Miss Universe Türkiye temsilcisi Ceren Arslan’dan çok konuşulacak açıklama: Biz satın alınan oylarla savaştık

Miss Universe 2025’in Tayland’daki finalinde Türkiye’yi temsil eden Ceren Arslan, halk oylamasında üç kategoride birincilik elde etmesine rağmen ilk 30’a kalamadı. Gece saatlerinde Türkiye'ye dönen Arslan, havaalanında muhabirlerin, birinci seçilen kişinin arkasında babasının olduğu yönündeki iddiaları sorması üzerine "Ben de böyle hissettim. O haksızlığı birçok anlamda hissettim" dedi.

Miss Universe Türkiye temsilcisi Ceren Arslan’dan çok konuşulacak açıklama: Biz satın alınan oylarla savaştık Miss Universe 2025’in Tayland’daki finalinde Türkiye’yi temsil eden Ceren Arslan, halk oylamasında üç kategoride birincilik elde etmesine rağmen ilk 30’a kalamadı. Gece saatlerinde Türkiye'ye dönen Arslan, havaalanında muhabirlerin, birinci seçilen kişinin arkasında babasının olduğu yönündeki iddiaları sorması üzerine "Ben de böyle hissettim. O haksızlığı birçok anlamda hissettim" dedi. Miss Universe 2025’in Tayland’daki finalinde Türkiye’yi temsil eden Ceren Arslan, sonuçların açıklanmasının ardından canlı yayına bağlanarak açıklamalarda bulundu. “EN TEMEL BASAMAK OLAN İLK 30’A BİLE GİREMEDİM” Arslan, “Üzgün değilim ama içim buruk. İlk 30’a kalmamayı beklemiyordum. Jüriyle birebir görüşmelerimiz çok olumlu geçti. Sahnedeki performansım da iyiydi. Buna rağmen elenmem aklıma yatmıyor” sözleriyle hayal kırıklığını dile getirdi. Yarışmanın yalnızca güzellik üzerinden değerlendirilmediğini, ülkesini en iyi şekilde temsil etmeye çalıştığını vurguladı. “OY SATIN ALINDI, BİZ BUNUNLA SAVAŞTIK” En çarpıcı açıklamaları ise halk oylamasıyla ilgili oldu. Arslan, “Çok haksızlık yaşadık. Birinci olduğum kategorilerde oylama tekrar açıldı. Sosyal medyayı manipülatif kullananlar vardı. Son oylama bitmeye yaklaşırken sıralamalar değişti, oy satın alındı. Biz satın alınan oylarla savaştık” dedi. “ÇİFTE STANDART VARDI” Bazı yarışmacıların ayrıcalıklı tutulduğunu belirten Arslan, şartların eşit olmadığını söyledi: “Bazıları süit odalarda kalıyordu, biz çift kişilik odalardaydık. Çoğunun saç-makyaj ekibi vardı, bize ‘yasak’ dendi. Biz koşturarak hazırlanırken onlar hazır halde inip çekimlere giriyordu.”