ne surette olursa olsun çocukların hedef alınması açıkça yasaklanmıştır.
13- Tüm bu uluslararası sözleşmelere rağmen İsrail Filistin halkını topyekûn yok etme ve özellikle Gazze şeridinden sivil halkı sürgün etme gayesi ile doğrudan sivil insanları, özellikle çocukları hedef almak suretiyle Gazze halkına karşı açık bir soykırıma girişmiştir.
Sivil halkın elektrik, su ve gazının kesilerek insani yardım koridorunun dahi kapatılmış olması topyekûn bir ölüm hedefi ile hareket ettiğinin açık göstergesidir. Savaşın masumları çocukların açık hedef haline getirilmesi ve tüm Filistin halkına yönelik kullanılan “insansı hayvanlar” sözü dahi söz konusu suçu işleyen şüphelilerin amaçlarını açıkça ortaya koymaktadır.
14- Türk Ceza Kanunu 13. maddesinin birinci fıkrasında “İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçların vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır.” denilerek yer ve zaman olgusundan bağımsız olarak belirli suçların Türkiye’de soruşturulması ve faillerin cezalandırılması hükme bağlanmıştır.
Türk Ceza Kanununun “Soykırım” başlıklı 76. maddesinde “Bir plânın icrası suretiyle, millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla, bu grupların üyelerine karşı aşağıdaki fiillerden birinin işlenmesi, soykırım suçunu oluşturur.” denilmektedir.
Bu madde kapsamında “Kasten öldürme”, “Kişilerin bedensel veya ruhsal bütünlüklerine ağır zarar verme”, “Grubun, tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak koşullarda yaşamaya zorlanması” suçları soykırım suçu olarak tanımlanmıştır.
15-Yine TCK’nın “İnsanlığa Karşı Suçlar” başlıklı 77. maddesinde “Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefî, ırkî veya dinî saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plân doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur.” denilmektedir. Bu maddedeki amaç doğrultusunda “Kasten öldürme”, “Kasten yaralama” suçlarının işlenmesi insanlığa karşı suç kapsamında değerlendirilmiştir.
16- İşgalci İsrail şu ana kadar tüm uluslararası sözleşmeleri, insanlığın ortak birikimi olan vicdani değerleri hiçe sayarak Gazze özelinde tüm Filistin halkını yok etmek amacıyla tüm kutsal kitapların lanetlediği eylemleri yapmaktan geriye durmamıştır. Bu eylemler açık ve inkâr edilemez bir soykırım ve insanlığa karşı suçtur.
17- Yaptığımız araştırmalarda bazı çifte vatandaşlık sahibi Türk vatandaşlarının 7 Ekim ve sonraki tarihlerde İsrail’de askerlik yapmak amacıyla ülkelerine gittikleri, sosyal medya hesaplarından işlenen insanlık suçlarına ortak olduklarına dair açıklama ve paylaşımlar yaptıkları tespit edilmiştir. Suça iştirak eden aynı zamanda Türk vatandaşı olan bu kişilerin savcılığınızca tespit edilerek şüpheli sıfatıyla dosyaya dahil edilmesini ayrıca talep ediyoruz.
18- Suç duyurusu dilekçesinin altında imzası bulunan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve gönüllüleri olarak tüm dünyanın gözü önünde cereyan eden söz konusu suçların faillerinin cezalandırılması amacıyla savcılığınıza suç duyurusunda bulunuyoruz.
Her ne kadar TCK’nın 13/2 fıkrasında “birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye’de yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır.” denilmekte ise de bu düzenleme kovuşturma koşulu olup soruşturma yapılmasına mani değildir. Başsavcılığınızca gerekli soruşturmanın yapılarak faillerin tespit edilmesini, delillerin toplanmasını ve Adalet Bakanı’ndan bu hususta görüşünün sorularak failler hakkında kamu davasının açılmasını talep ederiz.
