Nasrettin Hoca 100’e Takıldı, Doksan Dokuz'a Razı Oldu!

Nasrettin Hoca 100’e Takıldı, Doksan Dokuz'a Razı Oldu!

NetHaberler | Nuran Kırlak

Bazen küçük bir fıkra, günün en güzel anına dönüşür. Nasreddin Hoca’nın eğlenceli hikayesiyle güne tebessüm ederek başlamaya ne dersiniz?

İnsan doğası gereği hep daha fazlasını ister. Elindekine razı olmak yerine bir adım ötesine göz diker. Bazen bu hırs fayda getirir, bazen de elindekinden olmaya sebep olur. Bu durumu en güzel anlatanlardan biri yine Nasreddin Hoca’dır. Hoca, her zaman olduğu gibi bir dersini yine tatlı bir tebessümle vermiştir.

Fıkra: Günlerden bir gün Nasreddin Hoca’ya rüyasında tam doksan dokuz altın vermişler. Hoca, altınları görünce memnun olmak yerine biraz homurdanmış: — “Doksan dokuz altın olmaz, hiç olmazsa yüz olsun!” diye diretmiş. Tam yüzü beklerken uyanıvermiş. Bir bakmış ki ne altın var, ne veren... Durumu fark eden Hoca hemen gözlerini kapamış, elini uzatmış ve şöyle demiş: — “Her zaman bu kadar alçak gönüllü olmam... Hadi ver bakalım, bu seferlik doksan dokuz altın olsun!” Nasreddin Hoca’nın bu tatlı fıkrası bize şunu hatırlatıyor: Fırsat kapıyı çaldığında onu geri çevirmemek gerekir. Daha fazlasını isterken elimizdeki nimeti kaybetmek, çoğu zaman hayatın bize oynadığı küçük oyunlardan biridir. İnsan gönlünü tatmin etmeyi bilmeli, elindekine razı olup şükretmelidir. Bazen doksan dokuz altın, rüyada bile olsa büyük bir nimettir.

Ahde Vefa Platformu Başkanı Nuran Kırlak