28 Şubat Türkiye Siyasetindeki Dönüm Noktasıdır
28 Şubat Türkiye Siyasetindeki Dönüm Noktasıdır
28 Şubat Süreci: Türkiye Siyasetindeki Dönüm Noktasıdır
28 Şubat Süreci: Türkiye Siyasetinde Bir Dönüm Noktası
Bugün sizlere Türkiye siyasi tarihinde derin izler bırakan 28 Şubat sürecinden bahsedeceğim. O gün yaşananlar, sadece bir hükümetin düşmesiyle sınırlı kalmadı; siyaset, ekonomi, medya ve toplumsal hayat üzerinde uzun yıllar etkisini hissettiren bir dönemin kapısını araladı.
MGK Kararları ve Sürecin Başlangıcı
Tarih 28 Şubat 1997… O gün, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında Millî Güvenlik Kurulu (MGK) toplandı. Yaklaşık dokuz saat süren bu kritik toplantının ardından 20 maddelik karar bildirisi yayımlandı.
Bu kararların özünde, dönemin hükümetine bir mesaj veriliyordu:
Sekiz yıllık zorunlu eğitim uygulanacak,
Tarikat okulları kapatılacak,
Ordu aleyhine yayınlar denetlenecek,
Kamu kurumlarındaki “irticai faaliyetler” temizlenecek,
Başörtüsü yasağı sıkı bir şekilde uygulanacaktı.
28 Şubat’ta canlı yayındaydım, o anı hiç unutmuyorum. O gün verdiğimiz görüntüler gerçekten unutulmazdı. Başı türbanlı bir kadına yapılan eziyet korkunçtu. Ama aynı şey açık birine de yapılsa, duygularım yine aynı olurdu. O çirkinliği, o vahşeti, o kahredici kaosu yaşatanları affetmiyorum, affetmek de istemiyorum. Çünkü o süreç yüzünden ülkemiz çok şey kaybetti, geri gitti. Zaten o günlerde Türkiye adeta bir şok yaşadı; dönemin gazeteleri “Muhtıra Gibi Tavsiye”, “En Uzun Gün”, “Ordudan Son Uyarı” gibi manşetlerle süreci duyurdu. Bu düşünce kalbimi hâlâ derinden sızlatıyor.
REFAHYOL Hükümetinin Sonu
Peki, bu kararlar hükümeti nasıl etkiledi? Başbakan Necmettin Erbakan, MGK kararlarını hemen imzalamak istemedi ama yalnız kaldı. Hükümet ortağı Tansu Çiller bile Erbakan’ın istifasını isteyenler arasına katıldı.
Süreç hızla ilerledi:
21 Mayıs’ta Refah Partisi’ni kapatma davası açıldı.
18 Haziran’da Erbakan istifa etti.
30 Haziran’da Mesut Yılmaz’ın liderliğinde yeni bir hükümet kuruldu.
16 Ocak 1998’de Refah Partisi kapatıldı, Erbakan’a siyaset yasağı getirildi.
Bu noktada sadece bir hükümetin düşmesiyle kalmadı, siyasi dengeler tamamen değişti.
Batı Çalışma Grubu ve Baskı Politikaları
Sürecin en dikkat çekici adımlarından biri, Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde oluşturulan “Batı Çalışma Grubu” idi. Bu grup, kararların uygulanıp uygulanmadığını takip etti ve süreç boyunca büyük baskılar yaşandı:
Binlerce kişi irtica gerekçesiyle kamudan ihraç edildi,
Üniversitelerde başörtüsü yasağı sert şekilde uygulandı,
Hükümete yakın olduğu düşünülen şirketler ekonomik olarak hedef alındı,
Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu bir şiir nedeniyle hapse mahkûm edildi.
Medyanın Rolü ve “Postmodern Darbe” Tanımı
28 Şubat’ı diğer darbelerden ayıran en önemli özellik, askerin doğrudan yönetime el koymamasıydı. Ama medya, bürokrasi ve sivil unsurların desteğiyle hükümet düşürüldü. O yüzden bu süreç, klasik darbelerden farklı olarak “postmodern darbe” olarak tanımlandı.
O dönem televizyonlar, gazeteler, köşe yazarları sürekli olarak hükümeti hedef aldı. Günlerce, haftalarca süren yayınlarla kamuoyu yönlendirildi ve Refah Partisi iktidarı sona erdi.
28 Şubat’ın Etkileri ve Sonrası
O gün MGK’da alınan kararlar için “Bin yıl sürecek” denmişti… Ama öyle olmadı. 2002’de AK Parti’nin iktidara gelmesiyle birlikte 28 Şubat’ın etkileri hızla ortadan kaldırıldı. Ancak süreç, Türk siyasi tarihinin unutulmaz olaylarından biri olarak hafızalara kazındı.
Bugün, Cumhuriyetin 101. yılına ulaştığımız bu dönemde, halk iradesine dayalı demokrasinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Geçmişte yaşanan bu müdahaleler, bizlere demokrasinin ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.