Epilepsi hastasına 30 kat fazla ilaç vererek ölümüne yol açan hemşire için istenen ceza belli oldu
Epilepsi hastasına 30 kat fazla ilaç vererek ölümüne yol açan hemşire için istenen ceza belli oldu
Beylikdüzü'nde özel bir bakımevinde kalan 22 yaşındaki epilepsi hastası Uğur Yıldırım'ın alması gereken sakinleştirici miktarından 30 kat fazla ilaç vererek ölümüne yol açtığı iddiasıyla yargılanan hemşire için hazırlanan iddianamede müebbet hapis cezası talep edildi.
Epilepsi hastası gence 30 kat fazla ilaç vererek ölümüne yol açan hemşire için istenen ceza belli oldu
İstanbul Beylikdüzü'nde özel bir bakımevinde kalan 22 yaşındaki epilepsi hastası olan Uğur Yıldırım'ın alması gereken sakinleştirici doz miktarından 30 kat fazla ilaç vererek ölümüne yol açtığı iddiasıyla yargılanan hemşire için hazırlanan iddianamede müebbet hapis cezası talep edildi.
NetHaberler | Ara Özel
Beylikdüzü'nde, 22 Ekim 2024 tarihinde, epilepsi hastası Uğur Yıldırım'ın (22), aniden geçirdiği fenalık sonucu sakinleşmesi için kaldığı özel bakım evinde hemşire S.T. tarafından üst sınırı 400 miligram olan ilacı, 11 bin 958 miligram verilerek öldüğü iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma tamamlandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, vefat eden Uğur Yıldırım ‘müteveffa', Yıldırım'ın annesi Dilek Barut ‘müşteki', aralarında ilacı veren kurum hemşiresi ve personellerinin de olduğu 9 kişi ‘şüpheli' sıfatıyla yer aldı.
ANNE, ÇOCUĞUNUN VÜCUDUNDA ARA ARA MORLUKLAR GÖRDÜĞÜNÜ BELİRTTİ
İddianamede, vefat eden Uğur Yıldırım'ın Beylikdüzü Özel Mor Menekşe Bakım Evinde kaldığı, 22 Ekim 2024 tarihinde hastaneye ölü vaziyette geldiği, doktorlar tarafından bileklerinde morluklar olduğunun görülmesi üzerine, konunun kolluk kuvvetlerine oradan da Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'na bildirildiği ve soruşturma başlatıldığı aktarıldı. Yıldırım'ın annesi Dilek Barut'un savcılık ifadesine de yer verilen iddianamede Barut, oğlunun epilepsi hastası olduğunu, yaklaşık olarak 5 aydır oğlunun bu bakım evinde kaldığını, ara ara çocuğunun vücudunda morluklar gördüğünü, kendisine bakımevi tarafından kendi kendine zarar verildiği söylense de çocuğuna zarar verildiğini beyan ettiği belirtildi. İddianamede, sanık sıfatıyla yer alan M.Ö.T, A.L, ve Y.E.Ş, suçlamaları kabul etmediğini belirtti.
Engelli bireyin bağlama aparatı olduğu değerlendirilen iplerin bulunduğu cihazı odaya getirildiği belirtildi. İstanbul Aile ve Sosyal İl Müdürlüğü'nün raporu da iddianameye eklendi.
'KRİZE GİRDİ, ODAYA DOĞRU İTİLDİ'
Raporda, katta 9 kişinin bulunduğunun tespit edildiği, Olay esnasında katta 9 kişinin bulunduğunun tespit edildiği, olay günü Yıldırım'ın elinde bulunan bavulun arızalanması üzerine krize girdiği, incelenen kamera kayıtlarında, saat 12.28'de Yıldırım'ın Y.E.Ş. tarafından çekilerek odaya doğru itildiği, oda çıkışında da benzer eylemlere devam edildiği, bakım personeli B.G.'nin kat temizliğine devam ettiği, Y.E.Ş.'nin Yıldırım'a yönelik itilme davranışlarına devam ettiği, odadan çıkmak istemesine rağmen zorla tutulduğu, bu esnada çalışan A.L. ile Y.E.'nin de kata geldiği, saat 12.41'de Uğur Yıldırım'ın elinin bir saniye kadar kapı dışında yere düşmüş vaziyette görüldüğü akabinde, A.L. ve Y.E.'nin ellerinde torbalar ile odaya girdiği, bu esnada, temizlik personellerinin temizliğe devam ettiği aktarıldı.
