HAMAS İlk Kez Bu Kadar Net Konuştu: Trump’ın ABD Planına Yakında Yanıt Vereceğiz, Zaman Baskısı Altında Değiliz
NetHaberler - ÖZEL HABER
Gazze'de Ateşkes Umudu: Trump-Netanyahu Ortaklığı (Gaza Ceasefire Hope: Trump-Netanyahu Partnership)
Gazze Şeridi'nde devam eden çatışmaların gölgesinde, Hamas örgütü, ABD Başkanı Donald Trump’ın sunduğu 20-maddelik Gazze planına yönelik ilk detaylı açıklamasını yaptı. Hamas Siyasi Büro Üyesi Muhammed Nezzal, örgütün planı "tüm ciddiyetiyle" incelediğini ve yakında bir yanıt vereceğini duyurdu. Bu açıklama, Trump’ın 29 Eylül 2025'teki Beyaz Saray'daki Netanyahu görüşmesinden tam 4 gün sonra geldi. Nezzal, "Zaman baskısı ve tehditlerle hareket etmiyoruz" diyerek, Hamas’ın Filistin halkının çıkarlarını ön planda tuttuğunu vurguladı. Bu sözler, sadece diplomatik bir duruş değil, aynı zamanda Gazze'deki insani krizin derinliğini yansıtan bir çığlık gibi yankılandı – zira çatışmaların 2'nci yılına girerken, 46.000'den fazla Filistinlinin hayatını kaybettiği rapor ediliyor.
Bu gelişme, uluslararası arenada büyük yankı uyandırdı. Al Jazeera gibi kaynaklar, Hamas’ın "yakında" yanıt vereceğini doğrularken, BBC ise planın "İsrail'in çıkarlarını koruduğunu" savunan Hamas yetkililerinin sesini aktardı. Peki, bu plan nedir ve neden Hamas için bu kadar kritik? Gazze'nin geleceği, sadece bir ateşkes meselesi değil; yıllardır süren bir direnişin, diplomasinin ve hayatta kalma mücadelesinin kesişim noktası. Bu haberi okurken, aklınıza şu soru takılacak: Acaba bu, barışın eşiği mi yoksa yeni bir gerilimin başlangıcı mı? Yorumlarda paylaşın, çünkü sizin görüşleriniz bu tartışmayı zenginleştirecek.
Trump Planının Temel Maddeleri: Deradikalizasyon ve Yeniden Yapılanma (Trump Plan's Core Points: Deradicalization and Reconstruction)
ABD Başkanı Trump, 29 Eylül 2025'te İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında, "Gazze Çatışmasını Sonlandıracak Kapsamlı Plan"ı kamuoyuna sundu. Bu 20-maddelik belge, Times of Israel ve BBC gibi kaynaklarda detaylıca yayımlandı. Planın ana hatları, Gazze'yi "deradikalize edilmiş, terörden arındırılmış bir bölge" olarak tanımlıyor ve Hamas’ın silahsızlanmasını zorunlu kılıyor. Örneğin, 1. madde: "Gazze, komşularına tehdit oluşturmayan bir terör-free zone olacak." Bu, Hamas için kırmızı çizgi niteliğinde – zira örgüt, silahlarını "meşru direniş hakkı" olarak görüyor.
Planın diğer unsurları ise şöyle: ABD ve müttefiklerinin denetiminde Gazze'nin yeniden inşası, tüm esirlerin (48 İsrailli rehin dahil) serbest bırakılması ve İsrail’in kademeli çekilmesi. Trump, "Savaş derhal bitecek, Hamas rolü olmayacak yeni bir yönetim kurulacak" dedi. Netanyahu ise planı "savaş hedeflerini gerçekleştiren" bir adım olarak nitelendirdi. Ancak eleştirmenler, planın Filistinlilerin yerinden edilmesini ima ettiğini söylüyor – örneğin, 2 milyon Gazze sakininin komşu ülkelere zorunlu göçü gibi.
Akademik çevrelerde bu plan, CIDOB gibi düşünce kuruluşlarının analizlerinde "Filistin devletliğinin sembolik tanınmasını aşan bir yaklaşım" olarak değerlendiriliyor. Chatham House uzmanları ise, Hamas’ın silahsızlanmasını "gerçekçi olmayan bir talep" olarak görüyor, çünkü örgüt için bu, varoluşsal bir tehdit. Trump’ın 2-3 günlük süre vermesi, baskıyı artırdı ama Hamas bunu reddetti. Bu noktada, planın Katar ve Mısır aracılığıyla Hamas’a iletilmesi, bölgesel diplomasinin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Düşünün: Yıllardır süren bir krizde, bir 20-sayfalık belge her şeyi değiştirebilir mi? Araştırmacılar için bu, müzakere dinamiklerinin mükemmel bir vaka çalışması.
Hamas’ın İstişareleri: Arabulucular ve Filistinli Gruplarla Yoğun Temaslar (Hamas' Consultations: Intense Contacts with Mediators and Palestinian Groups)
Hamas’ın resmi açıklaması, planın 30 Eylül 2025'ten itibaren incelendiğini belirtiyor. Nezzal, "Filistinli gruplar, bağımsız şahsiyetler ve arabulucularla hem içeride hem dışarıda istişarelere başladık" dedi. Bu süreçte, 28 saatlik kesintisiz çalışma vurgulandı – bir yanılsama değil, gerçek bir diplomatik maraton. Katar ve Mısır, planı iletirken, Türkiye ve Ürdün gibi ülkeler de devreye girdi. Mısır Dışişleri Bakanı Badr Abdelatty, "Hamas’ı ikna için çalışıyoruz, zorla yerinden etme olmayacak" diye konuştu.
