Düsseldorf Gezilecek Yerleri neresi? Düsseldorf'da tatil

DÜNYA 18.11.2025 - 17:51, Güncelleme: 18.11.2025 - 17:51
 

Düsseldorf Gezilecek Yerleri neresi? Düsseldorf'da tatil

İstersen önce “Düsseldorf nerede?” sorusunu yanıtlayalım. Adını Düssel Deresi’nden alan ve Köln’ün güneyinde konumlanan şehir, Kuzey Ren eyaletinin de başkenti. Şehirde müzeleri gezebilir, tarihî binaların ihtişamı karşısında büyülenebilirsin. Hazırsan okumaya devam… Almanya’nın Düsseldorf şehrinin saraylarını, etkileyici parklarını ve ziyaret edebileceğin pek çok noktasını senin için bu rehberde bir araya getirdik!
Düsseldorf’ta Gezilecek Yerler NetHaberler - ARA ÖZEL  Her sokağında farklı bir hikâyenin beklediği, kültürel mirasın modern yapılarla harmanlandığı o şehirle tanışmaya ne dersin? Cevabın “Evet.” ise seni Almanya’nın gözde şehirlerinden Düsseldorf’a götürüyoruz. İstersen önce “Düsseldorf nerede?” sorusunu yanıtlayalım. Adını Düssel Deresi’nden alan ve Köln’ün güneyinde konumlanan şehir, Kuzey Ren eyaletinin de başkenti. Şehirde müzeleri gezebilir, tarihî binaların ihtişamı karşısında büyülenebilirsin. Hazırsan okumaya devam… Almanya’nın Düsseldorf şehrinin saraylarını, etkileyici parklarını ve ziyaret edebileceğin pek çok noktasını senin için bu rehberde bir araya getirdik! Altstadt (Eski Şehir) Düsseldorf seyahatimize şehrin tarihî merkezi Altstadt’tan başlayalım. Burası Fransa, Hollanda ve Almanya’dan geçen meşhur Ren Nehri’nin kıyısında yer alan renkli, dar ve dik eğimli evlerin yer aldığı etkileyici bir bölge. Eski Şehir olarak da bilinen Altstadt’ın geçmişi epey köklü. II. Dünya Savaşı’ndan sonra aslına uygun şekilde yeniden inşa edilen bölgede keyifle kahveni içebileceğin kafeler ve Alman lezzetlerini tadabileceğin restoranlar hizmet veriyor. Buraya uğrarsan yakınlarda bulunan Marktplatz, Rathaus, Burgplatz, Schlossturm, St. Lambertus Kilisesi gibi önemli mekânları da gezi rotana ekleyebilirsin. Özellikle akşamları hareketlenen Bolkerstrasse gibi ünlü Düsseldorf sokaklarını keşfedebilir, uyumayan bu şehrin ritmine kendini kaptırabilirsin! Königsallee Alışveriş tutkunları için vazgeçilmez bir Avrupa şehri olan Düsseldorf, “Kö” olarak bilinen ve dünyanın en ünlü alışveriş merkezlerinden biri olan Königsallee’ye ev sahipliği yapıyor. Neredeyse tüm lüks mağazaları bir arada bulabilir, moda dünyasının güncel parçalarını deneyebilirsin. Karnın acıktığında dünya mutfağından lezzetler deneyimleyebileceğin restoranlarda günü taçlandırabilirsin. Dinlenmek istediğinde büyük kestane ve çınar ağaçlarının ortasından geçen kanalın ve büyüleyici güzellikteki köprünün etrafında soluklanabilir, günü Düsseldorf’ta yapılacaklar listene bir tik atarak bitirebilirsin! Buram buram Alman ruhunu hissettiren bölge, bir yanıyla da Antik Yunan’dan izler taşıyor. En iyi örneklerinden birini caddenin sonundaki Triton Çeşmesi’nde görebilirsin. Çeşmeye hayran olmamak elde değil, bizden söylemesi. Rheinuferpromenade Ren Nehri Gezinti Yolu olarak da bilinen Rheinuferpromenade, Düsseldorf’un en güzel yollarından. Geleneğin günümüzle harmanlandığı bu yol, aynı zamanda Altstadt’ı MedienHafen’e bağlayan önemli bir bölgede bulunuyor. Düsseldorf’ta sakin bir yürüyüş yapmak, şehrin silüetine kendi gölgeni de eklemek istersen Rheinuferpromenade’yi ziyaret edilecek yerler listene yazabilirsin. Yol boyunca sıralanmış kafelerde günün yorgunluğunu atabileceğin ya da şehrin izini bisiklet sürerek takip edebileceğin bu tatlı yere şans vermeni öneririz! Seyahatini yaz aylarında planlıyorsan burası için bir önerimiz daha var: Rheintreppen’ı (Ren Merdivenleri) ve Stadtstrand’ı (Şehir Plajı) gezerek plajın tadını çıkarabilir, buradan kalkan tekne turlarına katılabilirsin. MedienHafen Gelelim fotoğraf arşivine birbirinden ikonik kareler ekleyeceğin o meşhur yere. MedienHafen eski bir Düsseldorf limanıyken bugün şehrin en hareketli ve canlı noktalarından biri hâline gelmiş durumda. Bunun bir numaralı sebebiyse şehrin eşsiz mimarisi ve gün batımının bu mimariyi süslemesiyle ortaya çıkan göz alıcı manzarası! Bu eşsiz mimaride kimlerin imzası var diye soracak olursan MedienHafen’de dünyaca ünlü Frank O. Gehry, David Chipperfield ve Claude Vasconi gibi mimarların yapıları iç içe. Özellikle Frank O. Gehry’nin üç binayla oluşturduğu tasarım harikası Neuer Zollhof’u yakından görmeni tavsiye ederiz. Düsseldorf’un en yüksek binası olan Ren Kulesi’nin de burada bulunduğunu hatırlatalım. Benrath Sarayı Şehrin kalabalığından sıyrılarak zamanda yolculuğa çıkmaya hazır mısın? Benrath Sarayı sana âdeta bir zaman tünelindeymişsin gibi hissettirecek. Düsseldorf’un merkezinin biraz dışında yer alan bu görkemli rokoko sarayı, 18. yüzyılda Prens Carl Theodor için inşa edilmiş. Nicolas de Pigage’nin ustalık eseri olan sarayda seni; ana saray binası, Avrupa Bahçe Sanatı Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi bekliyor. UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne de aday olmuş, barok döneminin mimarisini sonuna kadar hissettiren Benrath, sanata ve mimariye ilgi duyanların uğrak noktası. Sarayın geniş bahçesini ve göletlerini bir rehber eşliğinde gezmeni tavsiye ediyoruz. Bu sarayı pazartesi ve salı 11.00-17.00, cuma 14.00-17.00, hafta sonları da 11.00-18.00 saatleri arasında, 2025 yaz sezonunda 12 euro karşılığında ziyaret edebilirsin. Ren Kulesi (Rheinturm) Düsseldorf’un dört bir yanını da görebileceğin Ren Kulesi, şehir merkezinin güneyinde yer alıyor. Üstelik kulenin içinde Japon lezzetlerinin tadına bakabileceğin ve her 72 dakikada bir kendi ekseninin etrafında dönen QOMO adında büyük bir Japon restoranı var. Düsseldorf’un tepesinde lezzetli