Savcı Yavuz Engin’e Gözdağı İçin 100 Bin Dolar‘a Tetikçi Tutmuşlar! Yenidoğan Çetesi Tehdit Davasında Korkunç İddialar: “Gel Seni MİT’çi Yapalım”

GÜNDEM 24.10.2025 - 11:16, Güncelleme: 24.10.2025 - 11:16
 

Savcı Yavuz Engin’e Gözdağı İçin 100 Bin Dolar‘a Tetikçi Tutmuşlar! Yenidoğan Çetesi Tehdit Davasında Korkunç İddialar: “Gel Seni MİT’çi Yapalım”

Y enidoğan çetesi (newborn gang) skandalında yeni bir sayfa açıldı. Savcıyı tehdit (prosecutor threat) eden suçluların yargılandığı davada, mahkeme salonu adeta bir gerilim filmi setine döndü. 100 bin dolar’lık tetikçi teklifleri, sahte MİT (National Intelligence Organization) kartları ve “dosyayı çökertme” planları… Bu iddialar, sadece adaletin değil, bebeklerin masum hayatlarının nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Peki, bu korkunç ağ nasıl ortaya çıktı? Ve savcı Yavuz Engin, ailesini korumak için neler yaşadı? Gelin, bu karanlık tabloyu adım adım inceleyelim.
Savcı Yavuz Engin’e Gözdağı İçin 100 Bin Dolar‘a Tetikçi Tutmuşlar! Yenidoğan Çetesi Tehdit Davasında Korkunç İddialar: “Gel Seni MİT’çi Yapalım” (Prosecutor Yavuz Engin Threatened with Assassin for Intimidation! Newborn Gang Court Case Reveals Horrifying Claims: “Come, We’ll Make You a MIT Agent”) NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; Türkiye’nin vicdanını sızlatan yenidoğan çetesi (newborn gang) skandalında yeni bir sayfa açıldı. Savcıyı tehdit (prosecutor threat) eden suçluların yargılandığı davada, mahkeme salonu adeta bir gerilim filmi setine döndü. 100 bin dolar’lık tetikçi teklifleri, sahte MİT (National Intelligence Organization) kartları ve “dosyayı çökertme” planları… Bu iddialar, sadece adaletin değil, bebeklerin masum hayatlarının nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Peki, bu korkunç ağ nasıl ortaya çıktı? Ve savcı Yavuz Engin, ailesini korumak için neler yaşadı? Gelin, bu karanlık tabloyu adım adım inceleyelim. Düşünün: Bir savcı, görevini yaparken ölümle burun buruna geliyor. Ailesi aylarca ayrı kalıyor, her kapı çalındığında yürekler ağza geliyor. Bu, bir roman değil, gerçek bir hikaye. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde (Bakırköy 21st Heavy Penal Court) görülen ilk duruşmada, tutuklu sanıklar savunmalarını yaparken ortaya saçılan detaylar, kamuoyunu şoke etti. Tutuklu 6 sanık (6 defendants) ve tutuksuzlar arasında, çetenin beyni olarak gösterilen Mustafa Kemal Zengin başroldeydi. Zengin’in savcıya kapısına ateş etmesi için teklif ettiği para mı? Yoksa “Gel seni MİT’çi yapalım” vaadi mi? Bu sorular, davanın seyrini değiştirecek gibi duruyor. Yenidoğan Çetesinin Karanlık Yüzü (The Dark Face of the Newborn Gang) Yenidoğan çetesi (newborn gang), 2019’dan beri İstanbul’un gölgesinde büyüyen bir canavar. 112 Acil Çağrı Merkezi (112 Emergency Call Center) çalışanlarıyla işbirliği yaparak, bebek hastaları anlaşmalı özel hastanelere yönlendiriyorlardı. Amaç? SGK (Social Security Institution) faturalarını şişirerek haksız kazanç elde etmek. Ne yazık ki, bu kazanç masum hayatların bedeliyle ödeniyordu. Sağlık Bakanlığı’nın 23 Ağustos 2024 tarihli bilirkişi raporuna göre, bebeklerin %’ı –ki bu rakam tam 10 bebek demek– ihmaller zinciriyle ölüme terk edildi. Düşünün ki, bir bebek solunum sıkıntısı çekerken entübasyon gecikiyor, çünkü ekipman yok. Veya 6 aylık bir bebek, doktoru olmayan bir üniteye sevk ediliyor ve hemşireler kalp masajı yaparken adrenalin yerine yanlış talimatlar veriliyor. Fezlekelerde yer alan Adli Tıp Kurumu raporları, bebek M.S.