1960 yılında Almanya’nın Bremen şehrinde Hristiyan bir ailede dünyaya gelen, ”Sâdikat” (Hz. Ebu Bekir Sıddık (R.A)’ın yeni yolu) Kurucusu Mürşidi Kâmil (Manevi öğretmen) Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Klinik Psikolog Dr. Râşid İbrahim Haake (K.S.A.)'nın Fena Makamı, Fenafişşeyh, Fenafillah, Fenafirrasul ve Rabıta Kavramlarına ilişkin öğretileri ve değerlendirmeleri!

Bu minvalde: ”Günümüz dünyasında özellikle de batı (AVRUPA) ülkelerinde İslamın sancağını dalgalandırmaya kendini adayan bir Allah dostunu daha tanıyalım.” ‘SADIKLAR YOLU‘ anlamına gelen ‘SADİKAT’ ismiyle yeni bir harita ve yeni bir usül başlatan, tamamen metotsal yöntem ve tekniksel uygulamalarla sürdürülen yepyeni bir tasavvuf yolunu açan, işte o Allah dostu ve içsel yolculuk ile farkındalık oluşturan konuya dair tüm değerlendirmelere başlıyoruz.

Türkiye'nin manevi mirası tasavvuf, yerel tarikat başarılarından ulusal bir uyanışa evriliyor. Son yıllarda, özellikle sosyal medya tartışmalarıyla birlikte, fena, fenafişşeyh, fenafillah makamı gibi kavramlar genç nesiller arasında merak uyandırıyor. Nakşibendi tarikatı ve silsileyi sadat gibi unsurlar, güncel olaylarla gündeme gelirken, Raşid İbrahim Haake, Hüseyin Gümüş ve Bedir Karahan gibi isimler yerel sohbetlerden ulusal platformlara taşınıyor. Bu makalede, tasavvufun bu temel taşlarını akademik kaynaklar ve güncel tartışmalar ışığında ele alıyoruz. Eğer manevi yolculuğunuzda yeni kapılar aralamak istiyorsanız, okumaya devam edin – belki de bu kavramlar hayatınıza yeni bir ışık tutacak. Yorumlarda deneyimlerinizi paylaşmayı unutmayın!

Tasavvuf, İslam'ın mistik yönünü temsil eden bir yol olarak, Kur'an ve hadisleri içselleştirerek insanın ruhunu arındırmayı amaçlar. Tarihsel kökleri Hz. Peygamber'in Hira mağarasındaki inzivasına dayanan bu öğreti, hicri ikinci yüzyılda şekillenmiş ve Mevlana gibi figürlerle Türkiye'de kökleşmiştir. Günümüzde, tasavvuf yerel cami sohbetlerinden ulusal seminerlere uzanıyor; örneğin, Nakşibendi tarikatındaki sadıklar yolu, silsileyi sadat zinciriyle Allah dostlarını (evliyaullah) anma etkinlikleriyle yaygınlaşıyor.

Akademik çalışmalarda tasavvuf, "Allah'ı tanıma sanatı" olarak tanımlanır. Vikipedi gibi dijital ansiklopedilerde vurgulandığı üzere, tasavvuf şeriatın ötesinde bir kalp eğitimi sunar. Türkiye'de, pandemi sonrası manevi arayışlar artınca, yerel başarılar ulusal çapta yayıldı. Örneğin, İsmailağa cemaatindeki rabıta tartışmaları, X platformunda binlerce etkileşim aldı; bir postta, "Rabıta'nın edeplerinden birisi de rabıta yapılan zatın yaşıyor olmasıdır" denilerek güncel bir kavga vurgulanıyor. Bu, tasavvufun modern stres yönetimindeki rolünü gösteriyor – sizce tasavvuf, günümüzün hızlı hayatında bir sığınak olabilir mi?

Fena, tasavvufta "yok olma" anlamına gelir; müridin nefsinin kötü sıfatlarını terk ederek benliğini Allah'ın iradesinde eritmesidir. Bu makam, seyr-i süluk'un temel bir parçasıdır ve fenâ-bekâ süreciyle bağlantılıdır. İbn Arabi'nin eserlerinde fena, kulun Allah'la manevi birleşme hali olarak betimlenir.