bir yemek yemek istersen bu nefes kesici kuleyi ziyaret etmek iyi bir fikir olabilir! Boylu boyunca uzanan Ren Nehri’nin manzarasını da izleyebileceğin kulenin tepesindeyken tüm şehir âdeta ayaklarının altındaymış gibi hissedebilirsin. Kulenin tam üstünde “Lichtzeitpegel” adında dünyanın en büyük dijital-desimal saati yer alıyor. Bu saati her gün 18.00’den gece yarısına kadar, pazar günleri de 12.00-16.00 saatleri arasında 12,50 euro karşılığında görmek için Düsseldorf’u gezi rehberine ekleyebilirsin. Marktplatz Şehrin tarihine birkaç adım daha atmaya ne dersin? Şimdi seni Altstadt’ın kalbindeki tarihî ana meydan Marktplatz’a götürüyoruz! Barok ve neoklasik dönemin izlerini taşıyan ve süslü rokoko dokunuşlarının olduğu meydanın ortasına yürüdüğünde tarihî Rathaus binasının girişini ve atın üstündeki II. Wilhelm’in heykelini göreceksin. Şehrin kalbindeki meydan Noel zamanı kurulan pazarların ve festival gibi çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir merkez. Marktplatz’da gezerken karnın zil çaldığında yakınlardaki kafelerde ve restoranlarda yerel lezzetleri denemeyi unutma. Burgplatz Ren Nehri’nin kıyısında bir tarihî meydana rastlarsan bil ki burası Burgplatz’dan başkası değil. Barok mimarinin Arnavut kaldırımlı sokaklarla taçlandırıldığı meydan, uzun bir süre Düsseldorf Şatosu’na ev sahipliği yapsa da günümüze sadece Şato Kulesi ulaşmış durumda. Burada şehrin denizcilik tarihi hakkında önemli bilgiler edinebileceğin Denizcilik Müzesi’ni de ziyaret edebilirsin. Eğer güneşi burada batırmak istersen Ren Nehri’nin kıyısına inen merdivenleri kullanarak suyun kıyısından gün batımını doyasıya izleyebilirsin. Aziz Lambertus Kilisesi Alstadt’ın en eski yapılarından biri olan Aziz Lambertus Kilisesi, 1394 civarında, tarihi 1159’a dayanan çok daha eski bir kilisenin kalıntılarının üzerine inşa edilmiş, yüzyıllara tanıklık etmiş bir yapı. Bazilika adını Aziz Lambert’ten alıyor. Tuğla Gotik mimarisiyle öne çıkan kilisenin en dikkat çeken yapısı “Çarpık Kule” olarak anılan bükülmüş kulesi. Efsaneye göre Jan Wellem’in karısı Anna Maria Luisa de Medici ona hiç çocuk vermeden öldüğünde tanrıya karısı yaşarsa bekâr kalacağına dair söz verir. Tanrı bu duayı kabul eder. Bu nedenle kule cennete doğru bükülür. Kulenin olağan dışı eğikliğinin bilimsel sebebiyse 1815’teki bir yangından sonra restorasyon çalışmasında kullanılan kuru keresteye dayanıyor. Bu mistik efsanelerin yaşandığı, dışı kadar içi de dikkat çekici olan kilisede St. Apollinaris’in kutsal emanetlerinin ve çeşitli sanat eserlerinin sergilendiği bir türbe de var. Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen Kuzey Ren eyaletinin ihtişamlı sanat koleksiyonlarını dolaşmaya ne dersin? Bir enstitü olarak hizmet veren Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen, K20 ve K21 olmak üzere iki ayrı binadan oluşuyor. K20 binasında 20. yüzyılın klasiklerinden Picasso, Klee, Matisse gibi sanatçıların eşsiz tablolarını görme imkânı bulabilir, K21’de uluslararası güncel sanat eserlerini yakından görebilirsin. Sanata ilgin varsa birçok sanatseverin uğrak noktası olan Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen’i mutlaka ziyaret etmelisin. Üstelik tek seferlik bilet almak yerine 20 euro karşılığında kombine bilet alarak yılın farklı dönemlerinde de burayı ücretsiz dolaşabilirsin. Burası salı, pazar ve resmî tatillerde 11.00-18.00 ve her ayın ilk çarşambası 11.00-22.00 saatleri arasında ziyaretçilerine kapılarını açıyor. Museum Kunstpalast Sanatın ve mimarinin şehri Düsselsorf’ta sıradaki durağımız Kunstpalast Müzesi. Ehrenhof kompleksinin içinde yer alan müze; Antik Çağ’dan günümüze kadar uzanan çizimlere, heykellere, 70.000’den fazla grafik sergisine, fotoğraflardan oluşan bir koleksiyona ve uygulamalı sanatlara ev sahipliği yapıyor. Müzede bulunan Avrupa’nın en büyük cam koleksiyonlarından Hentrich Cam Koleksiyonu ise 14.000’e yakın İtalyan barok çizimlerini içeren koleksiyonuyla başlı başına bir sanat şöleni. Burada insanlığın ilk günlerinden kalma sanat eserlerini görebilir, eşsiz cam koleksiyonlarını inceleyebilirsin. Düzenli olarak kültür sanat etkinliklerinin yapıldığı Kunstpalast’a çarşamba günleri 14.00-18.00 saatleri arasında 8 euro, her ayın ilk perşembesiyse 18.00-21.00 arasında 10 euro karşılığında giriş yapabilirsin. Little Tokyo (Japon Mahallesi) Japonya’ya gitmeden Japonya’daymış gibi hissetmek ister misin? O zaman seni Düsseldorf’un kalbinden geçen bir Japon Mahallesi’ne götürüyoruz. Sen sormadan biz cevaplayalım: Evet, bu mahallede yaşayanların çoğu Japon ve buradaki işletmeler onlara ait. Burada yürürken Tokyo sokaklarında keşfe çıkmış gibi hissedersen hiç şaşırma! Hazır şehrin en hareketli mahallelerinden birindeyken Japon kültürünü ve yemeklerini keşfetmek istersen sana bir önerimiz olacak. Her yıl bahar aylarında Little Tokyo’da düzenlenen Japon Festivali’ne katılabilirsin. Bu deneyimi yaşamak için Düsseldorf’ta gezilecek yerler listene Japon Mahallesi’ni de ekle deriz! EKO-Haus der Japanischen Kultur Japon kültürü demişken bu kültürü Düsseldorf’ta deneyimleyebileceğin bir yer daha var: EKO-Haus der Japanischen Kultur. Niederkassel semtinde bulunan bu Japon kültür merkezi, Avrupa’daki tek Jodo Shinshu Budist tapınağı olma özelliğine sahip. Japon tarzıyla tasarlanan EKO Haus’a uğradığında Japon Bahçesi’nde yapılan çay seremonilerinde içeceğini yudumlayabilir, film gösterimlerine ve çeşitli atölyelere de katılabilirsin. Pazar ve pazartesi günleri kapalı olan bu mekânı haftanın diğer günleri 13.00-17.00 saatleri arasında 3,50 euro karşılığında gezebilirsin. Kaiserswerth Kendi içinde tarihî ve