Marmaraereğlisi Açıklarında Deprem Paniği: İstanbul’da 5.0 Büyüklüğünde Sarsıntı, Yaralı Sayısı 17’ye Yükseldi

GÜNDEM 02.10.2025 - 18:06, Güncelleme: 02.10.2025 - 18:06
 

Marmaraereğlisi Açıklarında Deprem Paniği: İstanbul’da 5.0 Büyüklüğünde Sarsıntı, Yaralı Sayısı 17’ye Yükseldi

Marmaraereğlisi (Marmara Ereğlisi) açıklarında, yerin sadece 6,71 kilometre altında patlayan 5,0 büyüklüğündeki deprem (earthquake), İstanbul’un kalabalık caddelerini, yüksek binalarını ve hatta Marmara (Marmara Sea) kıyısındaki balıkçı teknelerini salladı. Bu sarsıntı, sadece bir anlık korku değil, yıllardır beklenen büyük felaketin gölgesinde bir hatırlatma gibiydi. Peki, bu zelzele (quake) ne anlama geliyor? Korku (fear) dolu dakikalar nasıl atlatıldı? Ve en önemlisi, yarınlar için ne dersler çıkarıyoruz?
Marmaraereğlisi Açıklarında Deprem Paniği: İstanbul’da 5.0 Büyüklüğünde Sarsıntı, Yaralı Sayısı 17’ye Yükseldi (Marmara Ereğlisi Earthquake Panic: Istanbul Shaken by 5.0 Quake) NetHaberler  | Özel haber Marmara Denizi’nin sakin sularını bir anda titreten o an, saatlerimizi durduran bir uyarı gibiydi. 2 Ekim 2025 Perşembe günü, öğleden sonra saat 14:55‘te, AFAD (AFAD - Disaster and Emergency Management Authority) ekranlarında beliren bildiriyle başladı her şey. Marmaraereğlisi (Marmara Ereğlisi) açıklarında, yerin sadece 6,71 kilometre altında patlayan 5,0 büyüklüğündeki deprem (earthquake), İstanbul’un kalabalık caddelerini, yüksek binalarını ve hatta Marmara (Marmara Sea) kıyısındaki balıkçı teknelerini salladı. Bu sarsıntı, sadece bir anlık korku değil, yıllardır beklenen büyük felaketin gölgesinde bir hatırlatma gibiydi. Peki, bu zelzele (quake) ne anlama geliyor? Korku (fear) dolu dakikalar nasıl atlatıldı? Ve en önemlisi, yarınlar için ne dersler çıkarıyoruz? Gelin, bu hikayenin satır aralarına birlikte göz atalım – çünkü deprem, sadece yerin altından değil, hepimizin vicdanından da yükselen bir ses. Bu haber, deprem (earthquake) gibi hassas bir konuyu ele alırken, AFAD ve İstanbul Valiliği (Istanbul Governorship) gibi resmi kaynaklardan doğrulanmış verilere dayanıyor. Hiçbir spekülasyon yok; sadece gerçekler ve uzman görüşleri. Eğer siz de o anı yaşadınızsa, yorumlarda paylaşın: Sarsıntıyı hissettiniz mi? Nasıl bir panik yaşadınız? Bu paylaşımlar, belki de bir sonraki felakete hazırlık için hepimize ilham olur. Depremin Anlık Etkileri ve İlk Tepkiler (Immediate Impacts and Initial Responses) Saat tam 14:55’te, Marmara Denizi’nin dingin yüzeyi altında başlayan hareket, saniyeler içinde karaya ulaştı. Kandilli Rasathanesi (Kandilli Observatory) verilerine göre sarsıntı 5,3 büyüklüğündeydi – bir fark ki, bu bile AFAD’ın 5,0 ölçümünü gölgede bırakmıyordu. Derinlik 6,71 kilometre; yani o kadar sığ ki, dalgalar gibi yayıldı ve İstanbul’un Avrupa yakasından Anadolu yakasına, hatta Bursa ve Kocaeli’ye kadar uzandı. Gözümün önünde canlanan görüntü: Ofislerdeki masalar sallanıyor, kahve fincanları devriliyor, çocuklar okullarda “Deprem tatbikatı mı?” diye soruyor. İlk tepkiler, kaosun ortasında bir umut ışığı gibi parladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya üzerinden anında devreye girdi: “AFAD ve ilgili kurumlarımız saha taramalarına başladı. Etkilenen herkese geçmiş olsun.” Bu sözler, panik anında bir çapa gibiydi. X platformunda (eski adıyla Twitter), binlerce kullanıcı anbean paylaştı hissettiklerini. Bir kullanıcı, “Marmaraereğlisi açıklarında deprem, İstanbul’u uyandırdı – ama biz hala hazır mıyız?” diye yazarken, başka biri “Korku doluydum, ama komşumun sakinliğiyle yatıştım” notunu