Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocukları dijital tehlikelerden korumak adına dev bir adım atıyor. 15 yaş altı çocuklar için sosyal medya erişimi sınırlanacak, platformlar aile dostu içeriklere yönlendirilecek. Bu düzenleme, siber zorbalık ve bağımlılık gibi tehditleri önleyecek mi? Merakla bekliyoruz!

15 Yaş Altı Sosyal Medya Düzenlemesi Yolda: Çocuklar İçin Dijital Kalkan! (15 Under Age Social Media Regulation on the Way: Digital Shield for Children!) SonDakika: NetHaberler’in edindiği bilgiye göre;  Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, çocukların gelişimine uygun içerik üretiminin teşvik edilmesi için medya ve dijital platformların temsilcileriyle yoğun görüşmeler yaptıklarını açıklayarak, heyecan verici bir müjde verdi: "15 yaş altına yönelik sosyal medya düzenlemesini yakın zamanda hayata geçireceğiz." İşte tüm detaylar NetHaberler haberinde; 30.11.2025 - NetHaberler | Özel Haber Bu açıklama, İstanbul Aile Vakfı tarafından Boğaziçi Üniversitesi Anadolu Hisarı Kampüsü'nde düzenlenen 3. Aile Çalıştayı: Sosyo-Kültürel Riskler ve Aileye Yönelik Tehditler programında yapıldı. Göktaş, değişen dünyanın aile kurumuna getirdiği meydan okumaları vurgularken, dijital devrimin sessiz ama derin etkilerine dikkat çekti. Peki, bu düzenleme tam olarak ne anlama geliyor? Hemen derinlemesine inceleyelim. Dijital Devrim Aileyi Nasıl Dönüştürüyor? (How is the Digital Revolution Transforming the Family?) Bakan Göktaş, konuşmasında tarihin her dönemindeki dönüşümleri hatırlatarak, bugünün dijital devrim'inin diğerlerinden farklı olduğunu vurguladı. "Tarım devrimi aileyi dönüştürdü, Sanayi devrimi işi ve evi ayırdı. Dijital devrim ise sessiz: Dumanı, sireni yok ama etkisi derin ve güçlü." diye ifade etti. Çocuklar artık mahallede değil, algoritmaların yönettiği akışlarda oyun oynuyor. Bu durum, siber zorbalıktan yanlış içeriklere, çevrimiçi istismardan dijital bağımlılığa kadar pek çok riski beraberinde getiriyor. Göktaş, ekran süresinin artmasıyla aile içi iletişimin azaldığını, ortak zaman kavramının zayıfladığını üzüntüyle dile getirdi. Gençler için başarı, emekten çok beğeni sayısıyla ölçülüyor; ebeveynler ise dijital göçmen olarak çocuklarının dünyasını anlamak için çabalıyor. Tüketim kültürü hızlanırken, mahremiyet bilinci belirsizleşiyor. Artan yalnızlık ve bireyselleşme, aile bağlarını zayıflatıyor. Üstelik, insan fıtratına yönelik cinsiyetsizleştirme propagandaları hızla yayılıyor, kimlik zemininde kırılmalar yaratıyor. Araştırmalarımız gösteriyor ki, bu sorunlar sadece Türkiye'ye özgü değil. Örneğin, Danimarka'da 15 yaş altı çocuklara sosyal medya yasağı getiriliyor – X'te (eski Twitter) paylaşılan haberlere göre, benzer adımlar Avrupa genelinde hız kazanıyor. Ülkemizde ise, RTÜK'ün sosyal medya okuryazarlığı eğitimleri zaten yürütülüyor; Wikipedia'ya göre, 5651 sayılı Kanun erişim engelleri ve içerik düzenlemeleriyle temel altyapıyı sağlıyor. Bakanlık, bu yasayı temel alarak çocuk odaklı yeni kurallar getirecek. Sizce bu, çocukların geleceğini kurtarır mı? 15 Yaş Altı