Selimiye Camii Restorasyonu Mahkemelik Oldu: UNESCO Mirasında Yürütme Durdurma Kararı Alındı
Selimiye Camii Restorasyonu Mahkemelik Oldu: UNESCO Mirasında Yürütme Durdurma Kararı Alındı
Selimiye Camii (Selimiye Mosque), bir kez daha Türkiye'nin kültürel vicdanını sarsıyor. Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" diye gururla andığı bu abide, restorasyon çalışmaları sırasında kubbe yazılarındaki değişim (change) planları yüzünden mahkemelik oldu. Edirne İdare Mahkemesi (Edirne Administrative Court), dava süreci tamamlanana dek yürütmeyi durdurma kararı vererek, UNESCO (UNESCO) Dünya Mirası statüsündeki eserin özgünlüğünü koruma yolunda kritik bir adım attı. Bu karar, sadece yerel bir zafer değil; ulusal düzeyde miras koruma bilincinin yayılmasına da kapı aralıyor. Peki, bu tartışma nereden doğdu?
Selimiye Camii Restorasyonu Mahkemelik Oldu: UNESCO Mirasında Yürütme Durdurma Kararı Alındı (Selimiye Mosque Restoration in Court: UNESCO Heritage Suspension Decision)
NetHaberler - ÖZEL HABER
Edirne'nin gökyüzüne uzanan muhteşem siluetiyle gönülleri fetheden Selimiye Camii (Selimiye Mosque), bir kez daha Türkiye'nin kültürel vicdanını sarsıyor. Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" diye gururla andığı bu abide, restorasyon çalışmaları sırasında kubbe yazılarındaki değişim (change) planları yüzünden mahkemelik oldu. Edirne İdare Mahkemesi ( Edirne Administrative Court), dava süreci tamamlanana dek yürütmeyi durdurma kararı vererek, UNESCO (UNESCO) Dünya Mirası statüsündeki eserin özgünlüğünü koruma yolunda kritik bir adım attı. Bu karar, sadece yerel bir zafer değil; ulusal düzeyde miras koruma bilincinin yayılmasına da kapı aralıyor. Peki, bu tartışma nereden doğdu? Ve bu geri adım (step back), Mimar Sinan'ın (Mimar Sinan) mirasını nasıl etkileyecek? Gelin, bu hikayenin derinliklerine inelim – belki de siz de bu satırları okurken, Edirne'nin rüzgarında yankılanan bir dua mırıldanırsınız.
Bu haber, dini haberler (religious news) kategorisinde yer alan nadir olaylardan biri olarak, hem tarih meraklılarını hem de hukukçuları heyecanlandırıyor. Zira, Kültür ve Turizm Bakanlığı (Ministry of Culture and Tourism) ile Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu ( Edirne Regional Board for the Protection of Cultural Assets) tarafından onaylanan proje, caminin ana kubbe, yarım kubbeler ve mihrap bölümündeki kalem işlerini değiştirmeyi öngörüyordu. Davacılar, 19 Haziran 2023 tarihli ve 9435 sayılı kurul kararının iptali için harekete geçmişti. Mahkeme, "telafisi güç zararlar doğurabileceği" gerekçesiyle dur dedi ve bakanlığa 30 gün süre verdi: Projenin teknik-hukuki dayanakları, itirazlara yanıtlar ve belgeler mahkemeye sunulmalı. Bu gelişme, sosyal medyada #SelimiyeyeDokunma etiketiyle binlerce paylaşımın ardından geldi – bir tür dijital dua gibi, eserin korunması için yükselen sesler.
Selimiye Camii'nin Efsanevi Tarihi (The Legendary History of Selimiye Mosque)
Edirne'nin kalbinde, Sarımeşe Tepesi'nde yükselen Selimiye Camii, Osmanlı mimarisinin zirvesi olarak anılır. 1568 yılında inşasına başlanan bu külliye, 27 Kasım 1574 tarihinde tamamlanmış ve 14 Mart 1575'te ibadete açılmıştır. Mimar Sinan, 80 yaşında bu eseri tasarlamış; "Ustalık eserim, çıraklığımı Süleymaniye'de yaptım" diyecek kadar kendine güvenmiştir. Wikipedia'ya göre, cami 43,25 metre yüksekliğinde tek bir kubbe ile örtülü – çapı 31,25 metre! Bu devasa yapı, dört 70,89 metrelik minaresiyle göğe uzanır; her minarede 3 şerefeli, alem dahil 84-85 metreye ulaşır. İç mekânda, 8 sütuna dayanan kasnak sistemi, ferah bir hava yaratır; filayaklar 6 metre genişliğinde kemerlerle bağlanır. İznik çinileri, mermer işçiliği ve hat sanatı, eseri bir sanat galerisine dönüştürür – hünkar mahfili 12 mermer sütunla yükselir, 2 metre yükseklikte çinilerle kaplıdır.
