FAYSAL ATMACA: KANDİL’LE GELENLER NE BİLSİN AMPÜL NEDİR
FAYSAL ATMACA: KANDİL’LE GELENLER NE BİLSİN AMPÜL NEDİR
KANDİL’LE GELENLER NE BİLSİN AMPÜL NEDİR
KANDİL’LE GELENLER
NE BİLSİN AMPÜL NEDİR
Türkiye, terörle mücadelede tarihinin en kararlı ve sonuç alıcı dönemini yaşıyor.
Devlet, Kandil’i dize getirmiş, sınır içinde terör unsurlarını tasfiye etmiş, siyasi uzantılarını çaresiz bırakmışken,
birileri hâlâ çıkıp “vatan elden gidiyor” diyebiliyor!
Bu neyin sesi?
Bu, dün sustuklarını bugün bağırarak bastırma çabasıdır.
Bu, terörle yürüyen geçmişin, barışla rahatsız olan bugünkü gölgesidir.
Bu, koltuklarını Kandil’in gölgesinde alanların, şimdi kardeşlik masasını devirmeye çalışmasıdır.
Millet İttifakı kuruldu. CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi el ele verdi.
HDP doğrudan görünmedi ama zımnî ittifakla destek verdi.
* 2018 sonrası HDP’li yetkililer dedi ki:“İYİ Parti dahil bu partiler bizim oylarımızla Meclis’e girdi. Oturdukları yerde bizim sayemizde oturuyorlar.”
* O koltuklardan birinde Yavuz Ağıralioğlu vardı.
* Milliyetçilik söylemiyle oturdu, ama geldiği yol HDP desteğinden geçti.
* Sonradan “HDP’ye karşıyım” dedi ama bu çelişkiyi hiç açıklayamadı.
Bu defa Altılı Masa kuruldu. Görünürde HDP yoktu ama Kandil’de herkes konuştu:
Duran Kalkan: “Tayyip Erdoğan’a kaybettirmek stratejimizdir.”Cemil Bayık: “Muhalefet birlikte hareket etmeli.”
Murat Karayılan: “Altılı Masa’nın başarısı, yeni sürecin kapısıdır.”
Bu taktiklerin hedefi: Kandil’e mesafeli olmayan siyasi aktörlerle iktidar ortaklığı kurmaktı.
Ama İYİ Parti, “biz Kandil’le yan yana gelmeyiz” derken o masada oturdu.Ve tek kelime etmedi.
Seçim sürecinde milliyetçi söylemlerle öne çıkan Ümit Özdağ, ne yaptı?
* Kemal Kılıçdaroğlu ile gizli bir protokol imzaladı.
* HDP’nin de aynı adayı desteklediği biliniyordu.
* Bu protokolde “bazı bakanlıklar”, “göç politikaları” gibi kritik konular pazarlık masasına yatırıldı.
Ve seçim sonrası kalktı:“Kılıçdaroğlu seçimi kaybetti çünkü PKK destekledi.”
Peki madem öyle,
PKK destekli adayla neden protokol imzaladınız?
İşte bu sorunun cevabını hâlâ veremedi.
Bugün çıkıp “vatan elden gidiyor”, “teröre taviz veriliyor” diyenler;
• Dün Kandil taktiklerine ses çıkarmadı,
• HDP oylarıyla Meclis’e girdi,
• Altılı Masada terörle flört edenlerle oturdu,
• Seçim kazanmak için suskun kaldı.
Milliyetçilik sadece bayrak sallamak değildir.Milliyetçilik, devletin teröre karşı verdiği haklı mücadelede yanında durmaktır.
Ama onlar Türkleri “teröre teslim oluyoruz” yalanıyla,Kürtleri “sizi yok edecekler” korkusuyla kandırdılar.
Aynı çevrelerin bir diğer çelişkisi de Suriye politikası üzerinden sürdü.
* Suriyeli mazlumlara yapılan insani desteğe “ihanet” dediler.
* Sınır ötesi operasyonlara “yayılmacılık” dediler.
* Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı Harekâtları için “bataklığa saplanıyoruz” yorumları yaptılar.
Ama bugün ne oldu?
* Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde PKK koridorunu parçaladı.
* ABD destekli “Büyük İsrail planının” önüne kara duvarı örüldü.
* PKK’nın sözde devletçik hayali paramparça edildi.
Peki bu zaferi görebiliyorlar mı?
Hayır.
Çünkü bu başarıyı görmek, yıllarca söyledikleri yalanlarla yüzleşmeyi gerektirir.
Oysa onlar için siyaset, gerçek değil slogan; ilke değil çıkar demektir.
Terörle Yan Yana Oturanlar, Şimdi Devlete Ders Veremez
Bu millet artık her şeyi biliyor:
Terörle diz dize gelenler, şimdi “vatan elden gidiyor” diyemez.
HDP ile zımnî ittifak yapanlar, “milliyetçiyim” maskesiyle sokakta dolaşamaz.
Suriye’de atılan stratejik adımları “ihanet” diye yaftalayanlar, şimdi susmak zorundadır.
Kandil’den gelen taktiklerle koltuk kazananlar, bugün kalkıp devletin mücadelesine dil uzatamaz!
Bu yazı, sadece bir hafıza tazelemesi değil, bir hesaplaşma çağrısıdır.
Milletin hafızası, sandığın zekâsı, vatanın vicdanı hâlâ diri.
Ve bir kez daha haykırıyor:
“Siz oturduğunuz yerde bizim sayemizde oturuyorsunuz” diyenlere karşı;
Bu millet artık kim kiminle yürüdü, kim kiminle sustu, kim kiminle kandırdı, çok iyi biliyor vesselam.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.