NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; Ekrem İmamoğlu, İBB (IMM) yolsuzluk soruşturması kapsamında 7 aydır tutuklu yargılanırken, şimdi de casusluk suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Bugün Çağlayan Adliyesi'nde başlayan ifade süreci, tam 5 saatlik bir bekleyişin ardından tamamlandı. Bu gelişme, sadece İstanbul'u değil, tüm Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Acaba bu casusluk iddiası, siyasi bir kumpas mı yoksa gerçek bir tehdit mi? Merakla beklenen detaylar, işte burada...

Ekrem İmamoğlu'nun Casusluk (Espionage) Soruşturması İfadesi (Testimony) Bitti (Ended): Çağlayan (Caglayan) Adliyesi'nde 5 Saatlik Bekleyiş Sonrası Şok Detaylar NetHaberler  - ARA ÖZEL İstanbul'un nabzı atıyor, siyasetin en sıcak gündemi bir kez daha Ekrem İmamoğlu'nu vurdu. Peki, bu casusluk iddiası nereden çıktı? NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; Ekrem İmamoğlu, İBB (IMM) yolsuzluk soruşturması kapsamında 7 aydır tutuklu yargılanırken, şimdi de casusluk suçlamasıyla karşı karşıya kaldı. Bugün Çağlayan Adliyesi'nde başlayan ifade süreci, tam 5 saatlik bir bekleyişin ardından tamamlandı. Bu gelişme, sadece İstanbul'u değil, tüm Türkiye'yi ayağa kaldırdı. Acaba bu casusluk iddiası, siyasi bir kumpas mı yoksa gerçek bir tehdit mi? Merakla beklenen detaylar, işte burada... Olayın Arka Planı: Yolsuzluktan Casusluğa Uzanan Zincir (Background of the Incident: The Chain from Corruption to Espionage) Ekrem İmamoğlu'nun hikayesi, 2019 yerel seçim zaferiyle başlamıştı. İBB Başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra, 1300'den fazla inceleme ve soruşturmayla karşılaştı. Alnının akıyla çıktığı bu süreçler, diyor avukatları, ama 2025 yılı her şeyi değiştirdi. Mart ayında başlayan yolsuzluk operasyonu, rüşvet, ihaleye fesat ve irtikap iddialarıyla İmamoğlu'nu Marmara Cezaevi'ne yolladı. Görevden uzaklaştırılan başkan, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı olarak 15,5 milyon oyla seçildi – ironik bir zafer! Ama asıl bomba, 24 Ekim'de patladı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İmamoğlu, seçim kampanyası direktörü Necati Özkan ve gazeteci Hüseyin Gün hakkında casusluk soruşturması başlattı. İddia? İBB'nin "İstanbul Senin" uygulamasından 3 milyon vatandaşın kişisel verilerini sızdırarak yabancı istihbarata aktardıkları. Bu, vatan hainliği mi yoksa veri güvenliği skandalı mı? Ekşi Sözlük'te binlerce entry patladı: "Veri çaldırarak casus olunuyorsa, e-Devlet'in baş casusu kim?" diye soranlar çoğunlukta. Wikipedia'ya göre, bu iddialar 19 Mart gözaltısıyla kök salmış, ama deliller hâlâ gizli tanıklara dayanıyor. NetHaberler olarak derlediğimiz bilgilere göre, Hüseyin Gün'ün itirafçı olması süreci hızlandırdı. Gün, İmamoğlu'nun kampanya ekibinde veri analizi yaptığını itiraf etti, ama detaylar muğlak. Sizce bu itiraf, gerçek mi yoksa baskı altında mı alındı? Çağlayan Adliyesi'nde Gerilim Dolu Saatler: İfade Süreci Nasıl İşledi? (Tense Hours at Çağlayan Courthouse: How Did the Testimony Process Unfold?) Çağlayan Adliyesi, bugün adeta bir savaş alanına döndü. Saat 11'de getirilen Ekrem İmamoğlu, nezarethanede 5 saat bekletildi. Neden mi? Savcıların "güvenlik önlemi" dediği, muhaliflerin "işkence" diye andığı bir bilmece. Bu bekleyiş, sadece saatleri değil, umutları da eritti. Saat 16'da başlayan ifade, 2 saat sürdü ve akşam saatlerinde bitti. Savcılık kaynakları, İmamoğlu'nun "suçlamaları reddettiğini" doğruladı, ama resmi metin hâlâ gizli. Bekleyişin Perde Arkası: Neden 5 Saat? (Behind the Scenes of the Wait: Why 5 Hours?) 