Çağlayan Adliyesi’nde Korku Dolu Anlar: Silahlı İntihar Girişimi, Havaya Ateş Açıp Kendini Vurdu

İstanbul’un kalbi gibi atan Çağlayan Adliyesi (Caglayan Courthouse) önünde bugün sabah saatlerinde adeta bir film sahnesini aratmayan dehşet verici anlar yaşandı. Saat 10.10 sularında adliye girişine gelen 38 yaşındaki Mehmet E.G. isimli şüpheli, elindeki tabancayı önce başına dayadı, ardından havaya 3 el ateş ederek etraftaki vatandaşları paniğe sürükledi. Bu olay, sadece bir intihar girişimi değil, adaletin kapılarında yankılanan çaresiz bir haykırış gibiydi. Peki, bu adamın arkasında yatan hikaye ne? Neden havaya ateş etme (firing into the air) ile başlayan bu trajedi, kendi bacağını vurarak sonlandı? Gelin, bu korku dolu dakikaları adım adım inceleyelim ve güncel gelişmeleri masaya yatıralım.

Çağlayan Adliyesi’nde Korku Dolu Anlar: Silahlı İntihar Girişimi, Havaya Ateş Açıp Kendini Vurdu (Caglayan Courthouse Terror: Armed Suicide Attempt, Fired into Air and Shot Himself) NetHaberler | Özel haber NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; İstanbul’un kalbi gibi atan Çağlayan Adliyesi (Caglayan Courthouse) önünde bugün sabah saatlerinde adeta bir film sahnesini aratmayan dehşet verici anlar yaşandı. Saat 10.10 sularında adliye girişine gelen 38 yaşındaki Mehmet E.G. isimli şüpheli, elindeki tabancayı önce başına dayadı, ardından havaya 3 el ateş ederek etraftaki vatandaşları paniğe sürükledi. Bu olay, sadece bir intihar girişimi değil, adaletin kapılarında yankılanan çaresiz bir haykırış gibiydi. Peki, bu adamın arkasında yatan hikaye ne? Neden havaya ateş etme (firing into the air) ile başlayan bu trajedi, kendi bacağını vurarak sonlandı? Gelin, bu korku dolu dakikaları adım adım inceleyelim ve güncel gelişmeleri masaya yatıralım. Bu tür olaylar, hepimizi sarsıyor; bir anlık öfke veya umutsuzluk, nasıl da hayatları altüst edebiliyor. Ben de haber masasında otururken, gelen ihbarla yerimden zıpladım – adliye gibi kalabalık bir yerde silah sesi duyulması, insanın içini titretiyor. Hemen sahaya ekiplerimizi yolladık ve sosyal medyadan, görgü tanıklarından akan bilgileri derledik. İşte, o gerilim dolu anların perde arkası… Olayın Sıcak Dakikaları: Adliye Önünde Paniğin Yükselişi (Hot Minutes of the Incident: Rise of Panic in Front of the Courthouse) Olayın Sıcak Dakikaları: Adliye Önünde Paniğin Yükselişi (Hot Minutes of the Incident: Rise of Panic in Front of the Courthouse) – Sabahın erken saatleri, İstanbul Adalet Sarayı (Istanbul Justice Palace) çevresinde her zamanki gibi avukatlar, davacılar ve çalışanlar telaşlı adımlarla dolaşıyordu. Tam bu sırada, 38 yaşındaki Mehmet E.G., adliye kapısına doğru yaklaştı. Elinde tuttuğu tabancayı gören güvenlik görevlileri anında alarmı verdi. Şüpheli, yüksek sesle bağırarak dikkatleri üzerine çekti: “Bana 300 yıl ceza verdiniz!” Bu sözler, etraftakileri dondurdu. Ardından, gökyüzüne doğru 3 el ateş açtı – bang, bang, bang! Sesler, meydanda yankılandı ve çığlıklar yükseldi. Görgü tanıkları, o anları şöyle anlatıyor: “Adam birden durdu, silahı başına koydu. Gözleri dolu dolu, ‘Buraya gelip kendimi öldürmek için 2 gün kaçtım’ diye haykırdı. Polisler koşuşturuyordu, ama o çaresizce havaya ateş ederek uzak tuttu onları.” Videolar, sosyal medyada hızla yayıldı; X (eski adıyla Twitter) platformunda binlerce paylaşım yapıldı. Bir kullanıcı, “Adliye önünde böyle bir şey… Kalbim duracaktı!” diye yazmış. Evet, bu sadece bir adamın hikayesi değil; hepimizin ortak korkusu, adalet arayışının bu kadar karanlık bir yola sapması. Polis ekipleri, 10 dakika içinde alanı kordon altına aldı. PÖH (Special Operations Police) ve TEM (Anti-Terror Police) birimleri sevk edildi. İkna çalışmaları başladı; bir polis memuru, megafonla “Ağabey, bırak silahı, konuşalım. Ailen seni bekliyor” diye seslendi. Ama şüpheli, sinir krizi geçirerek direndi. Bu sırada, “ 3 tane evladım ağlıyor evde, polisten korkuyor, babası devlet görevlisi “ diye feryat etti. Bu detay, olayı daha da yürek burkucu kıldı – bir babanın, çocuklarının gölgesinde ezilişi… Güvenlik Tedbirleri ve Müdahale Hızı (Security Measures and Intervention Speed) Güvenlik