Ezan Bedeli! Es-Salah…
Ezan Bedeli! Es-Salah…
Faysal Atmaca yazdı! “Bugün sosyal medyada, İbrahim Halıcı kardeşimin paylaştığı bir gazete kupürü karşıma çıktı. 21 Ocak 1950 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşeti, hâlâ yüreklere kor gibi düşecek cinstendi:”
EZANIN BEDELİ
Bugün sosyal medyada, İbrahim Halıcı kardeşimin paylaştığı bir gazete kupürü karşıma çıktı. 21 Ocak 1950 tarihli Cumhuriyet gazetesinin manşeti, hâlâ yüreklere kor gibi düşecek cinstendi:
Faysal Atmaca - NetHaberler
“Arapça ezan okuyan bir akıl hastası…”
O cümledeki soğukluk, sadece bir haber dili değil, bir zihniyetin itirafnamesiydi. Ezanın aslıyla okunmasını delilik sayan, inancı baskı altına alan ve dini kendi çerçevesine hapsetmeye çalışan bir anlayışın özetiydi bu.
O yıllarda minarelerden “Allahu Ekber” yerine “Tanrı uludur” sözleri yükseliyor, Rabbimizin adı değiştirilmiş bir dille anılıyordu. Ezan ve kamet Arapça okunursa, bu suç sayılıyor; cezalar para cezasından hapse, sosyal linçten hayat boyu damgalamaya kadar uzanıyordu.
Bu millete bu zulmü reva görenler, bugün utanmadan dinden, diyanetten ve hatta özgürlüklerden bahsedebiliyor.
Pes doğrusu pes doğrusu.
Bu kupür bana, köyümüzde o yıllarda yaşanan bir olayı hatırlattı. Köyümüzün hatibi Molla Hasan Atmaca, vakur, ilim ehli, inancını tavizsiz yaşayan bir insandı. Minareden yükselttiği Ezan-ı Muhammedî, köyün ruhunu besleyen bir hayat damarı gibiydi.
Bir gün köyün içinden imanla bağı kopmuş bir münafık, Molla Hasan’ı yetkililere şikâyet etti. “Arapça ezan okuyor” diye yapılan bu ihbar, o dönemde ağır bir suçtu. Molla Hasan, Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmak üzere çağrıldı.
Mahkemenin başında, Türkiye’nin ilerleyen yıllardaki siyasi tarihinde derin izler bırakacak olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın babası, Rahmetli Mehmet Sabri Erbakan vardı. Sabri Bey, hem kanuna riayet eden hem de vicdanını susturmayan bir hukuk adamıydı.
Duruşmada Molla Hasan suçunu inkâr etmedi:
“Ben Rabbimin emrettiği şekilde ezanı okurum.”
Kanun gereği para cezası verildi. Ancak duruşma bitince Mehmet Sabri Bey, cebinden çıkardığı parayı Molla Hasan’a verdi ve verdiği cezanın tamamını ödemesini sağladı ve Molla Hasan’ı alnından öptü.
Bu, hem dönemin zulmüne sessiz bir isyan hem de adaletin vicdanla buluştuğu tarihi bir andı.
1932’de başlayan ezan yasağı, 18 yıl boyunca sürdü. Bu yasağın kaldırılması, Demokrat Parti iktidara geldikten hemen sonra, 16 Haziran 1950’de TBMM’de kabul edilen bir kanun değişikliğiyle gerçekleşti. O gün, milletin kalbinden koparılan bir parça yeniden yerine kondu; ezan aslıyla, Arapça okunmaya başlandı.
Ve işte burada bizim köyümüz için büyük bir tevafuk yaşandı:
Ezan yasağının kalkmasının ardından, ilk Ezan-ı Muhammedî’yi gökyüzüne haykırmak, yine köyümüzün o dönemki hatibi —ve benim de babam olan— Mehmet Nuri Atmaca’ya İzmir’de nasip oldu.
O gün, minarelerden yükselen “Allahu Ekber” nidaları sadece gökyüzünü değil, milletin yüreğini de titretti. Bu, zulmün ardından gelen bir bayram sabahı gibiydi.
Yıllar geçti… 1974 seçimlerinde, köyümüz —o zamanki adıyla Yavan, şimdiki adıyla Sugeldi— vefa borcunu sandıkta gösterdi. Geçerli 400 oyun tamamı, Mehmet Sabri Erbakan’ın oğlu Necmettin Erbakan’ın partisi MSP’ye verildi. Bu, sadece siyasi bir tercih değil; bir hafıza, bir teşekkür, bir sadakat ifadesiydi.
Ve bu sadakat, bugün hâlâ aynı davanın izinde yürüyen Reisine karşı devam ediyor.
Bu hikâye, üç büyük gerçeği gözler önüne seriyor:
1. Zulümle iman sökülemez. Ezanı susturmaya çalışan zihniyet, milletin kalbinden imanını söküp atamadı.
2. Vicdanlı duruş nesiller boyu yaşar. Mehmet Sabri Erbakan’ın tavrı, aradan yarım asır geçse de unutulmadı.
3. Vefa, siyaseti aşar. Bu hikâye, siyasi rekabetten öte, gönüllerde kurulan bir köprüdür.
21 Ocak 1950’deki o gazete kupürü, sadece bir dönemin değil, bir zihniyetin sembolüdür. Bizim köyümüzde yaşanan iki hadise —Molla Hasan Atmaca’nın mahkemesi ve Mehmet Nuri Atmaca’nın ezanı— ise, milletin hem zulme karşı direncinin hem de vefa geleneğinin canlı örnekleridir.
Ve biz biliriz ki:
Ezanın bedeli ödenir, ama ezanın sesi asla susturulamaz vesselam.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.