İspanya’dan Türkiye’ye Motosikletle 4,5 Günde Destansı Yolculuk: Yağmur Yeşim Akbaş Sınırda Duygusal Patlama Yaşadı
İspanya’dan Türkiye’ye Motosikletle 4,5 Günde Destansı Yolculuk: Yağmur Yeşim Akbaş Sınırda Duygusal Patlama Yaşadı
07.12.2025 - NetHaberler | Özel Haber | bilgi@nethaberler.com
SonDakika: NetHaberler.Com’un edindiği bilgiye göre; yıllardır Avrupa yollarında özgürlüğün tadını çıkaran **Yağmur Yeşim Akbaş, İspanya’dan Türkiye’ye motosikletle gerçekleştirdiği bu unutulmaz yolculukla tüm dikkatleri üzerine çekti. Yaklaşık 14 yıldır motosiklet tutkunu olan ve geçmişte 2014 Türkiye Motosiklet Federasyonu Motodrag Şampiyonası’nda ikincilik derecesi elde eden Akbaş, son 3 yıldır Avrupa’da yaşayan biri olarak, ülkesine duyduğu derin özlemle bu serüvene atıldı. İlk kez karayoluyla ve motosikletiyle Türkiye’ye giriş yapan motorlu kadın, yolculuğunun her anını adeta bir film gibi anlattı. Peki, bu 4,5 günde neler yaşadı? Yağmur altında ıslanmaktan Yunanistan’daki samimi sohbetlere, sınırdaki gözyaşlarına kadar her şey, ilham verici bir hikaye.
Bu yolculuk, sadece fiziksel bir mesafe kat etmekle kalmadı; Akbaş için duygusal bir köprü kurdu. Madrid’den başlayıp Ankara’ya uzanan rota, kış şartlarının tüm zorluklarını göğüsledi. Akbaş, “Uzun süredir yurt dışında yaşadığım için içimdeki o hasret, beni bu yola itti” diyor. Ve evet, bu hikaye sizi de motive edecek – hadi detaylara dalalım!
Zorlu Yolculuğun Yağmurlu Başlangıcı (The Rainy Start of the Challenging Journey)
Yolculuğun ilk adımları, tam bir sınavdı. Yağmur Yeşim Akbaş, rotanın bir kısmını gemiyle tamamlamak zorunda kaldı. “Gemiyle yapmasaydım, sanırım çok daha uzun sürerdi” diye anlatıyor. Kış ayının sert hava koşulları, planlarını altüst etti. Madrid‘den Barcelona‘ya uzanan yolda, abartısız ful yağmur altında kaldı. “Ful ıslaklık vardı, her santimim sırılsıklamdı” sözleriyle o anları betimliyor. Barcelona’dan İtalya’ya, oradan Roma’ya gemiyle geçti. Roma’dan Bari Limanı’na inene dek rüzgar ve yağmur dinmedi. “Ta ki Türkiye sınırına girene kadar ıslandım diyebilirim” diyor gülümseyerek.
Ama durun, bu sadece başlangıç! İtalya’dan Yunanistan’a geçişte, yollar daha da zorlaştı. Yunanistan’da karşılaştığı insanlar, ona unutulmaz anlar yaşattı. “Gerçekten çok güzel Türkçe konuşan insanlar var orada. Her biriyle sohbetlerim oldu, sanki evimdeymişim gibi hissettim” diye ekliyor. Bu sohbetler, yorgunluğunu unutturdu mu? Kesinlikle! Siz olsanız, yabancı bir ülkede anadilinizle karşılaşıp çay ikramı alınca nasıl hissederdiniz? Bu tür küçük jestler, maceranın en tatlı yanları.
Yolculuk sırasında ekipman seçimi de kritik rol oynadı. Kış günü için kalın kıyafetler, su geçirmez yağmurluklar ve yol yardım kitleri yanındaydı. “Lastik kiti, acil durum çantası gibi şeyler aldım. Haricinde her yerde her şeyi bulabiliyorsun. Önemli olan, kendini korumak” diyor pratik bir şekilde. Bu hazırlıklar, onu kurtardı – ama bir de beklenmedik olaylar var…
Yunanistan’daki Tehlikeli ve Sıcacık Anılar (Dangerous and Warm Memories in Greece)
Yunanistan etapı, hem korku hem de mutluluk dolu. Ücretli geçişte, gişelerdeki sokak köpekleri aniden üzerine koştu. “Agresif şekilde yaklaştılar, ilerlemekte zorlandım” diye anlatıyor kalp atışları hızlanarak. Neyse ki, başka bir aracın gelmesiyle kurtuldu. “O an, adrenalin tavan yaptı!” Peki, ya yalnız olsaydı? Bu tür riskler, motosiklet tutkunlarının en büyük sınavı.