‘nin “prostavazin” ilacı kesilince hayatını kaybettiğini doğruluyor. Çetenin lideri Fırat Sarı ve yardımcısı İlker Gönen, 9 hastanenin yenidoğan ünitelerini ele geçirerek kara para aklama ağı kurmuş. Ekşi Sözlük’teki tartışmalarda, kullanıcılar “Bu, sağlık sisteminin çivisi” diyor; videolu paylaşımlarda (örneğin YouTube’da Emrullah Bey’in anlatımı), 112 personellerinin hasta getirme anlaşmaları ve kullanılmayan ilaçların faturalanması detayları mideleri bulandırıyor. Ama asıl korkunç olan, bu ölümlerin “planlı” olması. İddianamede, bebeklerin durumunun olduğundan ağır gösterildiği, yatış sürelerinin uzatıldığı ve ailelerden fazladan para alındığı belirtiliyor. SGK‘dan elde edilen kazanç 3-4 kat artarken, bebekler enfeksiyona açık ortamlarda çürümeye terk ediliyordu. Vikipedi’de özetlendiği üzere, soruşturma 21 Mayıs 2023‘te bir babanın CİMER ihbarıyla başladı. O ihbar, 47 şüpheliyi ortaya çıkardı; 22’si tutuklu. Bu çetenin büyüklüğü karşısında insan hayrete düşüyor. Özel hastaneler –Esenyurt, Bağcılar, Avcılar civarındakiler başta olmak üzere– yoğun bakım ünitelerini kiraya vererek suça bulaşmış. Bir entry’de “Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na ait hastane” iddiası dolaşıyor, ama resmi kaynaklar bunu doğrulamıyor. Yine de, 19 hastaneden 10’u kapatıldı, hastalar devlet hastanelerine sevk edildi. Bu, bir zafer mi, yoksa buzdağının görünen yüzü mü? Büyükçekmece’de Başlayan Kâbus (The Nightmare Starting in Büyükçekmece) Büyükçekmece (Büyükçekmece), bu skandalın kalbi. Cumhuriyet Başsavcılığı, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu üzerinden soruşturmayı yönetti. Savcı Yavuz Engin, atandığı anda hedef tahtasına oturdu. İddianameye göre, çete üyeleri bebekleri “hayatın olağan akışına aykırı” şekilde bekletiyor, uygun tedaviyi es geçiyordu. Bir bebek, doktor haberi olmadan hemşirelerce müdahale edilirken öldü; ölüm saati bile değiştirildi. Bu ihmaller, sadece para için değil, “rahat şikayet edelim” diye bebekleri ölüme bırakmakla sonuçlandı. Fezlekelerdeki telefon konuşmaları kan donduruyor: “Bize ne, bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edelim” diyor bir şüpheli. Tehditlerin Gölgesinde Bir Savcı: Yavuz Engin’in Mücadelesi (A Prosecutor in the Shadow of Threats: Yavuz Engin’s Struggle) Şimdi, asıl bomba: Tehdit davası. 30 Ağustos 2024‘te, avukat Aylin Arslantatar, savcı Engin’i arayıp “Hayatınla ilgili önemli konuşmamız var” diyor. Sonra, Mustafa Kemal Zengin’le makama geliyorlar. Gizli kamerayla kaydedilen konuşmada, Zengin parmağını sallayarak “Konuyu kapat, içeridekini sal” diyor ve ailesine gözdağı veriyor. Engin, “Türk savcısı namusunu satmaz” diye karşılık veriyor, ama korku gerçek: Aracı takip ediliyor, evi gözetleniyor. Duruşmada Engin’in ifadesi yürek yakıyor: “3 ay ailemden ayrı kaldım, her an tetikteydim.” Zengin ise “Kumpas kuruldu” diye bağırıyor; Engin, “Devlet kumpas kurmaz, haddini bil!” diye rest çekiyor. Mahkeme başkanı araya girip uyarıyor. Bu gerginlik, salonu karıştırıyor. Engin, Arslantatar’ı korumak isterken tuzağa düştüğünü fark ediyor: “Baskı ve tehdit, Tuğçe Toptemel’i tahliye ettirmek içindi, ama asıl hedef dosyayı çökertmekti.” Bir savcının omuzlarındaki yükü hayal edin: Adalet peşinde koşarken, kendi canını riske atmak. Engin, 