Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Avatar photo
Hazal ÇELİKDEMİR

ZALİMİN CANIDA-MALIDA CEHENNEME!

İsrail’in Gazze’de-Filistin’de-Kudüs’te uyguladığı soykırım ve katliamların en büyük teşvikçisi her zaman olduğu gibi her taşın altından yılan gibi çıkan İngiliz ve İngiliz’in ABD’sidir.

1800’lü yılların başından beri 200 yıldan fazladır sömürgeleri ile sınırları aşan doğuda Hindistan’dan tutun, Batı’da Amerika ve İsrail dahil olmak üzere İngiliz’lerin teo-politik stratejiler üzerine kurduğu “Böl-parçala-yönet geleneği”dir.

“Böl, parçala, yok et ve yönet” sistemi;

İnsanları birbirine düşürüp huzuru bozan, sanayisinin gelişmesine engel olup, silahsızlaştırıp sonra da adeta bir ‘kurtarıcı’ gibi gelen İngilizlerin sinsi temel dış politika oyunudur.

Tıpkı İngiliz derin devletinin Türkiye üzerine kurguladıkları “böl-parçala-yönet” politikalarından; PKK terör örgütü- Gezi olayları- 17ve 25 Aralık operasyonları yaşanmış yakın tarih olayları gibi..

Yalnız İngiliz’in, ABD’nin veya Batı uşaklarının idrak edemediği şey

“Türkiye o eski Türkiye değil.”

Türkiye artık dünyanın her bölgesinde, her coğrafyada sözü geçen, oyunun kurallarını koyan, yöneten ve üzerine kurulan oyunları bozan bir ülkedir.

Biz Türkler ; cihana 624 yıl hükmetmiş, 16 devlet kurmuş kadim bir milletin çocuklarıyız.

Her ne kadar içimizdeki satılmışların siyonistler ve İngiliz’lerle birlik olup yıkılmasına sebep oldukları Osmanlı İmparatorluğu olsada “ Türk” demek bağımsız bir millet demektir..

Ve Türk aslına rücu etti.

Türkiye Yüzyılı’yla yeniden dirildi-şahlandı..

Osmanlı yıkılmadığını, küllerinden yeniden doğduğunu öğrenmiş oldular

………..

Bir zamanlar hatta uzun yıllar İngiliz’in sömürüsü altında olan Hindistan sanayii ve ekonomik tüm ihtiyaçlarını İngiliz pazarlarında almak zorunda bırakıldı.

Hindistan’da milli ekonominin ve sanayiinin kurulmasına engel olan İngiliz politikasını yıkmak kolay olmadı.

İngilizler, Hindistan’ı ilk sömürdükleri yıllarda halka büyük zulüm, işkence yaptılar.

Ticaret bahanesiyle geldikleri Hindistan’da içerden satın aldıkları Vali’yi yönetime getirip ve askeri kanattanda bir grubu kendi saflarına aldıktan sonra tezgahladıkladıkları İngiliz oyununu sergilemeye başladılar.

Geldikleri gibi gitmediler maalesef .

Hindistan halkını kırbaçlayarak köle gibi çalıştırmaya başladılar.

“Bulunmaz Hint Kumaşı” deyiminin hikâyesi ;

İddiaya göre 17. Yüzyılda İngilizlerin sömürgesi altına giren Hintlilere dayanır. İngilizler, girdikleri tekstil pazarlarında kendilerine rakip olmasınlar diye

Hint tekstil sanayiini ayakta tutan 100 bine yakın Hintli kumaş imalatçısı ustanın parmaklarını, elini veya kolunu kestiler.

Hint kumaşı bir daha üretilemediği için Hint kumaşı birdenbire piyasadan çekildi ve pazar tamamen İngiliz ürünlerine kaldı.

Ve hikâyesi acı veren “Bulunmaz Hint kumaşı mısın!” deyimi dillerde kaldı..

İngiliz emperyalizmi sömürdüğü ülkelerin ekonomisini çökerterek, ekonomiyi ayakta tutan herşeyi ellerinden alarak bitiriyor.

Zanaatçılığı elinden alamıyorsa ellerini keserek amacına ulaşıyordu.