Hamas’ın stratejisi, akademik literatürde "hayatta kalma odaklı müzakere" olarak tanımlanıyor. NPR’nin 2025 analizine göre, örgüt savaşın bitmesini ve varlığını sürdürmeyi önceliyor; silahsızlanma ise "kabul edilemez". Nezzal’ın "Bizden tam kabul ya da ret beklemeyin" sözü, bu esnekliği yansıtıyor. Ekşi Sözlük gibi platformlarda kullanıcılar, bu tutumu "gerçekçi bir direniş" olarak yorumluyor – örneğin, bir entry: " Hamas, baskıya boyun eğmez; bu, Filistin davasının sabiteleri." Tabii, hakaret içermeyen bu yorumlar, kamuoyunun nabzını tutuyor.
X platformunda (eski Twitter), Al Jazeera English’in paylaştığı güncellemeler 710 beğeni aldı: "Trump’ın planı sorunlu, Hamas kabul etmemeli." Benzer şekilde, BBC Mundo’nun İspanyolca paylaşımı 176 beğeniyle "Plan, Filistin çıkarlarını göz ardı ediyor" diyor. Bu etkileşimler, konunun küresel merakını artırıyor. Hamas, dost Arap ve İslam ülkeleriyle "sürekli temas" halinde; uzmanlar, gece gündüz süren bu çabaların, planı revize ettirebileceğini düşünüyor. Düşünün: Bir tweet zinciri, milyonları harekete geçirebilir – sizce Hamas’ın hamlesi ne olacak?
Katliamın Üçüncü Yılına Girmemek: Zamanın Değeri ve İnsani Boyut (Avoiding the Third Year of Massacre: The Value of Time and Humanitarian Aspect)
Nezzal’ın en duygusal ifadesi, "Katliamın 3'üncü yılına girmesini istemiyoruz. Zaman bizim için kandır" oldu. Bu, sadece retorik değil; Brookings Enstitüsü’nün 2025 raporunda, Gazze'deki insani krizin 46.000 ölümle zirveye ulaştığı belirtiliyor. Hamas, ciddiyetini "toplu katliamı durdurma isteği"nden aldığını söylüyor – bir halkın haykırışı bu. Vurgulayalım: Bu, siyasi bir oyun değil; annelerin gözyaşları, çocukların geleceği.
Vikipedi’de Hamas maddesi, örgütün tarihsel "hudna" (ateşkes) tekliflerini hatırlatıyor: 1967 sınırlarında devlet için 10-yıllık truce. Bu, Trump planıyla çelişiyor, çünkü Hamas silahsızlanmayı ancak tam egemenlikte kabul ediyor. Akademik makalelerde, Foreign Affairs’in "2025 Hamas İsyancılığı" analizi, örgütün "uzun vadeli truce" stratejisini vurguluyor. Arab Center’ın diplomasi incelemesi ise, 2025 Temmuz'unda kesilen görüşmeleri hatırlatarak, Hamas’ın "revizyon talepleri"ni öngörüyor.
Bu insani boyut, okuyucuyu sarsmalı: Gazze'de her gün 39 ölüm – peki biz ne yapabiliriz? Ekşi Sözlük’te bir kullanıcı, " Trump’ın planı, Hamas’ı köşeye sıkıştırıyor ama Filistinliler bedel ödüyor" diyor – tarafsız bir gözlem. Bu haber, yerel bir başarıyı ulusal çapta yayma potansiyeli taşıyor; üniversitelerdeki Ortadoğu çalışmaları için ideal bir kaynak. Araştırmacılar, lütfen referans gösterin – bu, bilginin dolaşımını güçlendirir.
Tarihsel Bağlam: Hamas-İsrail Müzakerelerinin Evrimi (Historical Context: Evolution of Hamas-Israel Negotiations)
Hamas’ın bugünkü tutumu, 1987 kuruluşundan beri şekillendi. Vikipedi’ye göre, örgüt 2006'da ABD Başkanı George W. Bush’a 50-yıllık armistice teklif etti – 1967 sınırlarında devlet için. 2024'te Khalil al-Hayya, 5-yıllık truce ve siyasi partiye dönüşü savundu. Ancak 7 Ekim 2023 saldırısı, her şeyi değiştirdi.
Akademik olarak, Taylor & Francis’in 2024 makalesi, Hamas-Fetih arabuluculuklarının başarısızlığını "güven eksikliği"ne bağlıyor. MEI’nin 2024 etkinliği, Katar-Mısır rolünü övüyor ama ABD baskısının sınırlarını çiziyor. X’te Josh Hammer’ın tweet’i: "Plan moot, Hamas kabul etmez." Bu evrim, araştırmacılara zengin malzeme sunuyor – Hamas’ın stratejisi, direniş mi yoksa pragmatizm mi?
Küresel Tepkiler ve Gelecek Senaryoları: Barış mı, Gerilim mi? (Global Reactions and Future Scenarios: Peace or Tension?)
Dünya basını ikiye bölündü. CBS News, Hamas’ın "olumlu yanıt" vereceğini iddia ederken, Guardian revizyon taleplerini öngörüyor. X’te New York Post’un kapağı: "Hamas reddedebilir." Ekşi Sözlük’te: " Trump, Gazze’yi Las Vegas yapacakmış – gerçekçi mi?"
Gelecekte? West Point’in 2024 simpozyumu, İsrail’in jus ad bellum yükümlülüklerini tartışıyor. UMB araştırması, Gazze halkının "maksimalist hedeflerini sertleştirdiğini" söylüyor. Bu senaryolar, üniversiteler için vazgeçilmez – alıntılayın, tartışın.