Duygularımızı tanımak!

Duygularımızı tanımak, anlamak ve uygulamak için öncelikle merkezi bölgelerimizi öğrenmeli ve duygularımızın hangi ana merkezi bölgemizde bulunduğunu iyi bilmeliyiz.

“Evrenin merkezleri nasıl ki gezegenler, ay, güneş ve dünya ise ve tüm hayatlar da dünyanın içinde vücut bulduysa, dünyanın varoluş merkezinde de nasıl ki ateş, su, toprak ve hava elementleri ile hayat (tabiat-doğa-yaşam) buluyor ise, varoluş ile yaradılışımızın bünyesinde de tam on bir (11) ana merkezi bölgemiz bulunmaktadır ki, bunlar; ruh, can, kan, akıl, nefis, sır, huy, nefes, nur ve çamurdan yaratılan bedenimiz ile kalbimizdir”

DUYGULARIN ÖNEMİ
Duygular “insanları hareket etmeye, yaşamaya, sürekli karşılaştıkları güçlüklerle baş etmeye sevk eden hislerdir.” Duygular bir insanın iç dünyasının aynası olmasına karşın, insanın kendini tanıma sürecinde genellikle hak ettiği değeri görmez. Anlamı, değeri, yol göstericiliği üzerinde durulmaz. Muhtemelen herkesin her zaman yaşadığı bir şey olması, bir zayıflık olarak ve kontrol edilebilir bir şey olarak görülmesi, duygulara gereken önemin verilmesini etkilemektedir. Oysa duygular önemli yol göstericilerdir.

“IŞIK İLE DALGA TEPKİMELERİNE YANSITIRIZ”
Ruh ile her iki alemde var oluşumuz, beden ile de bu dünyadaki (görme-işitme-konuşma) varlığımız sağlanır: “Can ile hayat buluşumuz, nefes ile de yaşamsal (oksijen-hava-koku) fonksiyonlarımız gerçekleşir. Kan ile damarlarımızda hayatımız (vitamin vb.) desteklenirken, akıl ile (beyin-nöronal-şuur-idrak-planlama-karar) de önce huyumuz (kişilik-karakter-davranış) sonra da nefsimiz (sınavlar-tercihler-kazanımlar) ile sır dünyamız şekillenir. Nur ile de alımlılık üzerinden güzellik, enerji ve elektrik akımı sağlanır dolayısıyla ışık ile dalga tepkimelerini yansıtırız. Geriye bir tek kalp merkezi kalıyor. Semavata ve yeryüzüne sığmadım ama mümin kulumun kalbine sığdım. Kutsi hadisindeki işaret edilen kalp ise (duygular-yürek-gönül-hisler-tetikleme-yönlendirme) de diğer merkezi tüm alanlarımızın sistemsel bir şekilde çalışmasına onay ile karar veren ana merkezi bölgemiz.”

DUYGULAR NASIL İFADE EDİLİR?
Duyguları ifade etmenin ilk adımı onları tanımak, duyguları tanımak ve ifade etmek birbiri ile ilişkilidir. Örneğin; olumsuz bir durum yaşıyorsanız vücudunuz da bunu hissedebilirsiniz. Öfkelendiğinizde yüzünüzde bir sıcaklık, üzgün olduğunuzda boğazınızda bir yumru, korktuğunuzda ise midenizde bir kasılma hissedebilirsiniz. Bu noktada hissettiğiniz duyguları anlamlandırmaya çalışabilirsiniz.

“BELİRLİ BİR RAKAM ÜZERİNDE KESİNLİKLE DURMAMALIYIZ”

Yaradılış gereği sahip olduğumuz duygularımızı rakam ve sayı ile asla işaret etmemeliyiz: “İbrahim suresinin 14. Ayetinde: ’Allah’ın nimetini saymaya kalksanız da, sayıp asla bitiremezsiniz.’ uyarısında bulunuluyor ki, bizde belirli bir rakam üzerinde kesinlikle durmamalıyız.”

DUYGULARIN BASTIRILMASI
Duyguları tanımak konu başlığı ile özellikle üzerinde durulması gereken bir alandır. Bizim kültürümüzde duyguların dile getirilmesi bastırılır. Erkekler korkmaz, erkekler ağlamaz; kızlar çok gülmez, erkekler gibi öfkelenemez vs ile duygularımıza yabancılaşarak büyüyoruz. Bunun sonucunda sağlıklı iletişim kuramıyoruz .

“İletişim bir canın başka bir cana dokunmasıdır”
Can cana neyle dokunulur? Duygularla.
duygularımızla yeniden buluşmalı, onları tanımalı ve yaşamımızı nasıl yönlendirdiklerinin farkına varmalıyız.

DUYGULARIN ÖNCELİĞİ
Hayatımızın olağan akışı içinde önemli yeri olan ve önceliği bulunan duyguları elbette anlatabiliriz: “Öfke, sinir, sevgi, aşk, saygı, vicdan, gurur, nefret, hırs, kıskançlık, şefkat, kibir, korku, şehvet, hüzün ve özelliklede güven ile âr duygusu gibi günlük hayatımızda karşılaştığımız ve içinde bulunduğumuz ruh halimiz ile yaşananlara anlık refleksle tepki gösteririz. Olumlu veya olumsuz tüm yaşananlar bizi cevap hakkı vermeye zorlar.”

Bu nedenle duygularımız da bize vereceğimiz etki ile tepkiyi hazırlar. Neticede duygularımız sürdürülebilir bağlamdaki yaşamımız içinde bizi şiddete yönelik olumsuz eylemlere sürüklerken, aynı zamanda da sağlıklı, huzurlu, mutlu ve dingin bir hayata da götürebilir”.

DUYGULARI UYGULAMAYA GEÇMEK
Kendini tanıyan kimse gerçek duygu ve düşüncelerinin farkında olan tanıyan kişidir. Kişi
duygularını tanımak için uygulamaya başlaması oldukça önemlidir. Hayatımız boyunca birçok zorlu yaşam sınavları ile karşı karşıya kaldığımız gibi hayatımızın bir parçası olduğu gerçeğinden uzaklaşmamamız gerekir. Önemli olan zorlu yaşam süreçlerinde bizim neler hissettiğimiz ve nasıl davrandığımızdır. Duygularımızı düzeltme ile uygulamaya geçerek bizi rahatsız eden davranışlardan kurtulmak mümkündür.