küçük bir dünyaya adım atmaya hazır mısın? Her köşesinde tarihten izler bulunan, sıra sıra dizilmiş barok evleri Kaiserswerth’te seni bekliyor. Şehrin en eski bölgelerinden biri olmasının yanında sakin bir atmosferi de bulunan Kaiserswerth’in sokaklarında dolaşırken bir filmin içindeymiş gibi hissedebilirsin. Tarihin tozlu sayfalarına yaptığın seyahati bu civarda bulunan St. Suitbertus Bazilikası’ndan ve Friedrich Barbarossa’dan kalan Kaiserpfalz’ın kalıntılarına uğrayarak taçlandırabilir, buram buram Orta Çağ kokan Kaiserswerth’e geldiğinde Ren Nehri’ni eşsiz manzarasıyla görebilirsin. Hofgarten Düsseldorf’un halka açık ilk parkıyla tanışmaya var mısın? Etrafındaki yemyeşil çimenleri ve ağaç popülasyonunu görünce buraya neden “şehrin yeşil akciğeri” denildiğini daha iyi anlayacaksın. Kendini doğanın huzurlu kollarına bırakırken bir yandan da yeni yerler keşfetmek istiyorsan parkın yakınındaki Goethe Müzesi’ni ziyaret edebilirsin. Carlstadt Gelelim Düsseldorf’un en küçük ilçelerinden olmasına rağmen ihtişamıyla göz kamaştıran Carlstadt’a. Burası etkileyici zariflikteki barok yapılarıyla şehrin estetik olduğu kadar sanatsal yönünü de gözler önüne seriyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarında estetiği ve sıcacık atmosferi bir arada bulacağın bu semtte gezilecek o kadar çok yer var ki! Müzeler, galeriler, alışveriş merkezleri bunlardan sadece birkaçı. Yemek deyince sende de akan sular duruyorsa taptaze ürünlerin ve sokak lezzetlerinin yer aldığı Carlstadt Pazarı’na uğramalısın. Pazar günü hariç her gün açık olan bu pazarda yerel halkla şehrin ritmini tutabilirsin. Carlstadt, Altstadt’a göre daha sakin bir yer. Sen de huzurlu ve sakin bir Düsseldorf tatili planlıyorsan rotanda Carlstadt’a yer vermeni öneririz. Kuzey Parkı (Nordpark) ve Japon Bahçesi Dört bir yanını yeşile bürünmüş parkların ve bahçelerin süslediği Düsseldorf’un her adımda yeni bir harikasını görebileceğin yeri: Nordpark. Şehrin halka açık en büyük ve popüler parkı olma ünvanını taşıyan bu yerde çiçek tarhlarını ve heykelleri görebilirsin. Yeşilin huzur veren atmosferine tanık olurken farklı bir kültür tanımak istersen otantik Japon kültüründen esintiler bulabileceğin, Nordpark’ın içerisindeki Japon Bahçesi’ni gezebilirsin. Japonlar tarafından Alman halkına hediye edilen bu bahçede geleneksel Japon peyzajını da görebilirsin. Devasa Nordpark’ta bulunan Aquazoo Löbbecke Müzesi’nde bitkilerin yanında balıkları ve çeşitli canlıları görme fırsatı yakalayarak tam anlamıyla bir doğa gezisi yapabilirsin. Frank Gehry Binaları Mimaride geometrik sınırlamaların kullanılmasına hepimiz alışığız. Peki, bu sınırlamaların kalktığını hiç düşündün mü? Düsseldorf kalıplaşan tüm bilgileri yıkmak için inşa edilen bir şehir gibi! Ünlü mimar Frank O. Gehry, zamanında burada sıradan bir bina tasarlamak yerine eğik duvarları olan, çarpık şekilde üç bina tasarladı. Düsseldorf’a ait pek çok fotoğraf karesinde görülebilen ve mimarın adıyla anılan bu binalar; şehrin modern, yaratıcı ve yenilikçi yönünün de bir yansıması. Schifffahrt Museum Ren Nehri’nin kıyısında yer alan tarihî Burgplatz’daki Şato Kulesi, şehrin geçmişine ışık tutan nadide yapılardan. Geçmişte saray olarak kullanılan yapıdan kalan tek hatıra olan bu etkileyici kule, günümüzde Denizcilik Müzesi olarak kullanılıyor. Denizciliğe ilgin varsa müzeye girdiğinde gemi yapımı ve taşımacılık üzerine önemli bilgiler edinebilir, ilk gemi modelleriyle ve geçmişte denizcilikte kullanılan çeşitli ekipmanlarla karşılaşabilirsin. Müzenin etkileyici bir Ren Nehri manzarası var. Ayrılmadan fotoğraf çekerek nehrin eşsiz manzarasıyla ölümsüzleştireceğin bu ânı fotoğraf albümüne ekleyebilirsin. Bu müzeyi pazartesi hariç her gün 11.00-18.00 saatleri arasında 10 euro ödeyerek ziyaret edebilmen mümkün. Rathaus Düsseldorf rotamızda sıradaki durak Belediye Binası. Burası birçok kez yenilenerek bugünkü hâline kavuşturuldu. Halka yakın olma amacıyla şehrin tam kalbine inşa edilmiş binanın kanatları birbirinden farklı dönemlere ait. Tuğlalı yapısıyla dikkat çeken yapı hâlâ belediye tarafından kullanılsa da turistlerin rehber eşliğinde içeri girmelerine izin veriliyor. Binanın hemen önünde İtalyan Rönesansı’nı etkileyen Medici ailesinin üyesi Anna Maria Luisa de Medici ile evlenen Jan Wellem’in heykelini göreceksin. Wellem’in atın üstünde yer aldığı bu meşhur heykeli, Noel zamanı ve özel günlerde ışıklandırılarak eşsiz bir seyir zevki sunuyor. Goethe Müzesi Şehirde bir de meşhur Alman yazar, siyasetçi, ressam ve doğa bilimci Goethe’ye ve eserlerine adanmış bir müze olduğunu biliyor muydun? Goethe’nin uzmanlaştığı bu alanlardan herhangi biri seni cezbediyorsa ünlü düşünürü tanımak için evine misafir olmaya ne dersin? Jagerhof Sarayı’nda bulunan müzeye adım atar atmaz ünlü yazara ait eserlerle ve mektuplarla karşılaşacaksın. Düsseldorf’a yakın şehirlerden biri olan Münih’ten de müzeye çok fazla ziyaretçi geliyor. Almanya’nın farklı bölgelerinden insanlarla Goethe hakkında sohbet etme fırsatı bulabilirsin. Bu sanat dolu müzeye sadece 4 euro karşılığında salı, cuma ve pazar günleri 11.00-17.00, cumartesiyse 13.00-17.00 saatleri arasında girebilirsin. Jagerhof Sarayı Az önce bahsettiğimiz Goethe Müzesi’ne ev sahipliği yapan, zarafetin rokoko mimarisiyle birleştiği Jagerhof Sarayı, Hofgarten yakınlarında ziyaretçilerini bekliyor. 