12.11.2025 - NetHaberler | Özel Haber

SonDakika: NetHaberler’in edindiği bilgiye göre; Bodrum’un turizm cenneti Yahşi sahilinde yer alan Ömer Aybak Oteli (Omer Aybak Hotel), bir kez daha gündemin odağına yerleşti. Ünlü çiğköfte zinciri sahibi Ömer Aybak’ın (Omer Aybak) işletmesiyle ilgili ortaya atılan yeni iddialar, kentsel dönüşüm (urban transformation) süreçlerini gölgeliyor. İhbarlar, otelin riskli yapı (risky building) statüsüne sokulmaya çalışıldığını ve bu yolla yola terk (road dedication) ile çekme payı (withdrawal share) yükümlülüklerinden kaçınıldığını öne sürüyor. Bu gelişme, Bodrum’un turizm geleceğini tehdit eden bir zincirleme skandalın parçası gibi duruyor – peki, sahne arkasında neler dönüyor?

Bodrum, Ege’nin incisi olarak her yıl milyonlarca turisti ağırlasa da, son yıllarda imar (zoning) ve çevre (environment) tartışmalarıyla sarsılıyor. Ömer Aybak, Adıyaman kökenli bir girişimci olarak çiğköfte sektöründe ün kazandı; zinciri Türkiye ve Avrupa’da yüzlerce şubeye ulaştı. Ancak Bodrum’daki Yahşi Oteli (Yahsi Hotel), onun imparatorluğunun tartışmalı bir parçası haline geldi. Yerel kaynaklar ve ihbarlar, otelin satış devrinde milyonlarca liralık vergi kaybı yarattığını iddia ediyor – bu, devletin kasasından milyonlarca lira uçup gitmiş gibi. Şimdi ise, kentsel dönüşüm hamlesi ile yeni bir perde açılıyor: Otel sahipleri, belediye (municipality) kurallarını delmeye mi çalışıyor?

Bodrum Yahşi Oteli’nin hikayesi, birkaç ay öncesine dayanıyor. İhbar mektupları ve belgeler, otelin satışında resmi ve gayri resmi ödeme ayrımının yapıldığını gözler önüne serdi. Bu usulsüzlük, Hazine ve Maliye Bakanlığı (Treasury and Finance Ministry), MASAK (Financial Crimes Investigation Board) ve emniyet mali şube (financial branch) ekiplerini harekete geçirdi. Sonuç? Devletin milyonlarca liralık zarara uğradığı söyleniyor – tam rakamlar henüz resmiyet kazanmasa da, ihbarlar vergi kaçakçılığı (tax evasion) şüphesini güçlendiriyor.

Bu ilk dalga, Bodrum’un turizm ekonomisini sarsmıştı. Yerel esnaf ve vatandaşlar, “Böyle skandallar, ilçemizin itibarını zedeliyor” diye yakınıyor. Ekşi Sözlük gibi platformlarda ise Ömer Aybak hakkında yüzlerce yorum birikmiş; kimileri onu “reklam kralı” olarak överken, kimileri Bodrum’daki özel plajı (private beach) ve otel yatırımlarını eleştiriyor. Peki, bu eski yara kapanmadan yeni bir kriz mi patlıyor? İhbar hattımıza ulaşan kaynaklar, evet diyor – ve detaylar ürpertici.

Otelin devri sırasında, belgelerde resmi faturaların yanı sıra nakit ödemelerin gizlendiği öne sürülüyor. Bu, sadece vergi kaybı değil; 3 kez değişen işletme ünvanı ile bağlantılı. Bodrum Ticaret Odası kayıtları, otelin adının sıkça yenilendiğini gösteriyor – neden mi? İddialara göre, usulsüz tahliyeler (irregular evictions). Kiracılar, mahkemeye koşmuş; davalar hâlâ sürüyor. Bu tablo, Ömer Aybak’ın Bodrum’daki imparatorluğunu sorgulatıyor: Gerçekten turizm yatırımı mı, yoksa gri alanlarda mı geziniyor?

