Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Avatar photo
Şafak TUNÇ

GÖBEKLİTEPE TAPINAK MIDIR? YOKSA BİR ENERJİ MERKEZİ MİDİR?

Göbeklitepe’nin eski bir tapınak olduğu iddia ediliyor. Hatta bu bilgiyi Göbeklitepe’nin resmi internet sitesi de doğrulamaktadır. Ancak hiç kimse burasının tapınak olmayabileceğini söylemiyor.

Göbeklitepe’ye tapınak diyenler Kur’an’da “Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke’deki çok mübarek ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kâbe)dir.”  (Âl-i İmrân 3/96) âyetini isteyerek veya istemeyerek hâşâ boşa düşürmeye çalışmaktadır.

Göbeklitepe’ye tapınak diyenlere şu soruyu da sormak icap eder: Peki, neye tapıyorlardı?

Tanrı kim? hangi inanç? Hangi ayin?

Göbeklitepe’nin tapınak olduğu düşüncelerini doğrulayacak en ufak bir buluntu söz konusu değilken bu iddiaların sıklıkla tekrarlanması bilimsel bir tavır olmasa gerekir.

Eski kavimlerin yıldızlar ile olan ilişkisi bizim bugünkü ilişkimizden çok farklıydı. WiIl Durant Kıssatü’l-Hadara adlı kitabında şöyle diyor; “Babilliler yıldızları, gemilerin ve kafilelerin yürümesine yardım eden haritaları çizmek için değil, insanların akibetlerinden ve istikballerinden haber vermek için okuyorlardı. Böylece onlar, astronom olmaktan çok müneccimdiler, yıldızların hareketlerinden gelecek ilmini elde etmek için Babillilerin büyük bir gayret gösterdiği; meydana çıkıyor.

Bugüne kadar bulunan en önemli arkeolojik keşiflerden birisi olarak değerlendirilen Göbeklitepe’nin enerji merkezi olarak tarif edilmesi tapınak denilmesinden çok daha tutarlı bir açıklamadır. Etrafında yerleşim yeri olmaması burasının tapınak değil enerji merkezi olduğu fikrini güçlendiriyor. Bu kuvvetli enerjiden etkilenmemeleri için yerleşim yeri olarak görülmemiştir.Göbeklitepe bir enerji merkezidir.

Göbeklitepe’de tonlarca ağırlıktaki taşların üzerinde yukarıdan aşağı pars, boğa, tilki, balıkçı kuşu gibi insanların kuvvetine özendikleri vahşi hayvan resimleri vardır. Üstelik “şematik” çizilmişlerdir. Mesela boğa resmi dikkatli incelendiği zaman başını yan çevirip duran bir şekilde şematik çizilmiştir. Boğa saldırmaya niyetlendiği zaman böyle durur. Bazı arkeologların “bunlar hayvanları evcilleştirememiş olduğunu gösteriyor” demelerinin pek geçerliliği yok çünkü tilki veya balıkçı kuşu evcilleşse ne olacak? Yenmez yutulmaz bir hayvan.

40-60 tonluk taşlar 2 km uzaktan buraya taşınacak T şeklinde dikilecek üzerine VAHŞİ hayvan resimleri oyulacak…

Burada insanların nazarlarından uzak bir gizem var.

Bütün hayatları vahşi hayvanları avlayarak besin elde etmek ve hayatta kalmaya çalışmak olan insanların harcayacağı her bir kaloriye o kadar ihtiyaçları varken buraya milyonlarca kalori harcamalarının muhakkak ki “beslenme” beklentilerini karşılayacak bir amaca hizmet etmesi gerekir. Bu bakış açısında inanç ve ayin kelimeleri ile Göbeklitepe’yi tanımlamaya çalışmak pek mantıklı değil. Maslow’un 5 ana kategoriye ayırdığı ihtiyaçlar hiyerarşisinde birinci sırada Fizyolojik İhtiyaçların olduğunu tekrardan hatırlatırız. İnsanlar için öncelik: Açlık, susuzluk ve buna benzer temel yaşamsal ihtiyaçların sağlanmasıdır.

Spirütüel yaşam insanların daima ilgisini çekmiştir.  Buradaki husus da Yıldızlardan ışın çekmeyi akıl etmelerinde spiritüel boyuttan gelen varlıkların onlara yol göstermesi ve kuvvet olarak yardım etmeleri söz konusudur.

Peki, daha kritik ve anlamlı soru şu: spiritüel boyuttan gelen varlıkların yardımı ve yıldızlardan ışın çekerek ne yapacaklardı?

Ayrıca Göbeklitepe’de bulunan taşlara resmedilen hayvanların hepsinin ortak bir yönü var mıdır?

Neden burası açıkta bırakılmak yerine toprağa gömüldü? Neyi saklamak istiyorlardı?

Bu ve en az bunun kadar ilginç soruların cevabı “TARİHİN KAYIP YÜZÜ” kitabında ayrıntılı bir şekilde sizi bekliyor.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