4 Eylül 2024‘te şikayette bulundu. Fezlekede, çetenin suikast planladığı, Zengin-Orhan arasında “fikir alışverişi” yapıldığı belirtiliyor. Orhan, “Tetikçi değilim, sadece numarasını aldım” diyor, ama Zengin’in “100 bin dolar’a kapısına ateş et” teklifi iddiası ortada. Sanıkların Şok Edici Savunmaları ve Korkunç Detaylar (Defendants’ Shocking Defenses and Horrifying Details) Duruşma, sanıkların itiraflarıyla nefes kesti. Aylin Arslantatar: “Yavuz’la 7 yıl arkadaşız, sosyal medyadan tanıştık. Mustafa Kemal’in abisinin oğlunun avukatlığını yaptım, zor durumdalardı. Savcıyı tehdit (prosecutor threat) niyetim yoktu, burada duyduklarımı sizden öğreniyorum.” Ama Engin, çelişkileri yakalıyor: “Beni korumak değil, tahliye için baskıydı.” Muhammed Emin Orhan ise tetikçi iddialarını reddediyor: “Zengin’le tesadüfen tanıştım. Bana sahte MİT kartı verdi, ’Gel seni MİT‘çi yapalım’ dedi. 100 bin dolar teklifini kabul etmedim, param var.” Zengin, “Video izlensin, şov yaptılar” diyor. Gökhan Güler ve diğerleri, örgüt hiyerarşisini inkar etse de, iddianame “emir komuta zinciri”ni kanıtlıyor. Sahte MİT Kartları ve Örgüt Ağı (Fake MIT Cards and the Organization Network) Çetenin en ürkütücü yanı, devlet kurumlarını taklit etmesi. Zengin, kendini “emekli müsteşar” diye tanıtıyor, sahte kartlarla korku salıyor. İddianamede, 13 sanık için suçlar sıralanıyor: Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, örgüt kurma, yargıyı etkileme… Cezalar? Elebaşılara 48 yıldan 100 yıl 6 aya kadar hapis. Kamu görevlileri T.A., M.D. gibi isimler, kişisel verileri sızdırarak bulaşmış. Bu ağ, sadece bebek ölümleriyle sınırlı değil. Kara para aklama, ruhsatsız silah, özel hayatı ihlal… Vikipedi’ye göre, 28 Eylül 2023‘te kurulan “Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Komisyonu” bile yetersiz kalmış. Ekşi’de “Doktorlar bilmiyor olamaz” yorumları, sistemin derin çatlaklarını işaret ediyor. Adaletin Peşinde: Gelecekteki Duruşmalar ve Toplumsal Yara (In Pursuit of Justice: Upcoming Hearings and Societal Wound) Dava devam ediyor; sabah 10:30‘da kaldığı yerden sürecek. Sanıklar tahliye talep etse de, Engin’in “Hükümet adına tehdit edildim” vurgusu ağır basıyor. Bu skandal, sağlık sistemini sorgulatıyor: Kaç bebek daha? CHP lideri Özgür Özel’in “Memleketin çivisi çıktı” sözü boşuna değil. Büyükçekmece (Büyükçekmece) merkezli bu çete, İstanbul’un utancı. Ama umut var: İhbarlar sayesinde 10 hastane kapatıldı, bebekler kurtuldu. Yine de, vicdanlar sızlıyor. Bu dava, sadece cezalarla bitmeyecek; sistemin reformuyla. Siz ne düşünüyorsunuz? Bu tehditler adaleti ne kadar zedeliyor? Yorumlarda paylaşın, tartışalım – belki bir ihbar daha, bir hayat kurtarır. NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; adaletin terazisi, bebeklerin gözyaşlarıyla ağırlaşıyor.  
Y enidoğan çetesi (newborn gang) skandalında yeni bir sayfa açıldı. Savcıyı tehdit (prosecutor threat) eden suçluların yargılandığı davada, mahkeme salonu adeta bir gerilim filmi setine döndü. 100 bin dolar’lık tetikçi teklifleri, sahte MİT (National Intelligence Organization) kartları ve “dosyayı çökertme” planları… Bu iddialar, sadece adaletin değil, bebeklerin masum hayatlarının nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Peki, bu korkunç ağ nasıl ortaya çıktı? Ve savcı Yavuz Engin, ailesini korumak için neler yaşadı? Gelin, bu karanlık tabloyu adım adım inceleyelim.

