Kandiller! Faysal Atmaca Yazdı✍️

DİNİ HABERLER 03.09.2025 - 14:09, Güncelleme: 03.09.2025 - 14:09 143 kez okundu.
 

Kandiller! Faysal Atmaca Yazdı✍️

(Nurun Gölgesinde Gazze’nin Feryadı)
K A N D İ L L ER (Nurun Gölgesinde Gazze’nin Feryadı) Kandiller, asırlardır İslam toplumlarının gönül takviminde özel bir yere sahip olmuştur. Bu geceler, kalpleri yumuşatır, toplumsal birliği pekiştirir, dini hassasiyetleri yeniden gündeme taşır. Ancak bugün kandil ışıklarının yükseldiği bu topraklarda başka bir gerçek daha var: Gazze’nin kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş karanlığı. Kandil, minarelerden göğe yükselen ışığın adıdır. Ama Gazze’de minareler yıkılmış, mescitler bombalanmış, çocukların feryadı göğe yükselmiştir. Bizim kandil simidimiz masalarda ikram edilirken, orada çocuklar açlıktan bayılmakta, anneler evlatlarının cansız bedenlerini kucaklamaktadır. Kandil, işte bu hakikati bize hatırlatmadıkça eksik kalır. İslam, faydalı ve ümmetin bilincini diri tutan gelenekleri teşvik eder. Kandiller, ibadetleri hatırlatan, toplumsal barışı güçlendiren bir gelenektir. Ama bu gecelerin asıl değeri, kardeşlik sorumluluğunu canlı kılmalarında gizlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) buyurur: “Müminler birbirini sevmede, birbirine merhamette ve birbirini korumada bir beden gibidir. Ondan bir uzuv hasta olursa, diğer uzuvlar da onun acısıyla uykusuz ve ateşli kalır.” (Buhârî, Edeb, 27) Eğer bugün Gazze’nin acısı kalplerimizi sızlatmıyor, sofralarımızın bereketini kaçırmıyorsa, biz kandilin ruhunu kaybetmişiz demektir. Bugün Gazze’de insanlık dibe vurmuş durumda. Çocuklar enkaz altında can verirken, anneler evlatsız, babalar çaresiz kalıyor. Açlık, susuzluk ve bombalar arasında yüzbinlerce insan, dünyanın gözü önünde yavaş yavaş ölüme terk ediliyor. Bu bir savaş değil, bu bir soykırımdır. •    İnsanların evleri değil, umutları yıkılıyor. •    Camiler değil, ibadet özgürlüğü bombalanıyor. •    Hastaneler değil, insanlığın vicdanı paramparça ediliyor. Dünya sessiz, İslam ülkeleri dağınık, kalabalıklar seyirci… Peki biz Müslümanlar kandil gecesinde ne yapacağız? Sadece dua mı edeceğiz, yoksa dua ile birlikte hayatımızı da değiştirecek bir duruş mu sergileyeceğiz? Kandiller, bireysel ibadetlerin ötesinde toplumsal bir çağrıdır. Minarelerin ışığı, Gazze’nin karanlığına tutulmadıkça eksiktir. Kandil, bizi sadece secdeye değil, aynı zamanda mazlumun yanına çağırır. •    Soframızda bir ekmeği eksiltip Gazze’deki kardeşlerimiz için bağış yapabiliyor muyuz? •    Alışverişlerimizde zalimin markalarını terk ediyor muyuz? •    Dualarımızda onların adını zikredip gözyaşı döküyor muyuz?İşte kandil, bu sorulara verdiğimiz cevapla gerçek anlamına kavuşur. Bugün Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) dünyaya teşrifini idrak ediyoruz. O ki yetimin başını okşardı, mazlumun yanında dimdik dururdu, zalimin karşısında susmazdı. Eğer biz onun ümmeti isek, bu kandil gecesi sadece “Mevlid Kandiliniz mübarek olsun” demekle yetinmemeli; Gazze’nin feryadını kalbimize kazımalıyız. “Allah’ım! Bu mübarek gece hürmetine Gazze’deki mazlumlara nusret ver, ümmetin kalplerini dirilt, zalimlerin zulmünü bertaraf et. Dualarımızı fiili mücadeleye dönüştürmeyi bizlere nasip eyle.” Âmin. Kandiller, farz değildir; ama faydalı bir gelenektir. Onları inkâr etmek kadar farz gibi görmek de yanlıştır. Doğru olan, bu geceleri kulluğu artırmak ve ümmet bilincini diri tutmak için değerlendirmektir. Bugün kandilin ışığını Gazze’nin karanlığına taşımak, mazlumun gözyaşını kendi gözyaşımız yapmak zorundayız. Mevlid Kandiliniz mübarek olsun. Dualarımız Gazze’ye umut, kandilimiz ümmete diriliş olsun..Amln
(Nurun Gölgesinde Gazze’nin Feryadı)

K A N D İ L L ER
(Nurun Gölgesinde Gazze’nin Feryadı)

Kandiller, asırlardır İslam toplumlarının gönül takviminde özel bir yere sahip olmuştur. Bu geceler, kalpleri yumuşatır, toplumsal birliği pekiştirir, dini hassasiyetleri yeniden gündeme taşır. Ancak bugün kandil ışıklarının yükseldiği bu topraklarda başka bir gerçek daha var: Gazze’nin kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş karanlığı.