Ticaret bahanesiyle girdikleri Hindistan’da halkın büyük bölümünü İngiliz ordusuna hizmet ettirdiler ya da Afrika’ya maden ocaklarına gönderip kırbaçlaya kırbaçlaya çalıştırdılar.

İşte o dönemde İngiltere’de hukuk eğitimi alıp avukat olan ve bir İngiliz ajanı olarak yetiştirilen Gandhi, Afrika’ya İngilizler adına çalışması için göreve gönderildi.

Afrika’da gördüklerine inanamadı.

Kendi vatandaşlarına yapılan zulmü görünce içine düştüğü tuzaktan uyandı.

“Ben neye ,kime hizmet ediyorum” diyerek kendi halkının tarafını seçti.

Son nefesini verene kadar ajanlık yaptığı İngilizler’le savaştı.

Ve Gandhi halkına ülkesini işgal eden İngilizlere karşı boykot yapmayı da öğretti.

…………..

Üstad Mustafa Altunel bir yazısında;

👉Gaziantep’in defter-i hakan memurlarından Eyüp Sabri Efendi’nin 1978’de yayınlanan “Esaret hatıraları” adındaki kitabında aynen şöyle deniyor;

👉”İngilizler’e göre, Müslümanlar’a zulüm ve hakaret etmek, milli bir görevdir.

Yirmibinden fazla Müslüman esirin 1919 da, Mısır’ın Abbasiyye Hastanesi’nde gözleri oyulmuş, kolları, ayakları kesilmiştir. Esirleri anadan doğma soyarak, İngiliz binbaşının önünden geçirirlerdi. Esirler arasından, hoca Abdüllah Efendi, “Hiç olmazsa edeb yerlerimizi mendil ile örtmeye izin verin” diyerek, çok yalvardı. İzin vermediler. Alay ettiler.

Engizisyon zulümleri, İngilizler’den çektiğimiz işkenceler yanında hiç kalır. Dünyada hiçbir milletin yapamayacağı zilleti, alçaklığı, İngilizler yaptılar.”

👉Bütün bu zulümleri gören Gandhi ülkesine döner ve bağımsızlık mücadelesi verir.

Gandhi, yanında bir keçi ile bir mağarada 6 ay kalır. 

Daha sonra keçi ile birlikte meydana çıkar ve halkına seslenmek için kürsüye gelir.

Derki ”Ey halkım siz özgürlük istiyorsunuz değimli?”

Halk gür bir sesle ”evet” diye haykırır.

Gandi ”öyleyse beni, iyi dinleyin o vakit”  der. 

Konuşmasını şöyle sürdürür. 

“Şu gördüğünüz keçi ile 6 ay mağarada kaldım. 

Su ve keçinin sütünden başka bir şey mideme girmedi. 

Üzerimde gördüğünüz giysi de keçinin yününden yapılmıştır. 

Yani özgürlüğümüzün bedeli bizi sömüren İngiliz mallarını almamak, gerekirse herkes bir keçi ile hayatını devam ettirmesidir”

👉O günden sonra Hindistan halkı İngiliz mallarını boykot eder. 

İngiliz ekonomisi sarsılır konu bakanlar kuruluna ve kraliçeye intikal eder.

Yönetim Hindistan valisini çağırır ve sorar

-“Neler oluyor bölgenizde”

Vali; “Efendim özgürlüklerini istiyorlar”

-İngiliz mallarını almak kaydı ile verin özgürlüklerini diyorlar ve böylece Hindistan özgür oluyor!! diye anlatır.

…………….

Boykot bağımsızlığa-özgürlüğe karşı yapılıyorsa değerlidir.

Dünün sığınmacısı, bugünün zalimi işgalci sapkın siyonistlerin İsrail’ine karşı topyekün boykot etmek boynumuzun borcudur.

Gazze’miz, Filistin’imiz, Kudüs’ümüz bağımsızlığına ve özgürlüğüne kavuşana dek boykota devam edeceğiz..

Silahlarımızla müslüman kardeşlerimizin yanında olamıyorsak hiç olmazda Kalem ile, can ile, mal ile, kalp ile söz ile boykotumuzu yapalım…

Canı değil, cebi yanınca vahşileşen zalimin ; canıda, malıda cehenneme …

BOYKOTA DEVAM..!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