Savcı Yavuz Engin’e Gözdağı İçin 100 Bin Dolar‘a Tetikçi Tutmuşlar! Yenidoğan Çetesi Tehdit Davasında Korkunç İddialar: “Gel Seni MİT’çi Yapalım” (Prosecutor Yavuz Engin Threatened with Assassin for Intimidation! Newborn Gang Court Case Reveals Horrifying Claims: “Come, We’ll Make You a MIT Agent”)

NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; Türkiye’nin vicdanını sızlatan yenidoğan çetesi (newborn gang) skandalında yeni bir sayfa açıldı. Savcıyı tehdit (prosecutor threat) eden suçluların yargılandığı davada, mahkeme salonu adeta bir gerilim filmi setine döndü. 100 bin dolar’lık tetikçi teklifleri, sahte MİT (National Intelligence Organization) kartları ve “dosyayı çökertme” planları… Bu iddialar, sadece adaletin değil, bebeklerin masum hayatlarının nasıl hiçe sayıldığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Peki, bu korkunç ağ nasıl ortaya çıktı? Ve savcı Yavuz Engin, ailesini korumak için neler yaşadı? Gelin, bu karanlık tabloyu adım adım inceleyelim.

Düşünün: Bir savcı, görevini yaparken ölümle burun buruna geliyor. Ailesi aylarca ayrı kalıyor, her kapı çalındığında yürekler ağza geliyor. Bu, bir roman değil, gerçek bir hikaye. Bakırköy 21. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde (Bakırköy 21st Heavy Penal Court) görülen ilk duruşmada, tutuklu sanıklar savunmalarını yaparken ortaya saçılan detaylar, kamuoyunu şoke etti. Tutuklu 6 sanık (6 defendants) ve tutuksuzlar arasında, çetenin beyni olarak gösterilen Mustafa Kemal Zengin başroldeydi. Zengin’in savcıya kapısına ateş etmesi için teklif ettiği para mı? Yoksa “Gel seni MİT’çi yapalım” vaadi mi? Bu sorular, davanın seyrini değiştirecek gibi duruyor.

Yenidoğan Çetesinin Karanlık Yüzü (The Dark Face of the Newborn Gang)

Yenidoğan çetesi (newborn gang), 2019’dan beri İstanbul’un gölgesinde büyüyen bir canavar. 112 Acil Çağrı Merkezi (112 Emergency Call Center) çalışanlarıyla işbirliği yaparak, bebek hastaları anlaşmalı özel hastanelere yönlendiriyorlardı. Amaç? SGK (Social Security Institution) faturalarını şişirerek haksız kazanç elde etmek. Ne yazık ki, bu kazanç masum hayatların bedeliyle ödeniyordu. Sağlık Bakanlığı’nın 23 Ağustos 2024 tarihli bilirkişi raporuna göre, bebeklerin %’ı –ki bu rakam tam 10 bebek demek– ihmaller zinciriyle ölüme terk edildi.