İşte bomba iddia burada patlıyor: Otel arsası için Bodrum Belediyesi (Bodrum Municipality), 33% yola terk ve çekme payı zorunluluğu getiriyor. Bu, standart bir imar kuralı – yeni inşaatlarda belediyeye arazi payı bırakmak demek. Ancak kaynaklar, Ömer Aybak ekibinin bunu atlatmak için kentsel dönüşüm kartını oynadığını söylüyor. Plan? Binayı riskli yapı ilan ettirip, yenileme sürecinde muafiyet kazanmak.

Karot örnekleri alınmış; laboratuvar raporu net: Bina sağlam. Buna rağmen, çürük rapor peşinde koşulduğu iddia ediliyor. Bu manipülasyon, belediye içindeki “yakın ilişkiler”le mi destekleniyor? Vatandaşlar öfkeli: “33% payı kimseye vermemek için yalan rapor mu üretecekler?”

Yapı denetim firması, otelin kolonlarından birkaç numune aldı. Analizler, betonun standartlara uygun çıktığını doğruladı – riskli yapı yok! Bu rapor, kentsel dönüşüm hayalini suya düşürüyor; yani 33% payı ödemek zorunda kalınıyor. İhbarcılar, “Raporu görmezden gelip, yeni testler mi sipariş edilecek?” diye soruyor. Bodrum’un çarpık yapılaşma sorunları malum; ama bu, bireysel bir kaçamak girişimi mi?

Skandalın bir başka yüzü, otelden sahile inen kapı. Zabıta (police) ekipleri tarafından mühürlenen bu kapı, usulsüzce yeniden açılmış. Otel misafirleri plaja akın ederken, mahalle sakinleri isyan bayrağını çekiyor: “Çocuklarımız havuza ve denize karışıyor, kazalar kaçınılmaz!” Bu, sadece imar ihlali değil; güvenlik zaafı. Yerel forumlarda, “Ömer Aybak’ın özel plajı, hepimizin ortak alanını mı gasp ediyor?” tartışmaları alevleniyor.

Bodrum’un plajları, turizmin kalbi – ama kaçak erişimler, ekosistemi bozuyor. Vatandaşlar, zabıtanın neden etkisiz kaldığını sorguluyor; Belediye Başkanı Tamer Mandalinci (Tamer Mandalinci) ise sessiz. Bu kapı, skandalın somut simgesi: Lüks otel mi, yoksa halkın hakkı mı ihlal ediliyor?

Tamer Mandalinci, Bodrum’un turizm vizyonunu öven biri olarak biliniyor; ama bu krizde neden suskun? Belediye’den resmi açıklama yok – ihbarlar ise yağıyor. Akıllardaki sorular çoğalıyor: Bina gerçekten çürük mü, yoksa rapor mu yalanlanacak? 33% pay ödenecek mi, yoksa kaçak inşaat mı başlayacak? Bodrum’un geleceği, bu şeffaflık testine bağlı.

Yerel aktivistler, “Turizm kenti olarak güvenlik ve adalet önceliğimiz olmalı” diyor. Ekşi Sözlük’te bile, “Ömer Aybak oteli Bodrum’u kirletiyor mu?” başlıklı girişler artmış. Bu olay, sadece bir otel değil; imar sisteminin genel bir aynası.

İhbar hattımıza ulaştırılan Otelin anlık görüntüleri;

https://www.instagram.com/reel/DQ82F25jSjz/?igsh=MWEzbTF4bTM1b2hsMQ==

Bu karmaşık süreçler, Bodrum’u seven herkesi düşündürüyor – sizce adalet tecelli edecek mi? Yorumlarda fikirlerinizi paylaşın, tartışmaya katılın!

NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre;

#ÖmerAybak #Bodrum #BeachOtel #ÖmerAybakHotel #Yahşi #KentselDönüşüm #BodrumBelediyesi #TamerMandalinci #RiskliYapı #KarotÖrnekleri #YolaTerk #ÇekmePayı #İhbar #UsulsüzSatış #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #kesfet #keşfetteyiz #canliyayin