FATSAL ATMACA: TEFEKKÜRLE TEŞEKKÜR
FATSAL ATMACA: TEFEKKÜRLE TEŞEKKÜR
Dünyaya gözlerini açan bir bebek. Ne eli vardır çalışmaya, ne dili vardır istemeye.
TEFEKKÜRLE TEŞEKKÜR
Dünyaya gözlerini açan bir bebek.
Ne eli vardır çalışmaya, ne dili vardır istemeye.
Ama ona hava verilmiştir.
Süt hazırdır.
Toprak onu taşıyacak, su onu besleyecek, baldan şifa gelecek, yumurtadan gıda.
Ve o hiçbirinin farkında bile değildir.
Çünkü Allah, rahmetini pazarlıkla değil, lütufla verir.
İnsan daha ne şükredebilir ne anlayabilirken, hayat onun için kurulmuştur.
İşte bu yüzden bu beş nimet
yumurta, bal, su, hava ve toprak yalnızca hikmet değil, aynı zamanda karşılıksız bir ihsandır.
YUMURTA:
Sabırla Gelen Hayat!
İnsan yumurtayı ne yaratır, ne şekillendirir, ne de içindeki hayatı yönetebilir.
Yumurtayı tavuğa veren Allah’tır.
İçine hayat koyan O’dur.
İnsana da o hayatı yemesi için ihsan eden yine O’dur.
Ve insan bunun için ne emek vermiştir, ne bedel ödemiştir.
Sadece alır, yer, doyar.
Ama içindeki ilahi ölçü, sabır ve kudreti çoğu zaman hiç görmez.“Sizi en güzel surette yarattı ve size rızıklar verdi.” (Teğâbün, 3)
BAL:
Bin Çiçekten Gelen Karşılıksız Tat!
Arı çalışır ama balı kendine değil, insana yapar.
Kendi ihtiyacı yoktur o kadar balın.
Ama Allah, arıya bal yaptırır, insana şifa verir.
İnsan ise tek bir çiçek bile üretmeden, sadece o sofraya oturur.
Bal, gayretin bizden değil, rahmetin yukarıdan olduğunu gösterir.
İnsan bir kuruş vermez. Bir arının emeğini bile anlayamaz.
Ama her sabah balı ekmeğine sürerken sanki hakkıymış gibi yer.
İşte kibrin kaynağı budur: bedelsiz nimetleri sahiplik sanmak.
Oysa bal; emek başkasından, tat insana verilmiş bir ikramdır.
SU:
Bedelsiz Hayat, Hesapsız Akış
Düşün:
Hiç kimse doğar doğmaz bir kuyudan su çekmez.
Hiç kimse annesinin rahminde musluk aramaz.
Ama o su, Allah’ın izniyle bedenin içinde akar.
Anneye süt olur, toprağa bereket olur, ruha ferahlık olur.
Ve insan hiçbir bedel ödemeden bu suyu içer.
Üstelik çoğu zaman israf eder.
Ama Rabbimiz suyu kesmez.
Çünkü su, Allah’ın “Vedûd” sıfatının akan hâlidir: karşılık beklemeden sevmenin su gibi şeklidir.
4. HAVA:
Herkese Açık, Herkese Ücretsiz
Dünyada parayla satılmayan tek şey: hava.
Çünkü satılsa, çoğu insan nefes alamazdı.
Ama Allah onu herkese verdi.
Kâfire de, zalime de, mazluma da, mümine de.
İnsan, doğar doğmaz onu içine çeker.
Hiçbir şey yapmadan, hiçbir hak kazanımı olmadan.
Çünkü hava, rahmetin adaletidir:
En muhtaç olduğun şeyin sahibi sen değilsin.
Bu da insanın en temel farkındalığı olmalıdır:
“Benim olmayanla yaşıyorum.”
5. TOPRAK:
Hiçbir Bedel Ödemeden Üzerinde Yaşamak
Toprak, seni taşır.
Eline düşeni bitirir.
Sana yiyecek verir.
Öldüğünde de seni örter.
Peki insan toprak için ne yapmıştır?
Hiçbir şey.
Üzerine bastığı yeri bile çoğu zaman hor görmüştür.
Ama toprak yine de alçak gönüllüdür.
İnsan, kendini yüksek gördüğü her an, ayağının altındaki toprağı unutmuştur.
Oysa o toprak, var oluşun ana rahmidir.
Hiçbir karşılık almadan doğurur, doyurur ve sonunda yine bağrına alır.
İşte ilahi ekonomi budur:
Hiçbir şeyi hak etmeyen insana, her şey verilir.
Ama bu bolluk bizi nankör değil, şükreden yapmalıdır.
“Eğer saymaya kalksanız Allah’ın nimetlerini sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim ve çok nankördür.” (İbrahim, 34)
SONUÇ:
Şükürsüzlük, Emeksiz Zenginliğin Felaketidir
Bu nimetlerin ortak noktası şudur:
İnsan doğar doğmaz bunlara sahip olur.
Ve çoğu insan, doğar doğmaz bunların sahibi olduğunu zanneder.
Oysa hakikat şudur:
Sahip değiliz, emanetçiyiz.
Yaratan değiliz, yaratılmışa muhtacız.
Kazanan değiliz, verilene mahkûmuz.
Hayat; Allah’ın bize, hiçbir bedel istemeden, hikmetle verdiği bir emanettir.
Bu emanetin hakkı ise sadece şu cümlede toplanır:
“Rabbim, Sen verdin; ben aldım. Sen yarattın; ben yaşadım. Sen rahmet ettin; ben şükrederim.”
ÖYLEYSE BİR DUA
“Ya Rabbi!
Emek vermediğimiz, para ödemediğimiz, çoğu zaman kıymetini bile bilmediğimiz bunca nimetinle bizi kuşattın. Biz ki bir nefesi bile hak etmiyoruz, ama Sen bize her nefeste rahmet veriyorsun. Bizi nankörlerden değil, nimetini anlayanlardan eyle. Yumurtada hayatı, balda şifayı, suda temizi, havada merhameti, toprakta tevazuyu görebilen basiretli kullarından eyle bizi.
Âmin.”
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.