Düşünün ki, bir bebek solunum sıkıntısı çekerken entübasyon gecikiyor, çünkü ekipman yok. Veya 6 aylık bir bebek, doktoru olmayan bir üniteye sevk ediliyor ve hemşireler kalp masajı yaparken adrenalin yerine yanlış talimatlar veriliyor. Fezlekelerde yer alan Adli Tıp Kurumu raporları, bebek M.S.‘nin “prostavazin” ilacı kesilince hayatını kaybettiğini doğruluyor. Çetenin lideri Fırat Sarı ve yardımcısı İlker Gönen, 9 hastanenin yenidoğan ünitelerini ele geçirerek kara para aklama ağı kurmuş. Ekşi Sözlük’teki tartışmalarda, kullanıcılar “Bu, sağlık sisteminin çivisi” diyor; videolu paylaşımlarda (örneğin YouTube’da Emrullah Bey’in anlatımı), 112 personellerinin hasta getirme anlaşmaları ve kullanılmayan ilaçların faturalanması detayları mideleri bulandırıyor.

Ama asıl korkunç olan, bu ölümlerin “planlı” olması. İddianamede, bebeklerin durumunun olduğundan ağır gösterildiği, yatış sürelerinin uzatıldığı ve ailelerden fazladan para alındığı belirtiliyor. SGK‘dan elde edilen kazanç 3-4 kat artarken, bebekler enfeksiyona açık ortamlarda çürümeye terk ediliyordu. Vikipedi’de özetlendiği üzere, soruşturma 21 Mayıs 2023‘te bir babanın CİMER ihbarıyla başladı. O ihbar, 47 şüpheliyi ortaya çıkardı; 22’si tutuklu.

Bu çetenin büyüklüğü karşısında insan hayrete düşüyor. Özel hastaneler –Esenyurt, Bağcılar, Avcılar civarındakiler başta olmak üzere– yoğun bakım ünitelerini kiraya vererek suça bulaşmış. Bir entry’de “Eski Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’na ait hastane” iddiası dolaşıyor, ama resmi kaynaklar bunu doğrulamıyor. Yine de, 19 hastaneden 10’u kapatıldı, hastalar devlet hastanelerine sevk edildi. Bu, bir zafer mi, yoksa buzdağının görünen yüzü mü?

Büyükçekmece’de Başlayan Kâbus (The Nightmare Starting in Büyükçekmece)

Büyükçekmece (Büyükçekmece), bu skandalın kalbi. Cumhuriyet Başsavcılığı, Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu üzerinden soruşturmayı yönetti. Savcı Yavuz Engin, atandığı anda hedef tahtasına oturdu. İddianameye göre, çete üyeleri bebekleri “hayatın olağan akışına aykırı” şekilde bekletiyor, uygun tedaviyi es geçiyordu. Bir bebek, doktor haberi olmadan hemşirelerce müdahale edilirken öldü; ölüm saati bile değiştirildi. Bu ihmaller, sadece para için değil, “rahat şikayet edelim” diye bebekleri ölüme bırakmakla sonuçlandı. Fezlekelerdeki telefon konuşmaları kan donduruyor: “Bize ne, bırak bebek ölsün ki rahat şikayet edelim” diyor bir şüpheli.

Tehditlerin Gölgesinde Bir Savcı: Yavuz Engin’in Mücadelesi (A Prosecutor in the Shadow of Threats: Yavuz Engin’s Struggle)

Şimdi, asıl bomba: Tehdit davası. 30 Ağustos 2024‘te, avukat Aylin Arslantatar, savcı Engin’i arayıp “Hayatınla ilgili önemli konuşmamız var” diyor. Sonra, Mustafa Kemal Zengin’le makama geliyorlar. Gizli kamerayla kaydedilen konuşmada, Zengin parmağını sallayarak “Konuyu kapat, içeridekini sal” diyor ve ailesine gözdağı veriyor. Engin, “Türk savcısı namusunu satmaz” diye karşılık veriyor, ama korku gerçek: Aracı takip ediliyor, evi gözetleniyor.

Duruşmada Engin’in ifadesi yürek yakıyor: “3 ay ailemden ayrı kaldım, her an tetikteydim.” Zengin ise “Kumpas kuruldu” diye bağırıyor; Engin, “Devlet kumpas kurmaz, haddini bil!” diye rest çekiyor. Mahkeme başkanı araya girip uyarıyor. Bu gerginlik, salonu karıştırıyor. Engin, Arslantatar’ı korumak isterken tuzağa düştüğünü fark ediyor: “Baskı ve tehdit, Tuğçe Toptemel’i tahliye ettirmek içindi, ama asıl hedef dosyayı çökertmekti.”

