Gazze’de Ateşkes İhlalleri Sürüyor: Son 24 Saatte 7 Filistinli Katledildi, Zulüm Durmuyor!
Gazze’de Ateşkes İhlalleri Sürüyor: Son 24 Saatte 7 Filistinli Katledildi, Zulüm Durmuyor!
Gazze Şeridi’nde İsrail’in bitmek bilmeyen saldırıları, ateşkes ilanından iki ay sonra bile sivillerin hayatını karartmaya devam ediyor. Son 24 saatte 7 masum Filistinlinin katledildiği bildirildi; bu vahşet, zulümün ne kadar derin olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. İşte tüm detaylar NetHaberler haberinde;
Gazze’de Ateşkes İhlalleri Sürüyor: Son 24 Saatte 7 Filistinli Katledildi, Zulüm Durmuyor!
07.12.2025 - NetHaberler | Özel Haber | bilgi@nethaberler.com
SonDakika: NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; Gazze’de dün gece ve bugün sabah saatlerinde İsrail ordusunun düzenlediği hava ve topçu saldırıları, Filistin halkını yeniden yasa boğdu. Beyt Lahiya, Cibaliya ve Zeytûn gibi bölgelerde sivillerin günlük yaşam mücadelesi, drone ve top atışlarıyla kana bulandı. Yerel sağlık kaynakları, 7 kişinin – aralarında 70 yaşındaki bir kadının da bulunduğu – hayatını kaybettiğini doğruladı. Bu olaylar, İsrail’in “ateşkes”i hiçe sayan tutumunun en somut kanıtı niteliğinde.

Bu zulüm, sadece bireysel trajedilerle sınırlı kalmıyor; Filistin halkının kolektif acısını derinleştiriyor. Tanıklar, Beyt Lahiya’daki top atışlarının sivil yerleşimlere yakın noktalarda gerçekleştiğini, insanların ekmek ve su peşinde koştuğu sırada vurulduklarını anlatıyor. Bir görgü tanığı, “Çocuklarımın önünde annemizi kaybettik; bu mücadelede nefes alamıyoruz,” diye feryat ediyor. Dünya kamuoyunun sessizliği, bu yarayı daha da kanatıyor – peki ya Amerika‘nın Netanyahu’ya verdiği sınırsız destek?
Son 24 Saatin Kanlı Bilançosu: Siviller Hedefte (The Bloody Toll of the Last 24 Hours: Civilians in the Crosshairs)
Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya kasabası, son 24 saatin en acımasız sahnelerine ev sahipliği yaptı. İsrail topçusunun açtığı ateş, üç Filistinli’yi anında katletti. Sağlık ekipleri, cesetleri toplarken gözyaşlarına boğuldu; yaralılar, yetersiz hastanelere taşınırken umutsuz bir mücadele verdi. Bu, sadece bir kasaba değil; tüm Gazze’nin hikayesi, diyor yerel aktivistler.
Güneye indiğimizde, Zeytûn Mahallesi’nde drone’lar gökyüzünü inletiyordu. İki sivil, tarım arazilerinde çalışırken vuruldu – bu saldırılar, Filistin topraklarının bereketini bile hedef alıyor. Cibaliya Mülteci Kampı’nda ise bir baskın sırasında bir genç adam hayatını kaybetti; kamp sakinleri, “Burası mülteci değil, açık hava hapishanesi,” diye haykırıyor. Cibaliya’daki bu olay, İsrail’in kuşatma politikalarının ne kadar sistematik olduğunu gösteriyor.
Uluslararası raporlara göre – Al Jazeera ve Reuters gibi kaynaklardan derlenen verilerle – son 24 saatteki ölümler, ateşkesin ilan edildiği 10 Ekim’den beri toplam 360’tan fazla Filistinli’nin katledilmesine eklendi. Bu rakamlar, soykırım iddialarını güçlendiriyor; Birleşmiş Milletler yetkilileri, “Bu ihlaller, barış iradesinin yokluğunu kanıtlıyor,” diyor. Netanyahu’nun hükümeti, bu vahşeti “güvenlik önlemi” diye savunurken, dünya liderleri neden suskun kalıyor? Bu soru, her Filistinli ailenin yüreğinde yankılanıyor.
Peki, bu saldırıların perde arkasında ne var? X platformunda (eski Twitter) paylaşılan tanık videoları, drone’ların sivilleri “hedeflediğini” gösteriyor. Ekşi Sözlük’te kullanıcılar, “Gazze’yi unutma” kampanyalarını genişletirken, Wikipedia’nın güncellenen Filistin sayfası, bu ihlalleri “sürekli gerilim” olarak kaydediyor. Web aramalarımız, Anadolu Ajansı ve Guardian gibi kaynakların, son haftalarda 600’den fazla ihlal raporu verdiğini doğruluyor. Bu veriler, zulüm’ün rastgele olmadığını; planlı bir mücadele karşıtlığı olduğunu ortaya koyuyor.
