Nuşin Kazak yazdı: Zirvelere Yalnız Çıkanlar, Alkışları Kiminle Paylaşır?

Zirvelere Yalnız Çıkanlar, Alkışları Kiminle Paylaşır?

Herkes başarıyı alkışlar. Parlayan bir yıldız gördüğümüzde başımızı kaldırır, gözümüzü diker, hayran hayran izleriz. Ama o yıldızın nasıl parladığını, hangi karanlıklardan sıyrılarak gökyüzüne çıktığını pek azımız merak eder. Oysa her zirve, altında bir dağın yorgunluğunu taşır.

Başarı çoğu zaman yalnızlıktır. Çünkü yükseğe çıkanlar, genellikle en sevdiklerini ardında bırakmak zorunda kalır. Anlaşılmayan fikirler, küçümsenen emekler, “yapamazsın” diyen sesler arasında büyür gerçek başarılar. Ve bazen, zirvede alkış sesleri arasında bile bir sessizlik olur.O alkışlar, seninle yürümeyenler içindir.

Bugün alkışlanan insanlar, dün kim bilir kaç kapıdan geri çevrildi. Kim bilir kaç gece sessizce ağladı, kaç gün umutsuzluğa direndi… Ama yılmadı. Çünkü bir hayali vardı. Bir amacı, bir inancı vardı. İşte o inanç, onu zirveye taşıdı. Ve işin garibi, zirveye çıkarken yanında kimse yoktu; ama zirveye vardığında herkes oradaydı.

Asıl mesele de bu değil mi? Birlikte yürümeye cesaret edenler, alkışı gerçekten hak edenlerdir. Ama çoğu zaman alkışı sadece sonucu görenler toplar. Oysa alkış, en çok da o yolda seninle yürüyenlere ait olmalı.

Zirveye yalnız çıkan biri, bazen alkışları sessizlikle paylaşır. Çünkü içindeki vefayı kimse bilmez.
Nuşin Kazak