DÜN KANA BANDIKLARI EKMEKLER

DİNİ HABERLER 14.10.2025 - 13:05, Güncelleme: 14.10.2025 - 13:05
 

DÜN KANA BANDIKLARI EKMEKLER

Faysal Atmaca Yazdı: Dün Gazze’de çocuklar ölüyordu. Kadınlar, yaşlılar, masum insanlar bombaların altında can veriyordu.
DÜN KANA BANDIKLARI EKMEKLER NetHaberler | Faysal Atmaca Dün Gazze’de çocuklar ölüyordu. Kadınlar, yaşlılar, masum insanlar bombaların altında can veriyordu. O zaman susanlar, hatta bu zulme sessiz kalmayanları “radikal” ilan edenler, bugün barışın öncüsüymüş gibi aynı masada oturuyor. Dün kana bandıkları ekmeklerini, bugün barışın balına banıyorlar. Ve ne yazık ki dünyanın geri kalanı, bu tiyatronun sadece figüranı. Şarm El-Şeyh’te toplanmışlar yine. Kimi elinde evrak, kimi elinde telefon; herkesin yüzünde ciddi bir ifade, dudaklarında sahte bir “barış” sözü. Ama sormak lazım: Gazze’nin çocukları nerede? O yıkılan evlerin, parçalanan ailelerin sesi bu masaya ulaşabiliyor mu? Ne mümkün! Çünkü o masada, dün o çocukların üstüne bombaları yağdıranların dostları oturuyor. O masada, zulme sessiz kalanlar oturuyor. O masada, “insanlık” kelimesinin içini boşaltanlar oturuyor. Bir zamanlar orası, savaşların, işgallerin, kanlı pazarlıkların merkeziydi. 1956’da işgal edildi, 1967’de tekrar alındı, 1973’te yeniden bombalandı. Sonra bir gün dediler ki: “Burası barış şehri olacak.” Ne büyük ironi! Kanla yoğrulmuş bir toprağa barış bayrağı dikmek, vicdanın üstüne halı sermek gibi bir şey. Bugün aynı şehirde toplanıp Gazze için “ateşkes” konuşuyorlar. Oysa ateş çoktan yüreklere düşmüş. Gazze’nin külleri daha soğumadan yapılan bu toplantılar, barıştan çok, suçluluk makyajı gibi duruyor. Dün silah satanlar, bugün yardım taşıyor. Dün bombalarıyla yıkanlar, bugün fonlarla inşa ediyor. Dün “terörle mücadele” diyenler, bugün “barış ortaklığı” diyor. Yani zalimler değişmedi, sadece kelimeleri değişti. Dün Gazze’nin üstüne düşen bombaların sesiyle uyuyan dünya, bugün Şarm El-Şeyh’teki kahkahalarla uyanıyor. Ve kimse utanmıyor. Çünkü menfaatin olduğu yerde vicdan konuşmaz. Birleşmiş Milletler rapor tutuyor, Avrupa parlamentosu kınama bildirisi yayımlıyor, Arap dünyası üzülüyor… ama hepsi uzaktan. Gazze’nin acısı sıcak, ama onların masası soğuk. Dünya seyrediyor. Gazze yanarken “denge politikası” yapanların terazisinde, adalet her zaman hafif geliyor. Ama artık perde yırtılıyor. Gerçekler, diplomasi perdelerinin ardından sızıyor. Ve o ışık, Şarm El-Şeyh’in gösteri salonlarını değil, Gazze’nin karanlık sokaklarını aydınlatıyor. Bir gün bu çağın tarihini yazacaklar. Sayfaların bir köşesinde Gazze olacak, diğer köşesinde Şarm El-Şeyh. Ve altına şu cümleyi yazacaklar: “Dün zalim olanlar, bugün kahraman ilan edildi.Ama o kahramanlık, mazlumun kanına bulanmıştı.” Barış, sahnede değil; enkazın altında, çocuğunun başını okşayamayan bir babanın gözyaşındadır.Barış, protokolde değil; sessizce dua eden bir annenin kalbindedir. Şarm El-Şeyh’teki barış masası belki dünyayı kandırır,ama vicdanı kandıramaz.Çünkü Allah, adaleti ertelemez — sadece imtihan eder.
Faysal Atmaca Yazdı: Dün Gazze’de çocuklar ölüyordu. Kadınlar, yaşlılar, masum insanlar bombaların altında can veriyordu.

