HAZAL ÇELİKDEMİR: HALKIN SEBATI İNAT DEĞİLDİR

Nefsinin kölesi olan, vicdanının sesini duyamaz..!

AK Parti’nin küllerinden yeniden doğması veya doğuş ruhuna dönebilmesi özeleştiri sürecinde teşkilatın sunacağı raporlara göre değil, hemen hemen her ay halkın içinden farklı görüşten akil insanlarla görüşüp halkın refahı, huzuru ve devletin bekaası için adımlar atmalı..

“Sebâtül mülkü bil’adl”
Devletin devamlılığı adâlet iledir..

Cumhurbaşkanı’mızı makamlarının devamı için yanlış yönlendirip halktan uzaklaştıran saray içinden etten duvar örmüş, saray dışında sorgusuz sualsiz biat eden ve Ak Partinin bitişine zemin hazırlayan bir kitle var ne yazık ki !
Ne yaparsak yapalım bize bu etten kemikten duvarı aştırtmıyorlar…

Bu nedenle özellikle kriz dönemlerinde halkın sosyal ve ekonomik durumunu, devletin gidişatıyla ilgili görüşlerimizi dile getirdiğimizde bizi “vatan hainliği veya fetöcü” olmakla suçluyorlar..
Hatta geçen gün yine bir toplulukta konuştuğumda hayatının her devresini desteklediğim kişi bile bana “sen fetö ağzıyla konuşuyorsun” dedi.

Dedim ki ;
“Biz Reis’in gerçek dostlarıyız.
Bi devletin gerçek neferleriyiz.”
Devletimizin daim ve kaim olması için doğruları söylemeli, doğruları yazmalıyız…”
Aksi halde Lale Devri’nin müsebbiblerinden ne farkımız kalır..!

Sandığa rağmen halkın sesine sağır olan iktidarlara bakıyorum, buna karşın halk dilsiz olmayı seçip başka çatı arayışlarına girmişlerdir..

Bugün Ak Parti iktidarınında en olumsuz yönlerinden birisinin halktan uzaklaşma, halka tepeden bakma, imalı bir dille halkı tehdit etme, her türlü eleştiriyi “vatan hainliği” olarak görüp halkın sesine pranga vurmak olarak yorumlayan çoğunlukta…

Bunun en başlı nedenlerinden birisinin %25’lik kitlenin kurucuları gibi kendisini destekleyen sabit bir kitle olduğunu düşünüp toplumun diğer kesimlerini dikkate almaya gerek duymamaları sonucunda halkın sesli ve sessiz çırpınışına sağır ve dilsiz olmaları…

Müsebbibü’l esbab ‘da fayda vardır..
Cimer’le de olmaz.
Halkın Cimer’e de güveni azaldı.
Muhatabına ulaşılmadığı hatta geriye dönük mobinglerin olduğundan ve olabileceği yönünde halk arasında endişeli bir durum söz konusu….

Geçmiş ve bir o kadarda şanlı tarihimize bakıyorum;
Osmanlı Padişahları sürekli ferihlerde yada sarayın kalın duvarları arasında ömür geçirdiklerinden ancak Cuma selamlığında halk ile bağlantı kurma şansları oluyordu.
Halkın dertlerini ,şikâyetlerini devletin gidişatı hakkında halkın görüşlerini öğrenmek için o zamanın şartlarında tebdili kıyafet ile halkın arasına karışır sorunları yerinde çözer ve gerçeklerle ancak bu şekilde yüzleşirlerdi..
Halka hizmet, Hakk’a hizmet anlayışının tezahürüdür 600 yıl cihana hükmetmek…

Ez cümle;
Halkın sebatı inat değildir..
Sesli veya sessiz çığlıklarını duyurmaktır..

Bilgide ve hikmette kalınız..