18. yüzyılda av köşkü olarak inşa edilen bu görkemli yapı, 19. yüzyılın başlarında bir hastane, daha sonraysa Prusya Prensi Friedrich’in evi olarak kuruluş amacından çok farklı işlevlerde kullanılmış. Bugün kültür sanat merkezi olarak ziyaretçilerini ağırlayan bu yapıyla sen de geçmişteki av köşkleri, hastaneler ve evler hakkında fikir edinebilirsin. Kim bilir, belki Alman iç mimarisini seversin! St. Andreas Kilisesi Bu şehrin her bir noktasında barok mimarisini görmek mümkün. Bu noktalardan biri de Andreas Kilisesi. Geçmişi 17. yüzyıla uzanan ve bir cizvit kilisesi olarak inşa edilen yapı, daha sonra Dominiken Kilisesi olarak hizmet vermiş. Zengin süslemeleri, altın varaklı dizaynı ve heykelleriyle bir kiliseden çok, sanat merkezini andıran bu yere uğradığında geçmişte burada ibadet eden Wittelsbach Hanedanı’na ait Elektörlerin anıt mezarlarını görebilirsin. Film Müzesi Sinema tarihiyle aran nasıl? Cevabın “Gayet iyi.” ise bu müze tam sana göre! Buraya adım atar atmaz sinemanın başlangıçtan günümüze evrimini gösteren bir sergiyle karşılaşacaksın. Film yapma sanatına dair yeni bir bakış açısı kazanacağın müzede kamera, projektör, kostüm gibi sinemaya dair aklına gelebilecek her şeyi bulabilirsin. Buraya kadar gelmişken canın klasik film izlemek isterse Black Box salonunda düzenli olarak yapılan film gösterimlerine katılabilirsin. Bu sanat dolu müzeyi pazartesi günleri hariç 11.00-18.00 saatleri arasında 5 euro ödeyerek ziyaret edebilirsin. Classic Remise Düsseldorf Sen de sevdiğin şarkıyı açıp klasik arabanla turladığın evrenin hayalini kuruyorsan burası senin için de tam bir cennet! Klasik arabaların sergilendiği Classic Remise’te tarihî bir lokomotif deposunun yanında satışa sunulan arabalar bulunuyor. Evet, yanlış duymadın! Buradaki otomobiller sergilenmekle kalmıyor, kimi satışa sunulurken kimi de restorasyon aşamasından geçiyor ve bunu canlı bir şekilde izleyebiliyorsun. Giriş için para ödemene gerek olmayan sergi alanına hafta içi 08.00-23.00, pazar günleri de 10.00-23.00 saat aralığında girebilir, harika arabaları yakından görebilirsin. Tonhalle Şehrin önemli kültür mekânlarından olan Tonhalle, ana konser salonu olmasının yanında etkileyici bir tarihe de sahip. 1926’da bir planetaryum olarak inşa edilen yapı, 1970’lerde konser salonuna dönüştürüldü. Düsseldorf Senfoni Orkestrası’nı bu konser salonunda canlı dinlemek istersen Tonhalle’yi listene ekle deriz. Üstelik burada klasik müziğin yanı sıra caz, pop ve dünya müziği gibi farklı türlerin konserlerini de izleyebilirsin. Sanat dolu Tonhalle’yi ziyaret etmek istersen yapman gereken tek şey konser takvimlerini incelemek. Kö-Bogen Alışveriş Merkezi Şu ana dek Düsseldorf’un barok mimarisi taşıyan geçmişinden konuştuk. Peki ya şehrin modern tarafı? Bunu görmek için Daniel Libeskind’in tasarladığı Kö-Bogen’e uğraman yeterli. Modern binaların arasında “Düsseldorf’tan sevdiklerime ne hediye alabilirim?” diye telaşlanmana hiç gerek yok çünkü kaliteli markaların bulunduğu dükkânlarla dolu bir alışveriş merkezindesin! Dünyanın dört bir yanından alışveriş tutkunlarını ağırlayan Kö-Bogen’in öne çıkan özelliğiyse yemyeşil alanları ile cam ve doğal taş kullanılarak hazırlanan benzersiz mimariye sahip yapıları. Carlsplatz Market Şimdi turistlerin olduğu kadar yerel halkın da uğrak noktası olan yerlerden birine doğru yol alıyoruz: Carlsplatz Pazarı’na! Şehrin nabzı âdeta bu pazarda atıyor. Egzotik meyvelerden taze balığa, kümes hayvanlarından kahve spesiyallerine, taze çiçeklerden sokak lezzetlerine kadar aradığın pek çok şeyi bulabileceğin Carlsplatz’ı pazar günleri hariç haftanın her günü ziyaret edebilir, sepetini farklı aromalardaki ürünlerle doldurabilirsin. Stadttor Binası Şehrin yenilikçi yüzü seni de kendine çekiyorsa şimdi hazır ol çünkü modern mimariyle bezenmiş bir ofis binasına adım atıyoruz. MedienHafen’ın yakınlarındaki Stadttor, namıdiğer Şehir Kapısı, MIPIM Ödülleri’ne layık görülen sürdürülebilir mimari örneği olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Cam, çelik, ahşap ve taş gibi malzemelerin bir araya gelerek oluşturulduğu bina, şıklığı ve zarafeti bir arada yansıtıyor. Binaya uzaktan baktığında çift camlı cephesi ve paralelkenar şeklindeki yapısı sana küçük bir göz yanılsaması yaşatacak. Belki sen de burayı ziyaret eden pek çok misafir gibi “Bu bina nasıl tasarlanmış?” diye sormadan edemeyeceksin. Neander Kilisesi Düsseldorf rotamızın sonuna yaklaşırken seni tarihin ve maneviyatın izleriyle buluşturacak Neander Kilisesi’ne davet ediyoruz. Erken barok dönemine ait şehrin en eski Protestan kilisesi Neander, Altstadt’ın tam kalbinde yer alıyor. Kilisenin adı ilahiyatçı Joachim Neander’den geliyor. Kendisi bazı ünlü ilahilerini burada bestelemiş ve ilk kez burada seslendirmiş. Bu geleneğin devamı niteliğinde, günümüzde bölgenin manevi ve kültürel yaşamının merkezlerinden Neander Kilisesi’nde çeşitli etkinlikler ve konserler düzenleniyor. Sen de bu mistik ortamda ruhunu dinlendirirken keyifli vakit geçirmek istersen kiliseyi ziyaret edebilirsin. Düsseldorf’ta gezilecek yerler hakkında tüm bilgileri edindiğine göre artık yola çıkmaya hazırsın! Kültürün, sanatın ve modanın öncüsü bu şehri karış karış gezmek istersen Düsseldorf otellerini inceleyebilir, seyahat planını yapmaya şimdi başlayabilirsin. Bu büyülü şehre yapacağın seyahatlerde Etstur’un senin için sunduğu Düsseldorf uçak bileti seçeneklerine göz atabilir, birkaç saatlik uçuşun ardından şehri keşfetmeye başlayabilirsin.
İstersen önce “Düsseldorf nerede?” sorusunu yanıtlayalım. Adını Düssel Deresi’nden alan ve Köln’ün güneyinde konumlanan şehir, Kuzey Ren eyaletinin de başkenti. Şehirde müzeleri gezebilir, tarihî binaların ihtişamı karşısında büyülenebilirsin. Hazırsan okumaya devam… Almanya’nın Düsseldorf şehrinin saraylarını, etkileyici parklarını ve ziyaret edebileceğin pek çok noktasını senin için bu rehberde bir araya getirdik!