Bu abide, sadece mimari bir harika değil; ruhani bir yolculuk. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sinde, II. Selim'in rüyasında Hz. Muhammed'in cami emri verdiği rivayeti yer alır – tartışmalı olsa da, Edirne'nin Rumeli merkezi oluşu ve padişahın şehre sevgisi, inşanın gerçekçi nedenleri. 2011 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren Selimiye, kriter i (insan yaratıcılığının başyapıtı) ve iv (mimari ve teknolojik evrim) ile onurlandırıldı. Akademik çalışmalarda, örneğin Ömer Dabanlı'nın "Selimiye Mosque to Surpass the Dome of Istanbul's Hagia Sophia" makalesinde, kubbenin Ayasofya'yı aşan mühendislik dehası vurgulanır. Yerel başarı burada başlıyor: Edirne'nin bu mirası, ulusal turizmi canlandırıyor; her yıl milyonlarca ziyaretçi, Sinan'ın izini sürüyor. Ama ya bu izler silinirse? Bu soru, restorasyon tartışmalarını alevlendiriyor.
Restorasyon Tartışmalarının Kökeni (Origins of Restoration Controversies)
Restorasyon (restoration) çalışmaları, 2021 yılında başladı – iyi niyetle, ama tartışmalı adımlarla. Proje, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Edirne Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onayı aldı; 29 Temmuz 2025'te kabul edilen güncelleme, kubbe tezyinatını (kalem işleri) değiştirmeyi içeriyordu. Ana kubbe, yarım kubbeler ve mihraptaki 18. veya 19. yüzyıla ait katmanlar kazınıp, mavi yerine siyah-beyaz yeni desenler uygulanacaktı. Davacılar, "bilimsel temelden yoksun" diye itiraz etti: Mevcut süslemeler korunmalı, özgünlük bozulmamalı. Geçmişte 1751, 1808, 1883, 1950 ve 1983 restorasyonlarında süslemeler muhafaza edilmişken, neden şimdi terk edilsin?
Bu tartışma, akademik çevrelerde yankı buldu. Betül Gelengül Ekimci'nin "Vakıf Eserlerin Restorasyonu ve Üsküdar Selimiye Camii" makalesinde, benzer vakıf eserlerinde özgün katmanların korunmasının önemi vurgulanır – Üsküdar'daki Selimiye için bile. Dijital ansiklopedilerde, Britannica'da Selimiye'nin "Osmanlı mimarisinin doruğu" olarak anılması, değişikliklerin riskini artırıyor. Sosyal medyada, X platformunda (eski Twitter) 20'den fazla paylaşım incelendiğinde, @malikejder47 gibi kullanıcılar "Tepkiler sonrası mahkeme dur dedi, umarım kalıcı olur" diye yazmış; @VoiceOfLevant ise "UNESCO mirası için zafer" demiş. Bu sesler, yerel Edirne'lilerden ulusal tarihçilere yayıldı – bir tür kolektif koruma içgüdüsü. Merak ettiniz mi: Bu proje neden 3 kez reddedildikten sonra onaylandı? Cevap, koruma kurullarının iç dinamiklerinde gizli; ama mahkeme, bu gizemi aydınlatmak için belgeleri talep etti.
Mahkeme Kararının Detayları ve Etkileri (Details and Impacts of the Court Decision)
Edirne İdare Mahkemesi, 27 Eylül 2025 tarihli oturumda, yürütmeyi durdurdu – gerekçe, "tarihi yapının özgünlüğünü bozma riski". Mahkeme, değişikliklerin önceki restorasyonları geçersiz kılabileceğini, telafisi güç zararlar doğurabileceğini belirtti. Bakanlığa verilen 30 günlük süre, projenin teknik dayanaklarını, itiraz yanıtlarını ve belgeleri kapsıyor. Bu karar, Cumhuriyet Gazetesi'nde "Tepki çeken restorasyona mahkemeden dur" diye manşetlendi. Hürriyet ise "Selimiye'de restorasyona durdurma" başlığıyla, ulusal çapta yayılmasını sağladı.
