Yüzmeyi yeni öğrenenler yardıma ihtiyacı olabileceğini söylemekten çekinmemeli
Yüzmeyi yeni öğrenenler yardıma ihtiyacı olabileceğini söylemekten çekinmemeli
- Toplumsal Afet Derneği Genel Başkanı Rezzak Elazat: - "Vakalara baktığımızda insanlar çoğunlukla boğulma anında çevreden yardım istemiyor. Utanıyor veya çekiniyor. Özellikle çırpınma ve yardım isteme davranışı Türkiye'deki boğulma vakalarında yok denecek kadar az. Bu nedenle insanlar yardım alamadan hayatını kaybedebiliyor" - "İnsanların çevresindekilere, 'Yüzmeyi yeni öğreniyorum, yardıma ihtiyacım olabilir.' demesi bile büyük bir fark yaratabilir"
İSTANBUL (AA) - ŞÜKRÜ GÜNDÜZ - Toplumsal Afet Derneği Genel Başkanı Rezzak Elazat, Türkiye'de görülen boğulma vakalarında çırpınma ve yardım isteme davranışının yok denecek kadar az olduğunu belirterek, "Bu nedenle insanlar yardım alamadan hayatını kaybedebiliyor." dedi.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünyada yaşanan boğulmaların önlenmesi amacıyla 2021 yılında 25 Temmuz, Dünya Boğulmayı Önleme Günü olarak ilan edildi.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünya genelinde her yıl yaklaşık 236 bin ila 300 bin kişi boğulma sonucu hayatını kaybediyor. Her gün, her saat başı 30'dan fazla insan boğularak yaşamını yitirirken, bu ölümlerin yüzde 92'si düşük ve orta gelirli ülkelerde gerçekleşiyor. En yüksek risk grubunu ise 1-4 yaş arası çocuklar oluşturuyor.
Türkiye'de her yıl 600 ila 1000 kişi suda boğulma nedeniyle hayatını kaybediyor. Bunun büyük çoğunluğu yaz aylarında ve 1-24 yaş arası bireylerde görülüyor.
Boğulmalar, deniz, göl, nehir, baraj ve sulama kanallarında meydana geliyor. Haziran ve Eylül aylarında ise boğulma vakalarında ciddi artışlar yaşanıyor. Türkiye'de en riskli bölgeler arasında Karadeniz kıyıları (Şile, Kilyos, Kandıra) ile Güneydoğu Anadolu'daki sulama kanalları öne çıkıyor.
- "İnsanların doğru yüzme tekniklerini öğrenmeleri hayati önem taşımaktadır"
Toplumsal Afet Derneği Genel Başkanı Rezzak Elazat, Dünya Boğulmayı Önleme Günü dolayısıyla AA muhabirine yaptığı açıklamada, boğulmaların önüne geçmek ve toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla yüzme ve ilk yardım eğitimleri düzenlediklerini anlattı.
Çocuklara ve gençlere yüzme öğretmenin yanı sıra boğulmalarda uygulanması gereken ilk yardım tekniklerini de anlattıklarını ifade eden Elazat, "Toplumumuzu bilinçlendirmeyi hedefliyoruz. 25 Temmuz'un bu konuda küresel bir farkındalık günü ilan edilmesi, çalışmalarımız açısından çok anlamlı bir gün olmaktadır." dedi.
Elazat, Türkiye'de boğulmaların genellikle denizler ile göl, nehir ve sulama kanalları gibi iç sularda meydana geldiğini belirterek, "İnsanlar serinlemek amacıyla girdikleri bu sularda boğulma riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Bu noktada bilinçli olmak son derece önemli. İnsanların okullarda bu konuda eğitim alması, iyi bir şekilde öğrendikten sonra yüzmeye başlaması gerekir. Ancak biz genelde denizde, vücudu geçmeyecek derinlikteki sığ alanlarda yüzmeyi öğrenerek başlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Boğulma ile karşı karşıya kalan kişilerin yardım istemekten çekinmemesi gerektiğini vurgulayan Elazat, şunları söyledi:
"Boğulma vakalarına baktığımızda, insanlar çoğunlukla boğulma anında çevreden yardım istemiyor, utanıyor veya çekiniyor. Özellikle çırpınma ve yardım isteme davranışı Türkiye'deki boğulma vakalarında yok denecek kadar az. Bu nedenle insanlar yardım alamadan hayatını kaybedebiliyor. Türkiye'de her yıl binlerce boğulma vakası yaşanıyor. İstanbul'da, özellikle plajlarda ve Boğaz çevresinde günde yaklaşık 20-25 boğulma vakasıyla karşılaşılmaktadır. Cankurtaranlar ve eğitimli kişilerin varlığı sayesinde birçok kişi kurtarılabilmektedir. Ancak herkes bu kadar şanslı olamayabilir. Bu nedenle, insanların mutlaka doğru yüzme tekniklerini öğrenmeleri hayati önem taşımaktadır."
