Aydemir Akbaş: Hayatımın filmi çekilmesin!

Gündem (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 17.08.2024 - 10:00, Güncelleme: 17.08.2024 - 10:00
 

Aydemir Akbaş: Hayatımın filmi çekilmesin!

Aydemir Akbaş, yarım asrı aşan sanat kariyerinde sayısız unutulmaz esere imza atmış, yaşamı ve sanatı birbirine kenetleyen bir sanatçıydı. Ölümünden bir yıl önce verdiği bir röportajda, yaşam sevgisini ve enerjisini, "Babam 85 yaşında ölmeden bir gün önce sakal tıraşı oldu. Ona çekmişim, seviyorum hayatı… Daha çok işim var…" sözleriyle ifade etmişti. 3 Mart 1936'da İstanbul Feriköy'de dünyaya gelen Akbaş, Manastırlı bir baba ve Trabzonlu bir annenin oğlu olarak İstanbul'da büyüdü. İtalyan Lisesi ve Galatasaray Lisesi'nde eğitim gördü. İlk başta oyunculuk hedeflemese de gazetecilikle başlayan kariyeri, askerlik sonrasında tiyatroya ve sinemaya yönelmesiyle bambaşka bir yöne evrildi. 1968 yılında Ayfer Feray-Nisa Serezli Tiyatrosu'nda tiyatro serüvenine başladı. Ardından Gülriz Sururi ve Engin Cezzar'ın kurduğu Ortaklar Tiyatrosu'na katıldı. Tiyatro sahnesinde boy gösterirken, 1964 yılında Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Keşanlı Ali Destanı" filmiyle beyaz perdeye adım attı. Aydemir Akbaş, sinema kariyerinde Yılmaz Güney ile de çalışarak Türk sinemasına önemli katkılar sağladı. 1970'lerin ortalarında başlayan Yeşilçam'ın erotik film furyasında yer aldı ve bu dönemde birçok filmde rol aldı. 100'den fazla filmde rol alan Akbaş, aynı zamanda sekiz film yönetti ve otuz tiyatro oyununda sahneye çıktı. Televizyon dizilerinde de başarılı bir şekilde yer aldı ve bir dönem İbrahim Tatlıses ile ortak çalışmalar gerçekleştirdi. Aydemir Akbaş, yaşamı boyunca tiyatro, sinema ve televizyonun birçok alanında aktif olarak çalıştı. İleri yaşına rağmen sahneden uzaklaşmayan Akbaş, gençlerle olan iletişiminin yaşam enerjisini korumasında etkili olduğunu düşünüyordu. Özel hayatında ise Aydemir Akbaş, eşi Beyhan Akbaş ile iki kez boşanıp üç kez evlendi. Evliliklerinde iniş çıkışlar olsa da son evlilikleri ömür boyu sürdü. Akbaş, geçirdiği gırtlak kanseri sonrası yaşama sevgisini ve ameliyat olmaktan korkmadığını anlatmış, ancak yaşamı boyunca ölümden korktuğunu dile getirmişti. Vefatından önce Hürriyet'e verdiği bir röportajda, uykusunda ölmek istediğini ve hayatının film yapılmasını istemediğini belirtmişti. Akbaş'ın geride bıraktığı kedilerine iyi bakılması yönündeki vasiyeti de hayvanlara olan sevgisini yansıtıyordu. Aydemir Akbaş, Türk sanat dünyasında derin izler bırakan, çok yönlü ve üretken bir sanatçı olarak hatırlanacak. Sanatçının vasiyeti doğrultusunda hayatının filme çekilmemesi, onun isteğine saygı olarak sanat dünyasında kabul görüyor. Akbaş'ın ardından sevenleri ve sanat dünyası, onun eserleriyle yaşamaya devam edecek.

Aydemir Akbaş, yarım asrı aşan sanat kariyerinde sayısız unutulmaz esere imza atmış, yaşamı ve sanatı birbirine kenetleyen bir sanatçıydı. Ölümünden bir yıl önce verdiği bir röportajda, yaşam sevgisini ve enerjisini, "Babam 85 yaşında ölmeden bir gün önce sakal tıraşı oldu. Ona çekmişim, seviyorum hayatı… Daha çok işim var…" sözleriyle ifade etmişti.

3 Mart 1936'da İstanbul Feriköy'de dünyaya gelen Akbaş, Manastırlı bir baba ve Trabzonlu bir annenin oğlu olarak İstanbul'da büyüdü. İtalyan Lisesi ve Galatasaray Lisesi'nde eğitim gördü. İlk başta oyunculuk hedeflemese de gazetecilikle başlayan kariyeri, askerlik sonrasında tiyatroya ve sinemaya yönelmesiyle bambaşka bir yöne evrildi.

1968 yılında Ayfer Feray-Nisa Serezli Tiyatrosu'nda tiyatro serüvenine başladı. Ardından Gülriz Sururi ve Engin Cezzar'ın kurduğu Ortaklar Tiyatrosu'na katıldı. Tiyatro sahnesinde boy gösterirken, 1964 yılında Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Keşanlı Ali Destanı" filmiyle beyaz perdeye adım attı.

Aydemir Akbaş, sinema kariyerinde Yılmaz Güney ile de çalışarak Türk sinemasına önemli katkılar sağladı. 1970'lerin ortalarında başlayan Yeşilçam'ın erotik film furyasında yer aldı ve bu dönemde birçok filmde rol aldı. 100'den fazla filmde rol alan Akbaş, aynı zamanda sekiz film yönetti ve otuz tiyatro oyununda sahneye çıktı. Televizyon dizilerinde de başarılı bir şekilde yer aldı ve bir dönem İbrahim Tatlıses ile ortak çalışmalar gerçekleştirdi.

Aydemir Akbaş, yaşamı boyunca tiyatro, sinema ve televizyonun birçok alanında aktif olarak çalıştı. İleri yaşına rağmen sahneden uzaklaşmayan Akbaş, gençlerle olan iletişiminin yaşam enerjisini korumasında etkili olduğunu düşünüyordu.

Özel hayatında ise Aydemir Akbaş, eşi Beyhan Akbaş ile iki kez boşanıp üç kez evlendi. Evliliklerinde iniş çıkışlar olsa da son evlilikleri ömür boyu sürdü. Akbaş, geçirdiği gırtlak kanseri sonrası yaşama sevgisini ve ameliyat olmaktan korkmadığını anlatmış, ancak yaşamı boyunca ölümden korktuğunu dile getirmişti.

Vefatından önce Hürriyet'e verdiği bir röportajda, uykusunda ölmek istediğini ve hayatının film yapılmasını istemediğini belirtmişti. Akbaş'ın geride bıraktığı kedilerine iyi bakılması yönündeki vasiyeti de hayvanlara olan sevgisini yansıtıyordu.

Aydemir Akbaş, Türk sanat dünyasında derin izler bırakan, çok yönlü ve üretken bir sanatçı olarak hatırlanacak. Sanatçının vasiyeti doğrultusunda hayatının filme çekilmemesi, onun isteğine saygı olarak sanat dünyasında kabul görüyor. Akbaş'ın ardından sevenleri ve sanat dünyası, onun eserleriyle yaşamaya devam edecek.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nethaberler.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.