BİRÇOK KALP KRİZİ BELKİDE SEVGİSİZLİĞİN SONUCUDUR

Şükran ŞENSÖZEN yazdı! Tıbbi olarak kalp krizi, damarlardaki tıkanıklık, kolesterol, genetik yatkınlık gibi birçok fiziksel sebeple açıklanır. Ancak gözden kaçırılan başka bir neden daha vardır: duygusal ihmal ve sevgisizlik. Sevgiyi hissedememek ,alamamak yada verememek!

BİRÇOK KALP KRİZİ BELKİDE SEVGİSİZLİĞİN SONUCUDUR Tıbbî olarak kalp krizi, damarlardaki tıkanıklık, kolesterol, genetik yatkınlık gibi birçok fiziksel sebeple açıklanır. Ancak gözden kaçırılan başka bir neden daha vardır: duygusal ihmal ve sevgisizlik. Sevgiyi hissedememek ,alamamak yada verememek! Bugün modern tıp, duygusal durumların fiziksel sağlığımız üzerindeki etkisini kabul ediyor. Ancak stresin, travmanın, depresyonun ya da yalnızlığın vücutta nasıl karşılık bulduğunu artık biliyoruz. Peki ya sevilmediğini hissetmenin kalbe etkisini yeterince konuşuyor muyuz? Birçok insan, yaşamı boyunca görünmez, Maddi manevi sınırsız fedakarlık yapar sevilmek için ancak anne, babadan alamadığı sevgiyi hayatta bir şekilde tamamlamaktan hep eksik kalır. Sesi duyulmaz, duyguları anlaşılmaz. İçinde biriktirdikleri yavaş yavaş kalbini ağırlaştırır. Sevgi, yalnızca romantik bir ihtiyaç değil ,yemek içmek nefeskadar önemli bir ihtiyaçtır. Kalp hayatta kalma mekanizmasının merkezidir. Bir insan kendini değersiz hissettiğinde, sürekli reddedildiğinde ya da yalnız bırakıldığında… Vücudu bunu bir tehdit gibi algılar. Kortizol salgılanır, bağışıklık sistemi zayıflar, damarlar daralır ve kalp gitgide yorulur. Japonya’da yapılan bir araştırma, yalnız yaşayan, sosyal çevresi zayıf ya da duygusal desteği olmayan bireylerin, kalp krizi geçirme riskinin çok daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Bu sadece fiziksel değil, ruhsal bir krizdir.   Çünkü kalp, duyguları da taşır. Ve taşıdığı yük, bazen bir tümör gibi büyür içinde. İhmal, değersizlik, sevgisizlik... Bir süre sonra sadece ruhu değil, kalbi de tüketir. Sevgi, bir lüks değil, bir gerekliliktir. Bugün hâlâ “duygu” dediğimizde konuyu önemsizleştiren bir zihniyetle karşı karşıyayız. Ama gerçek şu ki: Birçok kalp krizi, tıkanmış damarlardan değil, tıkanmış ilişkilerden başlar, ifade edilmeyen duygulardan,anlaşılmamaktan, kalabalıkların içindeki o hazin yalnızlığın bedensel tepkisidir bazen.... Sevgisizlik, fiziksel olarak görünmez olsa da ,ruhtaki yaralar zihin yoluyla bedende görünürlük kazanır. Ama etkisi derindir. En çok da kalpte iz bırakır. Peki Ne Yapmalı? – Sevdiklerinize "seni önemsiyorum" demekten, sevginiziifade etmekten çekinmeyin. – Görmezden geldiğiniz her duygu, bir gün fiziksel bir çığlığa dönüşebilir. – Kalbinizin sadece sağlıklı atmasına değil, hissetmesine de izin verin. Unutmayın; kalbi besleyen şey, sadece kan değil; sevgidir.