BAŞTA AMERİKA VE İSRAİL DEVLET YETKİLİLERİNE SOYKIRIM SUÇUYLA DAVA AÇILMAYINCA GAZZE’YE SALDIRILARI ARTMIŞTIR
Soykırım Suçunun Önlenmesi Ve Cezalandırılması Sözleşmesinde 3. Maddesinde soykırım suçları şu şekilde sıralanmıştır:
a) Soykırımda bulunmak;
b) Soykırımda bulunulması için işbirliği yapmak;
c) Soykırımda bulunulmasını doğrudan ve aleni surette kışkırtmak;
d) Soykırımda bulunmaya teşebbüs etmek;
e) Soykırıma iştirak etmek;
Şeklindeki eylemlere katılanlar Sözleşmenin 6. Maddesi gereği Soykırım suçu ile suçlanan kişilerin yargılanması Uluslararası ceza mahkemesi tarafından yargılanır.
Gazze’de yapılanların soykırım suçu olduğu ve Birleşmiş Milletler Medeni Haklar Sözleşmesinin Yaşama Hakkını düzenleyen 6/3.Maddesine göre . “Yaşamdan yoksun bırakmanın bir soykırım suçunu oluşturması halinde, bu maddedeki hiç bir hüküm, bu Sözleşmeye Taraf bir Devlete Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin hükümlerine göre üstlendiği yükümlülüklerini azaltma yetkisi verdiği şeklinde anlaşılamaz” hükmü gereği “soykırım suçu” işleyenlerin yargılanmaları kesinlikle zorunludur. Amerikan Anayasasına göre Kişisel Ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesinin Amerika’nın kendi iç hukukundan önce uygulanmasının zorunlu olduğu hükmü olması nedeniyle Amerika Devlet Başkanı Joe Biden ve Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’in yargılanmasını iki kere zorunlu kılmaktadır.
İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, olmak üzere İsrailli yöneticilerin Siyonist felsefeyi benimsemeleri nedeniyle Gazze’de ölen binlerce savunmasız insana “soykırım” yapacaklarının baştan belli olduğu, Amerika Devlet Başkanı Joe Biden ve Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’in de Siyonist felsefeyi benimseyenlerin savunmasız insanları öldüreceğini baştan bildikleri halde bu soykırımı açıkça desteklemeleri nedenleriyle İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Amerika Devlet Başkanı Joe Biden ve Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’in “soykırım” suçuyla Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmaları gerektiği kanaatindeyiz.

GAZZE’deki İSRAİL VE İŞBİRLİKÇİLERİNİN SOYKIRIMINA DAVA AÇMAK İNSANİ İMANİ HUKUKİ KANUNİ BİR MECBURİYETTİR
İsrail şu anda Siyonist felsefeyi benimseyen Netenyahu hükümeti tarafından yönetiliyor. Gazze’de savunmasız insanları kadın çocuk demeden kasıtla öldüren bu Siyonistler “kadın çocuk demeden Gazze’de insan öldürmeyi” Tevrat kaynaklı Yahudi dininin emri kabul ediyorlar (Tevrat’tan Bu Konuda İki Cümle: “Orduların Rabbi şöyle diyor: Şimdi git, Ameleki vur ve onların her şeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme ve erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.”(Tevrat. 1. Samuel 15/2-4) .“Allahlın RABBİN miras olarak sana vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın.”Tevrat. Tesniye 20/16. Tevrat’taki bu Siyonist felsefeyi benimseyenlerin kadın çocuk demeden insan öldürmeyi Yahudi dininin emri kabul ettiği yönünde şhasi beyanlarına ait videoları da ekte sunuyoruz. Gerek İslam hukukunda gerek laik milletlerarası hukukta şahsi beyan (ikrar) kesin delildir. Bu nedenle Siyonist felsefenin seri katil mantığıyla çocuk öldürmeyi savunan İsrailli devlet görevlileri ve İsrailli devlet görevlilerinin Siyonist felsefe nedeniyle kadın çocuk demeden Gazze’li Müslümanları öldüreceğini baştan bildiği halde onlara destek veren “Siyonistliğiyle övünen” ABD Başkanı Joe Biden ve İsrail’e “Yahudi olarak gittiğini” söyleyen Amerika Dış İşleri Bakanı Yoav Gallant’ın ve Gazze’de mi soykırımı alenen destekleyen Fransa İngiltere Almanya ve diğer soykırım işbirlikçileri de “soykırım” suçuyla Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmaları gerektiği hukuki bir mecburiyettir.
