Güler Demirhan: Gidip Konuşmak Varken!
Güler Demirhan: Gidip Konuşmak Varken!
Ekseriyetle, kendi içinde çıkmazları olanlar, huzuru olmayanlar, sosyal medyada sürekli birilerine göndermeli paylaşımlar yaparlar.
Gidip Konuşmak Varken!
Ekseriyetle, kendi içinde çıkmazları olanlar, huzuru olmayanlar, sosyal medyada sürekli birilerine göndermeli paylaşımlar yaparlar.
Bu durum sizlerin de dikkatini çekmiştir.
Sürekli top tüfek havada uçuşur, takip edenlerine ve arkadaşlarına, sürekli bir taarruz hissi verir.
Son derece toksik bir durumdan bahsediyorum.
Bazılarının arada bir olur bu durumu, yılda bir belki. 'Belki de canına tak etmiştir bir şeyler!' der, anlayışla karşılanabilir.
Ama bu hal süreklilik arz ediyorsa!..
Arkadaşları, takipçileri önce anlamaya çalışsa da sonrasında mevcut durumdan rahatsızlık duyarlar.
'Yine kime gönderme yapıyor acaba, bana mı!?
Kime olabilir!?'
Ya da 'muhatap ben değilim belli de neden ben sürekli, ateş hattında gibi hissediyorum kendimi!?'
diye düşünebilirler.
Dostlarım, sorunları en güzel çözme yolu iletişim değil mi!?
Canını sıkan her kimse gidip, onunla açıkça konuşmak, sorunu kökten çözmek yerine, sayısız insanın bulunduğu sosyal medya ortamına sürekli top, tüfek her ne varsa fırlatmanın anlamı var mı!?
Üstelik bunu yaparken de güzel güzel, çiçekli, böcekli ve manzaralı resimler kullanmak, sanki edebî bir paylaşım yapiyormuşcasına adeta sanat icra ediyormuş gibi yapmak, ne kadar doğru acaba!?
Ya da bu davranış şekli, sağlıklı bir ruh halini mi yansıtıyor?
(Söz konusu durum süreklilik arz ettiğinde mâlesef,düşündüren durumlar bunlar.)
Sosyal medya harici düşünelim, herhangi bir sohbet ortamında, bazı kişilerin, sürekli ortaya birilerini iğneleyici sözler söylemesi gibi...
Ve bu davranış kalıbı huy haline gelmişse...
Ortamın ahengini ve atmosferini bozan, huzursuz kişiliklerin durumuna denk bir konu.
Gerek yok bence, enerjimizi bu tür göndermelere harcamaya, hiç gerek yok.
Diğer yandan, konuyla alakası olmayan kişilerin de bu duruma mâruz kalmasına da gerek yok.
Üstelik geneli bu şekilde rahatsız etmeye de kimsenin, hakkı yoktur.
Nerden bakarsak bakalım, herkes için; olumlu enerjimizi alan ve negatif enerji pompalayan tuhaf ve sağlıksız bir durum oluşmuyor mu!?
Sorunlar iletişimle çözülür. Laf sokma, gönderme veya psikolojik suikastlarla değil.
Zira o ortam kirlendiğinde hepimiz etkileniyoruz.
Bilhassa bâzı insanların tam da bu konulardan beslendiğini üzülerek farkettim.
Tabiri yerindeyse; birbirine laf giydirme, sinir etme, fıtık etme, karşısındakini ne kadar sinir eder üzerse, kendini bir o kadar, huzurlu ve mutlu hissetme gibi...
Muhataplar kimdir bilemem fakat süreklilik arz eden bu durum, bunu icra eden şahısların, kişiliğinin ve psikolojisinin problemli olduğunu göstermiyor mu!?
Lütfen arkadaşlar, kimin kiminle sorunu varsa gitsin konuşsun.
En sağlıklısı ve en doğru yolu bu.
Aksi taktirde hepimiz, havada uçuşan o acaip lafların negatifliğini ister istemez, üzerimizde hissedeceğiz.
Tıpkı, savaş ortamında barut kokusuna maruz kalmak gibi bir şey bu.
Üstelik son derece rahatsız edici!..
Güler Demirhan
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.