düştü. Bu paylaşımlar, sadece bireysel hikayeler değil; ulusal bir dayanışmanın tohumları. Ve evet, İstanbul Valiliği’nden gelen o açıklama… Saat 16:40’ta: “4 binada hasar ihbarı aldık, ekipler yolda. Hastanelere 17 yaralı ulaştı – 12’si panik atak, 5’i burkulma.” Bu, yıkım değil, ama korkunun somut haliydi. Düşünün: Bir anne, çocuğunu kucağına alıp sokağa koşarken ayağını burkuyor. Ya da yaşlı bir amca, kalp atışları hızlanıp nefes alamıyor. Bu yaralar, fizikselden öte; ruhsal izler bırakıyor. Ama iyi haber: Can kaybı yok. Bu, Marmara bölgesinin hızlı müdahale mekanizmalarının zaferi. Artçı Sarsıntılar ve Saha Çalışmaları (Aftershocks and Field Operations) Sarsıntı diner dinmez, gökyüzü altında bir sessizlik çöktü – ama yer altından gelen fısıltılar bitmedi. Saat 17:27’de, aynı bölgede 4,0 büyüklüğünde bir artçı daha vurdu. AFAD’ın verileri, yerin 7 kilometre altında olduğunu söylüyor. Öncesinde 3,8’lik bir sarsıntı, ardından 2,0 ve 1,9’luk minikler… Toplamda 8 artçı, Kuzey Anadolu Fay Hattı (North Anatolian Fault Line) boyunca yankılandı. Bu, doğanın ritmi: Bir büyük vuruş, ardından küçük yankılar. Saha çalışmaları, adeta bir orkestra gibi koordine edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, X hesabından “Ulaşım ve iletişim altyapımızda sorun yok” müjdesini verdi. Tekirdağ Valisi Recep Soytürk ise “Olumsuz durum yok” diye ekledi. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Canan Yüceer, NTV’de canlı yayında “Ekipler sahada, her şey kontrol altında” diyerek izleyicileri rahatlattı. Bu koordinasyon, yerel başarıların ulusal bir model olmasını sağlıyor – düşünün, 3.597 personel, 250 araç devrede. Bu, sadece bir deprem müdahalesi değil; Türkiye’nin afet yönetimine dair bir gurur abidesi. Ama merak etmeyin, bu satırlar arasında bilimsel bir derinlik de var. Kuzey Anadolu Fay Hattı, 1.200 kilometre uzanan dev bir yılan gibi Anadolu’yu sarıyor. 1999 İzmit Depremi‘nden beri batıya doğru göç eden sismik aktivite, Marmara segmentini geriyor. Akademik bir makaleden alıntılayayım: “Dynamic stress pulses, strike-slip faulting’i anında aktive eder, ancak statik Coulomb stress artışı olmadan bu aktivasyon kısa sürer” (Durand et al., 2013, Journal of Geophysical Research). Yani, bugünkü deprem, faydaki gerilimi biraz boşalttı – ama büyük olan hala orada. Üniversite araştırmacıları için not: Bu olay, Marmara Denizi sismik boşluğunun (seismic gap) %50 olasılıkla 2005-2055 arasında 7,6 büyüklüğünde deprem üretebileceğini doğruluyor. Kaynak göstererek paylaşın, lütfen! Uzman Görüşleri: Bu Zelzele Büyüğü Tetikledi mi? (Expert Opinions: Does This Quake Trigger the Big One?) O anki korkuyu tarif etmek zor: Binalar inliyor, camlar titriyor, kalp atışları yerini sarsıntıya bırakıyor. Ama bilim, korkuyu yatıştıran en iyi ilaç. Prof. Dr. Okan Tüysüz, NTV yayınına bağlanırken sakin bir sesle “Marmara Denizi içinde pek çok fay var, bu ana kolun güneyinde – 6,2‘lik depremden uzak” dedi. Prof. Dr. Naci Görür ise X’te net: “Kuzey Anadolu Fay (KAF - North Anatolian Fault) aktif, İstanbul’u depreme hazırlayın!” Bu uyarı, bir kehanet değil; jeolojik bir gerçeklik. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy‘un analizi ise tüyler ürpertici: “Silivri çukurundan Ereğli’ye uzanan fay kırılmamıştı – burada 6,1-6,2 potansiyel var.” Hatırlayın, 23 Nisan 2025‘teki 6,2 büyüklüğündeki Silivri Depremi, 359 yaralı bırakmıştı – can kaybı yoktu, ama dersler büyüktü. Vikipedi’den bir not: O deprem, 13 saniye sürmüş, 15,2 km derinlikte 450‘den fazla artçı üretmişti. Ekşi Sözlük’te ise kullanıcılar “Marmara fayı gibi bir canavar, ama hazırlıkla yenebiliriz” diye yorumlamış – hakaret yok, sadece gerçekçi bir mizah. Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın sözleri ise umut verici: “Yıkıcı değil, 2075‘e kadar büyük beklemiyorum – panik yapmayın, okullar açılsın.” Bu görüşler, X’te yankılandı: Bir jeofizikçi, “P dalgası güçlü vurdu, büyüklük 5,2 civarı” diye paylaştı. Başka bir kullanıcı: “İstanbul sarsıldı, ama dayanıklıyız.” Bu etkileşimler, okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor: Sizce büyük deprem ne zaman? Yorumlarınızı bekliyoruz – belki bir araştırmacının tezi olur! Akademik derinlik için bir ek: 1999 İzmit Depremi, NAFZ boyunca 1.000 km kırılma üretmiş, 7,5 m yatay kayma yaratmıştı. Bugünkü olay, o zincirin bir halkası – Marmara Sismik Boşluğu, İstanbul’u tehdit ediyor. Jeologlar, Princes’ Adaları güneyindeki yoğun izleme ağını öneriyor: Retrofits, eğitimler şart. Eğitim ve Toplumsal Hazırlık: Okullar ve Günlük Hayat (Education and Societal Preparedness: Schools and Daily Life) Depremin en masum kurbanları, okullardaki çocuklar oldu. Silivri, Avcılar, Gaziosmanpaşa ve Kartal’da sirenler çaldı, öğretmenler minikleri bahçelere çıkardı. Veliler kapılarda beklerken gözyaşları sel oldu – ama bu, bir zaferdi: Tatbikatlar işe yaramıştı. İstanbul Valiliği, “Okullar yarın açık” dedi; bu, normalleşmenin ilk adımı. Toplumsal hazırlık, yerel başarıların ulusal yayılımı demek. Marmaraereğlisi Belediyesi’nin “Beklenen İstanbul Depremi” söyleşisi, Prof. Celal Şengör‘ün katılımıyla binleri topladı. Başkan Mustafa Onur Bozkurter: “Deprem gerçeğiyle yüzleşmek hepimizin sorumluluğu.” Bu etkinlikler, afet bilincini artırıyor – üniversiteler için ideal bir vaka: Marmaraereğlisi’nin modeli, Türkiye geneline yayılabilir. X’te bir paylaşım: “Orhangazi’de işyerinde kamera yakaladı – panik, ama kimse zarar görmedi.” Başka biri: “Bursa‘da hissettim, dışarı çıktık.” Bu hikayeler, dayanışmayı gösteriyor. Ekşi Sözlük’te: “Marmara depremleri, tarihimizden ders – 1999’u unutmayalım.” Vikipedi ise 23 Nisan 2025 depremini anımsatıyor: 291 artçı, 30 kTon TNT enerjisi. Tarihsel Bağlam ve Gelecek Uyarıları (Historical Context and Future Warnings) Marmara Denizi depremleri, bir kronik hikaye. NAFZ, 13-11 milyon yıl önce doğmuş, 200.000 yıl önce Marmara’ya ulaşmış. 17. yüzyıldan beri batıya göç eden depremler: 1939’dan beri 1.000 km kırılmış. 1999 İzmit, 7,4 büyüklükte 17.000 can aldı – bugünkü, bir uyarı. Prof. Dr. Süleyman Pampal: “Orta Marmara fayı doğu kesimi kırılmadı – 7 büyüklük riski.” X’te: “Yaralı 17, ama hazırlıkla sıfırlayabiliriz.” Bu, okuyucuyu harekete geçiriyor: Evinizi kontrol ettiniz mi? Yorum yapın, paylaşın – belki bir hayat kurtarırsınız. Sonuçta, bu deprem, bir son değil; başlangıç. İstanbul’u, Marmaraereğlisi’ni korumak için yerel çabalar ulusala yayılmalı. AFAD’ın “Hazır Ol” kampanyası gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu sarsıntı, değişimi getirir mi? Yorumlarınızı bekliyoruz – çünkü depremle savaş, hepimizin sesiyle kazanılır.  
Marmaraereğlisi (Marmara Ereğlisi) açıklarında, yerin sadece 6,71 kilometre altında patlayan 5,0 büyüklüğündeki deprem (earthquake), İstanbul’un kalabalık caddelerini, yüksek binalarını ve hatta Marmara (Marmara Sea) kıyısındaki balıkçı teknelerini salladı. Bu sarsıntı, sadece bir anlık korku değil, yıllardır beklenen büyük felaketin gölgesinde bir hatırlatma gibiydi. Peki, bu zelzele (quake) ne anlama geliyor? Korku (fear) dolu dakikalar nasıl atlatıldı? Ve en önemlisi, yarınlar için ne dersler çıkarıyoruz?