Düzenlemesi: Çocukları Koruma Hamlesi (15 Under Age Regulation: Child Protection Move) İşte en merak uyandıran kısım: 15 yaş altı sosyal medya düzenlemesi ne içerecek? Göktaş, "Çocuklarımıza daha güvenli bir dijital dünya sunmak istiyoruz" diyerek, medya temsilcileriyle yapılan görüşmeleri aktardı. Düzenleme, platformların çocuk gelişimine uygun içerik üretmesini teşvik edecek; ebeveyn kontrolleri güçlendirilecek, riskli içerikler filtrelenecek. X'teki güncel tartışmalara göz attığımızda, kullanıcılar ikiye bölünmüş: Bazıları "Sonunda! Bağımlılık azalacak" derken, diğerleri "Erişim özgürlüğü kısıtlanır mı?" diye endişeleniyor. Örneğin, Prof. Selçuk Şirin gibi isimler, 16 yaş altı sınırını savunuyor. Ekşi Sözlük'te ise, benzer düzenlemeler için erken entry'ler var; kullanıcılar, "Çocuklar algoritmalara mahkum olmasın" diyor ama uygulama zorluklarını tartışıyor. Bu hamle, Bakanlığın Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin ilk imzacıları olarak uluslararası taahhütlerini de güçlendiriyor. Katılımcıları imzaya davet eden Göktaş, farkındalık çağrısı yaptı. Aileler, bu değişikliklerle nefes alacak mı? Aile Dostu Ekosistem: Geleceğin Güvencesi (Family-Friendly Ecosystem: Guarantee of the Future) Göktaş, Türkiye Yüzyılı hedeflerini anlatırken, "Aile bağları sağlam, değerleriyle güçlü, dayanışması yüksek bir toplum inşası" vurgusu yaptı. Aileyi koruyan her adım, toplumun direncini artırır inancıyla, 2025 Aile Yılı'nı merkeze alan politikalar geliştiriliyor. Bu yıl, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın takdiriyle ilan edildi; 2026-2035 Aile ve Nüfus 10 Yılı'na temel atıyor. Bakanlık, koruyucu, önleyici ve güçlendirici ilkelere bağlı: Aile Eğitim Programları yaygınlaşıyor, ebeveynlik içerikleri güncelleniyor. Yerel yönetimlerle iş birliği artıyor; aile dostu şehirler, iş yerleri, eğitim ortamları hedefleniyor. Konut politikalarından medya içeriklerine kadar her alan, aileyi destekleyen bir iklime dönüşecek. Göktaş, "Aile, istatistik değil; varoluş sebebimiz, kültürümüzün taşıyıcısı" diyerek duygusal bir çağrı yaptı. Evlenecek gençlere, çocuk sahibi ailelere destekler sürerken, sosyal risk haritaları ihtiyaçları erken tespit ediyor. Bu vizyon, dijitalleşmenin tehditlerini fırsatlara çevirmeyi amaçlıyor. X'te paylaşılan Bakanlık duyurularına göre, görüşmelerde platformlar da olumlu sinyaller verdi. Aile meselesi beka meselesi; hepimiz sorumluyuz. Kamu, STK'lar, medya, akademi – herkes aile dostu yaklaşımları yaygınlaştırmalı. Değişen dünyaya karşı ailelerimizi güçlendireceğiz. Çalıştay, İstanbul Valisi Davut Gül ve vakıf temsilcilerinin katılımıyla oturumlara devam etti; aile fotoğrafı ise umut dolu bir kapanış oldu. NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre; bu düzenleme, çocuklarımızı yarına hazırlayan bir dönüm noktası. Siz ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda paylaşın: Bu kurallar etkili olur mu, yoksa daha mı fazlası lazım? #15YaşAltı #Çocuklar #SosyalMedya #Düzenleme #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #kesfet #keşfetteyiz #canliyayin