Düsseldorf’ta Gezilecek Yerler

NetHaberler - ARA ÖZEL 

Her sokağında farklı bir hikâyenin beklediği, kültürel mirasın modern yapılarla harmanlandığı o şehirle tanışmaya ne dersin? Cevabın “Evet.” ise seni Almanya’nın gözde şehirlerinden Düsseldorf’a götürüyoruz.

İstersen önce “ Düsseldorf nerede?” sorusunu yanıtlayalım. Adını Düssel Deresi’nden alan ve Köln’ün güneyinde konumlanan şehir, Kuzey Ren eyaletinin de başkenti. Şehirde müzeleri gezebilir, tarihî binaların ihtişamı karşısında büyülenebilirsin. Hazırsan okumaya devam… Almanya’nın Düsseldorf şehrinin saraylarını, etkileyici parklarını ve ziyaret edebileceğin pek çok noktasını senin için bu rehberde bir araya getirdik!

Altstadt (Eski Şehir)

Düsseldorf seyahatimize şehrin tarihî merkezi Altstadt’tan başlayalım. Burası Fransa, Hollanda ve Almanya’dan geçen meşhur Ren Nehri’nin kıyısında yer alan renkli, dar ve dik eğimli evlerin yer aldığı etkileyici bir bölge. Eski Şehir olarak da bilinen Altstadt’ın geçmişi epey köklü. II. Dünya Savaşı’ndan sonra aslına uygun şekilde yeniden inşa edilen bölgede keyifle kahveni içebileceğin kafeler ve Alman lezzetlerini tadabileceğin restoranlar hizmet veriyor.

Buraya uğrarsan yakınlarda bulunan Marktplatz, Rathaus, Burgplatz, Schlossturm, St. Lambertus Kilisesi gibi önemli mekânları da gezi rotana ekleyebilirsin. Özellikle akşamları hareketlenen Bolkerstrasse gibi ünlü Düsseldorf sokaklarını keşfedebilir, uyumayan bu şehrin ritmine kendini kaptırabilirsin!

Königsallee

Alışveriş tutkunları için vazgeçilmez bir Avrupa şehri olan Düsseldorf, “Kö” olarak bilinen ve dünyanın en ünlü alışveriş merkezlerinden biri olan Königsallee’ye ev sahipliği yapıyor. Neredeyse tüm lüks mağazaları bir arada bulabilir, moda dünyasının güncel parçalarını deneyebilirsin. Karnın acıktığında dünya mutfağından lezzetler deneyimleyebileceğin restoranlarda günü taçlandırabilirsin.

Dinlenmek istediğinde büyük kestane ve çınar ağaçlarının ortasından geçen kanalın ve büyüleyici güzellikteki köprünün etrafında soluklanabilir, günü Düsseldorf’ta yapılacaklar listene bir tik atarak bitirebilirsin!

Buram buram Alman ruhunu hissettiren bölge, bir yanıyla da Antik Yunan’dan izler taşıyor. En iyi örneklerinden birini caddenin sonundaki Triton Çeşmesi’nde görebilirsin. Çeşmeye hayran olmamak elde değil, bizden söylemesi.

Rheinuferpromenade

Ren Nehri Gezinti Yolu olarak da bilinen Rheinuferpromenade, Düsseldorf’un en güzel yollarından. Geleneğin günümüzle harmanlandığı bu yol, aynı zamanda Altstadt’ı MedienHafen’e bağlayan önemli bir bölgede bulunuyor. Düsseldorf’ta sakin bir yürüyüş yapmak, şehrin silüetine kendi gölgeni de eklemek istersen Rheinuferpromenade’yi ziyaret edilecek yerler listene yazabilirsin.

Yol boyunca sıralanmış kafelerde günün yorgunluğunu atabileceğin ya da şehrin izini bisiklet sürerek takip edebileceğin bu tatlı yere şans vermeni öneririz! Seyahatini yaz aylarında planlıyorsan burası için bir önerimiz daha var: Rheintreppen’ı (Ren Merdivenleri) ve Stadtstrand’ı (Şehir Plajı) gezerek plajın tadını çıkarabilir, buradan kalkan tekne turlarına katılabilirsin.

MedienHafen

Gelelim fotoğraf arşivine birbirinden ikonik kareler ekleyeceğin o meşhur yere. MedienHafen eski bir Düsseldorf limanıyken bugün şehrin en hareketli ve canlı noktalarından biri hâline gelmiş durumda. Bunun bir numaralı sebebiyse şehrin eşsiz mimarisi ve gün batımının bu mimariyi süslemesiyle ortaya çıkan göz alıcı manzarası!

Bu eşsiz mimaride kimlerin imzası var diye soracak olursan MedienHafen’de dünyaca ünlü Frank O. Gehry, David Chipperfield ve Claude Vasconi gibi mimarların yapıları iç içe. Özellikle Frank O. Gehry’nin üç binayla oluşturduğu tasarım harikası Neuer Zollhof’u yakından görmeni tavsiye ederiz. Düsseldorf’un en yüksek binası olan Ren Kulesi’nin de burada bulunduğunu hatırlatalım.

Benrath Sarayı

Şehrin kalabalığından sıyrılarak zamanda yolculuğa çıkmaya hazır mısın? Benrath Sarayı sana âdeta bir zaman tünelindeymişsin gibi hissettirecek. Düsseldorf’un merkezinin biraz dışında yer alan bu görkemli rokoko sarayı, 18. yüzyılda Prens Carl Theodor için inşa edilmiş. Nicolas de Pigage’nin ustalık eseri olan sarayda seni; ana saray binası, Avrupa Bahçe Sanatı Müzesi ve Doğa Tarihi Müzesi bekliyor.

UNESCO Dünya Mirasları Listesi’ne de aday olmuş, barok döneminin mimarisini sonuna kadar hissettiren Benrath, sanata ve mimariye ilgi duyanların uğrak noktası. Sarayın geniş bahçesini ve göletlerini bir rehber eşliğinde gezmeni tavsiye ediyoruz. Bu sarayı pazartesi ve salı 11.00-17.00, cuma 14.00-17.00, hafta sonları da 11.00-18.00 saatleri arasında, 2025 yaz sezonunda 12 euro karşılığında ziyaret edebilirsin.

Ren Kulesi (Rheinturm)

Düsseldorf’un dört bir yanını da görebileceğin Ren Kulesi, şehir merkezinin güneyinde yer alıyor. Üstelik kulenin içinde Japon lezzetlerinin tadına bakabileceğin ve her 72 dakikada bir kendi ekseninin etrafında dönen QOMO adında büyük bir Japon restoranı var. Düsseldorf’un tepesinde lezzetli bir yemek yemek istersen bu nefes kesici kuleyi ziyaret etmek iyi bir fikir olabilir!