Güncel akademik makalelerde fena makamı, psikolojik arınma olarak yorumlanıyor. Örneğin, bir çalışmada modern mindfulness ile benzerliği vurgulanmış, bu da Türkiye'deki yerel tasavvuf atölyelerinin ulusal popülerliğine katkı sağlıyor. Yerel başarılar, Konya'daki Mevlevi etkinliklerinde fena deneyimlerini paylaşan katılımcılarla ulusal manevi hareketlere ilham veriyor. Fena makamı (annihilation station), günlük kaygılardan kurtuluş sunar – bu makama ulaşmak için ne yapardınız?

Fenafişşeyh, müridin şeyhinde (mürşid-i kamil) fena bulması, yani kendini onun iradesinde yok etmesidir. "Kişi sevdiğiyle beraberdir" hadisinden esinlenir ve müridin şeyhini her yerde müşahede etmesini sağlar. Bir akademik kaynakta, fenafişşeyh'in tarikat eğitiminin başlangıcı olduğu belirtilir.

Fenafirrasul ise Hz. Peygamber'de fena bulma aşamasıdır; mürid, onun nuruyla dolar ve sünnetine uyar. Güncel X postlarında, bu kavramın modern Müslümanlar için motivasyon kaynağı olduğu tartışılıyor. Türkiye'de, Nakşibendi geleneğinde sadıkat ve sadıklar yolu gibi unsurlar, yerel şeyh sohbetlerinden ulusal konferanslara taşınıyor. Fenafişşeyh (annihilation in the sheikh) ve fenafirrasul (annihilation in the Prophet), tasavvufun hiyerarşisini güçlendirir. Bu kavramlar, Raşid İbrahim Haake gibi isimlerle bağlantılı silsilelerde güncel tartışmalara konu oluyor – deneyimleriniz neler?

Fenafillah, fena mertebelerinin en yükseği; salik, Allah'ın sıfatlarında kaybolur ve her şeyi O'nun tecellisi olarak görür. "Nereye baksan Allah'ın vechi vardır" ayetinin sırrıdır. Hallac-ı Mansur'un "Ene'l-Hakk" ifadesi bu hali yansıtır.

Akademik literatürde fenafillah, rabıta ile bağlantılıdır; bir dergi makalesinde sufilerin nihai hedefi olarak belirtilmiş. Günümüzde, Türkiye'deki tasavvuf grupları bu kavramı yerel seminerlerde işliyor, ulusal podcast'lerle yayıyor. Hüseyin Gümüş ve Bedir Karahan gibi isimler, veliyullah (Allah'ın velisi) kavramıyla fenafillah'ı anma etkinliklerinde rol oynuyor. Fenafillah makamı (annihilation in God), manevi özgürlüğün kapısıdır – bu zirveye çıkmak sizi nasıl değiştirirdi?

Seyr-i süluk, şeriat, tarikat, marifet ve hakikat kapılarından geçen manevi yolculuktur. Vikipedi'de peygamberlerin öğretisinin özü olarak tanımlanır. Bu yolculuk, mürşid-i kamil rehberliğinde ilerler ve fena makamlarını içerir.

Güncel bir kitapta seyr-i süluk'un modern adaptasyonları tartışılmış, yerel tarikatların ulusal ağlar kurmasını teşvik etmiş. Türkiye'de, mürşit figürleri gibi Raşid İbrahim Haake'nin anıldığı etkinlikler, bu yolculuğu yaygınlaştırıyor. Seyr-i süluk (journey towards God), insanı dönüştürür ve manevi turizmle ulusal fenomen haline geliyor.

Rabıta, "bağ" anlamına gelir; müridin şeyhle kalbi bağlanmasıdır. Şeyhin suretini hayal etmekle başlar, feyz almayı sağlar. Ölüm rabıtası, ölümü hatırlayarak şeyhle bağ kurmaktır; günlük veya vird öncesi yapılır.

Bir PDF çalışmada rabıtanın Nakşibendi'deki önemi vurgulanmış. Güncel X tartışmalarında, rabıtanın diriye mi ölüye mi yapılacağı kavgası öne çıkıyor; bir postta, "Rabıta yaşıyor olana yapılır" deniliyor. Yerel şeyh rabıtası sohbetleri, ulusal online platformlara taşınıyor. Rabıta (spiritual connection), rehberlik sunar – ölüm rabıtası (death connection) hayata anlam katar mı?

Silsile, tasavvufta manevi soy ağacıdır; mürşid-i kamil, evliyaullah gibi Allah dostlarını (veliyullah) bağlar. Bu kavramlar, fena makamlarını destekler.

