Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

MUSA KARADEMİR YAZDI: ”YENİDÜNYA DÜZENİ VE TRANSNASYONALİZM (KARŞILIKLI BAĞIMLILIK)”

Soğuk Savaşın sona ermesiyle

Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte, yenidünya düzeni diye adlandırılan ve onun içinde beslenerek büyüyen küreselleşme (globalizm) olgusu, ekonomik bir tanım olmanın ötesine geçerek, bugün sosyal bir tanıma da ulaştı.

Yenidünya düzeni, salt devasa şirketlerin (çok uluslu işletmeler) marka değerleri ve ciroları olarak görülmenin çok ötesindedir. Başlangıçta yenidünya düzeni, dev şirketlerin yaratmış olduğu ekonomik değerle tanımlanırdı. Ancak özellikle Soğuk Savaşın sona ermesiyle birlikte, küresel sermayenin eski sosyalist ülkelere de girmesiyle birlikte, kavram ekonomik derinliğe daha fazla büründü.

Yenidünya düzeni ve onun içinde beslenerek büyüyen küreselleşme, son otuz yılda, anlamını ve tanımı değiştirmiş olarak yoluna devam etti. Bugün ise dijital çağdan bahsedilmektedir.

Bugün artık küreselleşme dediğimiz kavram veya paradoks; devlet, toplum ve bireyi etkisi altına alarak yeniden şekillendirmiştir. Bu yeni şekilde, tüm değerlere yeni tanımlar getirilmiştir. Artık her ulus devlet, küreselleşeme ile birlikte, dünyaya entegre olmaya çalışmaktadır.

Yenidünya düzenin getirdiği önemli değişimlerden biri de devletlerin sosyal tanımları olmuştur. Geçmişte; gelişmiş, gelişmekte olan ve geri kalmış ülkeler tanımı, bugün sanayi toplumları, sanayi ötesi toplumlar, bilgi ve teknoloji toplumları olarak ad değiştirmiştir.

Yenidünya düzeni öyle bir noktaya ulaşmıştır ki “dünya bir köy¹” haline gelmiştir. Dolayısıyla da dünya artık her şeyin iç içe geçtiği sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel, sosyo-politik vb. tüm alanlarda füzyona uğramıştır.

Yenidünya düzeni ve küreselleşme, kapitalist sistemin son oyunu olarak ortaya çıkmış ve toplumları (devletleri) etkisine almıştır. Bu etkinin bir üst kimliği, bölgesel entegrasyonlar olmuş, bölgesel entegrasyonlarla dünya, ekonomik, siyasi ve sosyal alanda daha fazla homojenleşmiştir. Bunun sonucu, tek dünya düzeni kavramı iyiden iyiye tartışma ortamı bulmaya başlamıştır. Salgın hastalık pandemi, bunun bir disiplin olgusu olarak, büyük sıfırlama gibi bir algıya dönüşmeye de başlamıştır.

Sonuç olarak, yenidünya düzeni, uluslararası ilişkileri derinden etkilemiştir. Zira ulus devletlerin, Uluslararası alandaki ilişiklerinin temeli, karşılık ticaret (dış ticaret) ve diplomasi esasına göre yürütülmekteydi. Ancak daha sonra bu değişti ve transnasyonel noktaya doğru yön değiştirdi.

Uluslararası ilişkilerdeki bu değişim, “tam bağımsızlık” kavramı yerine, “kabul edilebilir bağımlılık” nosyonuna dönüşmüştür.

Yenidünya düzeni içinde meydana gelen bu yeni değişim, ekonomik entegrasyonlardan ve temel doğal kaynakların, çıkar esasına dayalı karşılıklı bağımlılığından kaynaklanmaktadır.

Küreselleşmenin Var Ettiği Bağımlılığın Yenidünya Düzeninde Formüle Edilmesi

Karşılıklı Bağımlı (Transnasyonal)

Eğer bir ülkenin, diğer ülkelerin ekonomilerine bağımlılığı, o ülkenin siyasi kararlarından bağımlı kılmayacak seviyede tutabilmişse, ekonomik ve siyasi bağımsızlık var demektir. Dolayısıyla da bağımsızlık zedelenmemiştir. Bunu şöyle formüle edebiliriz:

Görüldüğü üzere, uluslararası ilişkilerin derinliği ve diplomasinin matrisi, çok bilinmeyenli denklemdir. Esas olan bu bilinmeyen denklerimi çözmede ustalaşmaktır. Satrançta kazanan taraf olmaktır. En azından kaybeden tarafta yer almamakta yarar vardır. Birinci Körfez Krizi’nde (1991) Özal’ın tabiri ile “bir koyup, üç alacaktık” ancak, ne aldığımızı herkes biliyor.

Bizlerin kafasına kazanmış bir tabir vardır; Türkler cephede kazanır, ancak masa başında kaybeder.”  Günümüz diplomasisinde artık öyle bir lüksümüz yok. Bugün kürselleşmenin, daha geniş anlamıyla yenidünya düzeninin sloganı “değişmeyen tek şey değişim” kavramıdır. Bu da “bireyin hırslarının, toplumsal çıkar için kullanılması³” ilkesini de beraberinde getirecektir. Ayrıca unutulmamalıdır ki küreselleşme, güçlülerin mizanseninden başka bir şey değildir.

———————————————————

¹ Hocam Prof. Dr. Bener Karakartal’ın, Uluslararası İlişkiler Dersini anlattığı dönemde (1992) kullandığı tabir.

² Multivariate ANOVA; Birden fazla bağımlı değişkene tek bir bağımsız değişkenin etki ettiği durumlarda Tek Yönlü MANOVA kullanılmasıdır.

³ Ünlü Matematikçi John Nash’in Ekonomi Alanındaki Oyun Teorisi

Hnr. Dr. Musa Karademir

BDU Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkanı

United Kingdom EODP Türkiye Başkanı ve İyi Niyet Büyükelçisi

TÜRFED Federasyonu Kurucu Genel Başkanı

TÜKON Tüketiciler Konfederasyonu Kurucu Genel Başkan Yrd.