ORSAM tarafından "Küresel Stratejilerin Odağında Afrika Boynuzu" paneli düzenlendi

ANKARA (AA) - Ortadoğu Araştırmaları Merkezi (ORSAM) tarafından "Küresel Stratejilerin Odağında Afrika Boynuzu ve Güncel Dinamikler" başlıklı panel düzenlendi.

ORSAM Kuzey ve Doğu Afrika Çalışmaları Koordinatörü Dr. Kaan Devecioğlu'nun moderatörlüğünde düzenlenen panele, Somali'den Afro-Asya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkanı (AAISS) Prof. Dr. Abdiwahab Sheikh Abdisamed, Etiyopya'dan Dış İlişkiler Enstitüsü (IFA) Afrika Çalışmaları Genel Direktörü Dr. Gizachew Asrat, Kenya Nairobi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümünden Dr. Clifford Omondi Okwany ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi (ASBÜ) Bölge Çalışmaları Enstitüsünden Prof. Dr. Elem Eyrice Tepeciklioğlu konuşmacı olarak katıldı.

Panelin açılışında konuşan ORSAM Başkanı ve İstanbul Medeniyet Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Kadir Temiz, dünyanın siyaset, ekonomi, sosyal ve kültürel alanlarda gelişmelerin yaşandığı farklı bir dönemden geçtiğine işaret ederek bugün panel kapsamında ele alınacak konuların Afrika ile sınırlı kalmayacağını belirtti.

Temiz, Türkiye ve Türkiye'nin Afrika'daki yeni pozisyonu ve aktif diplomasisinin de ele alınacağını belirterek "Afrika Boynuzu jeo-stratejik bir merkez haline geldi. Sadece Afrika ülkeleri için değil, küresel siyaset ve ekonomi açısından da stratejik bir merkez haline geldi." dedi.

Enerji kaynakları, deniz ticareti ve karmaşık güvenlik meselelerinde bu bölgenin özellikle küresel güç projeksiyonlarının kesişim noktasında yer aldığını belirten Temiz, Türk hükümeti ve kurumlarının, sivil toplum örgütlerinin son yıllarda Afrika Boynuzu'na yönelik artan ilgisinden bahsetti.

Milli İstihbarat Akademisi Başkan Yardımcısı Dr. Hakkı Uygur da Afrika Boynuzu'nun jeo-politik ve stratejik olarak en kritik coğrafyalardan biri olduğuna dikkati çekerek küresel güçlerin de bölgeyle ilgilendiğine işaret etti.

Uygur, enerji, ticaret ve güvenlik alanlarında da bu bölgenin sadece bölgesel değil, küresel düzeyde de belirleyici ve şekillendirici rol oynadığını vurguladı.

Türkiye'nin son yıllarda Somali'den Etiyopya'ya Sudan'dan Cibuti'ye uzanan geniş bir çerçevede Afrika Boynuzu ülkeleriyle çok boyutlu ilişkiler geliştirdiğini kaydeden Uygur, bu panelin de Türkiye'nin bu ülkelerle geliştirdiği ilişkiler açısından yeni bir ivme kazandırması dileğinde bulundu.

Panelde konuşan AAISS Başkanı Prof. Dr. Abdisamed de Somali'nin tarihinden bahsederek Somali'den 1991'de tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Somaliland konusuna değindi.

Abdisamed, küresel ve bölgesel aktörlerin Afrika Boynuzundaki faaliyetlerine işaret ederek, bölge ülkelerine saygı duyan bir küresel aktörün faaliyetlerinden hiçbir zaman istikrarsızlık beklemeyeceklerini dile getirdi.

ABD'nin Afrika Boynuzu'nda askeri üsleri ve birlikleri bulunduğunu kaydeden Abdisamed, Avrupa ülkelerinin de insani yardım başlığı altında varlıklarını hissettirdiklerini ifade etti.

Abdisamed, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) ise Somali'yi "kırılgan" olarak gördüğüne işaret ederek Türkiye'nin bölgeye yatırım ve insani yardım sağlama konusunda en önde gelen ülkelerden biri olduğunu vurguladı.