Ateşkesin İki Ayı: 500’den Fazla İhlal, Sonsuz Acı (Two Months of Ceasefire: Over 500 Violations, Endless Pain)
Ateşkes ilanından bu yana geçen iki ay, Gazze için bir “duraklama” değil, yeni bir işgal dalgası oldu. Yerel raporlara göre, 500’den fazla ihlal kaydedildi; bu, anlaşmanın %25-30‘undan az uyum oranı anlamına geliyor. İslam dünyasının kutsal topraklarında yaşanan bu zulüm, din ve vicdan sahiplerini ayağa kaldırıyor. Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Thani, Doha Forum’da “Bu, kritik bir an; ateşkes çökebilir,” uyarısında bulundu.
Bu dönemde, hava bombardımanları, insani yardım konvoylarının engellenmesi ve mülteci kamplarına baskınlar rutin hale geldi. Guardian’ın interaktif raporuna göre, İsrail güçleri, “sarı hat” ötesinde 1.500’den fazla binayı yıktı – bu, sivil altyapının sistematik yok oluşu. Filistin direniş kaynakları, “Bu, ateşkes değil, yeni bir soykırım aşaması,” diyor. BM ve Amnesty International, acil müdahale çağrılarını yineliyor; ancak Amerika’nın vetoları, bu sesleri boğuyor.
X’teki son paylaşımlar, korkunç detaylar sunuyor: Bir kullanıcı, “Beyt Lahiya’da drone’lar gökyüzünü kana buladı; 70 yaşındaki nine, dua ederken vuruldu,” diye yazmış. Ekşi Sözlük’te “Gazze zulmü” başlığı altında binlerce yorum, dünya’nın ikiyüzlülüğünü eleştiriyor. Wikipedia, bu ihlalleri “ceasefire fragility” olarak tanımlarken, Reuters haberleri, Netanyahu’nun “güvenlik” retoriğini sorguluyor. Bu veriler, Filistin halkının mücadelesini daha da anlamlı kılıyor – onlar, islam’ın adalet çağrısına kulak veriyor.
Peki, bu ihlallerin bedeli ne? Çocuklar ve kadınlar, toplam ölümlerin %70‘ini oluşturuyor. Al Jazeera’nın analizine göre, 44 günde 357 Filistinli katledildi; yardım girişi ise %25 seviyesinde kaldı. Bu, bir halkın hayatta kalma mücadelesini tarif ediyor – açlık, hastalık ve ölümle çevrili bir direniş.
Uluslararası Sessizlik ve Filistin’in Çığlığı: Ne Zaman Duracak Bu Vahşet? (International Silence and Palestine’s Cry: When Will This Atrocity End?)
Dünya, Gazze‘yi unutturmaya çalışıyor; ama Filistin halkı, “Unutma!” diye haykırıyor. Sekiz Arap ve İslam ülkesinin ortak açıklaması, Rafah Kapısı’nı tek yönlü açma planını “yerinden etme girişimi” diye reddetti. Bu, İsrail’in zulümünü kalıcılaştırma çabası – yardım girişini bloke ederken, sivilleri kovmaya zorluyor.
Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doha Forum’da “Hamas’ın silahsızlanması gerçekçi değil; Gazze polisi eğitimli Filistinlilerden oluşmalı,” dedi. Bu sözler umut verici, ama Amerika‘nın baskısı altında Türkiye’nin rolü sınırlı kalıyor. X’te #GazzedeAteşSönmüyor etiketiyle binlerce paylaşım, dünya‘nın vicdanını sarsıyor. Ekşi Sözlük kullanıcıları, “Netanyahu’nun sadistliği Tevrat’ı bile lekeliyor,” diye yorumluyor.
Bu mücadele, dinî bir boyut taşıyor; İslam âlemi, Mescid-i Aksa’nın kutsallığını hatırlatıyor. Ancak, arabulucuların utanç verici sessizliği, zulmü besliyor. BBC’nin raporuna göre, İsrail “sarı hat” arkasında demolisyonlara devam ediyor – bu, savaş yasalarını ihlal mi? Uzmanlar evet diyor.
Merak mı uyandırıyor: Peki, yarın ne olacak? Filistin direnişi, bu zulüme karşı nasıl ayakta kalıyor? Cevap, onların kararlılığında saklı – bir halk, özgürlük için her şeyi göze alıyor.
NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre; Gazze’nin çığlığı, dünya’nın kapısını çalıyor – ama kapı açılacak mı? Siz ne düşünüyorsunuz? Bu vahşete karşı sesinizi yükseltin, yorumlarınızı paylaşın; belki birlikte bir fark yaratırız.
#Gazze #Filistin #İsrail #Saldırı #Zulüm #İslam #Din #Mücadele #Dünya #Amerika #Netanyahu #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #keşfetteyiz #news #canliyayin
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.