Boylu boyunca uzanan Ren Nehri’nin manzarasını da izleyebileceğin kulenin tepesindeyken tüm şehir âdeta ayaklarının altındaymış gibi hissedebilirsin. Kulenin tam üstünde “Lichtzeitpegel” adında dünyanın en büyük dijital-desimal saati yer alıyor. Bu saati her gün 18.00’den gece yarısına kadar, pazar günleri de 12.00-16.00 saatleri arasında 12,50 euro karşılığında görmek için Düsseldorf’u gezi rehberine ekleyebilirsin.

Marktplatz

Şehrin tarihine birkaç adım daha atmaya ne dersin? Şimdi seni Altstadt’ın kalbindeki tarihî ana meydan Marktplatz’a götürüyoruz! Barok ve neoklasik dönemin izlerini taşıyan ve süslü rokoko dokunuşlarının olduğu meydanın ortasına yürüdüğünde tarihî Rathaus binasının girişini ve atın üstündeki II. Wilhelm’in heykelini göreceksin.

Şehrin kalbindeki meydan Noel zamanı kurulan pazarların ve festival gibi çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir merkez. Marktplatz’da gezerken karnın zil çaldığında yakınlardaki kafelerde ve restoranlarda yerel lezzetleri denemeyi unutma.

Burgplatz

Ren Nehri’nin kıyısında bir tarihî meydana rastlarsan bil ki burası Burgplatz’dan başkası değil. Barok mimarinin Arnavut kaldırımlı sokaklarla taçlandırıldığı meydan, uzun bir süre Düsseldorf Şatosu’na ev sahipliği yapsa da günümüze sadece Şato Kulesi ulaşmış durumda. Burada şehrin denizcilik tarihi hakkında önemli bilgiler edinebileceğin Denizcilik Müzesi’ni de ziyaret edebilirsin.

Eğer güneşi burada batırmak istersen Ren Nehri’nin kıyısına inen merdivenleri kullanarak suyun kıyısından gün batımını doyasıya izleyebilirsin.

Aziz Lambertus Kilisesi

Alstadt’ın en eski yapılarından biri olan Aziz Lambertus Kilisesi, 1394 civarında, tarihi 1159’a dayanan çok daha eski bir kilisenin kalıntılarının üzerine inşa edilmiş, yüzyıllara tanıklık etmiş bir yapı.

Bazilika adını Aziz Lambert’ten alıyor. Tuğla Gotik mimarisiyle öne çıkan kilisenin en dikkat çeken yapısı “Çarpık Kule” olarak anılan bükülmüş kulesi. Efsaneye göre Jan Wellem’in karısı Anna Maria Luisa de Medici ona hiç çocuk vermeden öldüğünde tanrıya karısı yaşarsa bekâr kalacağına dair söz verir. Tanrı bu duayı kabul eder. Bu nedenle kule cennete doğru bükülür. Kulenin olağan dışı eğikliğinin bilimsel sebebiyse 1815’teki bir yangından sonra restorasyon çalışmasında kullanılan kuru keresteye dayanıyor. Bu mistik efsanelerin yaşandığı, dışı kadar içi de dikkat çekici olan kilisede St. Apollinaris’in kutsal emanetlerinin ve çeşitli sanat eserlerinin sergilendiği bir türbe de var.

Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen

Kuzey Ren eyaletinin ihtişamlı sanat koleksiyonlarını dolaşmaya ne dersin? Bir enstitü olarak hizmet veren Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen, K20 ve K21 olmak üzere iki ayrı binadan oluşuyor. K20 binasında 20. yüzyılın klasiklerinden Picasso, Klee, Matisse gibi sanatçıların eşsiz tablolarını görme imkânı bulabilir, K21’de uluslararası güncel sanat eserlerini yakından görebilirsin.

Sanata ilgin varsa birçok sanatseverin uğrak noktası olan Kunstsammlung Nordrhein-Westfalen’i mutlaka ziyaret etmelisin. Üstelik tek seferlik bilet almak yerine 20 euro karşılığında kombine bilet alarak yılın farklı dönemlerinde de burayı ücretsiz dolaşabilirsin. Burası salı, pazar ve resmî tatillerde 11.00-18.00 ve her ayın ilk çarşambası 11.00-22.00 saatleri arasında ziyaretçilerine kapılarını açıyor.

Museum Kunstpalast

Sanatın ve mimarinin şehri Düsselsorf’ta sıradaki durağımız Kunstpalast Müzesi. Ehrenhof kompleksinin içinde yer alan müze; Antik Çağ’dan günümüze kadar uzanan çizimlere, heykellere, 70.000’den fazla grafik sergisine, fotoğraflardan oluşan bir koleksiyona ve uygulamalı sanatlara ev sahipliği yapıyor. Müzede bulunan Avrupa’nın en büyük cam koleksiyonlarından Hentrich Cam Koleksiyonu ise 14.000’e yakın İtalyan barok çizimlerini içeren koleksiyonuyla başlı başına bir sanat şöleni. Burada insanlığın ilk günlerinden kalma sanat eserlerini görebilir, eşsiz cam koleksiyonlarını inceleyebilirsin.

Düzenli olarak kültür sanat etkinliklerinin yapıldığı Kunstpalast’a çarşamba günleri 14.00-18.00 saatleri arasında 8 euro, her ayın ilk perşembesiyse 18.00-21.00 arasında 10 euro karşılığında giriş yapabilirsin.

Little Tokyo (Japon Mahallesi)

Japonya’ya gitmeden Japonya’daymış gibi hissetmek ister misin? O zaman seni Düsseldorf’un kalbinden geçen bir Japon Mahallesi’ne götürüyoruz. Sen sormadan biz cevaplayalım: Evet, bu mahallede yaşayanların çoğu Japon ve buradaki işletmeler onlara ait. Burada yürürken Tokyo sokaklarında keşfe çıkmış gibi hissedersen hiç şaşırma!

Hazır şehrin en hareketli mahallelerinden birindeyken Japon kültürünü ve yemeklerini keşfetmek istersen sana bir önerimiz olacak. Her yıl bahar aylarında Little Tokyo’da düzenlenen Japon Festivali’ne katılabilirsin. Bu deneyimi yaşamak için Düsseldorf’ta gezilecek yerler listene Japon Mahallesi’ni de ekle deriz!

EKO-Haus der Japanischen Kultur

Japon kültürü demişken bu kültürü Düsseldorf’ta deneyimleyebileceğin bir yer daha var: EKO-Haus der Japanischen Kultur. Niederkassel semtinde bulunan bu Japon kültür merkezi, Avrupa’daki tek Jodo Shinshu Budist tapınağı olma özelliğine sahip. Japon tarzıyla tasarlanan EKO Haus’a uğradığında Japon Bahçesi’nde yapılan çay seremonilerinde içeceğini yudumlayabilir, film gösterimlerine ve çeşitli atölyelere de katılabilirsin. Pazar ve pazartesi günleri kapalı olan bu mekânı haftanın diğer günleri 13.00-17.00 saatleri arasında 3,50 euro karşılığında gezebilirsin.