Tedbirleri ve Müdahale Hızı (Security Measures and Intervention Speed) – Çağlayan Adliyesi, zaten sıkı güvenlik önlemleriyle biliniyor; X-ray cihazları, metal dedektörleri ve 7/24 nöbetçi ekipler. Yine de, bu olay bir uyarı niteliğinde. Olay sonrası, 5 dakika içinde 112 Acil (Emergency Services) ve AFAD (Disaster and Emergency Management) devreye girdi. Alan boşaltıldı, çevre binalar tarandı. Neyse ki, can kaybı yaşanmadı – ama ya yaşansaydı? Bu soru, hepimizi düşündürüyor. Şüphelinin Karanlık Geçmişi: Suç Kaydı ve Önceki Girişimler (Suspect’s Dark Past: Criminal Record and Previous Attempts) Şüphelinin Karanlık Geçmişi: Suç Kaydı ve Önceki Girişimler (Suspect’s Dark Past: Criminal Record and Previous Attempts) – Mehmet E.G.’nin kim olduğu, soruşturma derinleştikçe ortaya çıkıyor. NetHaberler’in ulaştığı kaynaklara göre, şüpheli nitelikli dolandırıcılık (qualified fraud), hırsızlık (theft) ve kasten yaralama (intentional injury) gibi suçlardan 4 yıl 3 ay hapis cezası almış. Ama asıl çarpıcı olan, “Bana 300 yıl ceza verdiniz” çığlığı – bu, muhtemelen abartılı bir isyan, zira resmi kayıtlarda o kadar uzun bir ceza yok. Yine de, adalet sistemine duyduğu öfke, yılların birikimi. Daha da ürkütücü detay: Şüpheli, daha önce bir köprüde intihar girişiminde bulunmuş. Bu, ilk değil; birikmiş çaresizlik, patlamaya hazır bir volkan gibi. Sosyal medyada, X kullanıcıları bu olayı tartışıyor: Bir tweette, “Adalet mi bu? İnsanlar kendini vurmak zorunda kalıyor” denmiş. Başka bir paylaşımda, “ Silahla saldırı (armed assault) değil, sistemin çığlığı bu!” diye yorumlanmış. Ekşi Sözlük’te ise, Çağlayan Adliyesi entry’leri genel olarak “olaysız günü olmayan yer” diye nitelendiriliyor – geçmişteki çatışmalar, bu yeni trajediyi daha da anlamlı kılıyor. Bu adamın hikayesi, bizi şu soruya getiriyor: Suçlu mu, mağdur mu? Belki ikisi de. Ailesi hakkında ise sınırlı bilgi var; 3 çocuk babası olduğu kesin, ama babasının “devlet görevlisi” olması, olayı daha karmaşık hale getiriyor. Soruşturma, Emniyet (Police) tarafından sürüyor – umarım, bu karanlık sayfa aydınlanır. Sosyal Medya Yankıları: X’te Yükselen Tepkiler (Social Media Echoes: Rising Reactions on X) Sosyal Medya Yankıları: X’te Yükselen Tepkiler (Social Media Echoes: Rising Reactions on X) – Olayın hemen ardından, X platformu adeta bir fırtınaya döndü. Binlerce tweet atıldı; videolar milyonlarca kez izlendi. Gazeteci @MercannBey’in paylaştığı görüntü, “Facianın eşiğindeydik” notuyla viral oldu. Bir başka kullanıcı, @dlk_ymn, “Adliye önünde böyle bir eylem… Üzücü” diye yazdı. Tepkiler ikiye ayrılıyor: Bazıları “Güvenlik zafiyeti var!” derken, diğerleri “Psikolojik destek şart” diyor. Bu yankılar, olayın sadece yerel olmadığını gösteriyor – ulusal bir yara. Sonuçlar ve Gelecek: Yaralı Şüpheli Hastanede, Soruşturma Devam Ediyor (Outcomes and Future: Injured Suspect in Hospital, Investigation Continues) Sonuçlar ve Gelecek: Yaralı Şüpheli Hastanede, Soruşturma Devam Ediyor (Outcomes and Future: Injured Suspect in Hospital, Investigation Continues) – İkna çabaları sırasında sinirlenen Mehmet E.G., sonunda silahını bacağına doğrulttu ve tetiği çekti. Kanlar içinde yere yığılan şüpheliye, polisler ilk müdahaleyi yaptı. Sağlık ekipleri, 2 dakika içinde olay yerine ulaştı ve yaralıyı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesine (Okmeydani Training and Research Hospital) nakletti. Durumu stabil; hayati tehlikesi yok, ama psikolojik destek alacak gibi görünüyor. Olay sonrası, İstanbul Valiliği (Istanbul Governorship) bir açıklama yaptı: “Güvenlik önlemleri artırıldı, soruşturma titizlikle sürüyor.” Adliye çevresinde 24 saat ek nöbet tutuluyor. Bu trajedi, bize şunu hatırlatıyor: Adaletin kapıları, sadece dava dosyaları için değil, insan ruhları için de açık olmalı. Belki bu olay, sistemde bir dönüm noktası olur – kim bilir? Peki, siz ne düşünüyorsunuz? Bu tür intihar girişimleri, adalet sistemimizin neresini işaret ediyor? Yorumlarda paylaşın, tartışalım! Belki bir okuyucunun yorumu, yarınki haberlere ilham olur. NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; umalım ki, yarınlar daha güvenli, daha umutlu olsun.