5 saat... Bu süre, Çağlayan'da yankılandı. X'te (eski Twitter) paylaşılan drone görüntüleri, adliye önündeki kalabalığı gösterdi: CHP lideri Özgür Özel'in çağrısıyla binlerce kişi toplandı. "Herkesi davet ediyorum!" demişti Özel, İsviçre'den döner dönmez. Bekleyiş sırasında, İmamoğlu'nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, "İddianame sızdırılıyor mu?" diye sordu – hâlâ cevapsız. Bu 5 saat, bir mitinge dönüştü: Saraçhane'den 1 milyon kişi aktı, polis barikatları zorlandı. Ekşi Sözlük entry'leri coştu: "Aktroller drone'larla izliyor, İmamoğlu nezarette kahve içiyor herhalde" diye espriler uçuştu. Gerçekte, avukatlar "talimatlı gecikme" dedi. Merak ettiniz mi, İmamoğlu o saatlerde ne düşündü? İmamoğlu'nun Ateşli Savunması: "Ben mi Casusum?" (Imamoglu's Fiery Defense: "Am I the Spy?") Ekrem İmamoğlu, ifade öncesi X'ten haykırdı: "Ben mi casusum? Benden mi casus çıkaracaksınız? Hadi oradan! Bu cennet vatan uğruna canımı veririm!" Bu sözler, milyonları ayağa kaldırdı. Savcılıkta ise sakin ama kararlıydı: "İBB verileri halka hizmet içindi, sızdırma yok." 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan aklanmış biri olarak, "Yargıyı talimatla çalıştıranlar utansın" diye ekledi. Siz olsanız, bu iftiraya ne derdiniz? Siyasi Fırtına: Kamuoyu ve Sosyal Medya Patlaması (Political Storm: Public Opinion and Social Media Explosion) Türkiye, Ekrem İmamoğlu'nun ifadesi bitti haberiyle sallandı. CHP, Çağlayan'da miting düzenledi – BBC'ye göre, 2 gün önceden planlanmıştı. Özgür Özel: "Bu, millet iradesine darbe!" X'te 20'den fazla viral tweet: Cumhuriyet Gazetesi, 6746 like'la paylaştı İmamoğlu'nun "Aklandım, şimdi sıra onlarda" sözünü. Solcu Gazete, 5968 like aldı: "Gizli tanıklar, gerçek suçluları gizliyor!" Ekşi Sözlük'te 58 sayfa entry: "Pontikali casusluk, komik!" diye dalga geçtiler. Bazıları ciddi: "Veri sızdırma varsa, İBB değil, e-Devlet sorumlu." Wikipedia, 8 Mayıs'ta X hesabının engellendiğini not düşmüş – sansür dalgası devam ediyor. Bu tepkiler, bir devrimi mi tetikleyecek? Soruşturmanın Karanlık Yüzü: Deliller ve Gelecek Senaryolar (The Dark Side of the Investigation: Evidence and Future Scenarios) Casusluk dosyası, gizli tanıklara dayanıyor. Hüseyin Gün'ün itirafı: "İBB verileri yurtdışına gitti." Ama İmamoğlu: "Uygulama halka açık, suç nerede?" Bianet, 24 Ekim'de soruşturmayı "siyasi intikam" diye niteledi. DW Türkçe: "İmamoğlu 7 ay sonra ilk kez Çağlayan'da." Hürriyet ve TGRT, canlı yayın yaptı – reyting rekoru! Gelecek? Tutukluluk uzayabilir, ama CHP ön seçimle İmamoğlu'nu aday gösterdi. Eğer beraat ederse, cumhurbaşkanlığı yolu açılır mı? Protestolar büyüyor, Avrupa'dan tepki yağıyor. Bu dosya, Türkiye'nin kaderini değiştirebilir. NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; Ekrem İmamoğlu'nun mücadelesi bitmedi, aksine yeni başlıyor. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu casusluk iddiası bir kumpas mı, yoksa gerçek mi? Çağlayan'daki 5 saatlik bekleyiş sizi de öfkelendirdi mi? Yorumlarda paylaşın, sesimizi duyuralım!