Hazreti Hüseyin ile Kerbela!

DİNİ HABERLER 13.07.2025 - 18:21, Güncelleme: 13.07.2025 - 18:28
 

Hazreti Hüseyin ile Kerbela!

Hazreti Muhammed’in (Sav.) torunu ve Hazreti Ali’nin (RA.) oğlu Hazreti Hüseyin’in (RA.) Kerbela vakası, İslam tarihinde bir dönüm noktasıdır ve Yezid’in temsil ettiği değerler ile Hüseyin’in duruşu arasında keskin bir ayrım vardır.
Hazreti Hüseyin ile Kerbela! NETHABERLER | NURAN KIRLAK Hz. Hüseyin’in Kerbela vakası, İslam tarihinde bir dönüm noktasıdır ve Yezid’in temsil ettiği değerler ile Hüseyin’in duruşu arasında keskin bir ayrım vardır. Şair Ferezdek’in büyük imamımıza söylediği bir sözü hatırlayarak başlamak anlamlı olur: “Ey Hüseyin! Gel vazgeç! Kufelilerin gönlü senden yana, kılıçları ise Yezid’den yanadır.” Ne yazık ki bu söz bugün de geçerli bir gerçeği ortaya koyar. Gönlümüz Hüseyin’den yana olsa da, kinimiz, nefretimiz ve hırslarımız kimi destekliyor? Yezidlik sadece tarihi bir olay ya da şahıs değildir; bir temsil, bir zihniyettir. Bu zihniyet hem manevi hem de zahirde kendini gösterir. Kerbela’dan bu yana İslam dünyasında yaşanan mezhepsel çatışmalar, saltanat hırsları ve adaletsizliklere baktığımızda, Irak Kufelileri gibi Yezid’in yolundan gidenlerin hâlâ varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Bugün bile Irak hükümeti, mezhep taassubu bahanesiyle adaletsizliği tetikleyen bir düzene biat etmektedir. Bu noktada Hüseyni olmak, merhamet ve adaletin birleşiminden doğan bir cesareti gerektirir. İman etmek ve İslam’ın temel yasalarına sadık kalmak, herhangi bir mezhep taassubuna veya Yezidleşmiş bir zihniyete teslim olmamak demektir. Ne yazık ki, hem fanatik Şiiler hem de fanatik Sünniler arasında mezhepçi yaklaşımlar giderek Yezidvari tutumlara dönüşmektedir. Kılıç kimin elindeyse ona biat edenler çoğalmış; gerek Suudi Arabistan’daki Vehhabi yönetiminin gücü, gerekse İran’daki mollaların etkisiyle mezhep savaşları derinleşmiştir. Unutulmamalıdır ki Hüseyni olmak gözyaşı dökmekle değil, zulme karşı dik durmakla mümkündür. Hz. Hüseyin’i anmak sadece bir matem değil, onun değerlerini savunmanın bir göstergesi olmalıdır. Şehitlere ağlamaktan ziyade onların kıyamını anlamak ve adaleti üstün tutmak gerekir. Günümüzde yaşanan çatışmalara bakıldığında, özellikle İdlib’in sembolik önemi dikkat çekmektedir. Tarihte İslam coğrafyasının en geniş olduğu ve zekât verecek kimsenin bile bulunmadığı bir dönem Ömer bin Abdülaziz’in liderliği ile mümkün olmuş ve sonrasında onun şehadeti ile son bulmuştur. İdlib’de vuku bulan saltanat hırsı ve mezhepsel çatışmalar, bu tarihî noktaları yeniden hatırlatmaktadır. İktidar hırsının kör ettiği iki taraf arasında sürdürülen mücadele, tıpkı Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki kardeş kavgasına benzemektedir. Bu hadiselerden alınması gereken ibret açıktır: İki tarafın da Yezid zihniyetine düşmekten kaçınması gerekir. Bu fitne ve çatışmaların sona ermesi için ümmetin birlik içinde hareket etmesi şarttır. İslam dünyasında mezhepsel farklılıkları bir kenara bırakıp ortak değerlerde buluşmak, Allah’ın bize verdiği imanı korumanın en önemli adımıdır. Artık hırsları ve kibri bir kenara bırakıp adalet, merhamet ve kardeşlik çerçevesinde bir çözüm arayışında olmalıyız. Unutmamak gerekir ki hilafet devrinin sona ermesi saltanat kavgasından doğmuştur. Hz. Ömer bin Abdülaziz’in adil yönetimi ile sembolize edilen hilafet, sonrasında melikliğe dönüşmüş ve iktidar hırsıyla anlamını yitirmiştir. Bugünün siyasi düzeninde, hem dinî liderliği hem devlet başkanlığını birleştirme çabaları sadece yeni sorunlar yaratmaktadır. Son olarak, mezhepçilik küfürdür; mezhep seçimi ise içtihadi bir yaklaşım olarak kişisel eğilimlere göre yapılan bir tercihtir. Mezhebin değerlerini yaşamak disiplin sağlar ancak bu tercih asla başka inançlara saldırmaya dönüşmemelidir. Mezhepler arası ayrımcılık yerine ortak değerlerimizde buluşmalı ve Kerbela’nın ibret dolu hikâyesinden ders çıkararak Müslümanlar arasında haksızlık yapılmamasın diye bir tarih yazıldı.  Ahde Vefa Platformu Başkanı Nuran Kırlak
Hazreti Muhammed’in (Sav.) torunu ve Hazreti Ali’nin (RA.) oğlu Hazreti Hüseyin’in (RA.) Kerbela vakası, İslam tarihinde bir dönüm noktasıdır ve Yezid’in temsil ettiği değerler ile Hüseyin’in duruşu arasında keskin bir ayrım vardır.