İsrailli Siyonist Devlet Görevlileri ile onları destekleyen Amerikalı yöneticilerin Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaları için Türkiye Adalet Bakanlığınin suç DUYURUMUZ için gereğini yapması elzemdir.
Amerika’nın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne Yaptırım Kararı Uygulama Tehdidine Uluslararası Ceza Mahkemesi Boyun Eğmedi. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-45481458?fbclid=IwAR2m5iZPsb8e-Tp3Ip3cKT0AeWZuVAUwWx2UdiVQ8LGu4sNCHQtI8dP1jfU

DELİLLER:
İsrail’in Gazze’de Binlerce Savunmasız İnsanı Öldürmesinin, Siyonist Felsefeyi Benimseyen Yahudilerin Tevrat’taki Dini Emirleri Yerine Getirme Nedeniyle Olduğu İddiasına Dayanmaktadır. Bu Nedenle Savunmam Gazze’de Savunmasız İnsan Öldürmenin Savaş Suçu Değil “Soykırım Suçu” Olduğu Temeline Dayanmaktadır.
Tevrat’tan Bu Konuda İki Cümle: “Orduların Rabbi şöyle diyor: Şimdi git, Ameleki vur ve onların her şeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme ve erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür.”(Tevrat. 1. Samuel 15/2-4) .“Allahlın RABBİN miras olarak sana vermekte olduğu bu kavimlerin şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmayacaksın.”(Tevrat. Tesniye 20/16) Tevrat’taki bu iki cümleyi Google’a yazıp arama yaptığınızda bu cümlelerin birçok kaynakta yer aldığını görürsünüz.
Gerek İsrailli Siyonist din adamları ve gerekse İsrailli Siyonist devlet görevlileri seri katil mantığını çağrıştıran bu görüşle insan öldürmenin dinin emri ve doğru bir görüş olduğunu savunuyorlar. Bazı önekler vermek gerekirse:
1-Ekli videoda görüldüğü üzere İsrailli Siyonist Haham Yaron Reuven: “TANRI BİZE ÇOCUKLARI ÖLDÜRMEMİZİ EMREDİYOR “ Diyor https://v.superhaber.com/storage/files/videos/2023/10/23/isimsiz-video-clipchamp-ile-yapil-xvvf.mp4 Diğer videoda da Yahudilerin kutsal kitap diye inandıkları Tevrat’da da “kadın çocuk öldürmeyi” dinin emri olarak anlatılıyor (EK-1 ve EK-2)
2-İsrail’in eski Adalet Bakanı Ayelet Shaked Independent’ta yayımlanan bir makalede, skandal bir konuşmaya imza attı. https://t24.com.tr/haber/israilli-vekil-filistinli-anneler-olmeli-ki-baska-teroristler-yetismesin,264119 “Onların hepsi bizim düşmanımız ve onların kanı bizim elimizde olmalı. Bu öldürülen teröristlerin anneleri içinde geçerli. Annelerin oğullarının peşinden gitmeleri adil olur. Ölmeliler ve evleri yıkılmalı ki bir daha terörist yetiştiremesinler.” Ayelet Shaked bu tavrını hala sürdürüyor.https://twitter.com/i/status/1715265648132047194
3-“İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, ‘insansı hayvanlarla savaşıyoruz’ diyerek Gazze’lilere hakaret etti.New York merkezli örgüt, İsrailli Bakan’ın sözlerini “savaş suçuna çağrı” olarak niteledi New York merkezli insan hakları izleme örgütü, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın, Filistinlilere yönelik kullandığı sözleri, “savaş suçuna çağrı” olarak değerlendirdi (EK-3) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/new-york-merkezli-orgut-israilli-bakanin-sozlerini-savas-sucuna-cagri-olarak-niteledi/3013503
4-Amerika Başkan’ı Joe Biden “”Siyonist olmak için Yahudi olmaya gerek yok. Ben bir Siyonist’im” dedi (EK-4). Amerika Başkan’ı Joe Biden “İsrail’in yanındayız. Desteğimiz sarsılmaz” diyerek Siyonist olarak İsrail’e hizmet edeceğini teyit etmiş oldu(EK-5)
5- İsrail’i ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Bir Yahudi olarak da buradayım.” Dedi. Blinken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Tel Aviv’de görüştü. İkili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi ABD Hamas saldırısını bahane ederek İsrail’e savunmasız insanları öldürsün diye yaptığı yardımlarda adeta sınır yoktur https://tr.euronews.com/2023/10/12/abd-hamas-saldirisi-sonrasi-israile-ne-tur-askeri-yardimlarda-bulunuyor (EK-6).