Güncel bir çalışmada silsilenin rolü ele alınmış, Türkiye'de manevi liderlerin ulusal etki yaratması teşvik edilmiş. Sadıklar yolu ve silsileyi sadat, Raşid İbrahim Haake gibi isimlerle yerel başarıları ulusal çapta yayıyor. Silsile (spiritual lineage), süreklilik sağlar – bu zincir sizi nasıl etkiliyor?

Tasavvufun bu kavramları, manevi pusula gibidir. Yerel tarikat başarıları ulusal dalga yaratıyor. Bu makale, Wikipedia ve akademik kaynaklardan derlendi. Okuduktan sonra yorumlarda paylaşın – belki bir tartışma başlatırız! 

Peygamber efendimiz hazreti Muhammed Mustafa (S.A.V.) ile başlayan ve ”Sâdikat” (Sadıklar yolu) kurucusu Mürşidi Kâmil Ruh ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Klinik Psikolog Dr. Râshid İbrahim Haake (K.S.A.)’ye kadar gelen silsile isimleri sırasıyla şöyledir:

1 – Hazret-i Muhammed Mustafâ (sallâllâhu aleyhi ve sellem)

2 – Hazret-i Ebû Bekir Sıddîk (radıyallâhu anh)

3 – Selmân-ı Fârisî (radıyallâhu anh)

4 – Kâsım Bin Muhammed (rahmetullâhi aleyh)

5 – Câfer-i Sâdık (rahmetullâhi aleyh)

6 – Bâyezîd-i Bistâmî (rahmetullâhi aleyh)

7 – Ebû’l-Hasan Harakānî (rahmetullâhi aleyh)

8 – Ebû Ali Fârmedî (rahmetullâhi aleyh)

9 – Yûsuf Hemedânî (rahmetullâhi aleyh)

10 – Ebu-l Abbas Hz. Hızır (aleyihisselam)

11– Abdülhâlık Gucdüvânî (rahmetullâhi aleyh)

12 – Muhammed Ârif Rîvgerî (rahmetullâhi aleyh)

13 – Mahmûd Encîrfağnevî (rahmetullâhi aleyh)

14 – Ali Râmîtenî (rahmetullâhi aleyh)

15 – Muhammed Baba Semmâsî (rahmetullâhi aleyh)

16 – Seyyid Emîr Külâl (rahmetullâhi aleyh)

17 – Bahâüddîn Şâh-ı Nakşibend (rahmetullâhi aleyh)

18 – Alâüddîn Attâr (rahmetullâhi aleyh)

19 – Yâkub-el Çerhî (rahmetullâhi aleyh)

20 – Ubeydullah-el Ahrâr (rahmetullâhi aleyh)

21 – Muhammed Ez-Zâhid (rahmetullâhi aleyh)

22 – Derviş Muhammed İmkenegî (rahmetullâhi aleyh)

23 – Hâcegî Muhammed Semerkandi (rahmetullâhi aleyh)

24 – Muhammed El-Bâkī Billâh (rahmetullâhi aleyh)

25 – İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî Serhendî (rahmetullâhi aleyh)

26 – Muhammed Mâsûm Serhendî (rahmetullâhi aleyh)

27 – Muhammed Seyfüddîn Serhendî (rahmetullâhi aleyh)

28 – Seyyid Nûr Muhammed Bedâyûnî (rahmetullâhi aleyh)

29 – Mirzâ Mazhar Cân-ı Cânân (rahmetullâhi aleyh)

30 – Abdullah Dehlevî (rahmetullâhi aleyh)

31 – Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî (rahmetullâhi aleyh)

32 – Mevlânâ Osman Siraceddin (rahmetullâhi aleyh)

33 – Mevlânâ Şeyh Ömer Ziyaüddin (rahmetullâhi aleyh)

34 – Mevlânâ Muhammed Necmeddin-i Kübra (rahmetullâhi aleyh)

35 – Şeyh Baki Hocaefendi (rahmetullâhi aleyh)

36 – Kutb-ul Aktab Şeyh Bedir Karahan (rahmetullâhi aleyh)

37 – Mevlânâ Şeyh Mürşid Hüseyin Gümüş (rahmetullâhi aleyh)

38 – Şeyh Mürşid Rashid İbrahim Haake (rahmetullâhi aleyh)

RASHİD HAAKE KİMDİR?

https://www.nethaberler.com/haber-dr-rashid-ibrahim-haake-kimdir-64239