Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Avatar photo
Mehmet HACIİSMAİLOĞLU

ÜÇ ŞARTIM VAR!

ÜÇ ŞARTIM VAR

1-Misak-i Milli sınırlarına yirmi dört saat içinde Türkiye tarafından kuşatma gerçekleştirilsin ve derhal resmi sınırlarımız dâhilinde olduğu dünyaya deklare edilsin.

2-Amerikan doları halkın kullanımından çekilsin, sadece devlet bünyesinde kullanılsın vatandaşın doları kullanması yasaklansın.

3-“Kısas” getirilsin, ne idam yasası ne yürürlükte olan TCK maddeleri uygulanmasın, belirli suçlara kısas getirilsin.

Eğer bu üç şartımı cumhur ittifakı yerine getirirse seçimde oy kullanacağım.

Yahu bu vatandaşı artık aptal yerine koyup, onların duyguları ile siyaset yapmayın! Fatih Erbakan’ın sunduğu üç şart olacak üç şart değil. Çünkü bu üç şart değil üç dayatmadır.

“Nasılsa bunları yapamayacaklar, biz bunları deriz ve bunların üstüne muhteşem bir sorumluluk yükleriz zaten altından kalkamazlar ve bizde işimize göre davranırız.”

Neden hükümete yüklendiğinin çeyreği kadar İmamoğlu’na yüklenmiyorsun? Neden alttan-alttan İmamoğlu’na destek veriyorsun, tıpkı DEM parti gibi.

Vatandaşımız zaten Filistin konusunda oldukça hassas, sen şimdi “İsrail ile ticareti kes” şartını ortaya koyarsan bu samimi olmaz, bu halkın bu hassas durumunu kullanmak olur.

“Babam Erbakan, İsraillilerle anlaşmadı, anlaşsaydı bu kadar üstüne gitmezlerdi” diyen Fatih Erbakan’a şunu söylemek istiyorum 

54.Hükümet 28 Haziran 1996 iktidara geldi. 28 Ağustos 1996 ise İsrail ile savunma sanayi işbirliği ve uçakların modernizasyonu ile ilgili anlaşmaları imzaladı. Bu hükümet Çiller ve Erbakan Hükümetiydi.

Erbakan hoca da iktidara gelmeden İsrail ile ilişkilerin sürdürülmemesini söylüyordu ancak iktidara gelince işlerin öyle olmayacağını gördü.

İsrail ile ilişkiler normal şekilde yürümeye devam ettiği gibi, var olan politikalar daha da geliştirilmiştir.

1997 yılının ilk yarısında birçoğu askeri olmak üzere anlaşmalar imzalanmıştır. 1997 de Ankara’ya gelen David Levy Erbakan ile de bir araya gelmiştir.

Amerika da ki İsrail lobileri “Erbakan en sonunda teslim oldu” derlerken biz ballı çay ikram ediyorduk Levy’e. Dönemin devlet bakanı Abdullah Gül’e bunları sorabilir Fatih Erbakan.

Serbest ticaret anlaşması yine 54.Hükümet tarafından meclisten geçirilmiştir. Ankara da elçilik tarafından hazırlanan İsrail’in kurtuluşu kutlamalarına Refah partili bazı milletvekilleri katılmıştır.

Genelkurmay 2.Başkanı org. Çevik Bir “Türkiye ve İsrailbölgenin iki demokratik ülkesidir ve biz bölgeye demokrasilerin nasıl beraber çalışabileceğini göstermeliyiz” diyerek İsrail’e yönelik yakın ilginin altını kırmızı kalem ile çizmişti.

F-4 ve F-16 uçaklarının modernizasyonu anlaşmasını da merhum Erbakan döneminde imzaladık. İsrail politikaları kesintiye uğramadığı gibi daha da ivme kazanarak devam etmiştir 54. Hükümet döneminde.

“İktidara geldiğimizde İsrail anlaşmalarını yırtıp atarız” diyen Merhum Erbakan’ın, yırtıp atamadığı tam tersi o anlaşmaları daha da çoğalttığı tarihi bir gerçektir.

“Babam İsraillilerle anlaşmadı” Sözü etik bir cümle değil, evet gönül olarak baban İsraillileri asla sevmezdi anlaşmak da istemezdi ama şartlar isteğe göre şekillenmiyor Fatih bey.

Evet, sevgili okurlarımız; Kimse beni Merhum Erbakan’ı eleştiriyorum zannetmesin. Sadece yaşananları Fatih Erbakan’a hatırlatmak istedim. Merhum başbakan Erbakan hocanın İsrail’i asla sevmediğini, onlarla çalışmayı zerre kadar istemediğini bilenlerdenim. Erbakan hocanın elinde imkân olmuş olsa, yirmi dört saatte İsrail’i kuşatıp Filistin’e hürriyeti getirecek imana sahip olduğuna inananlardanım.

Ancak merhum başbakan, hem anlaşmaları, hem İsrailli yetkililerle görüşmeleri arzu ve istek ile değil adeta cebri imzaladı. İçi yana yana imzaladı.

Devlet işleri fevri çemberinde olmuyor, devlet yönetmek muhalefet kürsüsünden konuşmaya benzemez! 

Şimdi size soruyorum Fatih Erbakan’ın üç şartından biri olan İsrail ile ilişkileri kesme konusu sizce olası bir durum mu? Fatih Erbakan babası gibi iktidar da olsa bu ilişkileri kesebilecek erke sahip mi? Yok keserim diyorsa babasından daha mı zeki ve cesur?

Olmayacak bir şart ortaya koymak, şart değil dayatmadır. Bu dayatma ile Fatih Erbakan kime çalışmıştır? Yapmayın, bu tip siyaset Merhum Erbakan hocanın tasvip edeceği siyaset değildir.

İstanbul’u sizin adayınızın kazanması olası bir ihtimal dâhilinde değil, hal böyleyken derdiniz ne? Bırakın bu duygu siyasetini…

YORUMLAR

Bir adet yorum var

  1. Buna ucuz politika derler fatih bey.baban dava adamıydı ama sende davanın zerresi yok.ablak süratli bosbeles bir adam olduğunu ispat ettin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