6-BM’de işgalci İsrail’in Filistin’de yaptıkları için ilk kez ‘soykırım’ ifadesi kullanıldı https://www.yenisafak.com/dunya/bmde-isgalci-israilin-filistinde-yaptiklari-icin-ilk-kez-soykirim-ifadesi-kullanildi-4569315 İsrail’in Gazze’deki saldırıları “sadece savaş suçu değil soykırım suçudur” değerlendirmesi konusunda da https://www.aa.com.tr/tr/ayrimcilikhatti/ayrimcilik/israilin-gazzedeki-saldirilari-soykirim-sucu-olarak-degerlendiriliyor/1817573 şeklinde görüşler vardır.
Tüm yasal deliller Türkiye ve Filistin Medyasında ki yayınlar
Netenyahu’nun “ Amalek “ Çağrısı Yapması Açıkça Seri Cinayetler İşleyeceği manasına geliyor..Seri Cinayet İşleyenlerin Yeni Cinayetler İşlememesi İçin Tutuklanması Gerekmez Mi
NETENYAHU’NUN SON BEYANI NEDENİYLE HAKKINDA KIRMIZI BÜLTEN ÇIKARILMALIDIR?
İyice iğrençleşti! Netanyahu ‘Amalek’ benzetmesiyle askerlere ‘soykırım’ çağrısı yaptı!
7.. https://video.haber7.com/video-galeri/253732-iyice-igrenclesti-netanyahu-amalek-benzetmesiyle-askerlere-soykirim-cagrisi-yapti
Netanyahu: Kutsal kitabımız diyor ki “Amalek’in sana yaptıklarını hatırlamalısın” ▪️Bahsedilen Ayet Samuel 15:3: Şimdi gidin ve Amalek’i vurun. Sahip oldukları her şeyi tamamen yok edin ve onları bağışlamayın; Hem erkeği hem de kadını, bebekleri ve emzirenleri, öküzleri ve koyunları, develeri ve eşekleri öldürün.

  1. https://www.indyturk.com/node/670446/t%C3%BCrki%CC%87yeden-sesler/i%CC%87srailin-ebedi-d%C3%BC%C5%9Fman%C4%B1-amalek-filistinliler-ve-araplar
    9.. Ek’te sunduğumuz CD veya bilahere sunacağımız CD’ler tüm yasal hukuki deliller
  2. hamzali.org/wp-content/uploads/2023/10/KUDUSTEKI-MESCID-I-AKSA-.pdf
    Milletlerarası hukuktaki “insancıl müdahale” prensibi” nedeniyle Gazze’de savunmasız insanların ölümüne neden olmadan barış sağlamak esastır. Bu konuda Yazar Teson, insancıl müdahaleyi “bir devlete, temel insan hakları ihlalleri nedeniyle ve baskıcı yönetimlere başkaldıranların lehine olmak üzere, bir veya birden fazla devlet tarafından silahlı zorlayıcı gücü de içerebilecek orantılı bir müdahale” olarak tanımlamaktadır. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/693211?fbclid=IwAR0ALuDJvxgW4uElY0mtuemBtV1kinPPaYyYjBOoV-9YFXw5keBxmvVBH5o
    Milletlerarası hukuka göre Amerikan’ın Gazze’ye müdahalesinin barışa yönelik “insancıl müdahale” olması gerektiği halde Amerika diğer ülkelerle işbirliği yapmayarak barış yerine baştan Siyonist ideolojinin soykırım yapacağı belli olan bir savaşı tercih ederek Gazze’de binlerle ifade edilen savunmasız insanın ölümüne neden olduğu açıktır
    Birleşmiş Milletlerin İsrail’in Gazze’de Yaptıklarının “Soykırım” Olduğu Tespiti Yaptığı Ayrıca Yukarıda açıklandığı ve ekte belgelendiği üzere İsrail ve Amerika’nın Gazze’de İşlediği Savaş Suçları konusundaki delillerin İsrail ve Amerika’nın Gazze’de savaş suçu ötesinde “soykırım” yaptığını göstermektedir.
