Özgür Akkuş: Vasatlık Değil, Liyakat

Eğitim 05.05.2025 - 22:54, Güncelleme: 05.05.2025 - 22:54
 

Özgür Akkuş: Vasatlık Değil, Liyakat

Toplumda bir şeyler ters gitmeye başladığında, genellikle derinlerde görünmeyen, ama her yere sirayet etmiş bir sessizlik yatar: Liyakatsizliğin sessizliği.
Vasatlık Değil, Liyakat Toplumda bir şeyler ters gitmeye başladığında, genellikle derinlerde görünmeyen, ama her yere sirayet etmiş bir sessizlik yatar: Liyakatsizliğin sessizliği. Yani işin ehline değil, idare edene teslim edilmesi… Bilene değil, tanıdığa güvenilmesi… Bu sessizlik, zamanla alışkanlığa, sonra da yozlaşmaya dönüşür. Ne zaman bir yerde işler yavaşlıyorsa, orada liyakat değil, vasatlık egemen olmaya başlamıştır. Çünkü vasat insan ses çıkarmaz, tartışmaz, fazla öne çıkmaz. Onun için esas mesele işi yapmak değil, görünürde olmak, yerini korumaktır. Ve ne yazık ki bu "gölge varlık", çoğu zaman karar vericilerin işine gelir. Tehlikesizdir çünkü. Sorgulamaz, değiştirmez, sadece onaylar. Ama yetkinlik, öyle midir? Yetkin insan soru sorar. Bildiklerini paylaşır, bilmediklerini öğrenmeye çalışır. Araştırır, önerir, hata yapar ama kendini geliştirir. Ve evet, bu bazen konforu bozar. Çünkü farklı fikirler, alışılmış kalıpları sarsar. Bu yüzden de yetkin olanın değil, sessiz olanın önü açılır. Oysa tarih boyunca gelişim, hep zor soruları sorma cesareti gösterenlerle mümkün olmuştur. Uygarlıkları ileriye taşıyanlar, vasata razı gelenler değil, yetersiz olanla yetinmeyenlerdir. Bugün pek çok insan, çok çalışmasına rağmen ilerleyememekten yakınıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri, liyakatin arka sıralara itilmiş olmasıdır. Oysa bir toplumun adalet duygusunu besleyen şey, çalışanın emeğinin karşılığını almasıdır. Bunun yokluğu, hem bireyi hem toplumu yavaş yavaş içeriden çürütür. Bir işin ehline verilmesi, sadece verimlilik meselesi değildir. Aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. Adil olan, doğru olan budur. Çünkü liyakat varsa, güven vardır. Güven varsa, huzur ve gelişme de peşinden gelir. Eğitim sistemimizde de benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Öğrenciler, sınavlarda yüksek puanlar alarak iyi üniversitelere yerleşmek için büyük çaba harcıyorlar. Ancak mezun olduktan sonra, iş bulma süreçlerinde liyakat yerine tanıdık ilişkilerinin ön planda olması, gençlerin motivasyonunu kırıyor. Bu durum, yetkin bireylerin sistem dışında kalmasına ve vasatlığın norm haline gelmesine yol açıyor. Üniversitelerde de benzer bir durum söz konusu. Akademik kadrolara atamalarda, liyakat yerine farklı kriterlerin ön planda tutulması, eğitim kalitesini düşürüyor. Bu da öğrencilerin aldığı eğitimin niteliğini etkiliyor ve uzun vadede toplumun genel bilgi düzeyini aşağı çekiyor. Şimdi belki de en çok ihtiyacımız olan şey; vasatlığa değil, liyakate kulak vermek… Uysal olana değil, faydalı olana yer açmak… Görünene değil, hak edene değer vermek... Ve en çok da çocuklarımıza çalışmanın, öğrenmenin, dürüstlüğün işe yaradığını gösterebilmek…
Toplumda bir şeyler ters gitmeye başladığında, genellikle derinlerde görünmeyen, ama her yere sirayet etmiş bir sessizlik yatar: Liyakatsizliğin sessizliği.

Vasatlık Değil, Liyakat

Toplumda bir şeyler ters gitmeye başladığında, genellikle derinlerde görünmeyen, ama her yere sirayet etmiş bir sessizlik yatar: Liyakatsizliğin sessizliği.

Yani işin ehline değil, idare edene teslim edilmesi… Bilene değil, tanıdığa güvenilmesi… Bu sessizlik, zamanla alışkanlığa, sonra da yozlaşmaya dönüşür.
Ne zaman bir yerde işler yavaşlıyorsa, orada liyakat değil, vasatlık egemen olmaya başlamıştır. Çünkü vasat insan ses çıkarmaz, tartışmaz, fazla öne çıkmaz. Onun için esas mesele işi yapmak değil, görünürde olmak, yerini korumaktır. Ve ne yazık ki bu "gölge varlık", çoğu zaman karar vericilerin işine gelir. Tehlikesizdir çünkü. Sorgulamaz, değiştirmez, sadece onaylar.
Ama yetkinlik, öyle midir? Yetkin insan soru sorar. Bildiklerini paylaşır, bilmediklerini öğrenmeye çalışır. Araştırır, önerir, hata yapar ama kendini geliştirir. Ve evet, bu bazen konforu bozar. Çünkü farklı fikirler, alışılmış kalıpları sarsar. Bu yüzden de yetkin olanın değil, sessiz olanın önü açılır.
Oysa tarih boyunca gelişim, hep zor soruları sorma cesareti gösterenlerle mümkün olmuştur. Uygarlıkları ileriye taşıyanlar, vasata razı gelenler değil, yetersiz olanla yetinmeyenlerdir.
Bugün pek çok insan, çok çalışmasına rağmen ilerleyememekten yakınıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri, liyakatin arka sıralara itilmiş olmasıdır. Oysa bir toplumun adalet duygusunu besleyen şey, çalışanın emeğinin karşılığını almasıdır. Bunun yokluğu, hem bireyi hem toplumu yavaş yavaş içeriden çürütür.
Bir işin ehline verilmesi, sadece verimlilik meselesi değildir. Aynı zamanda ahlaki bir sorumluluktur. Adil olan, doğru olan budur. Çünkü liyakat varsa, güven vardır. Güven varsa, huzur ve gelişme de peşinden gelir.
Eğitim sistemimizde de benzer bir tabloyla karşılaşıyoruz. Öğrenciler, sınavlarda yüksek puanlar alarak iyi üniversitelere yerleşmek için büyük çaba harcıyorlar. Ancak mezun olduktan sonra, iş bulma süreçlerinde liyakat yerine tanıdık ilişkilerinin ön planda olması, gençlerin motivasyonunu kırıyor. Bu durum, yetkin bireylerin sistem dışında kalmasına ve vasatlığın norm haline gelmesine yol açıyor.
Üniversitelerde de benzer bir durum söz konusu. Akademik kadrolara atamalarda, liyakat yerine farklı kriterlerin ön planda tutulması, eğitim kalitesini düşürüyor. Bu da öğrencilerin aldığı eğitimin niteliğini etkiliyor ve uzun vadede toplumun genel bilgi düzeyini aşağı çekiyor.
Şimdi belki de en çok ihtiyacımız olan şey; vasatlığa değil, liyakate kulak vermek… Uysal olana değil, faydalı olana yer açmak… Görünene değil, hak edene değer vermek...
Ve en çok da çocuklarımıza çalışmanın, öğrenmenin, dürüstlüğün işe yaradığını gösterebilmek…

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.