Marmaraereğlisi Açıklarında Deprem Paniği: İstanbul’da 5.0 Büyüklüğünde Sarsıntı, Yaralı Sayısı 17’ye Yükseldi ( Marmara Ereğlisi Earthquake Panic: Istanbul Shaken by 5.0 Quake)

NetHaberler  | Özel haber

Marmara Denizi’nin sakin sularını bir anda titreten o an, saatlerimizi durduran bir uyarı gibiydi. 2 Ekim 2025 Perşembe günü, öğleden sonra saat 14:55‘te, AFAD (AFAD - Disaster and Emergency Management Authority) ekranlarında beliren bildiriyle başladı her şey. Marmaraereğlisi ( Marmara Ereğlisi) açıklarında, yerin sadece 6,71 kilometre altında patlayan 5,0 büyüklüğündeki deprem (earthquake), İstanbul’un kalabalık caddelerini, yüksek binalarını ve hatta Marmara ( Marmara Sea) kıyısındaki balıkçı teknelerini salladı. Bu sarsıntı, sadece bir anlık korku değil, yıllardır beklenen büyük felaketin gölgesinde bir hatırlatma gibiydi. Peki, bu zelzele (quake) ne anlama geliyor? Korku (fear) dolu dakikalar nasıl atlatıldı? Ve en önemlisi, yarınlar için ne dersler çıkarıyoruz? Gelin, bu hikayenin satır aralarına birlikte göz atalım – çünkü deprem, sadece yerin altından değil, hepimizin vicdanından da yükselen bir ses.

