GRAFİKLİ - Türk tarihinin dönüm noktası: Malazgirt Zaferi
GRAFİKLİ - Türk tarihinin dönüm noktası: Malazgirt Zaferi
- Muş'un Malazgirt ilçesinde Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı Sultan Muhammed Alparslan, 26 Ağustos 1071'de kazandığı zaferle Bizans ordusuna tarihinin en büyük kayıplarından birini yaşattı - Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü ve Ortaçağ Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alican: - "Malazgirt Savaşı hem Türk tarihinde hem İslam tarihinde hem de Doğu Roma'nın tarihinde çok büyük etkiler meydana getirmiştir. Bu savaş kısa, orta ve uzun vadede tarihsel akışı büsbütün değiştirmiştir"
MUŞ (AA) - İBRAHİM YALDIZ - Muş'un Malazgirt ilçesinde Bizans ordusuna karşı elde edilen Malazgirt Zaferi, dünya tarihinde yeni bir sayfa açarken, Türklerin İslam dünyasının lideri olarak tescil edildiği gelişme olarak tarihe geçti.
Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden dünyaya gelen ve 27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan, Malazgirt'te ordusundan 4 kat büyüklükteki Bizans ordusunu yenerek tarihin seyrini değiştiren bir zafere imza attı.
Hükümdarlığı döneminde ilk olarak Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans'tan ilk toprağını alan Sultan Alparslan, Abbasi halifesinin 1070'te yardım talep etmesi üzerine ordusuyla Fatımilerin üzerine harekete geçti.
Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberini alan Bizans ordusu ise doğu seferini başlattı. Bunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti.
Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, daha sonra Muş'a yöneldi ve Malazgirt Ovası'nda karargahını kurdu.
26 Ağustos 1071 Cuma günü ordusuna namaz kıldıran Sultan Alparslan, ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.
Selçukluların "Turan" taktiğinin en başarılı örneğini uyguladığı savaşta ordusuyla büyük bir zafer kazanan ve Diyojen'i esir alan Sultan Alparslan, elde ettiği başarı sayesinde Anadolu'nun fethini kolaylaştıran süreci başlattı.
Türklere Anadolu'nun kapılarını açan zafer olarak tarihe geçen Malazgirt Zaferi, siyasi ve askeri sonuçlarıyla Türklerin İslam dünyasının lideri olmasını da sağladı.
- "Bu savaş kısa, orta ve uzun vadede tarihsel akışı büsbütün değiştirmiştir"
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü ve Ortaçağ Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alican, AA muhabirine, Malazgirt Savaşı'nın 954. yıl dönümünü kutlamanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.
Asırlar geçmesine rağmen bu savaşı unutmadıklarını ifade eden Alican, şöyle konuştu:
"Muş Alparslan Üniversitesi'nin öncülüğünde 6 yıldır, Malazgirt Savaşı'nın izlerini araştıran bilimsel araştırma yapıyoruz. Neden biz bu savaşa bu kadar önem veriyoruz? Malazgirt Savaşı hem Türk tarihinde hem İslam tarihinde hem de Doğu Roma'nın tarihinde çok büyük etkiler meydana getirmiştir. Bu savaş kısa, orta ve uzun vadede tarihsel akışı büsbütün değiştirmiştir. Malazgirt Savaşı ile Türklerin artık İslam tarihinin başat yönlendiricisi olduğunu söyleyebiliriz. Türkler bu savaşla İslam dünyasının liderleri olarak adeta tarih tarafından tescil edilmişlerdir. Bütün Müslümanlar, Türklerin kendi liderleri olduğunu artık kabul etmek durumunda kalmışlardır."