    Uluslararası Ceza Mahkemesinin görev alanı, uluslararası toplumun tamamını ilgilendiren, en ağır cürümler olup, bunlar soykırım suçu, insanlığa karşı işlenen cürümler, savaş suçları ve barışa karşı işlenen suç olarak da saldırı suçudur (md.5). https://diabgm.adalet.gov.tr/Home/SayfaDetay/uluslararasi-ceza-mahkemesi-ucm28022020101834?fbclid=IwAR1gNZYvZe-VMX639LOCBCEi1748ePkGbkI5jvufCKpfN2XyNaQgT5RI5so
    Daha önce aynı konuda Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres ve Başbakan Binyamin Netanyahu’nun da aralarında bulunduğu 6 İsrailli yetkiliyi, Filistin halkına yönelik soykırımda bulundukları ve savaş suçu işledikleri gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) şikâyet etmişti. 24 Temmuz 2014
    https://www.memleket.com.tr/hkp-israili-ucmye-sikayet-etti-429462h.htm?fbclid=IwAR3ILLGApUj9gUSSD1K7xvb1oBwIiS2FDDeMrtiKAbwUIWoEU_q1gjZvLdo
    Birleşmiş Milletlerin İsrail’in Gazze’de yaptıklarının “soykırım” olduğu tespiti yaptığı ayrıca yukarıda anlatıldığı ekte belgelendiği üzere başta İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant, olmak üzere İsrailli yöneticilerin Siyonist felsefeyi benimsemeleri nedeniyle Gazze’de ölen binlerce savunmasız insana “soykırım” yapacaklarının baştan belli olduğu, Amerika Devlet Başkanı Joe Biden ve Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’in de Siyonist felsefeyi benimseyenleri savunmasız insanları öldüreceğini baştan bildikleri halde bu soykırımı açıkça desteklemeleri nedenleriyle İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu ve İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ile Amerika Devlet Başkanı Joe Biden ve Dış İşleri Bakanı Antony Blinken’in “soykırım” suçuyla Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanmaları gerektiği kanaatindeyiz.
    https://www.milatgazetesi.com/haber/israile-suc-duyurusu-40878/
    https://www.dunyabulteni.net/m/ortadogu/israilli-yetkililere-suc-duyurusu-h258967.html
    Joe Biden’in Hem Amerika’ya Başkan Olamayacak Kusurları Hem De İsrail’den Yana Taraf Olacağına Dair 4 Delil Var
    SİYONİSTLİĞİYLE ÖVÜNEN AMERİKAN BAŞKANINDAN TARAFSIZLIK BEKLENEMEZ.
    1-Joe Biden: Siyonist Olmak İçin Yahudi Olmaya Gerek Yok, Ben De Bir Siyonist’im https://www.cnnturk.com/dunya/joe-biden-siyonistim-bunun-icin-yahudi-olmak-gerekmiyor
    Bu Sözü Söyleyen Biden Gönüllü Olarak Yahudilerle Çalışacak Demektir
    2-Biden Ekibinde 11 Yahudi Var https://www.istiklal.com.tr/haber/biden-ekibinde-11-yahudi-var/601901
    3-Joe Biden’in “Pedofil” hastası olduğunu Seçimden önce Kameralar önünde herkes gördü https://twitter.com/i/status/1219029367633973248
    4-Biden’ın kızı “Babam benimle çıplak banyo yapıyordu ve bu benim cinsel sapkınlığıma neden oldu” https://www.instagram.com/tv/CfKCgPFlchH/ İlk iki madde dışında Joe Biden’in Son iki kusuru da Amerika Başkanı olamayacağının delilidir. Bu kusurlar birinde varsa, bu kusurlara rağmen Amerikan başkanı seçilebiliyorsa birileri onu kullanacak demektir.
    O ZAMAN BÖYLE BİR DURUMDA NE YAPILABİLİR?
    Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine Açılan Davaları Birleşmiş Milletlerde Veto Hakkı Olan 5 Ülkenin Veto Etme Hakkı Olmadığına Göre Savaş Suçu İşleyen Amerika Ve İsrail’in Devlet Görevlileri Hakkında “ savaş suçu işledikleri” nedeniyle devlet düzeyinde dava açmak gerekir. Dava açmakta geç kalındığı kanaatindeyiz

NETİCE İ TALEP : Yukarıda izah edilen sebeplerle;
7 Ekim 2023 tarihinden bugüne kadar dilekçemizde zikredilen eylemleri gerçekleştiren ve tarafımızca bir kısmı tespit edilebilen tüm şüpheliler hakkında gerekli tahkikat ve soruşturmanın yapılarak ilgili suçlar ve resen tespit olunacak başkaca suçlar sebebiyle haklarında kamu davasının açılmasını,
Söz konusu suçların işlenmesinde yetki ve sorumluluğu olan ve emir komuta zinciri içerisinde doğrudan suça iştirak eden diğer faillerin de tespiti ile şüpheli sıfatı ile soruşturma dosyasına dahil edilmesini,
Sosyal medya hesaplarından İsrail’in işlediği suçlara ortak olduğunu ilan eden Türk vatandaşı şüpheliler hakkında doğrudan soruşturma başlatılarak haklarında kamu davası açılmasını ve ayrıca şüpheliler ile aynı pozisyonda bulunan diğer şüphelilerin İçişleri Bakanlığı, emniyet ve istihbarat birimleri ve Dış İşleri Bakanlığı’ndan sorularak isimlerinin tespiti ile haklarında kamu davası açılmasını, müşahede altına alinmalarini, kırmızı bülten çıkarılmasını, yukarıda arz edilen ve re’sen öngörülecek hususlar neticesinde şüpheliler hakkında Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsünün 6., 7. Ve 8. Maddesinde sayılan suçlardan dolayı şüphelilerin cezalandırılmasını Siyonizmin yasaklanmasını siyonist orgutlerin mal varlıklarına el konulmasını (6415) saygılarımla arz ve talep ederiz
İhbar eden sıfatı ile aşağıda isim ve imzaları bulunan kişi ve kurumlar adına talep ederiz. 01/11/2023
İHBAR EDEN/LER

Adem Çevik TCNo:12409824156 İstanbul Üsküdar Selamiali Cad.17 tel.05322033274
Dünya ÇocukHakları Derneği, İYİLİK İnsanHakları Derneği, TürkistanBir, HakkBirr Bşk.
@AdemCevik hakbirr@gmail.com @adaletplatformu cocukhaklari.t.me ailem.t.me insanhaklari.t.me milliirade.t.me sectiklerinidenetle.t.me https://basinaciklamasi.t.me
Adalet Platformu, Adaleti Savunanlar Platformu, Dünya ÇocukHakları Derneği, GELECEK, Dünya Aile Cemiyeti, TEVBE24, İYİLİK, Uluslararası İnsan Hakları Derneği, İYİ, ÖNDER Gerede İmam-Hatipliler Derneği, GİMMED, BİLADİŞAM, Milli İrade Muhafızları,Sectiklerini Denetle, SEDE, MİM, İZ, ADL, ADM, ADAM, AİLEM, FİTEM, Finansal Tetikçilie Mücadele, HAKK-BİRR, Hakk Hukuk Hakikat Adalet Ahlak Aile Kardeşlik Komşuluk Koruma ve Kötülüklerle Mücadele Birliği, İST İstanbul Sivil Toplum Konseyi, Muhacir Haklari, Mülteci Haklari, Özbekbir, Bolubir, Yetim Hakları, YETİMCE, Türkiye SivilToplumKuruluşları Birliği, Uluslararası TÜRKİSTAN Birliği Siyonist İsrail Terörüyle Mücale Birliği, Birinci Meclis Muhibleri, Darbesavarlar Birliği, FİKİRCE, HilafetPlatformu, AKSAKonseyi, KIBLEplatformu, antiGENDER Hareketi, özgürFilistin, nisa76, 5816 Zulmü Kalksın Platformu, 6284 Platformu, EYS Platformu, maide33, hud113, Enfal73 Aileyi Koru Platformu AKP, EZANplatformu KurtuluşKuranda KuranEvi Cemiyeti