Bu haber, deprem (earthquake) gibi hassas bir konuyu ele alırken, AFAD ve İstanbul Valiliği (Istanbul Governorship) gibi resmi kaynaklardan doğrulanmış verilere dayanıyor. Hiçbir spekülasyon yok; sadece gerçekler ve uzman görüşleri. Eğer siz de o anı yaşadınızsa, yorumlarda paylaşın: Sarsıntıyı hissettiniz mi? Nasıl bir panik yaşadınız? Bu paylaşımlar, belki de bir sonraki felakete hazırlık için hepimize ilham olur.

Depremin Anlık Etkileri ve İlk Tepkiler (Immediate Impacts and Initial Responses)

Saat tam 14:55’te, Marmara Denizi’nin dingin yüzeyi altında başlayan hareket, saniyeler içinde karaya ulaştı. Kandilli Rasathanesi (Kandilli Observatory) verilerine göre sarsıntı 5,3 büyüklüğündeydi – bir fark ki, bu bile AFAD’ın 5,0 ölçümünü gölgede bırakmıyordu. Derinlik 6,71 kilometre; yani o kadar sığ ki, dalgalar gibi yayıldı ve İstanbul’un Avrupa yakasından Anadolu yakasına, hatta Bursa ve Kocaeli’ye kadar uzandı. Gözümün önünde canlanan görüntü: Ofislerdeki masalar sallanıyor, kahve fincanları devriliyor, çocuklar okullarda “ Deprem tatbikatı mı?” diye soruyor.

İlk tepkiler, kaosun ortasında bir umut ışığı gibi parladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya üzerinden anında devreye girdi: “AFAD ve ilgili kurumlarımız saha taramalarına başladı. Etkilenen herkese geçmiş olsun.” Bu sözler, panik anında bir çapa gibiydi. X platformunda (eski adıyla Twitter), binlerce kullanıcı anbean paylaştı hissettiklerini. Bir kullanıcı, “Marmaraereğlisi açıklarında deprem, İstanbul’u uyandırdı – ama biz hala hazır mıyız?” diye yazarken, başka biri “Korku doluydum, ama komşumun sakinliğiyle yatıştım” notunu düştü. Bu paylaşımlar, sadece bireysel hikayeler değil; ulusal bir dayanışmanın tohumları.

Ve evet, İstanbul Valiliği’nden gelen o açıklama… Saat 16:40’ta: “4 binada hasar ihbarı aldık, ekipler yolda. Hastanelere 17 yaralı ulaştı – 12’si panik atak, 5’i burkulma.” Bu, yıkım değil, ama korkunun somut haliydi. Düşünün: Bir anne, çocuğunu kucağına alıp sokağa koşarken ayağını burkuyor. Ya da yaşlı bir amca, kalp atışları hızlanıp nefes alamıyor. Bu yaralar, fizikselden öte; ruhsal izler bırakıyor. Ama iyi haber: Can kaybı yok. Bu, Marmara bölgesinin hızlı müdahale mekanizmalarının zaferi.

Artçı Sarsıntılar ve Saha Çalışmaları (Aftershocks and Field Operations)

Sarsıntı diner dinmez, gökyüzü altında bir sessizlik çöktü – ama yer altından gelen fısıltılar bitmedi. Saat 17:27’de, aynı bölgede 4,0 büyüklüğünde bir artçı daha vurdu. AFAD’ın verileri, yerin 7 kilometre altında olduğunu söylüyor. Öncesinde 3,8’lik bir sarsıntı, ardından 2,0 ve 1,9’luk minikler… Toplamda 8 artçı, Kuzey Anadolu Fay Hattı (North Anatolian Fault Line) boyunca yankılandı. Bu, doğanın ritmi: Bir büyük vuruş, ardından küçük yankılar.