Tarihte ilk defa bir Bizans imparatorunun Müslümanların eline esir düştüğünü ifade eden Alican, şu bilgileri verdi:
"Malazgirt Savaşı'ndan kısa süre sonra Müslümanların bütün Anadolu'ya yayıldıklarını görüyoruz. Hatta savaşın üzerinden 10 yıl geçmeden İznik'te yeni bir Müslüman Selçuklu Devleti kurulmuştu. Malazgirt Savaşı'ndan sonra Bizanslılar artık bir daha eski gücüne kavuşamadılar. Bir daha o çapta bir orduyu toplayıp Türkler ve Müslümanlar üzerine bir sefer düzenlemediler. 1074 yılında Bizans İmparatoru II. Mihail'in, Katolik Papa'ya mektup göndererek yardım istediğini ve 'Türkleri eğer durdurmazsak kısa süre içerisinde bütün Roma topraklarını ele geçirecekler ve bütün Hristiyanlık dünyasının sonunu getirecekler.' diye söylediğini biliyoruz. Malazgirt Savaşı'ndan birkaç yıl sonra Bizansların bu savaşın orta ve uzun vadeli sonuçlarının Hristiyan Roma dünyasının sonunu getireceği konusunda haklı kaygılara kapılmışlardı."
- "Bizans ordusu karşısında muazzam bir safer kazandı"
Malazgirt Savaşı'nın yalnızca Türk ve İslam dünyasının değil aynı zamanda batı dünyasını da biçimlendiren bir savaş olduğunu ifade eden Alican, elde edilen zaferin Doğu Roma tarihine çok ciddi etkiler yaptığını, Ortodoks ve Katolik Hristiyanlar arasında Haçlı seferleriyle başlayan bir yakınlaşmanın oluşmasına itici güç oluşturduğunu dile getirdi.
Bu kadar önemli bir zaferin 954. yıl dönümünü bu topraklarda kutlamanın inanılmaz bir duygu olduğunu vurgulayan Alican, "26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt Ovası'nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i dize getiren Selçuklu Sultanı Alparslan nasıl bir adamdı? Sultan Alparslan heybetliydi, ihtişamlıydı ama 39 yaşında gencecik bir hükümdardı. 1040 yılında kurulan ve 30 yıllık bir devletin hükümdarı olan Sultan Alparslan, 1000 yıllık askeri geleneği, askeri, coğrafi ve stratejik üstünlüğü olan Bizans ordusu karşısında muazzam bir zafer kazandı." diye konuştu.
Selçuklu ordusunun bir günde kendisinden dört kat büyük Bizans ordusunu yendiğini anlatan Alican, şunları kaydetti:
"Bu olağanüstü zafer. Savaştaki en önemli unsur kullanılan stratejidir. Sultan Alparslan, Romen Diyojen'i tarihin gördüğü en büyük hezimetlerden birine uğrattı. Uzun boylu, ihtişamlı, bir adamdı. Uzun sakalı vardı. Sakalını ok atarken yayının teline takılmasın diye ensesinde toplardı. Savaşın kazanılmasından 2 yıl sonra çıktığı bir Türkistan seferinde uğradığı bir suikast ile şehit edildiğini biliyoruz. Bugün geriye dönüp baktığımızda özellikle coğrafyamızda yaşanan bir takım askeri, siyasi ve kültürel problemlerin de çözülebilmesi için belki de o dönemlerdeki kardeşliğe, o dönemlerdeki birliğe, beraberliğe vurgu yapmak çok önemli. Müslüman kardeşler ve aynı coğrafyada yaşayan topluluklar olarak bir araya gelindiğinde tek parça olunduğunda, 30 yıllık tecrübesiz küçük bir devlet bile olsanız, karşınıza çıkacak 1000 yıllık devasa bir imparatorluğu bile dize getirebilirsiniz."
Malazgirt Zaferi'nden bugün bile çıkarılacak çok büyük derslerin olduğunu belirten Alican, "Bu açıdan da Malazgirt Savaşı'nı önemsiyorum. Terörsüz Türkiye süreci ile alakalı çalışmaların yürütüldüğü bu günlerde Türkiye'de barış ve kardeşlik içinde bir araya gelerek daha güçlü bir gelecek inşa etmeliyiz. Bu iradeyi ortaya koyduğumuz bu günlerde Malazgirt Savaşı'nı bu açıdan da hatırlamak, konuşmak, tartışmak ve anmak çok önemli." dedi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.