- Erkekler kadınlardan daha çok boğuluyor
Elazat, boğulma vakalarının önüne geçilebilmesi için yüzme eğitimlerinin yaygınlaşması gerektiğini vurgulayarak, "Dünya genelindeki istatistiklere baktığımızda, DSÖ verilerine göre her yıl yaklaşık 300 bin kişi boğulma sonucu hayatını kaybetmekte. Ülkemizde ise her yıl yaklaşık 1200 kişi boğulma nedeniyle yaşamını yitirmektedir. Bu rakamların düşürülmesi için tüm duyarlı vatandaşlarımıza ve özellikle eğitim kurumlarına büyük görevler düşmektedir. Yerel yönetimlerle işbirliği yapılarak okullarda, beden eğitimi dersleri kapsamında havuzlarda yüzme eğitimleri düzenlenmesi gerektiğine inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
Boğulma vakalarının büyük kısmının 20 ile 35 yaş arası erkeklerde görüldüğünü dile getiren Elazat, "Vakaların yüzde 75'i erkek, yüzde 25'i ise kadındır. Bu oranlar, dört boğulma vakasından üçünün erkeklerde görüldüğünü göstermektedir. Bunun temel nedeni, kişilerin yüzme bilmediklerini veya zorlandıklarını çevrelerinden gizlemeleri, yardım istemekten çekinmeleridir. İnsanların çevresindekilere 'Ben yüzmeyi yeni öğreniyorum, yardıma ihtiyacım olabilir.' demesi bile büyük bir fark yaratabilir." diye konuştu.
Elazat, Türkiye'de yüzme bilmeyen kişi oranının yüzde 85 civarında olduğunu vurgulayarak, bu oranın toplumsal farkındalık ve eğitimin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne serdiğini söyledi.
- "İlk yardım mümkünse suda başlamalı"
Rezzak Elazat, boğulma vakalarında ilk yardımın hayati önem taşıdığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Boğulma vakalarında ilk olarak suni teneffüsle müdahale edilir. Özellikle çocuklarda ve gençlerde ağız dolusu, yetişkinlerde ise iki ciğer dolusu nefes verilmelidir. Kurtarma sırasında yapılan yanlış bir hareket, saniyeler içinde hayati sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle ilk yardım, mümkünse suda başlamalıdır. Cankurtaran veya dalgıç, kazazedeyi kıyıya almadan önce iki kurtarıcı soluk vererek müdahaleye başlamalıdır. Kıyıya alındıktan sonra 'baş-çene pozisyonu' verilerek temel yaşam desteği sağlanmalı, ilk yardım sertifikasına sahip kişiler müdahale etmelidir. Bilinçsiz müdahaleler hayat kurtarmak yerine, hayat kaybına neden olabilir. Bu yüzden bu konuda dikkatli olunmalıdır."
Boğulma vakalarının yalnızca denizlerde değil, iç sularda da sıkça görüldüğünü kaydeden Elazat, eğer kişi acemi bir yüzücü ise ya da yüzme bilmiyorsa bunu çevresiyle paylaşmaktan çekinmemesi gerektiğini vurguladı.
Elazat, iç sularda, özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi ile Adana gibi illerde gençlerin serinlemek amacıyla gölet ve akarsulara girdiğini belirterek, bu durumun akıntıya kapılarak boğulmalara neden olabildiğini ifade etti.
Sulama kanallarının sosyal medyada izlenen videolardan etkilenerek asla atlanmaması gereken yerler olduğunu vurgulayan Elazat, yüzme bilinse dahi atlama sırasında başa alınacak bir darbenin bilinç kaybına neden olup, boğulmaya yol açabileceğini söyledi.
- "Boğulma tehlikesi yaşayan kişiye doğru şekilde yardım etmek hayati önem taşıyor"
Elazat, Karadeniz Bölgesi'nde halk arasında "çeken akıntı" olarak bilinen rip akıntısının da ciddi bir risk oluşturduğunu belirterek, bu bölgelerde iyi derecede yüzme bilmenin hayati önem taşıdığını dile getirdi.
Boğulma tehlikesi yaşayan kişiye doğru şekilde yardım etmenin de hayati önem taşıdığını vurgulayan Elazat, "Boğulma vakasıyla karşılaşıldığında eğer yeterli tecrübeye sahip değilsek doğrudan kazazedenin yanına gitmek yerine can simidi, halat gibi ekipmanlarla uzaktan müdahalenin tercih edilmesi gerekiyor. Mutlaka yanına gitmek gerekiyorsa, öncesinde sesli şekilde 'Sakin ol, kendini bana bırak.' gibi uyarılar yapılmalı ve ani temaslardan kaçınılmalıdır. Aksi halde, kazazedenin korkuyla kurtarıcıya sarılması hem kendi hayatını hem de kurtarıcının hayatını riske atabilir." ifadelerini kullandı.
Elazat, boğulmanın, yüzme öğrenilerek büyük ölçüde önlenebileceğini, ailelerin ve yetişkinlerin bu konuda gençleri bilinçlendirme sorumluluğu taşıdığını ifade etti.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.