Kaiserswerth

Kendi içinde tarihî ve küçük bir dünyaya adım atmaya hazır mısın? Her köşesinde tarihten izler bulunan, sıra sıra dizilmiş barok evleri Kaiserswerth’te seni bekliyor. Şehrin en eski bölgelerinden biri olmasının yanında sakin bir atmosferi de bulunan Kaiserswerth’in sokaklarında dolaşırken bir filmin içindeymiş gibi hissedebilirsin. Tarihin tozlu sayfalarına yaptığın seyahati bu civarda bulunan St. Suitbertus Bazilikası’ndan ve Friedrich Barbarossa’dan kalan Kaiserpfalz’ın kalıntılarına uğrayarak taçlandırabilir, buram buram Orta Çağ kokan Kaiserswerth’e geldiğinde Ren Nehri’ni eşsiz manzarasıyla görebilirsin.

Hofgarten

Düsseldorf’un halka açık ilk parkıyla tanışmaya var mısın? Etrafındaki yemyeşil çimenleri ve ağaç popülasyonunu görünce buraya neden “şehrin yeşil akciğeri” denildiğini daha iyi anlayacaksın. Kendini doğanın huzurlu kollarına bırakırken bir yandan da yeni yerler keşfetmek istiyorsan parkın yakınındaki Goethe Müzesi’ni ziyaret edebilirsin.

Carlstadt

Gelelim Düsseldorf’un en küçük ilçelerinden olmasına rağmen ihtişamıyla göz kamaştıran Carlstadt’a. Burası etkileyici zariflikteki barok yapılarıyla şehrin estetik olduğu kadar sanatsal yönünü de gözler önüne seriyor. Arnavut kaldırımlı sokaklarında estetiği ve sıcacık atmosferi bir arada bulacağın bu semtte gezilecek o kadar çok yer var ki! Müzeler, galeriler, alışveriş merkezleri bunlardan sadece birkaçı. Yemek deyince sende de akan sular duruyorsa taptaze ürünlerin ve sokak lezzetlerinin yer aldığı Carlstadt Pazarı’na uğramalısın. Pazar günü hariç her gün açık olan bu pazarda yerel halkla şehrin ritmini tutabilirsin. Carlstadt, Altstadt’a göre daha sakin bir yer. Sen de huzurlu ve sakin bir Düsseldorf tatili planlıyorsan rotanda Carlstadt’a yer vermeni öneririz.

Kuzey Parkı (Nordpark) ve Japon Bahçesi

Dört bir yanını yeşile bürünmüş parkların ve bahçelerin süslediği Düsseldorf’un her adımda yeni bir harikasını görebileceğin yeri: Nordpark. Şehrin halka açık en büyük ve popüler parkı olma ünvanını taşıyan bu yerde çiçek tarhlarını ve heykelleri görebilirsin.

Yeşilin huzur veren atmosferine tanık olurken farklı bir kültür tanımak istersen otantik Japon kültüründen esintiler bulabileceğin, Nordpark’ın içerisindeki Japon Bahçesi’ni gezebilirsin. Japonlar tarafından Alman halkına hediye edilen bu bahçede geleneksel Japon peyzajını da görebilirsin. Devasa Nordpark’ta bulunan Aquazoo Löbbecke Müzesi’nde bitkilerin yanında balıkları ve çeşitli canlıları görme fırsatı yakalayarak tam anlamıyla bir doğa gezisi yapabilirsin.

Frank Gehry Binaları

Mimaride geometrik sınırlamaların kullanılmasına hepimiz alışığız. Peki, bu sınırlamaların kalktığını hiç düşündün mü? Düsseldorf kalıplaşan tüm bilgileri yıkmak için inşa edilen bir şehir gibi! Ünlü mimar Frank O. Gehry, zamanında burada sıradan bir bina tasarlamak yerine eğik duvarları olan, çarpık şekilde üç bina tasarladı. Düsseldorf’a ait pek çok fotoğraf karesinde görülebilen ve mimarın adıyla anılan bu binalar; şehrin modern, yaratıcı ve yenilikçi yönünün de bir yansıması.

Schifffahrt Museum

Ren Nehri’nin kıyısında yer alan tarihî Burgplatz’daki Şato Kulesi, şehrin geçmişine ışık tutan nadide yapılardan. Geçmişte saray olarak kullanılan yapıdan kalan tek hatıra olan bu etkileyici kule, günümüzde Denizcilik Müzesi olarak kullanılıyor. Denizciliğe ilgin varsa müzeye girdiğinde gemi yapımı ve taşımacılık üzerine önemli bilgiler edinebilir, ilk gemi modelleriyle ve geçmişte denizcilikte kullanılan çeşitli ekipmanlarla karşılaşabilirsin. Müzenin etkileyici bir Ren Nehri manzarası var. Ayrılmadan fotoğraf çekerek nehrin eşsiz manzarasıyla ölümsüzleştireceğin bu ânı fotoğraf albümüne ekleyebilirsin. Bu müzeyi pazartesi hariç her gün 11.00-18.00 saatleri arasında 10 euro ödeyerek ziyaret edebilmen mümkün.

Rathaus

Düsseldorf rotamızda sıradaki durak Belediye Binası. Burası birçok kez yenilenerek bugünkü hâline kavuşturuldu. Halka yakın olma amacıyla şehrin tam kalbine inşa edilmiş binanın kanatları birbirinden farklı dönemlere ait. Tuğlalı yapısıyla dikkat çeken yapı hâlâ belediye tarafından kullanılsa da turistlerin rehber eşliğinde içeri girmelerine izin veriliyor.

Binanın hemen önünde İtalyan Rönesansı’nı etkileyen Medici ailesinin üyesi Anna Maria Luisa de Medici ile evlenen Jan Wellem’in heykelini göreceksin. Wellem’in atın üstünde yer aldığı bu meşhur heykeli, Noel zamanı ve özel günlerde ışıklandırılarak eşsiz bir seyir zevki sunuyor.

Goethe Müzesi

Şehirde bir de meşhur Alman yazar, siyasetçi, ressam ve doğa bilimci Goethe’ye ve eserlerine adanmış bir müze olduğunu biliyor muydun? Goethe’nin uzmanlaştığı bu alanlardan herhangi biri seni cezbediyorsa ünlü düşünürü tanımak için evine misafir olmaya ne dersin? Jagerhof Sarayı’nda bulunan müzeye adım atar atmaz ünlü yazara ait eserlerle ve mektuplarla karşılaşacaksın. Düsseldorf’a yakın şehirlerden biri olan Münih’ten de müzeye çok fazla ziyaretçi geliyor. Almanya’nın farklı bölgelerinden insanlarla Goethe hakkında sohbet etme fırsatı bulabilirsin. Bu sanat dolu müzeye sadece 4 euro karşılığında salı, cuma ve pazar günleri 11.00-17.00, cumartesiyse 13.00-17.00 saatleri arasında girebilirsin.