Bir savcının omuzlarındaki yükü hayal edin: Adalet peşinde koşarken, kendi canını riske atmak. Engin, 4 Eylül 2024‘te şikayette bulundu. Fezlekede, çetenin suikast planladığı, Zengin-Orhan arasında “fikir alışverişi” yapıldığı belirtiliyor. Orhan, “Tetikçi değilim, sadece numarasını aldım” diyor, ama Zengin’in “100 bin dolar’a kapısına ateş et” teklifi iddiası ortada.

Sanıkların Şok Edici Savunmaları ve Korkunç Detaylar (Defendants’ Shocking Defenses and Horrifying Details)

Duruşma, sanıkların itiraflarıyla nefes kesti. Aylin Arslantatar: “Yavuz’la 7 yıl arkadaşız, sosyal medyadan tanıştık. Mustafa Kemal’in abisinin oğlunun avukatlığını yaptım, zor durumdalardı. Savcıyı tehdit (prosecutor threat) niyetim yoktu, burada duyduklarımı sizden öğreniyorum.” Ama Engin, çelişkileri yakalıyor: “Beni korumak değil, tahliye için baskıydı.”

Muhammed Emin Orhan ise tetikçi iddialarını reddediyor: “Zengin’le tesadüfen tanıştım. Bana sahte MİT kartı verdi, ’Gel seni MİT‘çi yapalım’ dedi. 100 bin dolar teklifini kabul etmedim, param var.” Zengin, “Video izlensin, şov yaptılar” diyor. Gökhan Güler ve diğerleri, örgüt hiyerarşisini inkar etse de, iddianame “emir komuta zinciri”ni kanıtlıyor.

Sahte MİT Kartları ve Örgüt Ağı (Fake MIT Cards and the Organization Network)

Çetenin en ürkütücü yanı, devlet kurumlarını taklit etmesi. Zengin, kendini “emekli müsteşar” diye tanıtıyor, sahte kartlarla korku salıyor. İddianamede, 13 sanık için suçlar sıralanıyor: Tasarlayarak öldürmeye teşebbüs, örgüt kurma, yargıyı etkileme… Cezalar? Elebaşılara 48 yıldan 100 yıl 6 aya kadar hapis. Kamu görevlileri T.A., M.D. gibi isimler, kişisel verileri sızdırarak bulaşmış.

Bu ağ, sadece bebek ölümleriyle sınırlı değil. Kara para aklama, ruhsatsız silah, özel hayatı ihlal… Vikipedi’ye göre, 28 Eylül 2023‘te kurulan “Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Komisyonu” bile yetersiz kalmış. Ekşi’de “Doktorlar bilmiyor olamaz” yorumları, sistemin derin çatlaklarını işaret ediyor.

Adaletin Peşinde: Gelecekteki Duruşmalar ve Toplumsal Yara (In Pursuit of Justice: Upcoming Hearings and Societal Wound)

Dava devam ediyor; sabah 10:30‘da kaldığı yerden sürecek. Sanıklar tahliye talep etse de, Engin’in “Hükümet adına tehdit edildim” vurgusu ağır basıyor. Bu skandal, sağlık sistemini sorgulatıyor: Kaç bebek daha? CHP lideri Özgür Özel’in “Memleketin çivisi çıktı” sözü boşuna değil.

Büyükçekmece (Büyükçekmece) merkezli bu çete, İstanbul’un utancı. Ama umut var: İhbarlar sayesinde 10 hastane kapatıldı, bebekler kurtuldu. Yine de, vicdanlar sızlıyor. Bu dava, sadece cezalarla bitmeyecek; sistemin reformuyla.

Siz ne düşünüyorsunuz? Bu tehditler adaleti ne kadar zedeliyor? Yorumlarda paylaşın, tartışalım – belki bir ihbar daha, bir hayat kurtarır.

NetHaberler.Com’un derlediği bu bilgilere göre; adaletin terazisi, bebeklerin gözyaşlarıyla ağırlaşıyor.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.