Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Eğitimci Yaşam Koçu Hazal Çelikdemir’den “ABDURRAHİM KARAKOÇ ve CAHİT ZARİFOĞLU” ANISINA

“ABDURRAHİM KARAKOÇ ve CAHİT

“ABDURRAHİM KARAKOÇ ve CAHİT ZARİFOĞLU” ANISINA

Bir kitapta okumuştum;
“Şarap içmeden şair olunmaz” diyen Homeros’a,

👉İbn-i Fârid’tan cevap;
—“Biz sarhoş olduğumuzda daha üzüm yaratılmamıştı.”

Gerek ilâhi aşk, gerek dünyevi aşk her kâlemde aynı çıkmıyor demek ki.
Aşk’ta herkes ruhunda beslediğini yansıtıyor sanki.
İbn-i Fârid ‘in evveli ve ebedi, gerçek ilâhi aşkın temiz ve masumluğu gibi…

Şiir yazmak doğuştan gelen bir yetenek olsa gerek…
Tıpkı ana karnında Şair doğmuş Abdurrahim Karakoç, Abdurrahman Cahit Zarifoğlu gibi..

Şiir’i sevmek, şiir okumak, şiir’sel konuşmak sadece Şair’lere özgü bir özellik değildir bence…

Üslubu şiir olanın ruhunun derinliklerinde gül’e aşık bir bülbül ya da özlem vardır her daim

Gerçi Şair’e sebep gerekmez..

Yarasına yazar, sevdasına yazar, vuslatına yazar ama yazar…

Hele “Gönülgâhın sırrına vakıf olanın” dizelerinde ki sırlar daha çok etkiler beni…

Şair yürekli, satırlarında örf ve geleneklerine bağlı Abdurrahim Karakoç , naif ve zarif adam Cahit Zarifoğlu gibi

Anadolu’nun değer yargılarını göz önüne alarak sevdiceğine laf-söz gelmesin diye yazdığı ;

“O bana mektup yazardı,
Ben, ona mektup yazamazdım.
Elin kızının evine mektup mu gönderilir, ayıptır. Yaşadığı şehirde bir gazete çıkardı,
Ben o gazeteye şiirler yazardım.

Herkes şiir diye okurdu
Ama Mihriban bilirdi ki kendine mektuptur onlar”

diyen zemzem kadar temiz aşkın sahibi Abdurrahim Karakoç’un sevdası beni çok etkilemişti.

Yine “Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban”
Dizelerinde ki “lambada titreyen alevi üşüten” aşk ile

Naif ve zarif adam Cahit Zarifoğlu’nun
“Vazgeçtim..!
Sen Ekim’de gel.
Eylül’de herkes geliyormuş”
da ki özel aşkın tarifini anlatacak yüce kelimeler bulamadım inanın…

Türk Edebiyatının öncülerinden, iki özel gönül insanı Abdurrahim Karakoç ve Cahit Zarifoğlu’nun ölüm yıldönümü haftası nedeniyle saygı ve rahmetle yad ediyorum.
Mekânları cennet olsun.

Okudukça ve yaşadıkça gördüm ki ;
Kitap okumak bilgi dağarcığımızı arttırıyor, sosyal statümüze güç katıyor olabilir ama şiir okumak aynı zamanda ruhu ve gönlüde besliyor…

Gönül, kıymet bilene emanet edilir.
O halde en güzeline emanet olunuz

Bilgi ve Hikmette Kalınız