Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Avatar photo
Nuran KIRLAK

Dilden mi, gönülden mi?

🌹Dil; Allah’ın insanoğluna lütfettiği en büyük nimet ve ona nakşettiği en ince sanatlardan biri… Dil, yerine göre bir rahmet, yerine göre de bir belâ ve musibet…

Dil, vücutta küçük bir organ olmasına rağmen yaptığı ve sebep olduğu işler itibariyle de derin, tesirli ve kalıcı fonksiyonlara sahip…

Kelime-i tevhid, tesbih, tekbir, zikir ve tevbeler, hayırlı sözler… Hepsi dil vasıtasıyla olmakta… Öte yandan insanın ebedî helâkini hazırlayan küfür ve küfran sözleri, Allah’a ve Resûlü’ne sövgüler, sosyal hayatı zehirleyen küfür, yalan, iftira, suizan, gıybet, dedikodu, alay gibi kötü hasletler de dil yoluyla gerçekleşmekte…
Peygamber efendimiz, (Az konuşmak imandan, çok söz nifaktandır) buyurmaktadır.

Dil, büyük nimettir. İyi ve kötü işteki rolü, iyiliği de kötülüğü de büyüktür. Cennete de, Cehenneme de götürür. Cirmi küçük, cürmü büyüktür. İman ve küfür dildeki ifadeden anlaşılır. Dil, ya hak konuşur, ya bâtıl. Diğer uzuvların sahası dardır. Kulak sadece işitir, göz sadece görür. Dilin sahası geniştir. Hayır ve şer için geniş alana sahiptir.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) dil konusunda pek çok ikaz ve tavsiyede bulunmuştur.

Bir keresinde kendisine “Hakkımda en çok korktuğun şey nedir?” diye soran Süfyân b. Abdullah’a (r.a.) mübarek dilini (eliyle) tutarak “İşte budur!” cevabını vermiştir. (Tirmizî, “Zühd”, 60; İbn Mâce, “Fiten”, 12.)

Allah Resulü (s.a.s), insanoğlunun hatalarının çoğunun dilden kaynaklandığını belirterek dilin afetlerine karşı uyarmıştır. (el-Heysemî, Mecmaü’z-zevâid, X, 538; el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, s. 549, 556.)

Bana benden olur, her ne olursa

Başım rahat olur, dilim durursa.”  der Şair.

Dolayısıyla konuşmadan önce düşünmek, sözün varacağı yeri iyi hesaplamak, sözü ölçülü ve tartarak söylemek gerek…

Ağızdan çıkan her söz sahibinin düşünce ve gönül dünyasının tercümanı değil midir?Bunun yanında insan günahların birçoğunu da diliyle işler. Yalan, gıybet, dedikodu, iftira, kötü ve küfürlü sözler, kalp kırma gibi birçok günah dilin yaptığı işlerdendir.
Öyleyse sözünü terbiye etmek isteyen önce kalbini terbiye etmeli. Zira söz gönülden gelir, dilden çıkar diyor Hz. Mevlana. Kalbi doğru olanların dili de doğru olur. Kalbin aynası olan dili nahoş sözlerden, yalan, gıybet gibi kötü hasletlerden korumak, esasında kalbi korumaktır kötülükten.

Atalarımız;
(Sana senden olur, her ne olursa,
başın selamet bulur, dilin durursa)
ve
(Göz iki, kulak iki, ağız tek,
çok görüp, çok dinleyip, az söylemek gerek) demiştir.
İnsan ilişkilerinde en önemli esas birbirimizi dinlemektir. Dinleme, bilgi edinmenin, öğrenmenin ve anlamanın başlangıcıdır.  Sözü söyleyeni dinlemek ve doğru anlamak, konuşanı dinlemek, kişiye önem vermektir. Anlaşmazlıkların temeli, tam ve doğru  dinlememekten kaynaklanmaktadır. Dinlemediğimiz halde dinlemiş gibi davranıyoruz.Birbirimizi duyuyoruz ancak anlamıyoruz. Kendimiz söylüyor, kendimiz dinliyoruz. Allah iki kulak bir ağız vermiş ki iki dinleyip bir söylememiz için. Yanlış anlamayı önlemek için…Dinlemekle ilgili Yaradan’ımız. “Kur’an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.” 

Kişiler arasındaki ihtilafları bilmeden, dinlemeden ve anlamadan hüküm verilmez. Adalet ancak doğru anlamakla sağlanır. “Peygamberimiz (s.a.v) Yemen’e kadı olarak gönderdiği Hz. Ali’ye, yargılama usulü olarak taraflara eşit muameleyi şöyle tavsiye etmiştir: “İki kişi, aralarında hüküm vermen için sana geldiklerinde birini dinler dinlemez hüküm verme. İkincisini de dinle. Böylece nasıl hüküm vereceğini daha iyi anlarsın.” 

İnsan ne kadar çok konuşursa, o kadar çok hata yapma ihtimali artar. Allah (c.c.) bizlere bir tane dil, iki tane kulak vermiştir. Dolayısıyla bir konuşup, iki dinlemek gerekir. Özellikle bilmediğimiz konularda susmak ve bilenleri dinlemek en akıllıca iş olacaktır.
“Suskunlar meclisi”hikayesinde olduğu gibi Gül yaprağı olmak, kolay değil. gül yaprağı güzelliğine kavuşmak… Kendi içimizde, ailemizle, çevremizle uyumlu olmanın, ebedi güzellikler yolunda yürümenin müjdecisi olabilmek ne büyük bir erdemdir.
İlmini dille aktarırsın, duygularını dille paylaşırsın, fikirlerini dille açıklarsın, dille dünyayı harekete geçirebilir ve hayatın akışını değiştirebilirsin

Saygı ve hürmetle

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