Ama Yunanistan, sadece tehlike değildi; samimiyet de barındırıyordu. Tanıştığı insanlar, ona inanılmaz destek verdi. Bir kadın kameraya öpücükler gönderdi, diğerleri çay-kahve ikram etti. “Türkçe konuştuğumu fark edince, gözleri parladı. İspanya’dan Türkiye’ye motosikletle geldiğimi söyleyince şaşkınlıkları görülmeye değerdi” diyor kahkaha atarak. Bu anlar, yalnız bir yolculuğu toplu bir kutlamaya dönüştürdü. Düşünün: Yolda rastgele bir sohbet, ömürlük bir anı yaratıyor. Sizce de yol maceraları böyle değil mi?
Güvenlik konusuna gelince, Akbaş net: “Asla korku veya sorun yaşamadım.” Sabah 5‘te Yunanistan’a indiğinde, 200 kilometrelik ıssız bir rota vardı. “Benzinlik yok, dinlenme tesisi yok. Ama huzurluydu. Tabii, arıza çıksaydı zorlanırdım” itiraf ediyor. Annesi ise uykusuz kaldı: “Motora binmemi istemiyor, ama tutkum bu.” Roma’da 7 saatlik kısa bir konaklama yaptı – gece 1,5’ta indi, akşam 7,5’ta gemiye bindi. Yaz olsa çadır kurardı: “Keyifli oluyor, doğayla iç içe.”
Bu anılar, motorlu kadın olarak gücünü kanıtladı. Ve en duygusal kısım? Sınır geçişi…
Sınırdaki Gözyaşları ve Vatan Sevgisi (Tears at the Border and Love for the Homeland)
Türkiye sınırına yaklaştıkça, kalp atışları hızlandı. “Yunan bayraklarından Türk bayraklarına geçişte, gözlerim doldu. Gerçekten ağladım orada” diyor sesi titreyerek. Pasaport kontrolünde tebrikler yağdı: “Yakın gezdim sanıyorlar, ama uçtan uca geldim!” Askerler yolu açtı, araçlar kenara çekildi. “Ülkeme girdiğim için inanılmaz mutluydum. Ben biraz fazla milliyetçiyim” diye gülümsüyor.
Bu an, yolculuğun zirvesiydi. Ankara’ya varınca, babaocağına kavuştu. “Türk bayraklarını görünce yine ağladım” ekliyor. Duygusal patlama, sosyal medyada da yankı buldu – binlerce paylaşım, ilham kaynağı oldu. Siz de vatan özlemi çektiğinizde neler yapardınız? Bu hikaye, hepimizi düşündürüyor.
Gelecek Hayaller: Dünya Turu ve Kadın Konvoyu (Future Dreams: World Tour and Women’s Convoy)
Akbaş’ın vizyonu büyük: “Asıl hedefim dünyayı gezmek. Çocuğum büyüdüğünde birlikte yola çıkacağız.” Bir sonraki macera? Tek başına değil, kadın arkadaşlarıyla konvoy: “Güçlü kadınlar yan yana, daha da epik olur!” Bu planlar, onu motive ediyor. Yağmur Yeşim Akbaş gibi olmak ister misiniz? Yolculuk tutkusu, sınır tanımıyor.
NetHaberler.Com editörünün derlediği bu habere göre; Yağmur Yeşim Akbaş’ın hikayesi, cesaretin ve vatan sevgisinin en güzel örneği. Siz de yorumlarınızı paylaşın, belki bir sonraki maceranızı planlarsınız!
#Madrid #MotorluKadın #Ankara #YağmurYeşimAkbaş #IspanyadanTurkiyeye #haber #sondakika #gündem #güncel #haberler #sicakhaber #keşfet #keşfetteyiz #news #canliyayinFF8