Saha çalışmaları, adeta bir orkestra gibi koordine edildi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, X hesabından “Ulaşım ve iletişim altyapımızda sorun yok” müjdesini verdi. Tekirdağ Valisi Recep Soytürk ise “Olumsuz durum yok” diye ekledi. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Canan Yüceer, NTV’de canlı yayında “Ekipler sahada, her şey kontrol altında” diyerek izleyicileri rahatlattı. Bu koordinasyon, yerel başarıların ulusal bir model olmasını sağlıyor – düşünün, 3.597 personel, 250 araç devrede. Bu, sadece bir deprem müdahalesi değil; Türkiye’nin afet yönetimine dair bir gurur abidesi.

Ama merak etmeyin, bu satırlar arasında bilimsel bir derinlik de var. Kuzey Anadolu Fay Hattı, 1.200 kilometre uzanan dev bir yılan gibi Anadolu’yu sarıyor. 1999 İzmit Depremi‘nden beri batıya doğru göç eden sismik aktivite, Marmara segmentini geriyor. Akademik bir makaleden alıntılayayım: “Dynamic stress pulses, strike-slip faulting’i anında aktive eder, ancak statik Coulomb stress artışı olmadan bu aktivasyon kısa sürer” (Durand et al., 2013, Journal of Geophysical Research). Yani, bugünkü deprem, faydaki gerilimi biraz boşalttı – ama büyük olan hala orada. Üniversite araştırmacıları için not: Bu olay, Marmara Denizi sismik boşluğunun (seismic gap) %50 olasılıkla 2005-2055 arasında 7,6 büyüklüğünde deprem üretebileceğini doğruluyor. Kaynak göstererek paylaşın, lütfen!

Uzman Görüşleri: Bu Zelzele Büyüğü Tetikledi mi? (Expert Opinions: Does This Quake Trigger the Big One?)

O anki korkuyu tarif etmek zor: Binalar inliyor, camlar titriyor, kalp atışları yerini sarsıntıya bırakıyor. Ama bilim, korkuyu yatıştıran en iyi ilaç. Prof. Dr. Okan Tüysüz, NTV yayınına bağlanırken sakin bir sesle “ Marmara Denizi içinde pek çok fay var, bu ana kolun güneyinde – 6,2‘lik depremden uzak” dedi. Prof. Dr. Naci Görür ise X’te net: “Kuzey Anadolu Fay (KAF - North Anatolian Fault) aktif, İstanbul’u depreme hazırlayın!” Bu uyarı, bir kehanet değil; jeolojik bir gerçeklik.

Prof. Dr. Şener Üşümezsoy‘un analizi ise tüyler ürpertici: “Silivri çukurundan Ereğli’ye uzanan fay kırılmamıştı – burada 6,1-6,2 potansiyel var.” Hatırlayın, 23 Nisan 2025‘teki 6,2 büyüklüğündeki Silivri Depremi, 359 yaralı bırakmıştı – can kaybı yoktu, ama dersler büyüktü. Vikipedi’den bir not: O deprem, 13 saniye sürmüş, 15,2 km derinlikte 450‘den fazla artçı üretmişti. Ekşi Sözlük’te ise kullanıcılar “ Marmara fayı gibi bir canavar, ama hazırlıkla yenebiliriz” diye yorumlamış – hakaret yok, sadece gerçekçi bir mizah.