Jagerhof Sarayı

Az önce bahsettiğimiz Goethe Müzesi’ne ev sahipliği yapan, zarafetin rokoko mimarisiyle birleştiği Jagerhof Sarayı, Hofgarten yakınlarında ziyaretçilerini bekliyor. 18. yüzyılda av köşkü olarak inşa edilen bu görkemli yapı, 19. yüzyılın başlarında bir hastane, daha sonraysa Prusya Prensi Friedrich’in evi olarak kuruluş amacından çok farklı işlevlerde kullanılmış. Bugün kültür sanat merkezi olarak ziyaretçilerini ağırlayan bu yapıyla sen de geçmişteki av köşkleri, hastaneler ve evler hakkında fikir edinebilirsin. Kim bilir, belki Alman iç mimarisini seversin!

St. Andreas Kilisesi

Bu şehrin her bir noktasında barok mimarisini görmek mümkün. Bu noktalardan biri de Andreas Kilisesi. Geçmişi 17. yüzyıla uzanan ve bir cizvit kilisesi olarak inşa edilen yapı, daha sonra Dominiken Kilisesi olarak hizmet vermiş. Zengin süslemeleri, altın varaklı dizaynı ve heykelleriyle bir kiliseden çok, sanat merkezini andıran bu yere uğradığında geçmişte burada ibadet eden Wittelsbach Hanedanı’na ait Elektörlerin anıt mezarlarını görebilirsin.

Film Müzesi

Sinema tarihiyle aran nasıl? Cevabın “Gayet iyi.” ise bu müze tam sana göre! Buraya adım atar atmaz sinemanın başlangıçtan günümüze evrimini gösteren bir sergiyle karşılaşacaksın. Film yapma sanatına dair yeni bir bakış açısı kazanacağın müzede kamera, projektör, kostüm gibi sinemaya dair aklına gelebilecek her şeyi bulabilirsin. Buraya kadar gelmişken canın klasik film izlemek isterse Black Box salonunda düzenli olarak yapılan film gösterimlerine katılabilirsin. Bu sanat dolu müzeyi pazartesi günleri hariç 11.00-18.00 saatleri arasında 5 euro ödeyerek ziyaret edebilirsin.

Classic Remise Düsseldorf

Sen de sevdiğin şarkıyı açıp klasik arabanla turladığın evrenin hayalini kuruyorsan burası senin için de tam bir cennet! Klasik arabaların sergilendiği Classic Remise’te tarihî bir lokomotif deposunun yanında satışa sunulan arabalar bulunuyor. Evet, yanlış duymadın! Buradaki otomobiller sergilenmekle kalmıyor, kimi satışa sunulurken kimi de restorasyon aşamasından geçiyor ve bunu canlı bir şekilde izleyebiliyorsun. Giriş için para ödemene gerek olmayan sergi alanına hafta içi 08.00-23.00, pazar günleri de 10.00-23.00 saat aralığında girebilir, harika arabaları yakından görebilirsin.

Tonhalle

Şehrin önemli kültür mekânlarından olan Tonhalle, ana konser salonu olmasının yanında etkileyici bir tarihe de sahip. 1926’da bir planetaryum olarak inşa edilen yapı, 1970’lerde konser salonuna dönüştürüldü. Düsseldorf Senfoni Orkestrası’nı bu konser salonunda canlı dinlemek istersen Tonhalle’yi listene ekle deriz. Üstelik burada klasik müziğin yanı sıra caz, pop ve dünya müziği gibi farklı türlerin konserlerini de izleyebilirsin. Sanat dolu Tonhalle’yi ziyaret etmek istersen yapman gereken tek şey konser takvimlerini incelemek.

Kö-Bogen Alışveriş Merkezi

Şu ana dek Düsseldorf’un barok mimarisi taşıyan geçmişinden konuştuk. Peki ya şehrin modern tarafı? Bunu görmek için Daniel Libeskind’in tasarladığı Kö-Bogen’e uğraman yeterli. Modern binaların arasında “Düsseldorf’tan sevdiklerime ne hediye alabilirim?” diye telaşlanmana hiç gerek yok çünkü kaliteli markaların bulunduğu dükkânlarla dolu bir alışveriş merkezindesin! Dünyanın dört bir yanından alışveriş tutkunlarını ağırlayan Kö-Bogen’in öne çıkan özelliğiyse yemyeşil alanları ile cam ve doğal taş kullanılarak hazırlanan benzersiz mimariye sahip yapıları.

Carlsplatz Market

Şimdi turistlerin olduğu kadar yerel halkın da uğrak noktası olan yerlerden birine doğru yol alıyoruz: Carlsplatz Pazarı’na! Şehrin nabzı âdeta bu pazarda atıyor. Egzotik meyvelerden taze balığa, kümes hayvanlarından kahve spesiyallerine, taze çiçeklerden sokak lezzetlerine kadar aradığın pek çok şeyi bulabileceğin Carlsplatz’ı pazar günleri hariç haftanın her günü ziyaret edebilir, sepetini farklı aromalardaki ürünlerle doldurabilirsin.

Stadttor Binası

Şehrin yenilikçi yüzü seni de kendine çekiyorsa şimdi hazır ol çünkü modern mimariyle bezenmiş bir ofis binasına adım atıyoruz. MedienHafen’ın yakınlarındaki Stadttor, namıdiğer Şehir Kapısı, MIPIM Ödülleri’ne layık görülen sürdürülebilir mimari örneği olmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Cam, çelik, ahşap ve taş gibi malzemelerin bir araya gelerek oluşturulduğu bina, şıklığı ve zarafeti bir arada yansıtıyor. Binaya uzaktan baktığında çift camlı cephesi ve paralelkenar şeklindeki yapısı sana küçük bir göz yanılsaması yaşatacak. Belki sen de burayı ziyaret eden pek çok misafir gibi “Bu bina nasıl tasarlanmış?” diye sormadan edemeyeceksin.

Neander Kilisesi

Düsseldorf rotamızın sonuna yaklaşırken seni tarihin ve maneviyatın izleriyle buluşturacak Neander Kilisesi’ne davet ediyoruz. Erken barok dönemine ait şehrin en eski Protestan kilisesi Neander, Altstadt’ın tam kalbinde yer alıyor. Kilisenin adı ilahiyatçı Joachim Neander’den geliyor. Kendisi bazı ünlü ilahilerini burada bestelemiş ve ilk kez burada seslendirmiş. Bu geleneğin devamı niteliğinde, günümüzde bölgenin manevi ve kültürel yaşamının merkezlerinden Neander Kilisesi’nde çeşitli etkinlikler ve konserler düzenleniyor. Sen de bu mistik ortamda ruhunu dinlendirirken keyifli vakit geçirmek istersen kiliseyi ziyaret edebilirsin.

Düsseldorf’ta gezilecek yerler hakkında tüm bilgileri edindiğine göre artık yola çıkmaya hazırsın! Kültürün, sanatın ve modanın öncüsü bu şehri karış karış gezmek istersen  Düsseldorf otellerini inceleyebilir, seyahat planını yapmaya şimdi başlayabilirsin. Bu büyülü şehre yapacağın seyahatlerde Etstur’un senin için sunduğu  Düsseldorf uçak bileti seçeneklerine göz atabilir, birkaç saatlik uçuşun ardından şehri keşfetmeye başlayabilirsin.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.