Etkileri? Yerel düzeyde, Edirne'de kutlamalar – koruma dernekleri, "Zaferimiz ulusa örnek olsun" diyor. Ulusalda, benzer davalar için emsal: Ayasofya veya Süleymaniye gibi eserlerde de özgünlük tartışmaları artabilir. Google News algoritmasına uygun olarak, bu haber "kültürel miras" ve "UNESCO mirası" etiketleriyle keşfediliyor; okuyucuyu "Peki ya yarın başka bir abide?" diye düşündürüyor. Akademisyenler içinse, Duygu İlkhan Söylemez'in "Batılılaşma Dönemi İstanbul Cami Cephelerinde Taş Süsleme" tezi gibi çalışmalar, bu kararın hukuki-sanatsal kesişimini aydınlatıyor. Endişe verici olan? Dava süreci 6 ayı bulabilir; o zamana dek eser güvende, ama belirsizlik devam ediyor.
Uzman Görüşleri ve Kamu Tepkileri (Expert Opinions and Public Reactions)
Tarihçi İlber Ortaylı, "İhya mı, imha mı?" başlıklı yazısında fırtına kopardı: "Hasan Çelebi'ye ait Karahisari ekolü yazılar muhafaza edilmeli; günümüz hattatlarının imzası 450 yıllık mirasa yakışmaz." Bu sözler, bir tarihçinin kaleminden dökülen bir feryat gibi – ve X'te @btgsondakika, "Yoğun tepki sonrası karar çıktı, memnuniyet hakim" diye paylaştı. 150 hattatın bildirisi, "Bu ihya değil, imha" diyor; Change.org'da imza kampanyası binlerce destek aldı.
Ekşi Sözlük'te, kullanıcılar "Sinan'ın dehası kubbede saklı, dokunma" diye nötr yorumlar yapmış – hakaret yok, sadece hayranlık. Arkeofili sitesinde, uzmanlar "Bilimsel veriler yok sayılamaz; raspa, sanatsal kayıp yaratır" uyarısı yapıyor. Bu tepkiler, yerel Edirne derneklerinden (örneğin Edirne Kent Kültürü Derneği) ulusal sanatçılara yayılıyor; Namık Kemal Döleneken gibi eski Selimiye Alan Başkanı, "Risk UNESCO statüsünü tehlikeye atar" demiş. Kamuoyu, Euronews'te "Tepki yağmıştı, durdu" diye okuyor. Merak uyandırıcı değil mi? Bu sesler, bir domino etkisi yaratıp diğer mirasları kurtarabilir mi?
Gelecekte Koruma Stratejileri ve Ulusal Yaygınlaşma (Future Preservation Strategies and National Dissemination)
Bu karar, yerel bir başarıyı ulusal çapta yayma fırsatı: TBMM (TBMM) düzeyinde miras yasaları tartışılabilir; TÜBİTAK (TÜBİTAK) gibi kurumlar, restorasyon protokolleri geliştirebilir. Akademik makalelerde, Osman Taşkın'ın "Nuruosmaniye Külliyesi'nin Mali ve Sosyal Yönü" çalışması, vakıf eserlerinin finansal korunmasını örnekliyor – Selimiye için de geçerli. DEİK (DEİK) gibi platformlar, uluslararası işbirliğini teşvik edebilir; UNESCO'nun 2011 kriterleri, özgünlüğü emrediyor.
Gelecekte? Dava 2026'ya uzanabilir; ama bu süreç, üniversitelerdeki araştırmacıları harekete geçiriyor – belki bir tez, "Selimiye Koruma Hukuku" üzerine. Baran Dergisi'nde, "Tarihi camilerde dönem yazıları belge; tekdüzeleşme tehlikesi var" deniyor. Ulusal yayılma için: Edirne modeli, İstanbul veya Bursa'ya örnek olsun. Sizce, bu zafer kalıcı mı? Yorumlarda paylaşın – belki sizin sesiniz, bir sonraki mirası kurtarır.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.