DÜN KANA BANDIKLARI EKMEKLER

NetHaberler | Faysal Atmaca

Dün Gazze’de çocuklar ölüyordu.
Kadınlar, yaşlılar, masum insanlar bombaların altında can veriyordu.
O zaman susanlar, hatta bu zulme sessiz kalmayanları “radikal” ilan edenler,
bugün barışın öncüsüymüş gibi aynı masada oturuyor.
Dün kana bandıkları ekmeklerini,
bugün barışın balına banıyorlar.
Ve ne yazık ki dünyanın geri kalanı, bu tiyatronun sadece figüranı.

Şarm El-Şeyh’te toplanmışlar yine.
Kimi elinde evrak, kimi elinde telefon;
herkesin yüzünde ciddi bir ifade, dudaklarında sahte bir “barış” sözü.
Ama sormak lazım:
Gazze’nin çocukları nerede?
O yıkılan evlerin, parçalanan ailelerin sesi bu masaya ulaşabiliyor mu?

Ne mümkün!
Çünkü o masada, dün o çocukların üstüne bombaları yağdıranların dostları oturuyor.
O masada, zulme sessiz kalanlar oturuyor.
O masada, “insanlık” kelimesinin içini boşaltanlar oturuyor.

Bir zamanlar orası, savaşların, işgallerin, kanlı pazarlıkların merkeziydi.
1956’da işgal edildi, 1967’de tekrar alındı, 1973’te yeniden bombalandı.
Sonra bir gün dediler ki:
“Burası barış şehri olacak.”

Ne büyük ironi!
Kanla yoğrulmuş bir toprağa barış bayrağı dikmek,
vicdanın üstüne halı sermek gibi bir şey.
Bugün aynı şehirde toplanıp Gazze için “ateşkes” konuşuyorlar.
Oysa ateş çoktan yüreklere düşmüş.
Gazze’nin külleri daha soğumadan yapılan bu toplantılar,
barıştan çok, suçluluk makyajı gibi duruyor.

Dün silah satanlar, bugün yardım taşıyor.
Dün bombalarıyla yıkanlar, bugün fonlarla inşa ediyor.
Dün “terörle mücadele” diyenler, bugün “barış ortaklığı” diyor.
Yani zalimler değişmedi, sadece kelimeleri değişti.
Dün Gazze’nin üstüne düşen bombaların sesiyle uyuyan dünya,
bugün Şarm El-Şeyh’teki kahkahalarla uyanıyor.
Ve kimse utanmıyor.
Çünkü menfaatin olduğu yerde vicdan konuşmaz.

Birleşmiş Milletler rapor tutuyor,
Avrupa parlamentosu kınama bildirisi yayımlıyor,
Arap dünyası üzülüyor… ama hepsi uzaktan.
Gazze’nin acısı sıcak, ama onların masası soğuk.
Dünya seyrediyor.
Gazze yanarken “denge politikası” yapanların terazisinde,
adalet her zaman hafif geliyor.

Ama artık perde yırtılıyor.
Gerçekler, diplomasi perdelerinin ardından sızıyor.
Ve o ışık, Şarm El-Şeyh’in gösteri salonlarını değil,
Gazze’nin karanlık sokaklarını aydınlatıyor.

Bir gün bu çağın tarihini yazacaklar.
Sayfaların bir köşesinde Gazze olacak,
diğer köşesinde Şarm El-Şeyh.
Ve altına şu cümleyi yazacaklar:
“Dün zalim olanlar, bugün kahraman ilan edildi.Ama o kahramanlık, mazlumun kanına bulanmıştı.”
Barış, sahnede değil; enkazın altında, çocuğunun başını okşayamayan bir babanın gözyaşındadır.Barış, protokolde değil; sessizce dua eden bir annenin kalbindedir.

Şarm El-Şeyh’teki barış masası belki dünyayı kandırır,ama vicdanı kandıramaz.Çünkü Allah, adaleti ertelemez — sadece imtihan eder.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.