Kuşaklar Arasında Sessiz Bir Savaş
Kuşaklar Arasında Sessiz Bir Savaş
Uzman Aile Danışmanı, Eğitimci Şükran Şensözen yazdı;
Kuşaklar Arasında Sessiz Bir Savaş
Uzman Aile Danışmanı, Eğitimci Şükran Şensözen yazdı;
Türk toplumu yüzyıllardır aile bağlarının gücüyle ayakta duran bir kültüre sahip. Aile, bizde yalnızca bireylerin bir arada yaşadığı bir yer değil; değerlerin aktarıldığı, kimliğin şekillendiği, karakterin yoğrulduğu kutsal bir alandır. Ancak değişen dünya koşulları, teknolojik dönüşümler ve bireyselleşmenin yükselişi, bu köklü yapıyı derinden etkiliyor. En belirgin sarsıntı ise çocuklar, gençler ve ebeveynler arasındaki görünmez çatışma hattında yaşanıyor.
Geleneksel Türk aile yapısında büyüklerin sözü esastır. Saygı, itaat ve hiyerarşi kültürün temel taşlarıdır. "Büyükler konuşurken çocuklar susar" anlayışıyla büyüyen nesiller, çoğu zaman kendi fikirlerini dile getirme fırsatı bulamazdı. Bu durum yıllarca olağan kabul edildi. Fakat artık tablo değişiyor: Yeni nesiller, duygularını ifade etmek, fikirlerinin dinlenmesini ve değer görmeyi talep ediyor. Bu dönüşüm, aile içinde yeni çatışma alanlarını da beraberinde getiriyor.
Çocukluk döneminde başlayan bu farklılıklar, ergenlikte keskinleşiyor. Akademik başarı baskısı, kıyaslama kültürü, ebeveynlerin “bizim zamanımızda” söylemleri… Tüm bunlar gençlerin özgürlük ve kimlik arayışıyla çatışıyor. Giyim tarzından müzik zevkine, sosyal medya alışkanlıklarından değerler sistemine kadar uzanan farklılıklar, aile içinde sessiz ama güçlü bir gerilim yaratıyor.
Bir yanda geleneksel değerleri korumaya çalışan ebeveynler; diğer yanda dünyaya farklı bir pencereden bakan gençler… Arada ise çoğu zaman eksik kalan şey: sağlıklı iletişim.
Ebeveynlerin emir cümleleriyle yaklaşması, gençlerin susmayı ya da karşı koymayı tercih etmesi; çatışmaları çözmek yerine büyütüyor. Bu tablo, sadece bir kuşak anlaşmazlığı değil, kültürel bir dönüşümün de yansıması aslında.
Peki çözüm nerede?
Ne gençleri susturmakta ne de gelenekleri yok saymakta. Asıl ihtiyaç, aile içinde karşılıklı anlayış ve iletişim kültürünün yeniden inşa edilmesi. Çocukların duygularını ifade edebildiği, gençlerin dinlendiğini hissettiği, ebeveynlerin de değerlerini aktarırken baskı yerine rehberlik ettiği bir denge kurulmalıdır.
Aktif dinleme, empati ve karşılıklı saygı… Bunlar yalnızca psikoloji kitaplarının konusu değil; aileyi ayakta tutan görünmez sütunlardır. Geleneksel değerleri korurken değişime alan açmak mümkündür. Önemli olan, bu iki dengeyi aynı anda gözetebilmektir.
Bugün aile içinde yaşanan çatışmaların çoğu, konuşulmayan, dinlenmeyen ve anlaşılmayan meselelerden besleniyor. Dinlenmeyen bir çocuk zamanla konuşmamayı, anlaşılmadığını düşünen bir genç ise uzaklaşmayı seçiyor. Oysa doğru yöntemlerle bu çatışmalar, bir ayrışma değil; daha güçlü bir bağın başlangıcı olabilir.
Belki de artık zaman geldi…
Çocuklarımızın dünyasına yalnızca öğüt vermek için değil, anlamak için de adım atmanın tam zamanı.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.