Raporda ayrıca, Yıldırım'ın hasta bakım personeli M.Ö.T. tarafından tutularak koridorun diğer tarafına götürüldüğü, Y.E.S tarafından ise ayaklarından çekildiği, bu esnada personel Ç.Ö.'nün katta bulunduğu, müteveffanın yerde ayaklarını sallayarak çırpınır bir halde bulunduğu, sanık Y.E.'nin Uğur Yıldırım'ın üzerinde olduğu ve aralarında arbede yaşandığı, bu esnada oda kapısının sürekli olarak açık tutulmasının sağlanarak kamera görüntülerine yansımasının engellenmek istediği, saat 13.21'de Ç.Ö.'nün katta olduğu esnada Yıldırım'ın başka bir engelli birey tarafından kıyafetinin şapkasından tutularak odaya çekildiği belirtildi.
Saat 13.23'te Yıldırım'ın M.Ö.T. tarafından odaya sokulduğu, Ç.Ö ve başka bir engelli bireyin odaya girdiği, engelli bireyin bağlama aparatı olduğu değerlendirilen iplerin bulunduğu cihazı odaya getirdiği, saat 13.30'da Y.E., M.Ö.T. ve Ç.Ö.'nün başka bir odadan bir cihaz odaya getirdiği, Yıldırım'ın oda çıkışına yöneldiği ancak tekrardan oda içerisine çekildiği, daha sonra S.T., M.Ö.T. Ç.Ö. ve T.Ö.'nün odanın çıkışında bir arada durdukları, Yıldırım'ın odadan çıktıklarına dair bu andan itibaren herhangi bir görüntünün bulunmadığı belirtildi. Raporda ayrıca, 112 ekiplerinin yaklaşık olarak 30-35 dakika içerisinde kuruma ulaştıkları, saat 18.36'da Yıldırım'ın taşınarak kurumdan çıkarıldığı ve Beylikdüzü Kolon Hastanesine götürüldüğü ve 19.05'de vefat ettiğinin anlaşıldığı aktarıldı.
Raporda, şüphelilerin ifadelerinde çelişkili durumlar olduğu, şüpheliler her ne kadar Yıldırım'ın saldırgan davranışlarda bulunduğunun beyan edildiği belirtilse de, yapılan fiziksel davranışlar dışında saldırgan durumunun bulunmadığı, Yıldırım'ın yerde çırpınır vaziyette olduğu, başka bir engelli birey tarafından kıyafetinden çekilerek zorla oda içerisine götürüldüğü anlatıldı. Öte yandan, raporda, kurum personellerinin fiziksel olarak kötü muameleleri veya kötü muameleleri gördükleri halde müdahalede bulunmadıkları için kusurlu oldukları belirtildi.
400 MİLİGRAM SINIRI OLAN İLACI 11 BİN 958 MİLİGRAM VERİLDİĞİ BELİRTİLDİ
Hazırlanan iddianamede, Uğur Yıldırım'ın sakinleşmesi için kullanılan ilacın kurum hemşiresi S.T. tarafından 400 miligrama kadar sınırının olmasına rağmen Yıldırım'a 11 bin 958 miligram vererek, alması gereken dozdan yaklaşık 30 kat fazla ilaç verildiği belirtildi.
1 SANIK HAKKINDA MÜEBBET HAPİS CEZASI TALEBİ
Hazırlanan iddianamede, sanık S.T. hakkında, ‘olası kastla beden ve ruh bakamından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi olası kastla öldürme' suçundan müebbet hapis cezasıyla, sanıklar A.L., Y.E.E. ve M.Ö. hakkında ise ‘beden ve ruh bakamından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiyi kasten yaralama'suçundan 2 yıl 6 aydan 3 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
Sanıklar A.İ. ile B.G. hakkında ise ‘beden ve ruh bakımından engelli olan, kendisini savunamayacak kişiye yönelik suçu bildirmeme'suçundan 1'er yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Sanık Ç.G. hakkında, ‘beden ve ruh bakımından engelli olan, kendisini savunamayacak kişiye yönelik suçu bildirmeme'ile ‘beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak kişiye yönelik kasten yaralama'suçlarından toplam 4 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapsi istendi. Sanıklar T.Ö. ile Y.E. hakkında ise, ‘beden ve ruh bakımından engelli olan, kendisini savunamayacak kişiye yönelik suçu bildirmeme' suçundan 1'er yıl 6'şar aya kadar hapsi talep edildi.
İDDİANAME KABUL EDİLDİ
Öte yandan hazırlanan iddianame, Bakırköy 18. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Sanıklar, önümüzdeki günlerde hakim karşına çıkacak
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.