Kandil, minarelerden göğe yükselen ışığın adıdır. Ama Gazze’de minareler yıkılmış, mescitler bombalanmış, çocukların feryadı göğe yükselmiştir. Bizim kandil simidimiz masalarda ikram edilirken, orada çocuklar açlıktan bayılmakta, anneler evlatlarının cansız bedenlerini kucaklamaktadır. Kandil, işte bu hakikati bize hatırlatmadıkça eksik kalır.

İslam, faydalı ve ümmetin bilincini diri tutan gelenekleri teşvik eder. Kandiller, ibadetleri hatırlatan, toplumsal barışı güçlendiren bir gelenektir. Ama bu gecelerin asıl değeri, kardeşlik sorumluluğunu canlı kılmalarında gizlidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) buyurur:

“Müminler birbirini sevmede, birbirine merhamette ve birbirini korumada bir beden gibidir. Ondan bir uzuv hasta olursa, diğer uzuvlar da onun acısıyla uykusuz ve ateşli kalır.” (Buhârî, Edeb, 27)

Eğer bugün Gazze’nin acısı kalplerimizi sızlatmıyor, sofralarımızın bereketini kaçırmıyorsa, biz kandilin ruhunu kaybetmişiz demektir.

Bugün Gazze’de insanlık dibe vurmuş durumda. Çocuklar enkaz altında can verirken, anneler evlatsız, babalar çaresiz kalıyor. Açlık, susuzluk ve bombalar arasında yüzbinlerce insan, dünyanın gözü önünde yavaş yavaş ölüme terk ediliyor.

Bu bir savaş değil, bu bir soykırımdır.
•    İnsanların evleri değil, umutları yıkılıyor.
•    Camiler değil, ibadet özgürlüğü bombalanıyor.
•    Hastaneler değil, insanlığın vicdanı paramparça ediliyor.

Dünya sessiz, İslam ülkeleri dağınık, kalabalıklar seyirci… Peki biz Müslümanlar kandil gecesinde ne yapacağız? Sadece dua mı edeceğiz, yoksa dua ile birlikte hayatımızı da değiştirecek bir duruş mu sergileyeceğiz?

Kandiller, bireysel ibadetlerin ötesinde toplumsal bir çağrıdır. Minarelerin ışığı, Gazze’nin karanlığına tutulmadıkça eksiktir. Kandil, bizi sadece secdeye değil, aynı zamanda mazlumun yanına çağırır.
•    Soframızda bir ekmeği eksiltip Gazze’deki kardeşlerimiz için bağış yapabiliyor muyuz?
•    Alışverişlerimizde zalimin markalarını terk ediyor muyuz?
•    Dualarımızda onların adını zikredip gözyaşı döküyor muyuz?İşte kandil, bu sorulara verdiğimiz cevapla gerçek anlamına kavuşur.

Bugün Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) dünyaya teşrifini idrak ediyoruz. O ki yetimin başını okşardı, mazlumun yanında dimdik dururdu, zalimin karşısında susmazdı. Eğer biz onun ümmeti isek, bu kandil gecesi sadece “Mevlid Kandiliniz mübarek olsun” demekle yetinmemeli; Gazze’nin feryadını kalbimize kazımalıyız.

“Allah’ım! Bu mübarek gece hürmetine Gazze’deki mazlumlara nusret ver, ümmetin kalplerini dirilt, zalimlerin zulmünü bertaraf et. Dualarımızı fiili mücadeleye dönüştürmeyi bizlere nasip eyle.” Âmin.

Kandiller, farz değildir; ama faydalı bir gelenektir. Onları inkâr etmek kadar farz gibi görmek de yanlıştır. Doğru olan, bu geceleri kulluğu artırmak ve ümmet bilincini diri tutmak için değerlendirmektir. Bugün kandilin ışığını Gazze’nin karanlığına taşımak, mazlumun gözyaşını kendi gözyaşımız yapmak zorundayız.

Mevlid Kandiliniz mübarek olsun. Dualarımız Gazze’ye umut, kandilimiz ümmete diriliş olsun..Amln

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.