Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

KADIN BARBİE

KADIN BARBİEŞimdilerde, sinemalarda ”

KADIN BARBİE
Şimdilerde, sinemalarda ” Barbie” filmi oynuyor. Barbie oyuncak sektörü, filmde yer yer kadının toplumsal yerini önemsediğini belirtse de aslında reklam peşinde! Başlarda firma Barbie adını verdiği sarışın, uzun boylu, zayıf oyuncak bebekler üretiyor sonraları gelen eleştiriler üzerine; siyah, şişman, kariyer yapan kadın bebekler üretmeye başlıyor.


Toplumda yıllardır kız çocuklarının geri plana itilerek eğitilmemesi, baskı altına alınarak güveninin zedelenmesi, erkek çocuklarının daha ön planda tutularak, kışkırtılması erkeklik psikolojisinin yaratılması, günümüz açısından bizlere ağır bedeller ödetti.

Birbirini anlamayan, birbirini tamamlayamayan bireyler, kurdukları aile ilişkileri ile sonraki kuşaklar üzerinde olumsuz etkiler meydana getirdi. Günümüzde aile içi şiddettin olması, kadın cinayetlerin artması bunun sonucudur. Öyle ki 20. ve 21. yüzyıllarda gelişen endüstriyel ve teknolojik yapı sayesinde aile kurumumuzda da gözle görülür değişimler olmasına rağmen, sosyal yaşamımızda bu değişimi gösteremedik. Kişisel, toplumsal gelişimimizi tamamlayarak, yaşamımızda ekonomik, sosyal, kültürel anlamda yüksek standartlara kavuşamadık. Evet kadınlar sosyal yaşamda söz sahibi oldu, kız çocukları eğitime kazandırıldı fakat hala mükemmel bir aile yapısına sahip olduğumuz söylenemez.

Kadınların iş hayatına girmesi; ev işlerini ve çocuk bakımını birlikte yürütmeye çalışması yükünü bir hayli ağırlaştırdı. Erkek, ev işleri ve çocuk bakımı sorumluluğunu aileden getirdiği geleneklerden dolayı yeterince üstlenmiyor, buna sadece kadının göreviymiş gibi bakmaya devam ediyor. Aile içinde tüm yükü kendisi omuzlayan kadın, yıpranmaktan ve mutsuz olmaktan şikayetçi. Erkekler toplumdaki işsizlik oranının artmasını kadınların iş hayatına girmesine bağlıyor. Kadına karşı üstünlük ve otoritesini kaybetmesi erkeği rahatsız ediyor hatta eşi çalıştığı için çalışmayan erkekler de var. Boşanma oranları artış gösteriyor, evliliği beceremeyen çiftler boşanmayı da beceremiyorlar. Eşinden ayrıldıktan sonra çocuklarıyla ilgilenmeyen tamamen çocuğun sorumluluğunu anneye bırakan babaların sayısı da oldukça fazla.

Buna istinaden yeni nesil aile kurmaktan çekindiğini söylüyor. Ekonomik, sosyal şartlar bir yana genç erkekler kendilerine ahlâklı, dürüst bir partner aradıklarını, kadınların giyim ve kuşamından rahatsız olduklarını dile getiriyorlar. Genç bekar kadınlar ise; kendileri iş sahibi olsalar da erkeklerin kısa birliktelik yaşamak isteyip, aile kuracak sorumluluğa erişmediğini ve çalışmadığını söylüyorlar. Herkes özgürlük kavramını yanlış algılamış, kimileri soyunmayı, modayı takip etmeyi özgürlük sanmış, kimileri de sorumluluk almamayı, başına buyrukluğu..

Böylece toplumun geleceği olan neslin hayatını nasıl sürdüreceği herkesin merak konusu olmaya devam ediyor.