Hazreti Hüseyin ile Kerbela!

NETHABERLER | NURAN KIRLAK

Hz. Hüseyin’in Kerbela vakası, İslam tarihinde bir dönüm noktasıdır ve Yezid’in temsil ettiği değerler ile Hüseyin’in duruşu arasında keskin bir ayrım vardır.

Şair Ferezdek’in büyük imamımıza söylediği bir sözü hatırlayarak başlamak anlamlı olur: “Ey Hüseyin! Gel vazgeç! Kufelilerin gönlü senden yana, kılıçları ise Yezid’den yanadır.” Ne yazık ki bu söz bugün de geçerli bir gerçeği ortaya koyar. Gönlümüz Hüseyin’den yana olsa da, kinimiz, nefretimiz ve hırslarımız kimi destekliyor?

Yezidlik sadece tarihi bir olay ya da şahıs değildir; bir temsil, bir zihniyettir. Bu zihniyet hem manevi hem de zahirde kendini gösterir. Kerbela’dan bu yana İslam dünyasında yaşanan mezhepsel çatışmalar, saltanat hırsları ve adaletsizliklere baktığımızda, Irak Kufelileri gibi Yezid’in yolundan gidenlerin hâlâ varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Bugün bile Irak hükümeti, mezhep taassubu bahanesiyle adaletsizliği tetikleyen bir düzene biat etmektedir. Bu noktada Hüseyni olmak, merhamet ve adaletin birleşiminden doğan bir cesareti gerektirir. İman etmek ve İslam’ın temel yasalarına sadık kalmak, herhangi bir mezhep taassubuna veya Yezidleşmiş bir zihniyete teslim olmamak demektir. Ne yazık ki, hem fanatik Şiiler hem de fanatik Sünniler arasında mezhepçi yaklaşımlar giderek Yezidvari tutumlara dönüşmektedir.

Kılıç kimin elindeyse ona biat edenler çoğalmış; gerek Suudi Arabistan’daki Vehhabi yönetiminin gücü, gerekse İran’daki mollaların etkisiyle mezhep savaşları derinleşmiştir. Unutulmamalıdır ki Hüseyni olmak gözyaşı dökmekle değil, zulme karşı dik durmakla mümkündür. Hz. Hüseyin’i anmak sadece bir matem değil, onun değerlerini savunmanın bir göstergesi olmalıdır. Şehitlere ağlamaktan ziyade onların kıyamını anlamak ve adaleti üstün tutmak gerekir. Günümüzde yaşanan çatışmalara bakıldığında, özellikle İdlib’in sembolik önemi dikkat çekmektedir. Tarihte İslam coğrafyasının en geniş olduğu ve zekât verecek kimsenin bile bulunmadığı bir dönem Ömer bin Abdülaziz’in liderliği ile mümkün olmuş ve sonrasında onun şehadeti ile son bulmuştur. İdlib’de vuku bulan saltanat hırsı ve mezhepsel çatışmalar, bu tarihî noktaları yeniden hatırlatmaktadır.

İktidar hırsının kör ettiği iki taraf arasında sürdürülen mücadele, tıpkı Evs ve Hazrec kabileleri arasındaki kardeş kavgasına benzemektedir. Bu hadiselerden alınması gereken ibret açıktır: İki tarafın da Yezid zihniyetine düşmekten kaçınması gerekir. Bu fitne ve çatışmaların sona ermesi için ümmetin birlik içinde hareket etmesi şarttır. İslam dünyasında mezhepsel farklılıkları bir kenara bırakıp ortak değerlerde buluşmak, Allah’ın bize verdiği imanı korumanın en önemli adımıdır.

Artık hırsları ve kibri bir kenara bırakıp adalet, merhamet ve kardeşlik çerçevesinde bir çözüm arayışında olmalıyız. Unutmamak gerekir ki hilafet devrinin sona ermesi saltanat kavgasından doğmuştur. Hz. Ömer bin Abdülaziz’in adil yönetimi ile sembolize edilen hilafet, sonrasında melikliğe dönüşmüş ve iktidar hırsıyla anlamını yitirmiştir. Bugünün siyasi düzeninde, hem dinî liderliği hem devlet başkanlığını birleştirme çabaları sadece yeni sorunlar yaratmaktadır. Son olarak, mezhepçilik küfürdür; mezhep seçimi ise içtihadi bir yaklaşım olarak kişisel eğilimlere göre yapılan bir tercihtir.

Mezhebin değerlerini yaşamak disiplin sağlar ancak bu tercih asla başka inançlara saldırmaya dönüşmemelidir. Mezhepler arası ayrımcılık yerine ortak değerlerimizde buluşmalı ve Kerbela’nın ibret dolu hikâyesinden ders çıkararak Müslümanlar arasında haksızlık yapılmamasın diye bir tarih yazıldı. 

Ahde Vefa Platformu Başkanı Nuran Kırlak

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.