Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

EĞİTİMCİ YAZAR HAZAL ÇELİKDEMİR: İZZET-İ İLMİYE’N KAÇ KARIŞTIR?

İZZET-İ İLMİYE’N KAÇ KARIŞTIR?

İZZET-İ İLMİYE’N KAÇ KARIŞTIR?

Bilmediği konularda “biliyorum” diye ahkâm kesmek cahil cesaretiyken
Allah dostlarının ve büyük âlimlerin talebelerine öğrettiği
“Lâ edrî nısfu’l -ilm” hikmetli sözü yani “Bilmiyorum” diyebilmek insanı olgunlaştıran önemli bir erdemdir.

“Bilmiyorum “ İlmin yarısıdır aslında.
İnsan okudukça ,yaşadıkça ,farkına vardıkça yarım olduğunu görür.
Cihanın ilmini öğrenmeye varlık ve bellek yetmez elbette ama yola “oku” emriyle çıkanın heybeside boş kalmaz.
İnsanoğlu zamanla öğrenir ki okumak;
Beynin zehrini, kalbin kirini-pasını attığı gibi bütün kötü düşünceleride hallaç pamuğu gibi dağıtır…

Eskiden bizim oralarda okumak için şehir dışına çıkanlara “ilim tahsil etmeye gitti” derlerdi.
Kişinin “İzzet-i İlmiye”sini nasılda onurlu, şerefli, haysiyetli, değerli ve özel kılan cümleyle söylüyorlarmış .

Şimdikiler bazen sorarlar
“İzzet-i İlmiye’n kaç karıştır? diye
Derim ki; İlim üç karıştır.
Birinci karışını öğrenenler kibirli olur.
İkinci karışını öğrenenler mütevazi olur.
Üçüncü karışını öğrenenler ise aslında birşey bilmediklerini öğrenmiş olurlar.
Tıpkı hakikât yolcusu Mevlana Celalettin’i Rumi gibi ..
Hayatını “Hamdım, piştim, yandım’ sözleri ile özetler ilmin son karışına varanlar.

Özellikle Yeni Yüzyıl’ın ilim yolculuğunda nesli hem koruyup, hem geliştirirken çok dikkatli olmak zorundayız
Nasıl ki tek kanatlı kuş uçamaz ise istikbâlimizin ilim mürekkebine edep-erdem-güzel ahlâk-şuur-emek-ekmek-ecdad sevgisi ve değer yargılarımızı katmazsak yeni nesil belki bilimsel alanda zirve yapabilir ama insanlığın ilmini alamayan nesil, cihanda kökü sağlam olmayan bir ağaç gibi en ufak bir fırtınada sarsılıp yıkılabilir…

Özellikle dünya ülkelerinin teknoloji alanında şahlandığı-yarıştığı-rekabet ettiği şu zamanda verimli ve sistemli çalışmaya “erdem-edep” katıp kısaca “Erdemli Eğitim”i yeni neslin ders müfredatına eklersek ilmin yüceliğine anlam ve lezzet katmış oluruz.
İlim kalemine edep suyuyla abdest aldıran gençler anne-babaya-büyüklerine-küçüklerine-vatana-bayrağa-ezana-devlete-ataya-ecdada saygıda kusurda etmezler.

Özellikle çocuğun ilim yolculuğunda ilk öğretmeni annedir.
Eğitim gördüğü ilk sınıf ise anne yüreğidir.
“Anne bir mekteptir” sözü de bu hakîkatin bir ifâdesidir.
Annenin ağzından çıkan her bir kelime, her bir bakış, annenin davranış biçimi-oturması-kalkması, insani ve sosyal ilişkileri çocuğun şahsiyet inşâsında ve İzzet-i ilmiye’sinde kullanılan birer tuğla mesâbesindedir.
Anneler dikkat..!
Bütün çocuklar kulağından değil, gözünden terbiye edilir.
Ve sadece çocuklar değil insanoğlu kulağından zehirlenir.

İzzet-i İlmiye’ye vakıf olabilmenin basamaklarından biride
“Erdemli Nesil” yetiştirmektir.
Bunun için müfredatımıza “Vicdan ve Empati Dersi”nin eklenmesi çocuklarımızın sosyalleşmesine, gelecek kaygısının zihinde silinmesine, hedeflerine daha sağlam inanarak yürümesine, hayata daha mutlu ve güvenle bakmasına çok çok faydası olacağına inananlardanım..
Şayet bir insanı akıl yönünden eğitip, ahlâk yönünden ihmâl ediyorsanız toplumun başına bela hazırlıyorsunuz demektir.

Unutmayalım ki ; edepten bi haber, vicdanen ve ahlâken çöküntü içinde olanlardan ancak okumuş cahiller ordusu oluşur.

İlmin Kapısı Hz.Ali (r.a) ;”Kişinin edebi zehebinden (altın ve gümüşten,servetten) daha hayırlıdır” buyurmuştur.
Yani kişinin edepli olması, sahip olduğu bütün dünya servetinden daha hayırlıdır.

Bir milletin varlığını huzur ve refah içinde sürdürebilmesini ve bunun için gerekli olan unsurları Süleyman Hilmi Tunahan şöyle açıklıyor;
“Bir milletin ıslahı kötülerin imhasıyla değil, yeni neslin eğitimi ve terbiyesiyle mümkündür.
Benim evlatlarım (talebelerim) bildiğinin âlimi, bilmediklerinin tâlibidirler” diyerek ilmin önem ve derecesini işaret ediyor.
O halde bize düşen görev bilmediklerimizi öğrenmeye tâlip olursak ilim deryasındaki nasibimizin peşinde koşmuş oluruz..

Ez cümle ;
Bedenlerin gıdası yiyecek ve içecektir.
Akıl ve ruhun gıdası ise ilim ve hikmettir.

Bilgide ve Hikmet’te Kalınız