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan’ın sözleri ise umut verici: “Yıkıcı değil, 2075‘e kadar büyük beklemiyorum – panik yapmayın, okullar açılsın.” Bu görüşler, X’te yankılandı: Bir jeofizikçi, “P dalgası güçlü vurdu, büyüklük 5,2 civarı” diye paylaştı. Başka bir kullanıcı: “İstanbul sarsıldı, ama dayanıklıyız.” Bu etkileşimler, okuyucuyu düşünmeye sevk ediyor: Sizce büyük deprem ne zaman? Yorumlarınızı bekliyoruz – belki bir araştırmacının tezi olur!

Akademik derinlik için bir ek: 1999 İzmit Depremi, NAFZ boyunca 1.000 km kırılma üretmiş, 7,5 m yatay kayma yaratmıştı. Bugünkü olay, o zincirin bir halkası – Marmara Sismik Boşluğu, İstanbul’u tehdit ediyor. Jeologlar, Princes’ Adaları güneyindeki yoğun izleme ağını öneriyor: Retrofits, eğitimler şart.

Eğitim ve Toplumsal Hazırlık: Okullar ve Günlük Hayat (Education and Societal Preparedness: Schools and Daily Life)

Depremin en masum kurbanları, okullardaki çocuklar oldu. Silivri, Avcılar, Gaziosmanpaşa ve Kartal’da sirenler çaldı, öğretmenler minikleri bahçelere çıkardı. Veliler kapılarda beklerken gözyaşları sel oldu – ama bu, bir zaferdi: Tatbikatlar işe yaramıştı. İstanbul Valiliği, “Okullar yarın açık” dedi; bu, normalleşmenin ilk adımı.

Toplumsal hazırlık, yerel başarıların ulusal yayılımı demek. Marmaraereğlisi Belediyesi’nin “Beklenen İstanbul Depremi” söyleşisi, Prof. Celal Şengör‘ün katılımıyla binleri topladı. Başkan Mustafa Onur Bozkurter: “ Deprem gerçeğiyle yüzleşmek hepimizin sorumluluğu.” Bu etkinlikler, afet bilincini artırıyor – üniversiteler için ideal bir vaka: Marmaraereğlisi’nin modeli, Türkiye geneline yayılabilir.

X’te bir paylaşım: “Orhangazi’de işyerinde kamera yakaladı – panik, ama kimse zarar görmedi.” Başka biri: “Bursa‘da hissettim, dışarı çıktık.” Bu hikayeler, dayanışmayı gösteriyor. Ekşi Sözlük’te: “ Marmara depremleri, tarihimizden ders – 1999’u unutmayalım.” Vikipedi ise 23 Nisan 2025 depremini anımsatıyor: 291 artçı, 30 kTon TNT enerjisi.

Tarihsel Bağlam ve Gelecek Uyarıları (Historical Context and Future Warnings)

Marmara Denizi depremleri, bir kronik hikaye. NAFZ, 13-11 milyon yıl önce doğmuş, 200.000 yıl önce Marmara’ya ulaşmış. 17. yüzyıldan beri batıya göç eden depremler: 1939’dan beri 1.000 km kırılmış. 1999 İzmit, 7,4 büyüklükte 17.000 can aldı – bugünkü, bir uyarı.

Prof. Dr. Süleyman Pampal: “Orta Marmara fayı doğu kesimi kırılmadı – 7 büyüklük riski.” X’te: “Yaralı 17, ama hazırlıkla sıfırlayabiliriz.” Bu, okuyucuyu harekete geçiriyor: Evinizi kontrol ettiniz mi? Yorum yapın, paylaşın – belki bir hayat kurtarırsınız.

Sonuçta, bu deprem, bir son değil; başlangıç. İstanbul’u, Marmaraereğlisi’ni korumak için yerel çabalar ulusala yayılmalı. AFAD’ın “Hazır Ol” kampanyası gibi. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu sarsıntı, değişimi getirir mi? Yorumlarınızı bekliyoruz – çünkü depremle savaş, hepimizin sesiyle kazanılır.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.