- "Gerçek dost olarak Türkiye'yi gördük"

Afrika Boynuzu ülkelerinin küresel aktörlerden "istismar" değil, "eşit ortaklık" yaklaşımı beklediklerinin altını çizen Abdisamed, "Gerçekten dost olarak Türkiye'yi gördük. Biz aslında güvenlik birimlerimizin eğitimini üstlenecek başka bir ülke düşünmüyoruz, istemiyoruz." ifadesini kullandı.

IFA Afrika Çalışmaları Genel Direktörü Asrat da Etiyopya'nın denize erişime ihtiyacı olduğunu ve bu misyonun bazı ülkelerle gerginliğe sebebiyet verdiğini belirterek diğer ülkelerin bu konuya yaklaşımının kendi stratejileri çerçevesinde şekillendiğini dile getirdi.

Asrat, bölgede istikrarın ekonomi ve ticaret gibi alanlarda da önemli olduğunu ve istikrarsızlaştırıcı bir faktöre karşı ülkelerin daha temkinli yaklaştığını ifade etti.

Ülkelerin Etiyopya'nın denize erişim talebini anladığını ancak meselenin bunun nasıl gerçekleşeceği olduğunu aktaran Asrat, Afrika Boynuzu bölgesinin çıkarları söz konusu olduğunda diğer ülkelerin farklı yaklaşımlarına karşı tedbirli yaklaşılması gerektiğini söyledi.

Asrat, Türkiye'nin bölgeye en fazla yatırım yapan ülkelerin başında geldiğini kaydederek, öte yandan ortaklık ilişkilerini daha kıymetli bulduklarını belirtti.

Nairobi Üniversitesinden Dr. Okwany de Afrika kıtasında bireysel dış politika kararlarının çok önemli olduğuna dikkati çekerek Kenya Devlet Başkanı William Ruto'nun denge politikasıyla ilişkileri çeşitlendirdiğini anlattı.

Okwany, Türkiye'nin Somali ile iyi ilişkileri olduğuna işaret ederek Ankara'nın Kenya ile de farklı bir ilişki dinamiği bulunduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin güvenlik alanında Somali ile "bir tür anlaşması" olduğunu ve askeri eğitim konusunda destek sağladığını belirten Okwany, Türkiye'nin açık ve "pragmatik" bir ilişki yürüttüğünü söyledi.

Okwany, Batı ülkelerinin Somali ile koşullara dayalı bir ilişki kurduğunu ancak Türkiye'nin bu şekilde yaklaşmadığını aktararak, Türkiye'nin Afrika ülkeleri arasındaki arabuluculuk girişimlerinden bahsetti.

Kenya'nın güçlü bir uluslararası merkez olduğunu ve Türkiye ile ilişkilerinin önem arz ettiğini dile getiren Okwany, iki ülke arasında daha çok ekonomik ilişki bulunduğuna işaret etti.

- Türkiye'nin Afrika ülkeleriyle ilişkisi diğerlerinden farklı

ASBÜ'den Prof. Dr. Tepeciklioğlu da Türkiye'nin bölge ülkeleriyle tarihi bağları, dini ve kültürel yakınlığı bulunduğuna işaret ederek Somali ve Etiyopya ile Türkiye arasındaki ilişkilerin geçmişine ve ilerleyiş sürecine dair bilgi verdi.

Tepeciklioğlu, ilişkilerin güvenlik alanında işbirliği konusunda da ilerlediğine dikkati çekerek ticaret, teknoloji, diplomasi ve güvenlik konularının birlikte ilerlediğini ve bunun da Türkiye'yi diğer ülkelerden farklı bir konuma getirdiğini vurguladı.

Afrika Boynuzu'nun çok stratejik bir konumu olduğunu belirten Tepeciklioğlu, doğal kaynakların da önemli rol oynadığını ve Somali açıklarında keşfedilmemiş petrol ve doğal gaz kaynakları olduğunu söyledi.

Tepeciklioğlu, bu minvalde güvenliğin önemini vurgulayarak ABD, Çin, Japonya, bazı Avrupa ülkeler, İran ve İsrail gibi ülkelerin Afrika kıtasında üs bulundurduğunu aktardı.

Türkiye'nin ise insani yardımla başlayarak ilişki boyutunu güvenlik işbirliğine taşıdığını kaydeden Tepeciklioğlu, ekonomik yatırımlarda bulunduğunu ve arabuluculuk faaliyetleri yürüttüğüne de işaret etti.