Nöbetçi Eczaneler
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener konuk olduğu televizyon programında, 28 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna ilişkin açıklamalarda bulundu. HÜDA-PAR ile ilgili oldukça sert konuşan Akşener, “Dangalak” ifadesiyle tepki gösterdi. HÜDA-PAR da Akşener ile ilgili suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.
Türkiye, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu için 28 Mayıs’ta tekrar sandık başına gitmeye gün sayarken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Habertürk’te soruları cevapladı.
Canlı yayında seçimler ile ilgili kritik değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti lideri Akşener, Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanacağını inandığını dile getirdi. İkinci tur seçimleri için sıfrıdan başladıklarını ifade eden Akşener, “Sayın Kılıçdaroğlu’nu seçtirdiğimizde AK Parti de dahil olmak üzere bu sistemi değiştirebiliriz.” dedi.
AKŞENER’DEN ÇOK SERT TEPKİ
HÜDA-PAR’ı sert sözlerle eleştiren ve HÜDA-PAR’ın parti programında “kadınların sahiplendirilmesi” yönünde ifadelerin olduğunu belirten Akşener, programda bir anda sinirlendi.
“ŞİMDİ KÜFREDECEĞİM, DANGALAK”
Akşener, “Sahiplendirilen kadın ya bu ne demek? Şimdi küfredeceğim, dangalak diyeyim hadi. Seni sahiplendirelim? Öyle bir adamsın demek ki? Böyle bir durum olabilir mi?” ifadelerini kullandı.
SOSYAL MEDYADA GÜNDEM OLDU
İYİ Parti liderinin bu sözleri, sosyal medyada gündem yaratırken; HÜDA-PAR’dan da bir açıklama geldi.
HÜDA-PAR’DAN AÇIKLAMA: AKŞENER HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
HÜDA-PAR İnsan Hakları ve Hukuk İşleri Başkanlığı’nın Twitter hesabından, Akşener hakkında suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi. Paylaşımda şu ifadelere yer verildi;
“Partimize yönelik sarfettiği çirkin, ahlak sınırlarını aşan, siyasi olgunluğa yakışmayan ve bir siyasetçinin sahip olması gereken asgari nezaketi ihlal eden hakaretleri sebebiyle Meral Akşener hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
HÜDA PAR NE DEMİŞTİ?
HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, parti programında yer alan “yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi” ifadesine açıklık getirdi. Sülün, kastedilenin “kurulmak istenen fon aracılığı ile yalnız yaşayan kadınlara maddi destek sağlanması” olduğunu söyledi.
HÜDA PAR’ın Genel İdare Kurulu Üyesi Aynur Sülün, parti programında yer alan “yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi” ifadesiyle ilgili konuştu. Kastedilenin “kurulmak istenen fon aracılığı ile yalnız yaşayan kadınlara maddi destek sağlanması” olduğunu savunan Sülün, kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki hükümleri düzenleyen 6284 sayılı kanunun “Erkeğin de mağdur olmasına mahal vermeyecek şekilde” değiştirilmesini istediklerini söyledi.
PARTİ PROGRAMINDA NE DENİLİYOR?
HÜDA PAR programındaki “Vârisleri olmayan veya bulunamayan kişilerin bıraktığı miras, devlet hazinesine değil fakirlere bırakılmalı veya sadece fakir gençlerin evlendirilmesi, yalnız yaşayan kadınların sahiplenilmesi ve yetimlerin bakımı gibi alanlarda kullanılmak üzere oluşturulacak bir fona devredilmelidir” ifadesi hakkında konuşan Aynur Sülün, şunları söyledi:
MUHTAÇ KADINLARI FONDAN YARARLANDIRMA…
“Kılıçdaroğlu ve trolleri kelimeyi kırptı ve onun üzerinden kirli bir algı yürüttü. Aslında mesele onların lanse etmeye çalıştığı gibi değil. Parti programımızda bahsedilen şey, ihtiyaç sahipleri için devlet hazinesinden bağımsız olarak bir fon oluşturulması ve bundan muhtaçlar başta olmak üzere yalnız yaşayan kadınların da yararlanmasının sağlanmasıdır. Yani yalnız yaşayan kadınlara maddi destek sağlanmasıdır. Açık bir şekilde programımızda mesele ele alınmıştır.”
KADININ BEYANININ ESAS OLMASI HUKUKİ DEĞİL
Aynur Sülün, kadına yönelik şiddetin önlenmesini amaçlayan 6284 sayılı kanunun “tedbir” kararını içeren 8. maddesinin “hukukî” olmadığını savunurken, bu vakalarda ‘sadece kadının beyanının esas alınmasının suistimal doğurduğunu’ öne sürdü. Sülün, bu yöntemle “şiddet uygulayanlarla iftiraya maruz kalanların birbirinden ayırt edilemediğini” savundu. Sülün, tedbir vakalarında her iki tarafın da beyanının esas alınması gerektiğini ve erkeğin hakkının da gözetilmesi gerektiğini savundu.